2025 Küresel Sigorta Görünümü: Büyümenin anahtarı gelişmiş teknoloji ve veri yetkinlikleri

2025 Küresel Sigorta Görünümü: Büyümenin anahtarı gelişmiş teknoloji ve veri yetkinlikleri

EY ‘2025 Küresel Sigorta Görünümü’ raporuna göre, sigorta sektöründe büyüme potansiyeli yükselmeye devam ediyor. Yeni teknolojilerin hızla gelişmesi, yapay zekâ (AI) ve veri analitiği gibi araçların yaygınlaşması, sektördeki iş modellerini ve müşteri beklentilerini yeniden tanımlıyor.

150’den fazla ülkede danışmanlık, kurumsal finansman, strateji gibi alanlarda faaliyet gösteren Ersnt&Young’ın (EY) ‘2025 Küresel Sigorta Görünümü’ raporu, mevcut risk ortamını analiz etmekle kalmayıp, dünya genelindeki farklı sektörler ve bölgeler için belirli büyüme fırsatlarını da ele alıyor. Ayrıca, ileri veri stratejileri ve yetkinliklerinin bu fırsatlardan nasıl yararlanılabileceği konusunda önemli bilgiler sunuyor. Raporda, küresel sigorta sektörünün, 2025 yılına girerken hem tanıdık hem de sürekli değişen dinamiklerle karşı karşıya olduğu, iklim değişikliğinin ve siber güvenlik sorununun, sektör liderlerinin ajandasında üst sıralarda yer aldığı ve sektörü şekillendiren diğer faktörlerin de göz ardı edilemeyeceği belirtiliyor.

Özellikle üretken yapay zekâ (GenAI) ve hızla gelişen otonom yapay zekânın yükselişiyle birlikte teknoloji alanındaki değişim hızı giderek artıyor. Jeopolitik gerilimler, ticaret savaşları, makroekonomik dalgalanmalar ve siyasi kutuplaşma gibi gelişmeler, sektörde büyük dönüşümlere yol açabilecek yeni zorluklar yaratıyor. Bunun yanı sıra, artan rekabet, düzenleyici kurumların daha sıkı denetimleri ve değişen müşteri beklentileri de sigorta şirketlerinin yönetim kadrolarının dikkatini çekiyor.

Ancak sektörün kısa ve uzun vadeli geleceğine dair olumlu bir tablo çiziliyor. Temel sigorta korumalarına yönelik ihtiyacın artması ve daha kapsamlı çözümler ile ek hizmetlere olan talebin büyümesi, sektöre yeni fırsatlar sunuyor. Yeni iş modelleri yaygınlaşıyor, genişleyen veri havuzları risk değerlendirmesi, fiyatlandırma ve ortaklıklar konusunda yeni kapılar açıyor. Sigorta şirketleri için inovasyon yapma konusunda bugüne kadar hiç bu kadar fazla fırsat ve teşvik olmamıştı. Aynı şekilde dünya da, daha önce hiç bu kadar güçlü bir sigorta sektörüne ihtiyaç duymamıştı. 2025 Küresel Sigorta Görünümü raporu, sektörün geleceğini şekillendiren başlıkları ele alırken, sigorta şirketlerinin değişen dinamiklere nasıl uyum sağlayabileceğini ve yeni fırsatları nasıl değerlendirebileceğini detaylandırıyor.

Rapor, sektörün geleceğini şekillendiren başlıkları ve yapması gerekenleri şu 3 başlıkta ele alıyor:

1- Dalgalı ve karmaşık piyasa koşullarında yol almak

Küresel sigorta sektörü, son yıllarda benzeri görülmemiş ölçüde dalgalanma ve belirsizlikle karşı karşıya. 1990’lardan bu yana süregelen uluslararası istikrar, artık erişilemez bir hedef gibi görünüyor ve belki de kalıcı olarak sona erdi. Bu ortamda sigorta şirketleri; değişen küresel dinamikler, toplumsal ihtiyaçlardaki dönüşüm ve düzenleyici değişimlerin etkileriyle mücadele etmek zorunda.

