Çevreye AIG Sigorta güvencesi

Günümüzde çevre risklerinin giderek arttığına dikkat çeken AIG Sigorta Çevre Kirliliği Sorumluluk Sigortaları Underwriting Müdürü Damla Gençoğlu, hemen hemen tüm sektörlerde faaliyet gösteren her ölçekteki firmanın çevresel risklerden etkilenebileceğini söyledi.
“Çevre riski, kirliliğin çevreye yayılması sonucu, birinci ya da üçüncü kişilerde maddi ya da bedeni zararın meydana gelmesi, bitkiler ve hayvan türleri de dahil, doğal habitatın zarar görmesi anlamına gelir” diyen Gençoğlu, çevre riskiyle bağlantılı olarak ortaya çıkan sorumlulukları da şöyle sıraladı: “Temizleme masrafları, üçüncü şahıs zararları, doğal habitatın  iyileştirilmesi, birinci kişi zararları, iş durması masraflarına ek olarak potansiyel hukuki savunma masrafları da bir çevre riskine bağlı olarak ortaya çıkan sorumluluklardır.”

‘ÇEVRE SİGORTASI HER SEKTÖR İÇİN GEREKLİ’
AIG Sigorta’nın 2006 yılından bu yana iş ortaklarına sunduğu Çevre Kirliliği Sorumluluk sigortasıyla, çevre riskinden doğan sorumlulukları teminat altına aldığını belirten Gençoğlu, “Sigorta yaptırılması için üretici olmaya ya da yüksek riskli bir endüstride faaliyet göstermeye gerek yoktur. Kirlilik çok farklı sebeplerden dolayı ortaya çıkabilir. Örneğin, arazi ve emlak sahipleri kiracıların ya da eski saha kullanıcılarının sebep olduğu kirlenmeden sorumlu tutulabilirler. Çevreye kirlenme olmadan da zarar verilebilir. Yangın nedeniyle ya da yeraltı suyunun aşırı çıkarılması gibi sebeplerle de çevre zararı oluşabilir” dedi.

‘TEMİNAT KAPSAMI ÇOK GENİŞ’
Gençoğlu şöyle devam etti: “Çevre Kirliliği Sorumluluk Sigortası, sigortalı mülk içinde, üzerinde veya altında ani ve kazaen veya tedrici olarak başlayan kirlenmenin gerek sigortalı mülk içerisinde gerekse sigortalı mülk dışında sebep olduğu temizleme masrafları ile birlikte bu hasarlardan dolayı 3. şahıslara gelebilecek maddi ve bedeni hasarları da kapsıyor.”
Damla Gençoğlu, “Biyolojik çeşitlilik hasarları, hukuki savunma masrafları ve zararın tespiti için katlanılan masraflar da teminat kapsamında yer alıyor” diye konuştu.
Çevre risklerinin sürekli değişim gösterdiğini ancak genel sorumluluk poliçelerinin riskteki bu değişikliği yakalayacak şekilde değişmediğini ifade eden Gençoğlu, “Artan kamu bilinci ve çevreyle ilgili yasal düzenlemeler, işletmelerin kapsamı genişleyen çevre risklerine karşı sorumluluklarını giderek artırıyor” diye konuştu.

‘2004/35 EC SAYILI ÇEVRESEL SORUMLULUK DİREKTİFİ’
Avrupa Topluluğu Çevre Mevzuatı, Yatay Mevzuat kapsamındaki, çevresel zararların önlenmesi ve etkilerinin giderilmesiyle ilgili çevresel sorumluluğa ilişkin direktif ‘Kirleten Öder’ prensibi dahilinde, çevre zararlarının önlenmesi ve giderilmesine yönelik bir çerçeve oluşturmayı amaçlıyor.
“Karada ve denizde ortaya çıkabilecek çevresel zararlara ek olarak, işletmeler biyolojik çeşitliliğin yeniden sağlanması, ki bu bitki ve hayvan türlerinin korunarak, kirlilik oluşmadan önceki doğal ortamlarının yeniden yaratılmasını da kapsar, konusunda da sorumludurlar” diyen Gençoğlu direktif konusunda şunları söyledi: “Direktifle tanımlanan temel iyileştirme, tamamlayıcı ve telafiye yönelik yeni temizleme formları, işletmelerin toprağa, vahşi yaşama ve doğal yaşam alanlarına verebileceği zararın bertarafının yıllarca sürebileceğine işaret ediyor. Temizlemenin yanı sıra zarar görmüş ağaçların ve bitkilerin yeniden ekilmesi ve vahşi yaşamın yerine konması gerekebilir. Hatta işletmelerden, bir taraftan kirlenen alandaki zararı telafi ederken diğer taraftan kirlenmeden kaynaklı kullanım kaybını telafi etmek için alternatif başka bir alanda doğal yaşamı geliştirmeye çalışması beklenebilir.”

