
İklim değişikliği ve biyoçeşitlilik kaybı: Her ikisi de zamanımızın temel zorluğu
Sigorta şirketleri, sigortacılar ve büyük kurum yatırımcıları olarak sürdürülebilir gelişimin birçok alanından sorumlu tutuluyorlar. Neyse ki, sorumlu davranmak ve kârlılığın peşinden gitmek birbirlerinden bağımsız değil. Sektörün, sadece ekonomik sistemi tehdit etmekle değil ayrıca insanlığın geleceğini de tehdit eden bu zorlukla hırslı bir şekilde yüzleşmesi gerektiği belirtiliyor.
Finance Finland CEO’su Arno Ahosniemi’nin yaptığı açıklamada, iklim değişikliği ve biyoçeşitliliğin azalması zamanımızın en büyük 2 sorunu olduğunu ifade ediyor. İnsan faaliyetleri birçok atmosferdeki sera gazlarının artmasına ve küresel ısınmanın hızlanmasına neden olduğunu, ayrıca, biyoçeşitliliğin daha önce benzeri görülmemiş, hızlı bir biçimde azalmasından da sorumlu olduğumuzu belirtiyor.
İklim değişikliği ve biyolojik çeşitliliğin kaybı, sigortacılık sektörü de dahil olmak üzere toplumun tüm sektörlerini ve işlevlerini sert bir şekilde etkiliyor. 2024, ilk yarı ekonomik kayıpların 117 milyar doları geçmesi ve sigortalanmış kayıpların 31 Temmuz’a kadar 58 milyar dolar olmasının beklenmesiyle benzer endişe verici görünüme sahip. Florida’daki yıkıcı kasırgaları ve Merkez, Doğu Avrupa ve İspanya’daki selleri ele alırsak bu yılın kayıplarının 2023 yılındaki kayıpları geçeceği vurgulanıyor.
Bu krizlerin, toplumun tüm sektörlerini olduğu gibi sigorta sektörünü de derinden etkilediği ve 2024 yılına dair öngörülerin de benzer şekilde endişe verici olduğu ifade ediliyor. 31 Temmuz itibarıyla ilk yarıda ekonomik kayıplar 117 milyar ABD dolarını aşarken, sigortalı kayıpların en az 58 milyar ABD doları olması bekleniyor. Florida’daki kasırgalar ve Orta ile Doğu Avrupa ile İspanya’daki şiddetli sellerin yarattığı yıkım göz önüne alındığında, bu yılki kayıpların 2023’ü aşması muhtemel gözüküyor.
İKLİM KRİZİ BİR RİSK VE BU FİYATLARA YANSIYOR
Büyük bir yatırımcı, kredi sağlayıcı, varlık yöneticisi ve sigorta risklerini paylaşan bir sektör olarak finans sektörü, iklim değişikliği ve biyolojik çeşitlilik kaybına karşı mücadelede kilit bir rol oynuyor. Bu büyüklükteki risklerin, finansman ve sigorta fiyatlarına da yansıması gerekiyor. Bu ise çevresel ve iklim risklerinin hem kısa hem uzun vadede doğru bir şekilde anlaşılmasını ve bilinmesini gerektiriyor.
Sigortacılar, risk yönetiminde öncüdür. Sürekli değişen riskleri değerlendirme ve bunlara hızlı tepki verme zorunluluğu, sektörü çevresel ve iklimsel zorluklarla mücadelede güvenilir ve esnek bir iş ortağı yapıyor.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE HAZIRLIK RUTİN HALİNE GELMELİ
Sigorta sektörü, 1980’lerden bu yana küresel ısınmayı büyük bir risk olarak tanımlıyor. İklim değişikliği, tüm organizasyonlar için yeni risk yönetimi stratejileri ve politikalar gerektiriyor. Şirketlerin operasyonlarında iklim değişikliği ile mücadele ve adaptasyon önlemlerinin rutin hale gelmesi giderek daha önemli bir hâle geliyor.
Sera gazı emisyonlarının azaltılması, iklimle ilgili riskleri azaltmanın anahtar yollarından biri. Finlandiya Finans Kurumu’nun yönetim kurulu, 2017 yılında, Finlandiya finans sektörünün Paris İklim Anlaşması’nın hedeflerini desteklediğini duyurdu. Sektör, iklim hedeflerini belirlemek ve şirketlerin iklim çalışmalarını daha şeffaf hale getirmeleri için bir raporlama çerçevesi oluşturdu.
SİGORTA SEKTÖRÜ EKONOMİYİ DESTEKLİYOR
Sigorta sektörü, hem iklim değişikliğini durdurmada hem de biyolojik çeşitliliği korumada hayati bir rol oynuyor. Sektör, kendi başına büyük bir kirletici veya çevre politikalarında yetkili bir otorite olmasa da ekonominin sürdürülebilir iklim ve çevre hedeflerini desteklemesine yardımcı oluyor.
Sigorta sektörü, risk bilgisi sağlama, fiyatlandırma uzmanlığı, yenilikçi risk transfer ürünleri ve hizmetleri ile hasar önleme konusundaki bilgi birikimi sayesinde zorlu koşullara karşı ekonomik dayanıklılık oluşturuyor. Ayrıca sigorta faaliyetleri, yatırım stratejileri ve kendi karbon ayak izini aktif olarak azaltma çabalarıyla karbon nötr, kaynak verimli bir döngüsel ekonomiye geçişi destekliyor.