KÜRESEL DENGELERDE DEĞİŞİM

Dünya genelinde yaşanan savaşlar ve silahlı çatışmalar, piyasa istikrarını tehdit ederken, tedarik zincirlerini bozuyor ve etkilenen bölgelerdeki operasyonları riske atıyor. Artan ticaret gerilimleri, sigorta şirketlerini bölgesel stratejilerini yeniden şekillendirmeye zorluyor. Ekonomik büyümenin yavaşlaması, sermaye akışlarının değişmesi ve risk transferine getirilen kısıtlamalar, sektörün büyüme planlarını ve dönüşüm stratejilerini doğrudan etkiliyor. Azalan küresel ticaret hacmi; deniz taşımacılığı, ihracat kredileri ve uluslararası operasyonlara yönelik sigorta talebini azaltıyor. Sigorta şirketlerinin yatırım portföyleri, özellikle uluslararası varlıklara bağımlı olanlar, daha düşük getiri riskiyle karşı karşıya. Bu da uzun vadeli yükümlülükleri karşılamak için daha yüksek getirili alternatif yatırımlara yönelmelerini zorunlu kılıyor. Koruyucu ekonomi politikalarının hayata geçirilmesi, sigorta şirketleri için çelişkili sonuçlar doğurabilir. OECD’nin küresel asgari vergi oranı önerileri gibi vergi düzenlemeleri yakından izlenmesi gereken konular arasında yer alıyor. Artan ekonomik eşitsizlik, durgun ücret artışı ve emeklilik tasarruflarındaki büyük açık, sigorta ürünlerinin daha erişilebilir ve uygun fiyatlı hale getirilmesi yönünde inovasyonu teşvik edebilir.

DÜZENLEYİCİ GÖRÜNÜM

Dünya genelinde düzenleyici kurumların gözetimi giderek sıkılaşıyor ve sigorta şirketlerinden daha detaylı raporlama talep ediliyor. Ancak, farklı ülkelerde düzenlemelerin nasıl şekilleneceği konusunda belirsizlikler devam ediyor. Çok uluslu şirketler için en büyük risklerden biri, farklı bölgelerde farklı kurallar ve standartlar benimsenmesi nedeniyle ortaya çıkan düzenleyici parçalanma.
Avrupa’daki daha sıkı düzenlemeler, uyum maliyetlerini artırarak kârlılığı tehdit edebilir. ABD’de ise federal düzeyde düzenlemelerde bir gevşeme yaşanması, rekabet avantajı sağlayabilir. Ancak bu durum, eyalet bazındaki denetimlerin sıkılaşmasıyla dengelenebilir. Genel olarak, küresel sigorta yöneticileri ABD’yi iş dünyası için daha elverişli bir pazar olarak görürken, Avrupa’daki siyasi belirsizlikler yatırım ve inovasyon planlarını zorlaştırıyor. Avrupa ve İngiltere’deki düzenleyiciler, sigorta şirketlerinden finansal istikrarı sağlamalarını, daha şeffaf raporlama yapmalarını ve tüketici korumasına öncelik vermelerini bekliyor. Sigorta şirketleri, Yapay Zekâ Yasası (AI Act) ve Dijital Operasyonel Dayanıklılık Yasası’na (DORA) uyum sağlamaya başlamış durumda. 2025 yılında onaylanması beklenen Finansal Veri Erişim Yasası (FIDA), sigorta sektöründe açık finans ve yeni veri ekonomisinin kapılarını aralayacak. Bu yasa, emeklilik, tasarruf ve hayat dışı sigorta ürünleri arasında veri paylaşımına olanak tanıyacak ve sigorta şirketlerinin sunduğu hizmet yelpazesini genişletmesi için yeni fırsatlar sunacak.

TOPLUMSAL İHTİYAÇLARDAKİ DÖNÜŞÜM

Sigorta yöneticileri, sadece ekonomik değil, aynı zamanda toplumsal ve siyasi gerilimlerin de sektöre etkisini yakından takip ediyor. Siyasi kutuplaşma, dünya genelinde artış gösterirken, aşırı uçların güç kazanması istikrarı tehdit ediyor. ABD’de bir sağlık sigortası şirketi CEO’sunun öldürülmesi, sigorta sektöründeki yönetici kadrolarda büyük bir endişeye neden oldu.
Artan emeklilik tasarruf açığı ve gelir eşitsizliği, hükümetleri harekete geçmeye zorlayabilir. Demografik değişimler de mevcut gerilimleri daha da artırabilir. Özellikle yaşlanan nüfus, kamu bütçeleri üzerindeki baskıyı artırarak emeklilik ve sağlık sigortası sistemlerinde büyük açıklar yaratıyor. Avrupa’da şu an çalışan-emekli oranı 3’te 1 seviyesindeyken, 2050’ye kadar yarı yarıya düşmesi bekleniyor. Çin’de ise bu oran 5’te 1 seviyesinden 2050’de 2’ye 1’e, 2080’de ise 1’e 1’e gerileyecek. Bu durum, özel sektörü daha fazla emeklilik transfer anlaşmalarına yönlendirirken, hükümetlerin sosyal güvenlik sistemlerini yeniden yapılandırmasını zorunlu kılabilir. Düşen doğum oranları, çalışan nüfusa bağımlı olan bireylerin oranını hızla artırarak sosyal güvenlik sistemlerini büyük bir baskı altına sokacak.

