Dijitalleşmeyle rekabetin kitabı yeniden yazılacak

Dijitalleşmeyle rekabetin kitabı yeniden yazılacak

Karayazgan Hukuk, Danışmanlık & Arabuluculuk’un ortaklarından Av. Dr. Ahmet Karayazgan’ın dördüncü kitabı raflardaki yerini aldı. “Sigortanın Mesafeli Satışı (E-Sigorta)” isimli kitabında dijitalleşmenin sektörü nasıl etkileyeceğini anlatan ve mevzuatta yapılması gereken değişiklere dair öneriler sunan Karayazgan, özellikle sektördeki rekabetin baştan sona değişeceğini vurguluyor.   

Av. Dr. Ahmet Karayazgan, yeni çıkan kitabı vesilesiyle Sigortacı Gazetesi’nin sorularını yanıtladı. Türkiye’de dijital kanallar üzerinden yapılan satışların birçok AB ülkesine göre daha hızlı artış gösterdiğini ifade eden Karayazgan, “Bu dijital dönüşüm ve yeni dijital imkanlar, sigortacılık alanında yeniden yapılandırma süreci gerektiriyor” dedi.

Sektörün geleceği karşılaması ve adapte olabilmesi için bir yol haritası çizen Karayazgan’ın sorularımıza verdiği yanıtlar için buyurun.

Sigortanın Mesafeli Satışı isimli kitabı genel hatlarıyla nasıl bir ihtiyaç üzerine yazdınız?

Yabancı ortaklı şirketlerin yurt dışı merkezlerinden pazarlama ve satış projelerine dair konularda çok fazla soru duymaya başladık. Bu süreçlerin hukuki altyapısını hazırlarken yabancı hukuklarla mukayese ederek, milli mevzuatı inceleyip çözümler üretmeye çalıştık. Özellikle sigorta sektörüne özgü hazırlanmış kaynak sayısı yok denecek kadar az. Bilimsel formatta bir çalışma sonucunda da bu kitap ortaya çıktı.

Kıyaslama siteleri oldukça gündemde. Bize bu kavramdan kısaca bahsedebilir misiniz?

Kıyaslama siteleri, ekonomik ve hukuki bakımdan farklı şekillerde tanımlanabiliyor ve üzerinde genel olarak mutabık kalınmış bir tanım bulunmuyor. Kıyaslama siteleri, tüketiciye tek bir platform üzerinden piyasadaki tüm ürünlere giriş ve onları kıyaslama imkânı veren bir elektronik ticaret türü olarak özetlenebilir.

‘ETKİ TEPKİ DÜZENLEMELERİ Sağlıklı ÇÖZÜME ENGEL’

AB ve özellikle Birleşik Krallık ile Türk hukuku arasında sigortanın mesafeli satışı (e-sigorta) bakımından farklar var mıdır, etkisi nedir?

Bu konuda büyük bir gayret gösterildiğini düşünsem de, önemli farklar var. Bunun en büyük nedeni, etki tepki şeklinde gelişen düzenlemelerin, sağlıklı bir çözüm üretmenin önüne geçmesidir. Diğer yandan fiziki ve elimizde olmayan sebeplerden kaynaklı farklılıklar da var.

Örneğin, ülkemiz ile AB ve Birleşik Krallık arasındaki temel fark, ülkenin dışında sınır ötesi faaliyetler noktasında AB ve Birleşik Krallık mevzuatının getirdiği imkanlardan, Avrupa Ekonomik Birliği’ndeki özel düzenleme ve uygulamalardan, serbestilerden faydalanamamasıdır. Bu da, ülkemizde yerleşik sigorta alanındaki aktörlerin, AB ve Birleşik Krallık’taki e-ticaret üzerinden sigorta, reasürans ve aracılık gibi alanlarda faaliyet imkanlarını güçleştiriyor.

E-sigortadaki olası hukuki riskler nelerdir? Hem yasal düzenlemeler hem de sigorta şirketlerine düşen görevler açısından cevaplayabilir misiniz?