‘AIG POLİÇESİNİN AVANTAJLARI’
Damla Gençoğlu AIG Sigorta Çevre Kirliliği Sorumluluk poliçesinin avantajları konusunda şu değerlendirmeyi yaptı: “Çevre risklerine karşı, AIG Sigorta olarak, tesisler için teminat sağlayan kirlenme hukuki sorumluluk ve inşaat ve lojistik firmaları gibi 3. şahıs sahasında faaliyet gösteren yükleniciler için teminat sağlayan Yükleniciler Kirlenme Hukuki Sorumluluk ürünü olmak üzere iki ayrı ürünle teminat sağlıyoruz. Ayrıca, sigortalılarımız dilerlerse, zorunlu sorumluluk poliçeleriyle birlikte Çevre Kirliliği Sorumluluk poliçesini tek bir paket poliçe altında satın alabiliyor. Poliçelerimizin baz aldığı sorumluluk kapsamı, kirlenme için yürürlükte olan sağlık, güvenlik veya çevre hususlarına ilişkin Avrupa Birliği direktifleri, ulusal veya mahalli yasalar, belge, tüzük, yönetmelik, kanun hükmünde kararname ve diğer ilke ve standartlar ile resmi herhangi bir makamın veya kurulun veya mahkemenin herhangi bildirim, emir veya talimatlarıdır.”
AIG Sigorta Çevre Kirliliği Sorumluluk Sigorta ürünlerinin bugün geçerli olan mevzuat ve poliçe dönemi içinde mevzuatta meydana gelebilecek değişiklikleri de kapsadığını belirten Gençoğlu, “Türkiye’de Çevre Kirliliği Sorumluluk Sigortaları konusunda uzman underwriting ve hasar ekibimizle müşteriye özel çözümler sunuyoruz ve birçok karmaşık ve zorlu hasar sürecinde sigortalılarımıza destek oluyoruz” dedi.

AIG FARKI
AIG Sigorta’nın verdiği teminatların sadece Türkiye ile sınırlı olmadığını söyleyen Gençoğlu, “AIG bünyesinde, sadece firmaların Türkiye’deki tesisleri ya da faaliyetleri için değil,  Türkiye dışındaki tesisler, yurtdışına yapılacak sevkiyatlar ya da yurtdışında gerçekleştirilecek inşaat projeleri için de teminat sağlanabiliyor. Ayrıca ilgili ülke kanunlarının zorunlu kıldığı yerel poliçelerin tanzimini sağlayarak AIG’nin dünya çapındaki geniş hizmet ağı sayesinde global düzeyde hizmet sunulabiliyoruz” diye konuştu.

MEVZUATTA NELER OLUYOR
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Hukuk Müşavirliği tarafından yürütülecek olan “Yatay Sektörde Çevresel Sorumluluk Direktifinin Uygulanmasına İlişkin Kapasite Geliştirilmesi için Teknik Yardım Projesi”nin açılış toplantısı 16 Eylül 2015 tarihinde gerçekleştirildi.
Bütçesi 1.470.000 euro olarak belirlenen projenin sözleşmesi 22 Temmuz 2015 tarihinde imzalandı. 24 aylık bir süreci kapsayan bu proje ile 2004/35 EC sayılı Çevresel Sorumluluk Direktifi’nin Türk mevzuatına uyumlaştırılması amaçlanıyor.
Söz konusu direktif ile; çevresel zararın önlenmesi; zarar oluştu ise bu zararın giderilmesi; faaliyetleri sonucu çevresel zarara sebep olan işletenlerin bu zararın iyileştirilmesinden mali olarak sorumlu tutulması hükme bağlanıyor.
Çevresel Sorumluluk Direktifi’nin iç hukukumuza “Kanun” olarak uyumlaştırılması öngörülüyor. Proje neticesinde hazırlanacak kanun taslağı ile, öncelikle kirliliğin kaynağında önlenmesine ilişkin tedbirler belirlenecek, bunun mümkün olmadığı hallerde, kirliliği oluşturanın bu kirliliğin düzeltilmesi/tazmini konusunda hükümler getirilecek.

Yorum yazın