SİGORTA ŞİRKETLERİ İÇİN ÖNERİLEN STRATEJİLER

.Düzenleyici değişimlere proaktif yaklaşmak: Sigorta şirketlerinin, farklı ülkelerde giderek daha fazla parçalanan düzenleyici ortama uyum sağlamak için regülatörlerle yakın temas halinde olması.

  • Sermaye yönetim stratejilerini düzenli olarak gözden geçirmek: Farklı pazarlardaki gerekliliklere uyum sağlayarak, ekonomik dalgalanmalar sırasında uzun vadeli istikrarı koruyacak sermaye yönetim politikaları geliştirmek.
  • Operasyonel esneklik sağlamak: Makroekonomik ve jeopolitik belirsizliklere karşı şirketlerin dayanıklılığını artıracak esnek iş modelleri benimsemek.
  • Yeni risk tahmin modelleri geliştirmek: Artan doğal afetler, siber saldırılar ve aşırı piyasa dalgalanmaları gibi yeni riskleri daha iyi analiz edebilmek için veri odaklı tahmin modellerine yatırım yapmak.
  • Deney ve öğrenme kültürünü teşvik etmek: Yönetim kadrosundan başlayarak, dalgalanan piyasa koşullarının sunduğu yeni fırsatları keşfetmeye yönelik deneysel yaklaşımları desteklemek.

2- Büyümeye Giden Çoklu Yollar

Sigorta sektörü, koruma boşluklarının olduğu her alanda büyük büyüme fırsatları barındırıyor.
Küresel sigorta sektörü, yaşanan zorluklara rağmen son yıllarda güçlü bir performans sergiledi ve önümüzdeki yıllarda hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ekonomilerde istikrarlı bir büyüme göstermesi bekleniyor. Geçtiğimiz yıl yaşanan büyük yangınlar ve seller gibi beklenmedik olaylar riskleri artırsa da sektör genelinde olumlu bir hava hâkim.

BÜYÜME FIRSATLARINI DEĞERLENDİRMEK

Sigorta sektörü yöneticileri, son yıllardaki olumlu ivmeyi korumak ve dönüşümsel büyümeyi sağlamak için cesur, yaratıcı ve stratejik adımlar atılması gerektiğine inanıyor. Bölge fark etmeksizin, sigorta şirketlerinin temel hizmetlerini yenilemesi ve değişen müşteri taleplerine uygun ürün ve hizmetler sunması gerekiyor.
Geleneksel sigorta yapılarını aşarak daha müşteri odaklı çözümler sunmak büyük önem taşıyor. Önleyici sağlık hizmetleri, emeklilik planlaması gibi ek özellikler, müşterilerin daha sağlıklı yaşamlar sürmesine ve finansal açıdan daha güvende olmasına katkı sağlayabilir. Kullanım bazlı sigorta ürünleri, modüler paketleme ve kişiye özel fiyatlandırma, müşteri sadakatini ve katılımını artırabilir. Yapay zekâ ve ileri analitik teknolojiler sayesinde, sigorta şirketleri müşterilerin değişen ihtiyaçlarına göre poliçeleri dinamik olarak uyarlayabilir ve daha akıllı hizmet modelleri oluşturabilir.
Dönüşümsel büyüme aynı zamanda operasyonel verimlilik gerektiriyor. Sigorta şirketlerinin inovasyonlarını ölçeklendirebilmesi için yalın, esnek ve otomasyona dayalı iş modelleri benimsemesi gerekiyor. Maliyetleri azaltmanın yanı sıra, bu sistemler düşük kârlı ürünleri ölçeklendirmeyi, iş ortaklarıyla entegre olmayı ve satın almaları daha verimli hale getirmeyi kolaylaştırıyor. Büyümeyi destekleyecek bir diğer alan ise dağıtım kanallarındaki yenilikler olacak. Sigorta şirketlerinin, dijital ekosistemlere kolayca entegre olabilecek modern teknoloji altyapılarına sahip olması gerekiyor. Böylece mevcut iş ortaklıkları aracılığıyla veya yeni kanallar üzerinden gömülü sigorta ürünleri sunabilirler. Bankasürans modelleri ve işveren temelli programlar, doğru yatırımları yapan sigorta şirketleri için büyük büyüme potansiyeli taşıyor.

