‘Eksperler gider kalemi olarak görülmemeli’

Sigortacı Gazetesi söyleşimizde bu ay sigorta eksperlerinin Türkiye sigorta sektöründeki pozisyonları ve sorunlarını tartıştık. Söyleşiye katılan SEİK Başkanı Yalçın Kaya, SEİK Başkan Yardımcısı Çetinay Karaol, SED Başkanı Ahmet Nedim Erdem ve SEİK Kurul Üyesi Tayfun Ermetin sigorta eksperlerinin geleceğiyle ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. Sigorta şirketlerinin eksperlere ödeme yapmaktan kaçınarak tasarruf etme çabasına girdiklerini söyleyen eksperler, bu yaklaşımın yanlış olduğunu, doğru hasarın çabuk ve doğru miktarda ödenmesinin yolunun eksperlerle çalışmaktan geçtiğinin altını çizdiler.
Son yıllarda acenteler, eksperler, müşteriler, kısacası sektörle ilgisi bulunan hiç kimse memnun değil. Sizce bunun sebebi nedir?
Yalçın Kaya: Ekonomik konjonktürde hizmet sektöründe çalışan herkesin sorunları aynı. Gün geçtikçe gelirler azalıyor ve sınırsız bir rekabet var. Özellikle sigorta şirketlerinin pazarda var olma savaşı onları kârsız bir hayata doğru götürüyor. Bu kârsız hayatta sigorta şirketleri de hizmet aldıkları kişilere “Nasıl daha az öderim?” diye çabalıyor. Herhalde bunun en fazla yansıması sigorta acentelerine ve sigorta eksperlerine oluyor. Dolayısıyla ölçülebilen en kolay gider olan aracı komisyonları ve eksper ücretlerinden nasıl kaçınılabileceği konusu sigorta şirketlerini sürekli düşündüren bir konu haline geliyor.
Sadece kendi mesleğim için konuşursam, sigorta eksperlerine ödenen ücretler aslında sigorta şirketlerinin hem garantisidir hem de yaptığı ödemelerin de sağlamasıdır. Bütün sigorta şirketleri doğru hasarı çabuk ve doğru miktarlarda ödemek ister. Bunun da yolu sigorta eksperlerinden geçer. Bu dünyanın her yerinde olduğu gibi Türkiye’de de böyledir.
Ancak, sigorta eksper ücretini bir maliyet olarak görmek ve bundan kaçınmak sigorta şirketlerine hasar ödemelerini doğru ödeme ve yanlış hasarları tespit etme gibi sorumluluklar getiriyor. Sigorta şirketleri de doğru ekspertiz ve doğru ödemeler sonucunda daha doğru fiyatlamalar yaparlar. Gelecekte sigorta eksperlerini baş üstünde tuttukları müddetçe sektörde herkes mutlu olur. Sigorta şirketleri para kazanırsa sektörün tüm paydaşlarının da mutlu olacağını düşünüyorum, ama sektörün mutlu olması için birinci şart sigorta eksperlerine daha fazla önem vermek.

Peki bir de eksperlere yöneltilen eleştiriler oluyor. Bu eleştiriler nereden kaynaklanıyor?
Yalçın Kaya: Sigorta eksperleriyle özdeşleşen mesleklerden biri aslında futbol hakemliği. Yetkileri çok fazla, saha içinde aldığı her türlü karara saygı duyulması gereken ve özünde tarafsız olduğunun peşinen kabul edildiği bir kurum futbol hakemliği. Sigorta eksperleri de yasayla tarafsız ve bağımsız olarak konumlanan bir meslek. Fakat akşamları televizyonu açtığımızda kimse bir futbolcunun gol kaçırdığından bahsetmiyor, herkes hakemin görmediğini söylüyor. Bir maç esnasında 20 bin enstantane olsa hakem üç tanesini kaçırıyor, buna karşın en çok o eleştiriliyor. Bu durumu bizimkine benzetiyorum.
Biz herhalde sene içinde 15 bin dosya bakarız, bunların 14 bin 900’ünden herkes memnun olur. Ama buna dair hiçbir yerde bir yazı okuyamazsınız. Özellikle ülkemizde belli kesimler maalesef eksper sıkıntılarını çok yüksek sesle dile getiriyorlar, o da bundan kaynaklanıyor.
Hepimiz Türkiye’de yaşıyoruz, Türk insanının da belli bir yapısı var: İnsanımız 10 sene prim öder de 11’inci sene bir hasarla karşılaşırsa 10 yıl boyunca ödediği primi geri almak ister. Sadece hasarını gidermek onu mutlu etmez. Böyle olunca, otomatik olarak eksperi suçlayan bir söylem içine girer. Bu durumda eksper sigortalıyla konuşup onu mutlu etmedikten sonra bu mutsuzluk olarak hepimize dönüyor. Tabii 1300 eksperin hepsi aynı yetenekte ve aynı tecrübede olamayacağı için, bazı tecrübesiz arkadaşlarımızın doğru iş yapıp kendilerini doğru ifade etmemeleri nedeniyle böyle durumlarla karşılaşılıyor.
SEİK olarak yaptığımız aylık toplantılarımızın büyük bir bölümü disiplin ve şikayetlerle geçer. Şikayetler genel olarak “78 model Şahin’im var, gelen eksper arabamı aşağıladı” gibi aslında hiçbir objektifliği olmayan, sadece eksper o gün “Ne güzel arabanız varmış, yazık olmuş” demedi diye geliyor. Eksperin sadece ekspertiz yapıp kendi işini icra etmesi bile vatandaşı rahatsız ediyor. Bunlar şikayet olarak bize geri dönüyor.

