
COP29’da hedef iklim finansmanını 2035’e kadar yıllık 1,3 trilyon dolara ulaştırmak
COP29, küresel iklim değişikliğiyle mücadelede öncelikli konulardan biri olarak iklim finansmanını ön plana aldı. Zirvede, 2035 yılına kadar yıllık 1,3 trilyon dolarlık yeni bir finansman hedefi belirlenerek, gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadele için daha fazla destek alması amaçlandı.
2024’ün tarihin en sıcak yılı olduğu, bu yıl ilk kez ortalama sıcaklıkların fosil yakıt öncesi döneme göre 1,5 dereceden fazla arttığı bir dönemde iklim müzakereleri büyük bir önem taşıyor.
11-22 Kasım 2024 tarihleri arasında Azerbaycan’ın Bakü kentinde gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler (BM) 29. İklim Değişikliği Konferansı (COP29), dünya liderlerini, müzakerecileri, iş dünyası temsilcilerini, gençleri, iklim bilimcileri ve sivil toplum kuruluşlarını bir araya getirerek, iklim değişikliğiyle mücadele, adaptasyon ve finansman konularında önemli çıktılara sahne oldu. Ancak zirveye, 2023’te küresel ısınmayı artıran gazların en az %70’inden sorumlu olan 13 ülkenin (ABD, Almanya, Fransa, Çin ve Rusya da dahil) liderleri katılmadı.
ANA GÜNDEM MADDELERİ
COP 29’un ana gündem maddeleri ise şu şekildeydi: – Küresel sıcaklık artışını 1,5°C ile sınırlama hedefi doğrultusunda sera gazı emisyonlarının azaltılması. – Gelişmekte olan ülkeler için finansal destek sağlayacak yeni bir iklim finansman hedefinin belirlenmesi. – “Kayıp ve Zarar Fonu”nun tam olarak hayata geçirilmesi. -Fosil yakıt kullanımını azaltmak, yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişi hızlandırmak ve uyum projelerini desteklemek için ülkelerin ulusal katkı beyanlarının (NDC) güncellenmesi.
FİNANS COP’U OLARAK ANILIYOR
Konferansın, özellikle finansman konusundaki tartışmalar nedeniyle “İklim finansı COP’u” olarak anıldığı belirtiliyor. Gelişmiş ülkelerden, gelişmekte olan ülkelere yönelik güçlü bir finansal destek mekanizmasının oluşturulması, bu yılın öncelikli hedeflerinden biri olarak öne çıktı. Zirvede, iklim finansmanının artırılmasına yönelik bir taahhüt sağlandı. 2035 yılına kadar yıllık en az 1,3 trilyon dolara ulaşılması hedeflendi. Bu yeni finansman hedefi, 2025’te sona erecek olan mevcut 100 milyar dolarlık hedefin yerine geçecek. Bazı gelişmekte olan ülkeler bu rakamın beklentilerinin altında kaldığını belirtti.
kaldığını belirtti. Zirvede ayrıca, karbon ticareti konusunda büyük bir ilerleme kaydedildi. Paris Anlaşması’nın 6’ncı maddesi uyarınca, ülkeler arasında karbon kredisi ticareti yapmaya olanak sağlayacak uluslararası kurallar belirlendi. Bu düzenlemeler, karbon emisyonlarını azaltmayı teşvik etmek ve iklim dostu projelere yatırım yapılmasını sağlamak amacıyla önemli bir fırsat sundu.
Ayrıca, en az gelişmiş ülkeler için ulusal uyum planlarının hayata geçirilmesi için ek destek sağlanırken, cinsiyet eşitliği ve iklim değişikliği alanında yapılan çalışmalar da genişletildi.
Bir sonraki zirve, Brezilya’nın Belém şehrinde düzenlenecek ve COP29’da alınan kararların uygulama sonuçları değerlendirilecek. Aynı zamanda, Amazon bölgesinin korunması ve ormansızlaşmanın önlenmesi gibi konular COP30’un temel gündem maddeleri arasında olacak.
COP 29’A YÖNELİK ELEŞTİRİLER
COP29, birçok açıdan önemli ilerlemeler sağladı ancak çözüm bekleyen sorunlar, küresel düzeyde daha güçlü bir iş birliği gerekliliğini bir kez daha ortaya koydu. 2030’a kadar olan kritik dönemde daha hızlı ve etkili adımlar atılması gerektiği açıkça vurgulandı.
COP 29 öncelikli olarak yetersiz hedefler nedeniyle eleştirilerin kaynağı oldu. Gelişmekte olan ülkeler, yeni iklim finansmanı hedefinin yıllık 1,3 trilyon dolar olarak belirlenmesini yeterli bulmadı. Bu ülkeler, iklim değişikliğinin etkileriyle başa çıkmak için 2030 yılına kadar yıllık en az 2 trilyon dolarlık bir destek gerektiğini savundu. COP29’da kabul edilen finansman taahhütlerinin zamanında ve tam anlamıyla yerine getirileceğine dair endişeler de dile getirildi. Daha önceki 100 milyar dolarlık hedefin de büyük ölçüde karşılanamaması, bu taahhütlerin uygulanabilirliğini sorgulattı. Paris Anlaşması’nın 6. Maddesi kapsamında kabul edilen karbon piyasaları kuralları, bazı çevre grupları tarafından yeterince şeffaf olmamakla eleştirildi. Bu mekanizmaların, ülkelerin gerçek emisyon azaltımları yerine krediler yoluyla hedeflerini aşındırma riski taşıdığı belirtildi. Son olarak COP29 sırasında, dünya çapındaki sera gazı emisyonlarının rekor seviyelere ulaştığı ve sıcaklık artışının 1,5°C sınırını geçme tehlikesinin yakın olduğu açıklandı. Bu durum, daha güçlü ve acil eylemler gerektiğini gösterirken, zirvedeki kararların bu ihtiyaçlara cevap vermekte yetersiz kaldığı ifade edildi.
TÜRKİYE İKLİM YOL HARİTASINI AÇIKLADI:
2053’TE KARBON NÖTR HEDEFİ
COP 29’da Türkiye’de, iklim değişikliğiyle mücadelede uzun vadeli hedeflerini ve politika uygulamalarını dünya ile paylaştı. Türkiye, zirve kapsamında 2053 Uzun Vadeli İklim Stratejisi belgesini Birleşmiş Milletler’e iletti. Strateji belgesi, Türkiye’nin 2053 yılına kadar “kalkınma önceliklerinden taviz vermeden” “net sıfır” hale gelme hedefine nasıl ulaşacağını detaylandırıyor. Bu hedefin gerçekleştirilmesi için enerji verimliliği artırılacak, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırımlar genişletilecek ve düşük karbonlu teknolojiler kullanılacak. Yenilenebilir enerji alanında güneş ve rüzgâr enerjisinin yanı sıra nükleer enerjinin de entegrasyonu üzerinde çalışıldığı belirtildi. Ayrıca, Türkiye’nin iklim değişikliğine adaptasyon sağlamak için yerel düzeyde su yönetimi, tarımsal sürdürülebilirlik ve şehir planlamasında yeşil projelere öncelik verdiği ifade edildi. Uluslararası iş birliği çerçevesinde, gelişmekte olan ülkelere iklim finansmanı ve teknoloji transferi desteği sağlayacağı belirtilirken, küresel zarar ve ziyan fonlarına daha fazla katkı sunma taahhüdü dile getirildi.