RİSKLERE YÖNELİK YENİLİKÇİ ÇÖZÜMLER

Sigorta dışı alanlarda büyümeye yönelik en önemli öncelikler, aynı zamanda sektörün karşı karşıya olduğu en büyük zorluklarla örtüşüyor.
Siber riskler: Yapay zekâ ve diğer teknolojik gelişmeler, sigorta sektörünü dönüştürürken yeni riskleri de beraberinde getiriyor. Algoritmik önyargı, veri gizliliği ve düzenleyici denetim gibi konular, sigorta şirketlerinin güçlü yönetişim mekanizmaları oluşturmasını ve etik kullanım kurallarına uymasını gerektiriyor.
İklim değişikliği: Artan doğal afetler, sigorta şirketlerinin risk tahmin modellerini geliştirmesini zorunlu kılıyor. Fiyatlandırma stratejilerinin güncellenmesi, yeni teknolojilerin kullanılması ve sektör paydaşlarıyla iş birliği içinde dayanıklılığı artıracak çözümler üretilmesi kritik önem taşıyor.
Sektör, bu ve benzeri riskleri yönetebilmek için proaktif stratejiler benimsemeli, teknolojiye yatırım yapmalı ve düzenleyicilerle yakın temas halinde çalışarak değişen risk ortamına uyum sağlamalı. Etkin risk yönetimini sağlamak, şirketlerin yenilikçi çözümler geliştirmesine yardımcı olacak.

TİCARİ SİGORTA VE REASÜRANS GÖRÜNÜMÜ

Büyük ticari sigorta şirketleri ve reasürans firmaları, değişen riskler, teknolojik ilerlemeler ve yeni pazar dinamikleri doğrultusunda büyüme stratejilerini şekillendiriyor. Özellikle Asya, Latin Amerika ve Afrika’daki sigorta penetrasyonunun artmasıyla birlikte reasürans talebinde de ciddi bir yükseliş bekleniyor.
Piyasadaki fiyat düşüşleri, sigorta şirketleri ve reasürörlerin kârlılığını korumasını zorlaştırsa da firmalar yeni fiyatlandırma stratejileri geliştirerek ve maliyet optimizasyonuna odaklanarak bu sürece hazırlık yapıyor.

TRİLYON DOLARLIK BİR RİSK VE FIRSAT

Siber sigorta, hem büyük bir risk hem de trilyon dolarlık bir fırsat olarak ön plana çıkıyor.
Siber sigorta, sigorta sektörü için büyük bir büyüme potansiyeli sunuyor. Munich Re’nin araştırmasına göre, son beş yılda siber sigorta pazarında neredeyse üç kat büyüme gerçekleşti. Swiss Re verilerine göre ise sektör, 2017-2020 yılları arasında hacmini ikiye katladı ve bu büyüme 2020-2022 yılları arasında da tekrarlandı.
Pazardaki talep sinyalleri ve artan ihtiyaçlar görmezden gelinemeyecek kadar büyük. Ancak, siber risklerin karmaşıklığı sigorta şirketleri için önemli zorluklar oluşturuyor. İşletmelerin büyük çoğunluğu yeterli korumaya sahip değil ve bu eksikliğin farkında. Ancak, mevcut sigorta ürünleri çoğu firmanın beklentilerini tam olarak karşılamıyor. Güçlü güvenlik altyapısına sahip büyük şirketler, siber sigortanın kendilerine yeterince değer sunmadığını düşünürken, birçok KOBİ ise yüksek maliyetler nedeniyle sigorta yaptırmaktan kaçınıyor.

