2024’te birbiriyle bağlantılı riskler ön planda

2024’te birbiriyle bağlantılı riskler ön planda

S&P Global’in 2024’ün önde gelen jeopolitik risklerini sıraladığı 2024’ün En Önemli Jeopolitik Riskleri raporunda, birbirleriyle bağlantılı birçok riske dikkat çekiliyor ve dünyanın bu risklerin üstesinden gelmesi için uluslararası iş birliğine özel bir vurgu yapılıyor.

2024’ün en önemli jeopolitik risklerinin olasılığı ve etkisi.

Uluslararası kredi değerlendirme kuruluşu S&P Global, 2024’ün önde gelen jeopolitik risklerini sıraladığı 2024’ün En Önemli Jeopolitik Riskleri raporunu yayınladı. Uzun yıllar küreselleşme ve jeoekonomi tarafından şekillenen dünyanın, hızla jeopolitik risklere dayalı bir hale geldiği belirtilen raporda, özellikle COVID-19 pandemisi ve Rusya-Ukrayna savaşı gibi biriken şoklar sonrası 2024 yılında küresel yapıların ve ilişkilerin önemli ölçüde yeniden düzenlendiğine dikkat çekiliyor. 2024’ün öne çıkan jeopolitik riskleri ise şunlar:

  • Rusya-NATO Gerilimleri
  • Siber Saldırılar
  • ABD-Çin Stratejik Rekabeti
  • Küreselleşmeden Vazgeçme (Deglobalizasyon)
  • İklim Riski
  • Enerji Güvenliği

SAVAŞ DAHA BÜYÜK RİSKLERE YOL AÇIYOR

Yaklaşık 2 buçuk seneye yakın bir süredir devam eden Rusya- Ukrayna Savaşı; yatırım, enerji, tedarik zincirleri ve ticareti de kapsayan oldukça büyük, geniş çaplı şok dalgalarına yol açtı. 2024 yılında da önemli bir jeopolitik risk olmaya devam eden Rusya- Ukrayna Savaşı, insani bir kriz başlattı ve dünya çapında sermaye hareketleri, ticaret ve emtia piyasalarında daha büyük risklere yol açtı. Şu an iki tarafın da bir ateşkese ya da çözüme gitme taraftarı olmadığını ve savaşın devam ettiğini belirten rapor, savaşın kasıtlı ya da kazara tırmanma riskinin her zaman mevcut olduğunun altını çiziyor. Ayrıca doğrudan bir küresel çatışmanın olası olmadığını da belirten rapor, yıkıcı sonuçların olacağını ancak tarafların bundan kaçınmaya çalışacağını da ifade ediyor. Son olarak Rusya’nın NATO ile olan gerilimli ilişkisine bakarsak aslında bir süredir devam eden bu durum, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrası daha da kötüleşti ve NATO- Rusya ilişkilerini Soğuk Savaş’tan bu yana en istikrarsız dönemine soktu.

SİBER SALDIRILAR GİDEREK KARMAŞIKLAŞIYOR

Hem bireyler hem de ulusal güvenlik için önemli bir tehdit olan siber saldırılar, giderek daha büyük ve karmaşık bir jeopolitik risk olarak karşımıza çıkıyor. Kritik ulusal altyapının (elektrik şebekeleri, su şebekeleri ve ulaşım sistemleri de dâhil olmak üzere) dijitalleşmesiyle birçok temel hizmetin siber saldırılara karşı giderek daha savunmasız hale geldiğini belirten rapor, bu sistemlerden herhangi birine yönelik başarılı bir siber saldırının ciddi sonuçlar doğurabileceğini de ekliyor.

ABD VE ÇİN’İN ÇOK BOYUTLU İLİŞKİLERİ

Çözüme kavuşturulmamış bir dizi çatışma ve rekabet, 2024 yılında jeopolitik risk kaynağı olmaya devam ediyor. Rapora göre bunlardan biri de ABD ile Çin arasındaki ilişkiler. ABD ve Çin arasında özellikle ticaret, tedarik zinciri ve ekonomi alanlarında çok boyutlu bir ilişki olmasına rağmen, ABD-Çin ilişkilerinin son yıllarda daha karmaşık hale geldiği belirtilen raporda, Çin ve ABD’nin birbirleriyle sorumlu bir şekilde rekabet etme politikası izlemeye kararlı olduklarını ancak ilişkilerin gerginleşme riskinin devam ettiği aktarılıyor. Özetle, ABD ve Çin arasındaki ticaret ve teknolojik rekabet, jeopolitik gerilimleri artırıyor. Çin’in Güney Çin Denizi’ndeki askeri varlığı ve ABD’nin ticaret kısıtlamaları, bu rekabetin temel unsurlarından.