‘EKSPERLER İŞLERİ GEREĞİ HEP  MUTSUZ KİŞİYLE KARŞILAŞIYOR’
Futbol hakemi talihsiz, biz de talihsiziz. Bununla alakalı bir örnek daha vereyim: Diyelim ki otomobil satıyorsunuz. Otomobile de en ucuzlarından biri olduğu için Dacia diyelim. Araba almaya gelen her zaman mutludur, siz de mutlusunuzdur. Fakat, siz en üst segment araçlardan biri olan Berkeley’i tamir edin. Oraya gelenin aracı çarpıldığı için siz ona istediğiniz servisi verin, istediğiniz kadar yakınlık gösterin, yine de siz kötüsünüz. Çünkü siz onun bir sorun sonucunda karşılaştığı birisiniz. Eksperlik de futbol hakemliğinin iki kalem üstü zor, eksperlikte mutsuz olan bir kişiyle karşılaşılıyor. Örneğin yeni bir ev alıyor, bu kişi için ev almak hayatının yatırımı. Fakat üçüncü gün evini su basıyor ve bir eksper gelip “Halıları yıkatmaya gönderelim” diyor. Eksper işini istediği kadar doğru yapsın, “Yeni halı niye verilmedi?” diye düşünen ev sahibinin gözünde o eksper bitmiştir.
Öncelikle bu işin prosedürleri var, mutsuz bir insana bunu anlatmak dünyanın en zor işidir. Duvar boyası verirsiniz, iki ay sonra arayıp “Sizin boyattığınız yer yine kustu” der. Başına bir hasar gelen birinin verilen servisten ve yapılan işten memnun olması çok zor. Bunun için belli bir bilinç gerekiyor. Kişinin ikinci, üçüncü hasarı olabilir; bu sebeple eksperin ne olduğunu ve tarafsız olduğunu biliyordur, gelen eksperin bir profesyonel olduğunun ve ona yardım için geldiğinin farkındadır. Öyle olunca bir sorun olmuyor. Ancak ilk hasarda, özellikle de hasar gelen şey yeni bir ev ya da yeni bir araba olduğu zaman siz hiçbir şey anlatamazsınız.