PARAMETRİK SİGORTADA YENİ DÖNEM

Ticari sigorta şirketleri ve reasürörler, daha fazla müşteriye daha kapsamlı koruma sağlamak için parametrik sigorta çözümlerine yöneliyor. Uydu görüntüleme ve uzaktan algılama teknolojilerindeki ilerlemeler sayesinde atmosfer ve su koşulları gibi “yer gözlem” verileri artık daha doğru ve hızlı bir şekilde kullanılabiliyor.
Parametrik sigorta kullanım alanları giderek genişliyor. Çiftçiler, mahsullerini sigortalamak için bu yöntemi kullanırken, yenilenebilir enerji şirketleri düşük güneş ışığı veya yetersiz rüzgâr hızlarına karşı koruma sağlamak amacıyla parametrik poliçelerden faydalanıyor. Dünya Bankası, doğal afetler, salgınlar ve pandemilere karşı gelişmekte olan ülkeleri desteklemek için parametrik sigorta modelleri kullanıyor. Swiss Re ve The Nature Conservancy iş birliğiyle Meksika’da mercan resiflerinin restorasyonu, fırtına şiddetine bağlı sigorta ödemeleriyle finanse ediliyor.

BİREYSEL SİGORTADA KİŞİSELLEŞTİRME ÖNDE

Özellikle mal ve kaza sigortası (P&C) sektöründe büyümenin anahtarı, daha basit ve esnek ürünler, zengin müşteri deneyimleri ve kişiselleştirilmiş hizmetler olacak. Dijitalleşme sürecinde maliyet tasarruflarını hizmet kalitesinin önüne koymamak, sigorta şirketleri için kritik bir fark yaratabilir.
Gerçek dijital liderlik, sigorta ürünlerine katma değerli hizmetler eklemeyi gerektiriyor. Sigorta şirketleri, uzmanlıklarını yeni tekliflerle genişletebilir. Örneğin:
Avrupa’daki bölgesel sigorta şirketleri, genç sürücüler için güvenli sürüş eğitimi içeren özel otomobil sigortası paketleri sunuyor.

  • Kapsamlı yaşam tarzı sigortaları, siber güvenlik, veri gizliliği ve dijital kimlik korumasını içerebilir.
  • Standart konut sigortası poliçeleri, riskli bölgelerde yaşayan sigortalılar için iklim değişikliği kaynaklı risklere karşı ek koruma sağlayabilir.
  • Hasar ödemeleri, sigortalılara daha dayanıklı malzemelerle yeniden inşa seçenekleri sunarak sel veya yangın riskini azaltabilir.
  • Kullanım bazlı sigorta (UBI) modelleri, abonelik bazlı poliçelerle desteklenerek elektrikli ve otonom araçların yaygınlaşmasına paralel olarak büyümeye devam edecek.
  • Akıllı ev teknolojileriyle birlikte, IoT sensörleri içeren poliçeler popüler hale gelecek. Bu sensörler, hasar oluşmadan önce sigortalıları ve şirketleri uyararak riskleri minimize edebilir.

GÖMÜLÜ SİGORTADA BÜYÜME TRENDİ

Müşterilere ihtiyaç duydukları noktada ulaşabilen sigorta şirketleri, büyüme açısından en iyi konumda olacak. Ancak bunun için değer önerilerini ve dağıtım ağlarını yeniden düşünmeleri gerekiyor. Bireysel sigorta alanında gömülü sigorta giderek daha fazla yer edinmeye devam edecek. Günlük perakende alışverişlerinden büyük harcamalara (seyahat, tatil gibi) kadar birçok satın alım sürecinde otomatik sigorta çözümleri devreye girecek.
Avrupa’da bankasürans kanallarının büyümesi bekleniyor. Bunun sebeplerinden biri de Danimarka Uzlaşması’nın (Danish Compromise) yerini CRR3 düzenlemesine bırakması. Benzer şekilde, FIDA gibi açık finans yasaları sayesinde müşteri verilerinin paylaşımı ve kontrolü konularında yeni kurallar devreye giriyor. Bu da sigorta sektöründe müşteriyle etkileşim süreçlerini yeniden şekillendiriyor.