DEGLOBALİZASYON DEĞİL İŞ BİRLİĞİ

Son yıllarda milliyetçilik, korumacılık ve popülist hareketlerin artması nedeniyle belirsizliğin arttığı bir ortamın oluştuğuna dikkat çeken rapor, bu durumun küreselleşmenin tersine dönmesine ya da yavaşlamasına yol açabileceğini belirtiyor. Rapor, küreselleşme karşıtı hareketin ekonomik büyüme ve uluslararası ilişkiler için bir tehdit oluşturduğunu ama Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline verilen tepkinin de etkisiyle, pragmatizm ve iş birliğinin artırılmasına yönelik yeni bir eğilimin ortaya çıkmaya başladığını aktarıyor. Bu yeni pragmatizm, hükümetlerin kendi sanayilerini ve vatandaşlarını yabancı rekabetten korurken (örneğin yerli üreticileri yabancılara tercih eden sübvansiyonlar ve diğer teşvikler uygulaması) kendi içine kapalı ekonomilerden oluşan daha kapalı bir dünyaya doğru harekete karşı koyuyor. Korumacılık ve çok yönlü ticaretin reddi jeopolitik riskler olmaya devam edecek gibi gözüküyor. Ek olarak S&P Global, küresel ticaretin 2024 yılında daralmasının muhtemel olabileceğini ancak aynı yıl içerisinde toparlanma yaşanacağını ve uzun vadeli istikrarlı bir büyüme yoluna dönülmesini bekliyor.

2024’ÜN EN ÖNEMLİ JEOPOLİTİK RİSKİ

İklim riskinin dünyanın siyasi açıdan en kutuplaştırıcı konularından ve 2024’ün en büyük jeopolitik risklerinden biri olduğunu aktaran rapor, iklim riskinin ulusal güvenlik ve küresel istikrar üzerinde geniş kapsamlı etkileri olacağını ifade ediyor. İklim değişikliğinin etkilerini ekstrem hava olayları, türlerin yok olması, yükselen deniz seviyeleri ve gelişmekte olan ülkelerde artan yoksulluk şeklinde şimdiden görmekteyiz. İklim değişikliğinin sıklık ve şiddetinin artması altyapılara zarar vermekte ve tedarik zincirinde aksaklıklara yol açarak kaynak kıtlığına ve ekonomik istikrarsızlığa yol açmakta. Bu konuda uluslararası düzeyde iş birliğini kolaylaştırma rolünü üstlenen en önemli adımlardan biri de 2015 yılında kabul edilen ve 196 ülkenin imza attığı Paris Anlaşması. Rapor, küresel ısınmayı durdurmak için yeterli kolektif eylemde bulunulmazsa kitlesel yerinden edilme, gıda ve su güvensizliği ve sivil huzursuzluk gibi etkileri felaketlere dönüşebilecek birtakım risklere yer vermiş. Ayrıca, fosil yakıtlara büyük ölçüde bağımlı olan ülkelerin yenilenebilir enerjiye geçişe direnmesi muhtemel. Bu direnç, uygun fiyatlı enerji sağlamak için rekabet eden ülkeler arasında jeopolitik gerilimlere yol açabilir.

ENERJİ GÜVENLİĞİ ENDİŞELERİ ARTIYOR

Raporda yer alan çoğu risk, aslında küresel bağlamda enerji güvenliğine ilişkin endişelerin artmasına neden oluyor. Rusya-Ukrayna Savaşı’nın patlak vermesinin ardından Avrupa’nın enerji güvenliğinin tehdit altına girdiğini ve Rus gazına erişimini kaybetmesiyle birlikte Avrupa’da gaz fiyatlarının tırmanışa geçerek ciddi sıkıntılar yarattığını hatırlatmakta fayda var. Enerji sektörünün dijitalleşmesi ise siber saldırı riskini doğuran bir diğer gelişme. Raporda da yer verildiği üzere dijitalleşme, enerji altyapısını siber saldırılara karşı savunmasız hale getiriyor. Bu saldırılar kritik altyapılara ciddi zararlar vererek enerji arzını kesintiye uğratabiliyor. Rapor, 2024’ün en önemli jeopolitik risklerinden birinin de bu saldırılar olduğunu belirtiyor.

SONUÇ

Raporu genel olarak özetleyecek olursak, Rusya-Ukrayna çatışmasının gidişatı, Rusya’nın NATO üyeleriyle ticaret yapma kabiliyetini ve ucuz Rus gazının dünyanın bazı bölgelerine ulaşmasını etkileyecek bir durum diyebiliriz. Siber saldırıların artması küreselde gerilimler yaratabilme potansiyeli nedeniyle hükümetlerin ve kurumların yüksek düzey alarma geçmesine neden olacak. Artan süper güç gerilimleri küresel ekonomi üzerinde önemli bir etkiye sahip. Örneğin ABD ile Çin arasındaki ticari ilişkilerde yaşanacak herhangi bir aksamanın tüm dünyayı etkileme potansiyeli oldukça yüksek. Ticaret savaşları ve artan uluslararası gerilimler, uluslararası iş birliği ve ticaret akışına yönelik artan hareketi yavaşlatabilir. İklim değişikliğinin yıkıcı etkileri ulusal güvenliği ve küresel istikrarı önemli ölçüde etkileme potansiyeline sahip. Küresel ekonomi için negatif etkileri olan enerji güvenliği endişelerinin devam etmesi mali, sosyal ve siyasi zorlukları artırıyor.

ÇÖZÜM

Görüldüğü üzere birbirleriyle bağlantılı bu risklerle mücadele yine birbiriyle bağlantılı olmalı. Peki, raporda yöneltilen çözüm yolu nedir? Uluslararası iş birliği. İklim dönüşümünde anlamlı bir ilerleme kaydedilmesi ve siber saldırılar gibi jeopolitik riskleri etkili bir şekilde ele almak için gereken uluslararası iş birliğini sağlamak örnek verilebilir. Rapor, ekonomik açıdan en yıkıcı zamanlardan geçen dünyanın bu yıkımın üstesinden gelmek için iş birliğine sıkı sıkıya sarılması gerektiğine işaret ediyor.

Yorum yazın