Ahmet Nedim Erdem:
Başıma gelen son bir olaydan örnek vermek istiyorum. Aslında eksperin eleştirilmesinin anlamının, eksperin bir tarafın çıkarına dokunması olduğunu düşünüyorum. Eğer bir tarafın çıkarları noktasında tatmin edecek seviyede bir cevap vermediyseniz taraflı bir ekspersiniz. Yeni bir aracımız var, araç sahibi illa pert olmasını istiyor. Biz de her türlü çalışmayı yaptık. Hatta ikinci kere gittik ve arabaya ekspertiz yaptık, hasarı netleştirmek için eksik olan parçaları tespit ettik. Sigorta şirketi aracı iki kere ihaleye çıkardı, fakat istenilen sovtaj gelmiyor ve araba pert olmuyordu. Bunun üzerine eksper atayacağını belirtti, ben de yardımcı olmaya çalıştım. Sonuçta illa pert olacak ya da illa pert olmayacak diye bir şey yok, hasar neyse o olacak. Yedi tane eksper gezmiş, hiçbiri pert raporu yazmamış. Bana “Siz dernek başkanısınız, bunları baskı altına almışsınız” diyerek çeşitli hakaretlerde bulundu. Arabanın pert olmayacağını düzgün bir şekilde anlatmaya çalışırken bir yandan da tatmin olsun diye o süreci düzgün bir şekilde yürüttük. Fakat olmadı. Biz bu noktaya geleceğini zaten biliyorduk. Bunlar her gün yaşadığımız şeyler.
Benimle ilgili sosyal medyaya öyle şeyler yazdı ki, şu an sosyal medyada benim üzerimden adam asmaca oynanıyor. Tamir servisleri “Eksper zaten öyle yapar” gibi şeyler yazmış. Tamirciyle eksper arasındaki uyuşmazlık eksperin eleştirilmesi noktasındaki en büyük handikap. Yani biri aracını servise bırakıyor, eksper işçilik noktasında servisle anlaşamıyor, bu sefer servis eksperle muhatap olup onun taraflı olduğunu iddia ediyor. Piyasa rayici belli. Mesela bir dergi piyasada ortalama 15 lira, 14.5-15.5 liraya satılabilir. 20 liraya kimse kimse almaz. Tamirci hizmet sunarken bizim öyle yüksek bir fiyattan almak istememizden daha doğal bir şey var mı?
İnsanların tatmin eşikleri çok yüksek. Ayda 100 dosyaya bakmışsınızdır, 99’unda bir sorun yoktur. Fakat birinin istekleri yerine gelmemiştir, ya da onarımcısının istekleri olmamıştır. O dosya aradan cımbızla alınır gibi çekiliyor. Sistem durduğu sürece, bizim insanımız sigorta kültürünü anlayıncaya kadar eksper eleştirilen kurum olacak. Yine de, bazıları bilinçli olarak eksperi hedef gösteriyorlar. Eksperliğin tartışılması onların işlerine geliyor. Benim hissiyatım bu şekilde.
Eksperliğin neyini tartışıyoruz? Eksper matematiksel hesaplamalar yapar, o kadar. Ben sigortalının ya da sigorta şirketinin her istediğini yapacak konumda bir insan değilim. Bizim işimiz doğru olanı bulmak. Bir ekonomik değerin üzerinde duruyoruz, esasında bir şeyi tekrar eski haline getirmek için gereken ekonomik değeri ölçüyoruz. Bu ekonomik değerin üzerinde elimizde teraziyle duruyoruz.
Değeri yerine getirirken her şey değişiyor. Mesela su basan evdeki halı örneğinden gidersek, artık gelişen teknolojiyle birlikte o halının tüm suyu çekilebiliyor ve temizlenip kurutuluyor. Fakat ev sahibi halının değişmesini istiyor. Söz konusu halı pahalı bir halıysa günümüzdeki teknolojiyle biz bu durumu düzeltebilecekken halıyı niye değiştirelim? En nihayetinde bu bir ekonomik değer. Ben bu halıyı değiştirsem, bunu bir sovtajcı alıp yine birilerine satıyor. O zaman biz bu ekonomik değeri niye burada kullanmıyoruz? Lağım suyu gelmemiş, mikrobik bir unsur söz konusu değil.
Böyle olaylar hep var olacak. Biz yaptığımız işin farkındayız. Elbette içimizde her zaman düzeltilmesi gereken eksiklikler olacaktır ve bunların düzeltilmesi de gerekir.

Yalçın Kaya: Sigorta eksperlerinin memnuniyetsizlik yaratmasının tüketici açısından birinci nedeni, özellikle motorlu kara taşıtları bünyesindeki eksperlerin ücretlerini sigorta şirketlerinden alması. Servis ve sanayi esnafında böyle bir algı var. Ama dünyanın her tarafında sigorta eksperleri ücretlerini sigorta şirketinden alır. Türkiye’de dünyada olmayan bir sistemimiz var: EKSİST. Bu bir eksper atama sistemi. Sigorta eksperini poliçe ettiren ya da poliçeden menfaat sağlayan kişiler atayabiliyor. Bunun gayet net ve çok güzel bir prosedürü var. Sigorta şirketleri 24 saat içinde eksper atamadığı anda bu vatandaşa muhakkak SMS ile bildirilir ve “İstediğiniz sigorta eksperini atayabilirsiniz” denir. Özellikle isim verip belli bir eksperi seçince eksper ücretini sigortalı ödüyor fakat onun dışındaki tüm atamalarda ücret sigorta şirketi tarafından ödeniyor. Aslında bu sistem bize özgü, ama herhalde biz bunu anlatamadık.

Çetinay Karaol: Genelde uygulamalar devreye girdikten sonra biliniyor. Kasım ayında atama yönetmeliği çıkmış olmasına rağmen, bazı elektronik altyapı eksiklikleri nedeniyle henüz fiilen başladığını söyleyemiyoruz. Bu başladığı zaman mutlaka öğrenilecektir. Bu konuda piyasa enteresan, böyle şeyler hemen öğreniliyor. Tüketici bunu öğreniyor ve bunu lehine nasıl çevireceğinin hesabını kitabını yapmaya başlıyor. Bu açıdan piyasa çok dinamik.
EKSİST başladığı zaman çok doğru bir uygulama olacağını düşünüyorum. Sigorta şirketi ihbarı aldıktan sonra 24 saat içinde eksper atamayacaksa SBM’ye gidecek. SBM de mağdura veya hak sahibine bunu bildirecek. “Dosya açılmıştır fakat eksper atanmamıştır, arzu ederseniz eksper atayabilirsiniz” diyecek. Eskper Atama ve Takip Sistemi’nden atanan eksperin ücretini sigorta şirketi karşılamak durumunda. Bu uygulama başladığı zaman sigorta şirketlerinin eksper atamaktan artık çok da kaçınmayacaklarını düşünüyoruz. Öbür türlü sigorta şirketleri çift eksper ücreti ödemek gibi bir durumla karşı karşıya kalınabilir.