HAYATTA ESNEK ÜRÜNLER ÖNE ÇIKIYOR

Hayat sigortası sektörü, geleneksel koruma ve tasarruf ürünlerinden fon bazlı ve platform odaklı çözümlere, bireysel sigorta hizmetlerinden ticari grup sigortalarına kadar geniş bir yelpazeye sahip. Ölüm ve maluliyet teminatları ile yaşam ve sağlık hizmetleri birçok sigorta şirketinin portföyünde birlikte yer alıyor.
Sektörün bu kadar geniş bir alanı kapsaması ve geleneksel sınırların giderek bulanıklaşması, birçok farklı firmanın aynı müşteri kitlesi için rekabet etmesine neden oluyor. Emeklilik hizmetleri, sigorta şirketleri için büyümenin en önemli unsurlarından biri haline gelirken, cazip faiz oranları da talebi artırıyor. ABD’de üst üste üçüncü kez yıllık sigorta primlerinde rekor seviyelere ulaşılması, bu alandaki büyüme potansiyelini ortaya koyuyor.
Hayat sigortasının tüm alt segmentlerinde şirketler, platformlarını konsolide etmeye, müşteri deneyimini iyileştirmeye ve maliyetleri optimize etmeye odaklanıyor. Yeni nesil sigorta süreçleri, poliçe yönetim sistemleri ve sigortacılık iş akışlarını destekleyen teknolojiler sayesinde modernizasyon süreci daha kolay hale geliyor. Üçüncü taraf dağıtım kanallarının yaygınlaşmasıyla birlikte, farklı ürün ve hizmetler arasında sorunsuz ve entegre bir deneyim sunabilmek kârlı büyüme için kritik hale geliyor.

BİREYSEL EMEKLİLİKTE BÜYÜK FIRSATLAR

Emeklilik tasarruf açığı ve kamu emeklilik fonlarındaki yetersizlikler, sigorta şirketlerini yeni çözümler geliştirmeye yönlendiriyor. Küresel ölçekte uzayan yaşam süreleri ve yaşlanan nüfus da bu ihtiyacı daha da artırıyor. Artan yaşam maliyetleri ve enflasyonist baskılar karşısında, bireysel ve kamusal tasarrufların daha uzun süre dayanması gerekiyor.
Sektör uzmanları bu durumu giderek büyüyen bir kriz olarak görse de sigorta şirketleri için önemli fırsatlar da barındırıyor. Sosyal güvenlik sistemlerinin sunduğu temel koruma üzerine inşa edilecek yeni çözümler, bireylerin varlıklarını korumasına ve yaşam standartlarını sürdürmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, yaşlanan nüfus ile birlikte, nesiller arası büyük ölçekli servet transferlerinin yönetimi konusunda sigorta şirketlerine duyulan ihtiyaç da artıyor. Yeni sigorta ürünleri, müşterilere hem birikim döneminde (çalışırken tasarruf sağlama ve avantajlar biriktirme) hem de tüketim döneminde (çalışmayı bırakarak tasarruflarını kullanmaya başlama) destek sunmalı. Esnek ürünler, farklı gelir seviyeleri ve çalışma modellerine hitap edebilmeli. Ayrıca, emekliliğe geçişin tek bir anda değil, genellikle uzun bir süreç içinde gerçekleştiği gerçeği de dikkate alınmalı. Bu nedenle, ücret bazlı ürünler ve hibrit çözümler, sigorta şirketlerinin portföylerinde daha fazla yer almaya başlayacak.

KURUMSAL EMEKLİLİKTE BÜYÜME FIRSATLARI

Geleneksel tanımlı fayda planlarından (DB) tanımlı katkı planlarına (DC) geçiş hız kazandıkça, bireyler uzun vadeli finansal refahlarını sağlamak için daha fazla sorumluluk üstlenmek zorunda kalıyor. Kurumsal bilançolarda bulunan yükümlülükler, sigorta şirketleri için emeklilik risk transferi pazarında önemli bir fırsat sunuyor. Faiz oranlarındaki değişimler, yeni varlık sınıflarına erişim ve reasürans çözümlerinin kullanımı, bu transferleri daha cazip hale getirirken, gelişmiş pazarlarda büyük bir büyüme potansiyeli bulunuyor.

3- Sigorta Sektöründe Dönüşüm: Veri, Teknoloji ve Yetkin İnsan Kaynağıyla Yeniden Yapılanma

Sigorta şirketleri, operasyonel mükemmelliği sağlamak, sürekli yeniliği mümkün kılmak ve kalıcı kârlılık elde etmek için dönüşüm programlarını hızlandırıp ölçeklendirmeye odaklanıyor.
Günümüzün karmaşık pazar koşullarında rekabet avantajı yakalamak ve büyüme fırsatlarını değerlendirmek için sigorta şirketlerinin en yenilikçi ve veri odaklı bölümü artık yalnızca IT departmanları değil, doğrudan üst yönetim olmalı. Rekabet tehditleri, düzenleyici değişiklikler ve artan müşteri beklentileri, gelişmiş araçlar ve zengin veri setlerinin iş süreçlerinin temel taşı haline gelmesini zorunlu kılıyor. Yapay zekâ yatırımlarından en iyi şekilde yararlanmak isteyen sigorta şirketleri, geleceğe yönelik temel stratejilerini bugünden belirleyerek operasyonlarını yeniden yapılandırmalı.