Bu noktada siber riskler gündeme geliyor. Hiç şüphesiz siber riskler, tüm dünyada sigorta şirketleri için de önemli bir tehdit iken, aynı zamanda siber sigortalar alanında bir fırsatı gündeme getiriyor. Siber risk, sigorta şirketlerini iki farklı şekilde etkileyebilir. Birincisi, bir sigorta şirketi BT altyapısına vazgeçilmez bir şekilde bel bağladığı için, siber riske karşı oldukça savunmasız. İkinci olarak, siber risk poliçelerinin yazılması, sigorta şirketleri için oldukça doygun bir piyasada (siber risk altında) cazip bir iş fırsatı olarak görünüyor. 

‘YENİ RAKİPLER DİJİTAL ORTAMDAN ÇIKACAK’

Türk sigorta sektörünün dijitalleşme sürecini doğru bir şekilde tamamlayabilmesi için şirketlere düşen görevler neler?

Ülkemizde hatırı sayılır bir dijital kanal kullanıcı kitlesi mevcut. Hatta telefon ile alışverişin, birçok AB ülkesine göre daha hızlı artış gösterdiği görülüyor. Bu dijital dönüşüm ve yeni imkanlar, sigortacılıktaki iş süreçlerinde yeniden yapılandırma gerektiriyor. Sektörde dijitalleşme süreci sırasıyla; ürün geliştirme, öncülük yönetimi, satış yönetimi, risk yönetimi, yazılım politikaları ve hasar yönetiminde yaşanmalı.

Ayrıca dijital ortam yeni rakiplerin ortaya çıkmasına yol açacak. Sigorta şirketlerinin hâkim risk üstlenici olarak rolünü koruyabilmek, kendi markasını güvende tutabilmek ve Amazon, Google gibi yeni oyuncular aracılığıyla müşterilerine doğrudan ulaşabilmeleri için kendi imkanlarına sahip olması gerekecek. Verinin her yerde mevcudiyeti, bağlantı gücü ile de rekabetin kuralları yeniden yazılacak. 

Günümüzde verilerin kaynağı çok çeşitlendi. Bu da veriler üzerinden rekabetin şeklini değiştiriyor. Bu şekilde yaratılan dijital şeffaflık ve ilerleme imkânı, ürün fiyatlarını etkileyecek.

‘AB’DE SÖZLEŞMELERİN %3’Ü SINIR ÖTESİNDE’

Sınır ötesi sigorta faaliyetlerine de değinebilir misiniz?

Dijital faaliyetin sigorta sektöründe tetikleyeceği diğer bir alan ise, sınır ötesi sigorta faaliyetleri olacak. AB’de şu an sigorta sözleşmelerinin %3’ü, sınır ötesinde imzalanıyor. Bu durum, sigortalıların kendi bulundukları yerdeki fiyatlara göre aynı risk profili için, aynı tip ürünü çok daha uygun şartlarda alabilmelerine imkân sağlıyor. Ancak bu konunun ülkemiz sigortacılığı için yakın zamanda hayata geçebilmesi güç gözüküyor.

E- SİGORTA, ARACILIK SİSTEMİNİN ÇAĞDAŞ BİR GÖRÜNÜMÜDÜR

Geleceği karşılamak ve adapte olabilmek için sigorta aracılarına tavsiyelerde bulunabilir misiniz?

E-sigorta kavramını, kendilerine rakip gibi görerek geleneksel metotlara sarılmak yerine, bunu daha fazla benimseyerek, kendi organizasyonları ve iş süreç – modellerini bu şekilde yeniden gözden geçirmeleri, kendilerini bu yeni hayata hazır hale getirmelerini naçizane tavsiye ederim. Aslında e-sigorta türleri, aracılık sistemi açısından yeni ve çağdaş görünümü ifade ediyor. 

Oğul Doğa Gökşin

ogul@sigortacigazetesi.com.tr

Yorum yazın