EKSİST ne zaman uygulamaya geçecek?
Yalçın Kaya: Aslında şu an bu uygulama başladı. Uygulamada adet arttıkça bu sistem daha çabuk benimsenecektir. Tabii biz bu elektronik altyapıyı izleyemiyoruz. SBM’deki son toplantımızda ağustos ayından itibaren bunu daha rahat izleyebileceğimizi söylediler. Aslında şu anda yasal olarak sigorta şirketlerinin atamadıkları eksperleri SBM’ye bildirmesi, SBM’nin de sigortalılara bir mesajla bunu bildirmesi gerekiyor. Bunun yaygınlaşması ekimi ya da kasımı bulur.
Bu sistemin gerçekten dünyada bir örneği daha yok. Sigortacılıkta çoğu ülkeye kıyasla çok farklı altyapılarımız olduğunu gururla söyleyebilirim. Merkezi veri tabanımız da bunlardan biri. Tüm sigorta eksperlerinin raporları ortak bir havuzda şeffaf bir şekilde sergileniyor. Vatandaş T.C. kimlik numarasını girerek kendisi hakkındaki raporları inceleyebiliyor. Dünyada böyle bir örnek yok. Bunun yanı sıra, sigorta şirketleri ortak bir havuzda eksper raporlarını görebiliyor. Bu tür ileri uygulamalarımız var. Biz Avrupa Eksperler Birliği (FIEA) yönetim kurulundayız. Onlar bile Avrupa’da bizim mevcut uygulamalarımıza nasıl geçebileceklerini tartışıyorlar.
Sektörün büyük sorunlarından biri olan ‘fraud’ yani sigorta suistimalleri için de en doğru uygulama merkezi veri tabanı. Tabii bu konuda bizim de bazı eksikliklerimiz var. Oto dışında merkezi veri tabanına eksper raporu akışını bir türlü gerçekleştiremedik. Sigorta şirketleri burada biraz daha muhafazakar bir yapıya sahipler.
Biz eksperler olarak yeniliklere daha çabuk ayak uyduruyoruz. Örneğin oto dışında yangın poliçeleri de artık merkezi veri tabanına aktarıldı. İstendiği zaman raporlar bu veri tabanına atılabilir ve daha geniş bir datadan yararlanılarak daha doğru fiyatlama yapılabilir. 2017 senesinde bunların da gerçekleşeceğini tahmin ediyorum, fiyatlama yapmanın daha kolay olduğu bir ülke haline geleceğiz.

Hazine’nin temmuz ayında yapılan bir toplantısında Ahmet Genç’in ‘öz yönetimin hakkını vermemiz lazım’ gibi bir lafı oldu. Orada ne demek istedi?
Yalçın Kaya: Sigortacılık yasasına göre sigorta eksperleri TOBB bünyesinde bağımsız olarak hizmet veriyor. Ancak yönetmeliğimizi hayata geçirirken sigorta eksperliği konusundaki birçok şey Hazine’nin kontrolü altındaydı. Ahmet Genç ileri görüşlü biri, “Aslında biz bu mesleği sizin kadar bilmiyoruz. Mesleğin iç yapısını, eksperlerin bu mesleğe giriş biçimlerini, kimlerin eksper olup kimlerin olamayacağı gibi konuları SEİK’e bırakmamız lazım” dedi. Hazine bu konuda müdahaleci olmasın, serbesti vererek denetim yapsın diyordu.
Bu, bizim yıllardır beklediğimiz, hep beraber konuşup tartıştığımız bir şeydi. Hazine geçen yıl acenteler yönetmeliğinde acentelere böyle bir serbesti tanımıştı. Umarım bu yeni dönemde eksperler yönetmeliğinde de SEİK etkin bir hale getirilecek. Öz yönetimden kastedilen bu. Bize gösterilen bu güvenden dolayı gururluyuz.

1300 eksperiniz var. Bunlarla bir araya gelerek eğitim çalışmaları yapıyor musunuz?
Çetinay Karaol: 5684 no’lu yasanın 5 yılda bir zorunlu eğitim verilmesi konusunda bir amir hükmü var. Dolayısıyla SEGEM kanalıyla eksperler bütün branşlarda veya ruhsat sahibi oldukları branşlarda zorunlu eğitim alıyorlar. Bunun dışında Sigorta Eksperleri Dayanışma ve Eğitim Vakfı olarak biz eğitime çok önem veriyoruz. Örneğin günümüzün yeni konularından olan değer kaybı konusunda bizzat ben üç kenti dolaşıp 538 kişiye SEGEM’le beraber eğitim verdim. Ondan evvel açtığımız lokal kurslar oldu. Derneğin zaman zaman açtığı oto yangını, mahal yangını, kriminal incelemeler gibi birtakım kurslar var. Eğitime çok önem veriyoruz, bu konuda bayağı ısrarcıyız. Daha fazla eğitim vermemiz lazım. Vermeye de devam edeceğiz.

