BM: 2017’de küresel ısınmanın faturası 320 milyar dolar
Birleşmiş Milletler (BM) 2017 iklim raporunda iklim değişikliği ve küresel ısınma nedeniyle yaşanan tabiat olaylarının 2018 yılında da devam edeceğini açıkladı. Raporda geçen üç yılda kaydedilen rekor sıcaklıkların Arktik ısınma ve Güney Afrika’da su sıkıntısına neden olduğu belirtildi.
BM Dünya Meteoroloji Örgütü 2017 iklim raporuna göre ise Arktik’te (Kuzey Kutbu ve çevresi) rekor sıcaklıklar yaşanırken tam tersine Kuzey yarım kürenin nüfusu yoğun bölgelerinde ise dondurucu soğuklar yaşandı.
DW Türkçe‘de yer alan habere göre, “2018’in başlangıcında da 2017’de kaldığımız yerden devam ettik ve aşırı iklim olayları birçok can aldı ve yaşama zarar verdi” şeklinde konuşan Dünya Meteoroloji Örgütü Genel Sekreteri Petteri Taalas, Avustralya ve Arjantin’i sıcak hava dalgaları, Kenya ve Somali’yi kuraklığın ve Güney Afrika’yı da su sıkıntısının vurduğunu açıkladı.
Küresel deniz yüzeyi ısısının da 2017 yılında kaydedilen üçüncü en yüksek sıcaklığa ulaştığı ve bunun kutuplardaki buzulların erimesine ve Avustralya’daki mercan kayalıklarının beyazlamasına neden olduğu belirtildi.
Küresel risk raporu: Durum ciddi
Dünya Ekonomik Forumu’nun son raporunda uzmanlar ABD’nin yeni Başkanı Donald Trump’ın öngörülemez politikalarına ve Brexit’in sonuçlarına ilişkin uyarıda bulunuyor. Bu senenin raporunda ilk sırada ise olağandışı hava koşullarının yarattığı riskler yer alıyor.
Raporda ikinci sırada deprem, volkan patlamaları, toprak kayması, tsunami, fırtına, sel gibi doğal afetler yer alıyor. Aynı şekilde siber saldırılar ya da veri hırsızlığı da ciddi riskler barındırıyor. Listenin beşinci sırasında iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılmaması ve iklim değişikliğine uyum sağlanamaması durumunda karşılaşabileceğimiz tehlikeler yer alıyor.
İklim ve doğa felaketlerine bağlı riskler bu seneki raporun tehlike sıralamasında üst sıralarda yer alıyor. Hazırlanan raporda sadece hali hazırda karşı karşıya olduklarımız değil, gelecek on yıl içerisinde büyük etkisi olabilecek tehlikeler de var.
Önümüzdeki on yılda en büyük yıkıma neden olabilecek tehlikeler arasında ilk sırada kitle imha silahları geliyor. Dünya Ekonomik Forumu’na göre nükleer, kimyasal ve biyolojik silah teknolojilerindeki gelişmeler uluslararası krizlere neden olup, önemli tahribatlara yol açabilir.
İklim ve doğa felaketleri yakın gelecekte karşı karşıya olduğumuz riskler sıralamasında ikinci ve üçüncü sırada yer alıyor. Aynı durum iklim değişikliği ve onun yarattığı sonuçlar açısından da geçerli. Eğer insanlık iklim değişikliğine ve onun sonuçlarına uyum sağlayamazsa, önemli sonuçlar ortaya çıkabilir.
Benzer şekilde su krizlerinin de yıkıcı etkileri var. İçme sularının giderek azalması sadece insan sağlığını kötü yönde etkilemekle kalmıyor aynı şekilde ekonomi üzerinde de olumsuz sonuçlar doğuruyor.
Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da insanlığın karşı karşıya olduğu en büyük tehlikeler arasında “ekonomik riskler” ilk 5 arasında bulunmuyor. 2008’de yaşanan finansal kriz sonrasındaki dönemde menkul kıymetler piyasasındaki çöküş, mali krizler ve Çin’deki büyümenin yavaşlamasının etkileri sürüyordu. Bu risklerin halen devam ettiği inkar edilmese de geçmişteki kadar tehlikeli değiller.
Felaketlerin faturası 320 milyar dolar
Kuzey Atlantik kasırga sezonu, Hindistan’daki muson yağmurları ve Afrika’nın doğusundaki kuraklığın 2017’yi iklim değişikliğinin faturasının en yüksek olduğu yıl olmasına neden oldu.
Almanya merkezli Munich Re Sigorta şirketinin verilerine göre 2017’de iklim değişikliği nedeniyle yaşanan felaketlerin sadece 2017 yılındaki maliyetinin 320 milyar dolar olduğunu açıkladı.
Rapora göre son 25 yılda iklim değişikliğinin en önemli nedenlerinden biri olan atmosferdeki karbondioksit yoğunluğu da milyonda 360 partikülden milyonda 400 partiküle çıktı. Taalas “Gelecek nesiller için de yüksek kalmaya devam edecekler ve gezegenimizin geleceğinin daha sıcak olmasına ve dolayısıyla daha fazla aşırı iklim olaylarına neden olacaklar” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) raporuna göre ise sıcaklığa bağlı ölümler 1980 yılından bu yana artış gösterdi.
Uluslararası Para Fonu (IMF)’nun verilerine göre ise hava sıcaklığındaki 1 derecelik artış düşük gelir grubundaki ülkelerin büyüme oranlarını ciddi şekilde azaltıyor.