Çiftlikbank
Zengin olmak herkesin hayali. Ama herkesin peşinde olduğu bir şeye ulaşmak o kadar da kolay olmuyor. Bu yüzden şans oyunları çok rağbet görüyor. Ama örneğin ben hayatım boyunca şans oyunlarından zengin olmuş kimseye rastlamadım. Bu oyunlardan zengin olma ihtimali çok düşük. Değil size rastlaması, tanıdıklarınıza ya da tanıdıklarınızın tanıdıklarına rastlaması bile hayli zayıf bir ihtimal. Bu yüzden bazıları saadet zinciri benzeri yapılar üzerinden gelir elde etmeye, mümkünse zengin olmaya çalışıyor.
Anladığımız kadarıyla Çiftlikbank da böyle bir sistemdi ve binlerce kişilik ciddi bir mağdur kitlesi yarattı. Şimdi mağdurlar, Uruguay’a gittiğini söyleyen Çiftlikbank patronunu bulmaya çalışıyor. Hatta Çiftlikbank’a kaptırılan paraları geri alacağını iddia eden websiteleri de türemiş vakit kaybetmeden. Batık para kurtarma iddiasındaki bu tip sitelerin de hayli şaibeli olduğu düşünülüyor. Yani dolandırıcılık üstünden bir dolandırıcılık daha yapıldığı izlenimi doğuyor.
Kasko oranı %25
Çiftlikbank’a yatırım yapan bir vatandaşa “neden güvendiniz” sorusu yöneltiliyor. Vatandaş da “Bu kadar çok kişinin yanılmış olamayacağını düşündük” diyor. Ben de başka bir soru sormak istiyorum bu tip vatandaşlara:
Arabanızı sigortalattınız mı?
Peki ya evinizi?
Muhtemelen sigortalatmadılar. Çünkü kaskoda sigortalılık oranı %25. Konut sigortasında ise oran çok daha düşük. Yaptırılması zorunlu olan deprem sigortasında bile oran %50’nin altında. Peki neden?
Zenginleşmeye yönelik hayali vaatlerde bulunan yapılara para yatırmaktan neden çekinmiyoruz da, elimizdeki değerleri koruma altına almayı ihmal ediyoruz? Neden sigortaya verilen parayı boşa verilmiş bir para gibi düşünüyoruz?
Havuz mantığı
Sigorta havuz mantığıyla kurulmuş bir sistemdir. Aynı tür riske maruz kalma ihtimalini göz önünde bulunduran bir grup insan o havuza para koyar. Risk kimin başına gelirse onun hasarı bu havuzdan ödenir. Bu siz de olabilirsiniz, bir başkası da… Ama riskin boyutu öyle yüksektir ki, tek başına karşılamak çok güçtür. Borç harç çok beğendiğiniz bir aracı 100 bin liraya satın aldınız diyelim. Böyle yüksek bir değeri, yılda bin lira civarı prim ödeyerek kasko sigortasıyla koruma altına almamanın ne kadar mantıklı açıklaması olabilir?
Sigorta sistemi günümüzdeki anlamında 500 yıl önce kurulmuş bir sistem. Hatta binlerce yıl öncesine, Babil Kralı Hammurabi’ye kadar götürenler var bu sistemin başlangıcını. Yani nereden bakarsanız bakın; yüzlerce yıldır denenmiş, sınanmış, doğruluğu ve güvenilirliği ispatlanmış, kurumsallaşmış, evrensel bir sistem. Ancak nedense birtakım sahteci yapılara güvenip yatırım yapıyoruz ama aynı duyarlılığı sigorta konusunda göstermiyoruz.