Yeni düzenlemeyle getirilen arabuluculuk uygulamasının size bir etkisi olacak mı?
Yalçın Kaya: Kimlerin arabulucu olabileceği belli. Konum olarak biz de arabulucuyuz, ama sektördeki veya yasal tanımdaki arabulucu tanımında yokuz. TOBB bu konuda birkaç toplantı yaptı. Arabuluculuğun eksperlik mesleğinin tehdit veya menfaatine olduğunu sanmıyorum. Yine de keşke yasa çıkarken sigorta eksperliğini de oraya bir yere konumlandırsalardı. Sigorta eksperliği öyle bir kavram ki, eksperliğin ne olduğunu çok az sayıda kişi biliyor. Bu mesleği bir kendimiz bir de tamirciler biliyoruz.
Dört yıl önce bir reklam kampanyası çekerek sigorta eksperinin ne olduğunu topluma tanıtalım istedik. Buna büyük bütçeler ayrıldı. TOBB Başkanımız Rifat Hisarcıklıoğlu’nun mesleğimize ve sigorta eksperlerine güvenmesi ve yakın ilgisiyle bu tanıtım filminin de yakın gelecekte hayata geçeceğine inanıyorum.
Toplumda sigorta eksperine yönelik oluşan algıyı yıkmak için birçok atak yapıyoruz, ama bunu bir türlü değiştiremiyoruz. Günün sonunda yine herkes bize “Sen paranı kimden alıyorsun?” diyor. Paramızı sigorta şirketi ödediği için şirket aleyhine hiçbir şey yapmayacağımıza inanılıyor. Oysa biz bağımsız ve tarafsızız, böyle davranmazsak ruhsatımızı iptal eden yasal müeyyideler var. Böyle bir şeye inanan bir tüketici ya da sigorta şirketinin yapması gereken tek bir şey var: Sigorta eksperinin taraflı ekspertiz raporu tanzim ettiğini şikayet ettiğiniz anda birinci sırada Hazine devreye girer. Hazine bizi yönlendirir ve biz de disiplin soruşturması açarız. Türkiye’de yargı kılıcının en fazla üzerinde gezdiği kurum sigorta eksperliğidir, çünkü herkes bizi şikayet ediyor olabilir.
Maalesef algı böyle. Bunun değişmesi için ekonominin büyümesi, eksper sayısının artması, sanayinin gelişmesi gerekiyor.