VERİ ODAKLI BİR YAPIYA GEÇİŞ

Şirketlerin veri stratejileri, iş hedefleriyle doğrudan uyumlu olmalı ve uzun vadeli altyapı geliştirme ile kısa vadeli değer yaratan kullanım senaryoları arasında denge sağlamalı. Bu kapsamda sigorta şirketlerinin şu başlıklara odaklanması gerekiyor:

  • Yapay zekâ ve ileri teknolojilerden maksimum verim almak için organizasyonu hazır hale getirmek
  • Esnek, ölçeklenebilir ve geleceğe hazır bir IT altyapısı oluşturmak
  • Tam otomatik süreçler için güvenilir yönetim modelleri geliştirerek veri kalitesini ve müşteri güvenini sağlamak
  • Veriyi iş süreçlerinin merkezine koyarak yönetim anlayışını dönüştürmek
  • Düzenleyici gereklilikleri fırsata çevirerek işleyişi daha verimli hale getirmek
    Sigorta şirketleri, yapay zekâ yatırımlarının önceliklendirilmesi ve başarılı pilot projelerin hızla ölçeklendirilmesi için üst yönetimin liderliğinde ilerlemeli. Bazı işlevler şirket genelinde merkezi olarak ele alınarak, farklı iş birimleri arasında uyum sağlanmalı. Veri setleri ve yeni teknolojiler, stratejik planlamanın temel unsurlarından biri haline gelmeli. Büyük çaplı kararlar bireysel birimler yerine, tüm organizasyonun çıkarlarını gözeten entegre bir yaklaşımla alınmalı.

OPERASYONLARI TEKNOLOJİ VE VERİ İLE DÖNÜŞTÜRMEK

Üst düzeyde belirlenen veri stratejileri, dijitalleşme ve otomasyon yoluyla günlük operasyonlara entegre ediliyor. Yapay zekâ destekli dönüşümün ön saflarında bu süreçler yer alıyor. ABD ve İngiltere’de, hayat dışı sigorta sektöründeki öncü firmalar, satıştan yenileme süreçlerine kadar tüm müşteri etkileşimlerini dijitalleştirdi. Bazı hasar talepleri hâlâ manuel müdahale gerektirse de, sigorta sektöründe tam otomatik işleyiş hedefleniyor. Dijital portallar, müşterilere fiyat karşılaştırma siteleri üzerinden anında teklif sunarak sigorta poliçesi satın alma süreçlerini büyük ölçüde hızlandırıyor.
Hayat sigortasında ise başvuru süreçlerini dijitalleştiren veya ekosistemlere (örneğin İngiltere’deki emeklilik panoları) entegre olan şirketler, yeni müşteri kazanımında önemli artışlar kaydetti.
Kâr marjlarının düşük olduğu bireysel sigorta segmentinde verimlilik hayati öneme sahip olsa da, büyük ölçekli ticari sigorta ve reasürans süreçleri de dijitalleşiyor. Otomatik tekliflendirme, sigorta şirketleri ve brokerlar için büyük verimlilik kazançları sağladı. Merkezi underwriting platformları, sigorta uzmanlarının ihtiyaç duyduğu tüm verileri tek bir çatı altında topluyor ve risk değerlendirme, fiyatlandırma, portföy yönetimi ve poliçe düzenleme süreçlerini entegre bir iş akışı içinde yürütmelerine imkân tanıyor.
Şirketler ayrıca, hâlâ manuel olarak yürütülen bazı süreçleri (örneğin yönetim raporlaması ve düzenleyici yükümlülükler) optimize etmek için API’leri ve üretken yapay zekâ (GenAI) çözümlerini daha yaygın şekilde kullanıyor. Veri akışları ve poliçe sonrası işlemler, artan veri hacmi göz önüne alındığında, otomasyon açısından büyük fırsatlar sunuyor. Yapay zekâ destekli veri işleme, optik karakter tanıma (OCR) sistemlerine ve dış kaynak kullanımına olan ihtiyacı azaltarak süreçleri hızlandırabilir.
Günümüzde üretken yapay zekâ, bilgi çalışanları için rutin görevleri optimize ederek önemli verimlilik kazanımları sağladı. Ancak gelecekte daha karmaşık kararları yönetebilecek Agentic AI gibi ileri düzey yapay zekâ sistemlerinin benimsenmesi bekleniyor. Farklı yapay zekâ türlerini etkin şekilde birleştiren sigorta şirketleri, operasyonlarını daha verimli hale getirerek müşterilere daha kişiselleştirilmiş hizmetler sunabilecek ve müşteri bağlılığını güçlendirecek.