‘BİRLİK İÇİNDE ÇALIŞIYORUZ’
Tayfun Ermetin: Bu konunun 3 ayağı var. Sigorta şirketleri, eksperler ve Hazine. Tüm süreci yöneten Hazine Müsteşar Yardımcısı Dr. Ahmet Genç’i sigorta sektörüne reform katkılarından dolayı kutluyoruz. Biz bir bütünlük içindeyiz ve bundan gurur duyuyoruz. Belki hiçbir sektörde olmayan birlik ve beraberliği sağlamış durumdayız. Biz eksperlerle bölgelerde, gerek icra komitesi gerek dernek olsun, mesleğimizin bu gününü ve geleceğini tartışırız. Mesleğin isteklerine  cevap vermenin şartlarını geliştiririz. İyi bir yönetim ivmesi yakaladık. Bu da sektörde herkesin dikkatini çeken bir husus. Birliğimiz ve beraberliğimiz, herkese örnek olacak bir yönetim tarzı teşkil ediyor. Ufak tefek aksaklıklar olsa da çok başarılı bir şekilde ilerliyoruz. En önemli atılımımız da Hazine’de gerçekleştirilen SWOT analiziyle belirlenen hedeflerin %60-%70’ini tamamlamış durumdayız. Bu konuda tüm planlamaları yaptık.
Her zaman şunu söylüyoruz: Sigorta şirketlerini yaşatacağız ki hep beraber yaşayalım.  Sigorta şirketleri birliği uzlaşma için hep beraber çalışmamız gerektiğini söylüyorlar ancak uygulamaya gelince durum böyle olmuyor. Bir müddet mesafe alıyoruz fakat devamı gelmiyor. Şirketler kendi hasar ödeme yöntemlerini uyguluyor, hasar tespit ve ödeme uygulamaları tüketicide güvensizlik yaratıyor, eksperler sigorta şirketlerinin çalışanıymış gibi algı yaratıyor. Eksperlerin tarafsızlığı ve bağımsızlığı eleştiriliyor. Burada medya, acenteler, yani tüm aktörler bir araya gelip rollerini çok iyi hesaplamalı ve bireysellikten kaçınıp, kurumsallığa gitmeli. Biz demokratik seçimlerle oluşturtuğumuz Türkiye genelinde genç yönetim kadrolarımızla, icra komitemizle,  diğer dernekleri ufak ve küçük diye ayırmadan mesleğimizle nasıl sektöre katkı yapar biçime gelebiliriz diye düşünüyoruz. Torba Yasa’da da çok tartışma oldu. Biz bu yasayı çıkartırken, sigorta şirketleriyle anlaşarak ve uzlaşarak çıkarttık. Sonuca bakıyoruz; sigorta şirketleri “Bizim dediğimiz gibi olmadı” diyorlar ve faturalı çalışmaya yöneliyorlar. Aslında bizim çağdaş ve bütünlük içinde olmamız gerekiyor. Biz bunun gereklerini yerine getiriyoruz. Zaman bizim hep haklı çıktığımızı gösteriyor.
Sigorta sektörünün olmazsa olmaz bir ifadesi vardır: Sigorta hasarda belli olur. Sigortacılık hasarda belli olursa, hasarda doğru hasar ,doğru tespit doğru ödemenin tek etkeni eksper. Sigorta şirketleri buna rağmen faturalı çalışmayı dayatıyor. Biz sigorta şirketleriyle çekişmeye kesinlikle girmiyoruz ve her yerde fedakarlık yapıyoruz. Sigortacılar bizimle paylaşarak sigortacılığı götüreceklerini söylüyorlar ancak bir noktada beraber çalışmaktan kaçınıyorlar. Geldiğimiz noktada acente ve eksper mutsuz. Bu taraflar mutsuz olunca, sigortacılığın Türkiye’de gelişmesi mümkün değil. Sigortacılık böyle ancak yerinde sayar. Hedeflerin ortak olarak ortaya konulması ve beraber bu yolda ilerlemesi gerekiyor. Sigorta şirketi olmazsa tüketici de, eksper de, acente brokerlıkda olmaz. Bunların hepsi birbirine bağlı.
Hazine “Biz ne sigorta şirketinden ne de eksperden yanayız. Biz tüketiciden yanayız. Tüketicinin lehine projeniz varsa uygulayalım” diyor. Biz mümkün oldukça  bireysel olmadan, sektöre katkı yapacak ve tüketiciyi rahatlatacak şartların yerine getirilmesi için çalışıyoruz. Bunu yaparken de, sektörün en güzel reklamını yapacak olan ve eksperin durumunu anlatacak olan sigorta şirketi. Esas sıkıntı burada. Bugün Türkiye’de kime sorarsanız sorun, sigorta eksperinin sigorta şirketine bağlı olduğunu, parasını sigorta şirketinden aldığı söyleniyor. Biz ücretimizi sigorta şirketinden değil, poliçeden alıyoruz. Sigorta şirketi poliçeyi satmasa eksperi görevlendirir mi? Tüketicinin hakkı korunur mu? Bunların çözümlerini bularak hedefe doğru gitmemiz gerekiyor. Sektör önü açık ve bunları yapabilecek niteliklere eksiksiz sahiptir.
Sigorta Şirketleri Birliği ve İcra Komitemiz uzlaşarak Hazine’ye yasa teklifimizi sunduk. Hazine de yasayı Meclis’e sundu. Meclis de yasayı kabul etti. Siyasi iradeye bir kere daha teşekkür ediyoruz. Torba Yasa’da eksperlerin tavan ücreti belli oldu. Biz hangi şirketin, ekspere ne kadar ödediğini takip etmek zorunda kalıyorduk. Eksperler bir kaos içindeydi. Ödemeye direnen sigorta şirketleri vardı. Torba Yasa’dan sonra bu sorun bitti. Ancak bize sigorta şirketleri tarafından, direttiğimiz ve taban fiyatı koyduğumuz söyleniyor. Yasa gereği taban ücreti belirleme yetkisi hazinenindir. Taban ücretinin hazine belirledi. Şirketler bu yasa sonucu karşısında faturalı ödemeye gideceklerini ve işlerimizin azalacağını ifade ettiler ve uygulamaya koydular.

Faturalı ödeme ne anlama geliyor?
Tayfun Ermetin: Faturalı ödeme yapıldığı zaman eksper devreden çıkıyor ve sigorta şirketi hasarın tamamını fatura karşılığı ödüyor. Yani anlaşarak ödeme yapılıyor. Anlaşarak ödeme yapılınca, öyle maliyetler geliyor ki sigorta şirketlerine, durum yine bize dönüyor. Eksper tekrar avantajlı oluyor. Öyle olunca, anlaşmalı servis sigorta şirketinden yüksek ücret aldığını, aynı ücreti bizden alamadığını söylüyorlar, bizi tekrar piyasayla çatışacak hale getiriyorlar. Bırakın, hasarı biz tespit edelim. Biz zaten 1000 liraya kadar olan hasarı faturalı ödeyin diyoruz. Ama sigorta şirketleri hala faturalı yapmak üzerine diretiyor. 10 – 15 bin liraya kadar hasarları faturalı ödüyor. Bu gidişat ne tüketiciye ne de sektöre fayda sağlıyor poliçe maliyetlerini artırıyor.
Biz 4 arkadaş olarak birlikteyiz. Türkiye genelinde gerçekten gurur duyduğumuz bir yönetimimiz var. Kararlarımıza tüm üyelerimizi ortak ediyoruz. Başkanlarımız tüm görevlerini layıkıyla yerine getiriyor. Gelmiş bulunduğumuz noktada elimizden geldiği sürece bireysellikten uzaklaşarak kurumsallığın bütün adımlarını cesaretle atıyoruz. Görev süremiz bitene kadar bu görevi layıkıyla yapmak istiyoruz.
Çok iyi bir yönetimimiz var. Birlik ve beraberlik içinde çalışıyoruz. TOBB çatısı altında olmamız büyük bir avantaj. TOBB Başkanımız Rifat Hisarcıklıoğlu’na ve TOBB Başkan vekili Sayın Ender Yorgancıoğlu’na bize değil sigorta sektörüne katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz. Unutulmamalı ki, Türkiye’nin en büyük STK’sı, 3 milyonun üzerindeki üyesi ile sigorta eksperleri, sigorta acenteleri, sigorta brokerliği ile sigorta sektörünün en büyük gücünü kutlamalıyız. TOBB ile Türkiye sigorta şirketleri birliğinin birlikteliğini de takdirle karşılıyor, sonuna kadar destekliyoruz.

Yalçın Kaya: Genelde sigorta eksperliğinin araç başına gidilerek yapılması gerekir. Faturalı hasar genelde Kuzey Avrupa ülkelerinde özellikle motorlu kara taşıtları branşında pek sigorta eksperi kullanmadan ödenen hasarlardır. Sistem oturmuştur ve her parçanın fatura karşılığı vardır. Türkiye’de ise son 4-5 yıldır sigorta şirketleri hızlı hizmet adı altında eksper yollamadan, anlaşmalı yetkili servislere gelen hasarları hızlı bir şekilde ödemek için faturalı yöntemi kullanıyorlar. Eskiden bin 500 lirayla başlayan bu sistem zaman içinde 2 bin – 3 bin derken 10 binlere kadar çıktı. Özellikle eksperlere asgari ücret gelmesinden sonra sigorta şirketleri bu yönteme yoğunlaşmaya başladı.

Çetinay Karaol: Sigorta şirketleri ekspere verdiği ücreti görüyor. Ancak faturalı ödeme yerine eksper görevlendirseydi ne kadar tasarruf sağlayacağını ölçemiyor. Eksper görevlendirilmediği için ekspere verilmeyen 150 lira gibi rakamlar kâr gibi gözüküyor.

Yalçın Kaya: Sigorta şirketi faturalı yaptığı zaman kaybını mutlaka hesaplar. Yıllık hasarının ne kadar kısmını faturalı olarak ödeyeceğini belirliyor. Tabii, burada servisler en az %10-%15 ekler. Sigorta eksperi gittiği zaman “Tamponu onarıma yollayın” der, faturalı ödendiğinde tampon kesin değişir. Başka bir durumda eksper hasarın farklı bir kazadan olduğunu söyler ama faturalıda bu hasar ödenir. Yıl sonunda bu şekilde kaybedilen para hesaplanmaz ama ekspere verilmeyen para hesaplanır ve kâr olarak yönetime sunulur. Faturalı sistemden oluşan kayıp da acenteyi ve müşteriyi mutlu etmek için yapılan bir harcama, bir reklam harcaması gibi görülür. Türk sigorta sektöründe kasko müşterisi sadece fiyata bakar. Sigorta şirketleri bunu da bilmesine rağmen, nedense faturalı sistem hizmet adı altında yapılıyor. Umarız, ileride bunun nedenini anlarız ve çözebiliriz.

KAYA: BAZI EKSPERLER KENDİNİ DOĞRU ANLATAMIYOR
Ülkemizde belli kesimler eksper sıkıntılarını çok yüksek sesle dile getiriyorlar. Türk insanının da belli bir yapısı var: İnsanımız 10 sene prim öder de 11’inci sene bir hasarla karşılaşırsa 10 yıl boyunca ödediği primi geri almak ister. Sadece hasarını gidermek onu mutlu etmez. Böyle olunca, eksperi suçlayan bir söylem içine girer. Bu durumda eksper sigortalıyla konuşup onu mutlu etmedikten sonra bu mutsuzluk olarak hepimize dönüyor. Eksperlerin hepsi aynı yetenekte ve aynı tecrübede olamayacağı için, bazı tecrübesiz arkadaşlarımızın doğru iş yapıp kendilerini doğru ifade etmemeleri nedeniyle böyle durumlarla karşılaşılıyor.