YAPAY ZEKÂ DESTEKLİ DÖNÜŞÜMÜN GELECEĞİ

Otomasyonun getirdiği verimlilik artışının ötesinde, yapay zekâ; dinamik risk modelleme, dolandırıcılık tespiti ve hasar yönetiminde öngörüsel analitik gibi alanlarda önemli performans iyileştirmeleri sunuyor. Bu alanlardaki inovasyonlar, sigorta şirketlerine kısa vadede büyük faydalar sağlayabilir.
Ayrıca, yapay zekâ sayesinde sigorta firmaları değişen piyasa koşullarına ve müşteri taleplerine daha hızlı yanıt verebilir. Sigorta sektöründe tam otomasyon uzun süredir ulaşılması zor bir hedef olarak görülüyordu, ancak yapay zekâ ile bu hedef artık daha erişilebilir hale geliyor. Sektörde rekabet avantajı elde etmek isteyen firmalar, yapay zekâ ve veri odaklı stratejilere hızla yatırım yaparak dönüşüm süreçlerini hızlandırmalı.

YAPAY ZEKÂ ÇAĞINA UYUM

Sigorta sektöründe teknoloji yatırımlarının başarısını belirleyen en önemli faktörlerden biri, insan kaynağı ve yetkinliklerdir. Bu durum, yalnızca “insan-döngüde” (human-in-the-loop) uygulamalarının kritik rolü nedeniyle değil, aynı zamanda yapay zekâ gibi dönüştürücü teknolojilerin iş gücü üzerindeki etkileri nedeniyle de geçerliliğini koruyor.
Örneğin, sigorta sektöründe temel bir rol üstlenen aktüerler ve risk değerlendirme uzmanlarının sorumlulukları büyük ölçüde değişiyor. Geleneksel olarak sayılarla çalışan ve risk analizi yapan bu profesyoneller, artık algoritmaları iyileştirme ve geniş kapsamlı portföy analizleri gerçekleştirme üzerine odaklanacak. Kimi çalışanlar için bu değişim zorlayıcı olabilir, ancak birçok kişi daha gelişmiş veri setleri ve yapay zekâ destekli araçlarla çalışmayı heyecan verici bir fırsat olarak görecektir.
Bazı aktüerlerin yerini yapay zekâ alabilecek olsa da, esas büyük değişim, yetkin profesyonellerin yapay zekâ araçlarını kullanarak karar destek süreçlerinde çok daha yüksek değer üretmesi olacak.

YAPAY ZEKÂ ÇAĞINA HAZIRLIK

GenAI’nin iş süreçlerine entegrasyonundan en yüksek verimi almak için şirketlerin teknolojik çevikliğini ve dijital yetkinliğini artırması gerekiyor. Ancak, veri bilimi uzmanları, analitik profesyonelleri, yapay zekâ mühendisleri ve müşteri deneyimi tasarımcıları gibi yetkinliklere sahip insan kaynağını bulmak ve işe almak giderek zorlaşıyor. Ekosistem iş birlikleri ve stratejik ortaklıklar, bu yeteneklere erişimi kolaylaştırabilir ancak aynı zamanda stratejik ortak yönetimi gibi yeni becerileri de zorunlu kılıyor.
Sektörde öne çıkmak isteyen şirketler; tasarım odaklı düşünme, hızlı prototipleme ve Agile çalışma modelleri konusunda yetkinlik kazanmalı. Bunun yanında, çalışanları GenAI ile deney yapmaya teşvik eden, iş birliğini artıran ve belirli kurallar çerçevesinde inovasyonu destekleyen bir yönetim anlayışı benimsenmeli.

Yorum yazın