KAYA: EKSPERLERİN ÜCRETLERİNİ SİGORTA ŞİRKETİNDEN ALMALARI MÜŞTERİLERDE MEMNUNİYETSİZLİK YARATIYOR. AMA DÜNYANIN HER TARAFINDA SİGORTA EKSPERLERİ ÜCRETLERİNİ SİGORTA ŞİRKETLERİNDEN ALIR.

ERMETİN: ORTAK HEDEFLER BELİRLENMELİ
Sigorta hasarda belli olur. Hasarda doğru tespit, doğru ödemenin tek etkeni ise eksperler. Sigorta şirketleri buna rağmen faturalı çalışmayı dayatıyor. Biz sigorta şirketleriyle çekişmeye kesinlikle girmiyoruz ve her yerde fedakarlık yapıyoruz. Sigortacılar bir noktada beraber çalışmaktan kaçınıyorlar. Geldiğimiz noktada acente ve eksper mutsuz. Bu taraflar mutsuz olunca, sigortacılığın Türkiye’de gelişmesi mümkün değil. Sigortacılık böyle ancak yerinde sayar. Hedeflerin ortak olarak ortaya konulması ve beraber bu yolda ilerlemesi gerekiyor. Sigorta şirketi olmazsa tüketici de, eksper de, acente brokerlıkta da
olmaz. Bunların hepsi birbirine bağlı.

ERMETİN: SIGORTA ŞIRKETLERINI YAŞATACAĞıZ KI HEP BERABER YAŞAYALıM. TÜRKIYE SIGORTA BIRLIĞI UZLAŞMA IÇIN HEP BERABER ÇALıŞMAMıZ GEREKTIĞINI SÖYLÜYOR ANCAK UYGULAMAYA GELINCE DURUM BÖYLE OLMUYOR.

KARAOL: EKSİST YERİNDE BİR UYGULAMA OLACAK
Genelde uygulamalar devreye girdikten sonra biliniyor. Kasım ayında atama yönetmeliği çıkmış olmasına rağmen, bazı elektronik altyapı eksiklikleri nedeniyle henüz fiilen başladığını söyleyemiyoruz. Bu başladığı zaman mutlaka öğrenilecektir. Eksper Atama ve Takip Sistemi (EKSİST) başladığı zaman çok doğru bir uygulama olacak. Sigorta şirketi ihbarı aldıktan sonra 24 saat içinde eksper atamayacaksa SBM’ye gidecek. SBM de mağdura veya hak sahibine bunu bildirecek. “Dosya açılmıştır fakat eksper atanmamıştır, arzu ederseniz eksper atayabilirsiniz” diyecek. EKSİST’ten atanan eksperin ücretini sigorta şirketi karşılamak durumunda.

KARAOL: SIGORTA ŞIRKETI, FATURALı ÖDEME YERINE EKSPER GÖREVLENDIRSE NE KADAR TASARRUF SAĞLAYACAĞıNı ÖLÇEMIYOR. EKSPER GÖREVLENDIRILMEDIĞI IÇIN EKSPERE VERILMEYEN 150 LIRA GİBİ RAKAMLAR KÂR GÖRÜLÜYOR.

ERDEM: EKSPERLİK BAZILARI TARAFINDAN HEDEF GÖSTERİLİYOR
Sistem durduğu sürece, bizim insanımız sigorta kültürünü anlayıncaya kadar eksper eleştirilen kurum olacak. Yine de, bazıları bilinçli olarak eksperi hedef gösteriyorlar. Eksperliğin tartışılması onların işlerine geliyor. Benim hissiyatım bu şekilde.
Eksperliğin neyini tartışıyoruz? Eksper matematiksel hesaplamalar yapar, o kadar. Ben sigortalının ya da sigorta şirketinin her istediğini yapacak konumda değilim. Bizim işimiz doğru olanı bulmak. Bir ekonomik değerin üzerinde duruyoruz, esasında bir şeyi tekrar eski haline getirmek için gereken ekonomik değeri ölçüyoruz. Bu ekonomik değerin üzerinde elimizde teraziyle duruyoruz.

ERDEM: AYDA 100 DOSYAYA BAKMIŞSINIZDIR, 99’UNDA BİR SORUN YOKTUR. FAKAT BİRINİN İSTEKLERİ YERİNE GELMEMIŞTIR YA DA ONARIMCISININ İSTEDİKLERI OLMAMIŞTIR. O DOSYA ARADAN CIMBIZLA ÇEKİLİP ÖNÜNÜZE GETİRİLİR.

Renk Özcan – Umut Deniz Elçi
renk@sigortacigazetesi.com.tr
umut@sigortacigazetesi.com.tr

Yorum yazın