14 yıldır kâr ederek büyüyoruz

Sompo Japan Sigorta Genel Müdürü Recai Dalaş’ın Fiba Holding’in kurucu hissedarı Hüsnü Özyeğin ile el sıkışarak şirketi kurma görevine soyunmasının üzerinden tam 14 yıl geçti. Bu anlaşmanın yıldönümünün kendisi için çok önemli olduğunu dile getiren Recai Dalaş ile anlaşma üzerinden geçen süre boyunca Sompo Japan Sigorta ve sektör açısından yaşanan gelişmeleri konuştuk.
Bu 14 yıl nasıl geçti? İsteklerinizi gerçekleştirdiniz mi?
Büyük çoğunluğunu gerçekleştirdiğimi düşünüyorum. 14 yıldır görevimin başında olduğuma göre sanırım sermayedarlarımız da bu düşünceme katılıyor. Rakiplerimizin birçoğuyla karşılaştırıldığında şirketimiz hâlâ çok genç. Geldiğimiz yere elbette kolay gelmedik. Şirket 5 milyon lira gibi son derece mütevazı bir sermayeyle 2001 ekonomik krizinin içinde kuruldu. Kuruluşumuzdan itibaren şartlar gereği üç kez isim değiştirdik. Bu durum şirketin marka bilinirliğini de olumsuz etkiledi.
Bunlar ve yeni bir şirket olmanın getirdiği diğer tüm zorluklara rağmen şirket ilk tam faaliyet yılı olan 2004’ü izleyen 2005 yılında ilk kez kâr etti ve bu özelliğini 2015 yılı dahil devamlı sürdürdü. Sektörde her dağıtım kanalında ağırlıklı çalışarak bu başarıyı elde eden başka bir şirket yok.
Bu başarıyı elde ederken hangi özellik ve yaklaşımlarınız size yardımcı oldu?
Bunlardan en önemlileri yönetim ekibinin iyi bir takım olması ve şirketin rakiplerinden farklı bir kültürü benimsemesi. Bu kültür sigortacılık dışında işletmecilik kültürünü de barındırıyor ve farklılaşma ihtiyacının sadece sözde değil özde de farkında. Bunun sonucunda biz kuruluş yıllarımızda bu durumdaki başka birçok şirketin düştüğü hataya düşmedik. Yani, sektör liderleri de dahil hiçbir şirketi taklit ve takip etmeye yeltenmedik.

‘KENDİ METODOLOJİMİZİ GELİŞTİREREK İLERLEDİK’
Bu tercihimizin en önemli nedeni denenmiş ve iyi sonuç almadığı belli olanı izlemenin açık gereksizliği, daha da doğrusu yanlışlığıydı. Sektörümüzün oto sigortaları ağırlıklı bir sektör olduğu dikkate alındığında ayakta kalabilmek için bu alanda zarar etmeme zorunluluğu açık olarak ortadaydı. Sektörün bu alandaki performansı ortada olduğuna göre kendi metodolojimizi geliştirmek zorundaydık ve yaptığımız da tam olarak bu oldu. Tarife, hasar yönetimi ve hemen her alanda kendi metodolojimizi geliştirdik.

Bu anlayışınız sonuç verdi mi?

Elbette. 2005-2015 arasında toplamda sektörün en iyi kârlılık sonucunu elde eden şirketiyiz. Üstelik bunu bizden ciro olarak daha büyük şirketlerin ölçek avantajına rağmen elde ettik.
Siz sürdürülebilir büyüme sağlama konusunda kendinizi ne kadar başarılı görüyorsunuz?
Çok başarılı görüyorum. Kurulduğumuzdan bu yana başardığımız tam olarak bu. Bu başarımız bundan sonra da aynı şekilde devam edecek. Ancak bunu bir kısa mesafe koşucusu değil maraton koşucusu temposunda başaracağız. Ne zaman gaza ne zaman frene basacağınızı bilmeniz gerek. Aksi takdirde kaza yaparsınız. Rekabetin zirve yaptığı ve dolayısıyla bize göre rasyonel büyüme şartlarının oluşmadığı 2007-2011 arası dört yıl toplamında sektör %51 büyürken biz sadece %14 büyüdük. Buna karşılık bu yıl sonunda sona erecek olan sonraki dört yıllık dönemde sektör %77 büyürken biz %200 büyümüş olacağız. Bu değişimin bir stratejinin sonucu olduğu açık. Her alanda olduğu gibi burada da kendi yolumuzu çizdiğimiz kolaylıkla görülebilir.
Bu sürekli başarma arzusu şirketinizdeki yönetici kadrosu ve diğer çalışanları zorlamıyor mu?
Hayır, hiç sanmıyorum. Biz başarı duygusunu ekip olarak paylaşıyoruz. Gelecekle ilgili vizyonu, kafasında fikri ve söyleyecek sözü olanlar için şirketimizin mükemmel bir şirket olduğunu düşünüyorum. Sompo Japan Sigorta bir tek adam şirketi değildir. Strateji ve uygulamalar geniş bir yönetici grubuyla tartışıldıktan sonra paylaşılır hale gelir ve ondan sonra hayat bulur. Bireysel akıl toplamından daha büyük bir kolektif akıl yaratmak amacımız. Şirketimizin kültürü, iş modeli çalışanlarımızı, karşılığında onlar da şirketi yukarı taşır. Çalışanlar uygun platformlarda eleştiri yapmaya samimi olarak teşvik edilir. Bu kültür içinde özellikle yöneticiler şirket vizyon ve hedefleriyle uyumlu olmak üzere kendi hedeflerini ve çalışma tempolarını belirleme konusunda özgürdür. Bu ortamda çalışmaya istekli ve yeterli yeteneğe sahip olanlar için Sompo Japan Sigorta eğlenceli bir şirkettir. Her çalışandan şirketin de desteğiyle kendini geliştirmesi beklenir. Bu anlayış ve yeteneğe sahip olmayanlar içinse zor bir şirket olduğumuzu söyleyebilirim.
Son yıllarda gerçekleştirilen yasal düzenlemeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Son 10 yılda birçok düzenleme gerçekleştirildi. Bunların sonunda sektöre önemli ölçüde şeffaflık ve çekidüzen geldi. Bu yönüyle genel olarak çok olumlu buluyorum. Son olarak rezerv yeterliliği konusunda uygulama birliği sağlamaya dönük ve dolayısıyla performans karşılaştırmayı daha anlamlı kılacak bir düzenleme yapıldı. Bu düzenlemeyi fevkalade doğru buluyorum.
Zaman zaman aynı oranda doğru bulmadığım şeyler de oluyor elbette. Trafik sigortalarında ticari araç primlerine üst sınır getirilmesi gibi. Doğru ve yanlışlarıyla düzenlemeler her şirketi bağladığı sürece ben burada bir sorun görmem. Benim kamu otoritesinden tek beklentim, sermaye yeterliliği olmayan şirketlerin haksız rekabet yaratacak uygulamalarına izin verilmemesi.
Son zamanlarda bolca dile getirilen dijital sigortacılık konusundaki görüşlerinizi alabilir miyiz?
Teknolojinin yaşamın her alanını büyük bir hızla değiştirirken sigortacılığı etkilememesi düşünülemez. Sektörümüzde bireysel sigorta ürünlerinin ağırlığı giderek artıyor. Bu ürünler de internet üzerinden satışa uygun ürünler. Sonuçta çok uzak olmayan bir gelecekte bu alanda gelişmeler olması şaşırtıcı olmayacaktır. Bu durum, acentelerin birçoğu için olduğu gibi, temel stratejisini acenteler üzerine kurgulamış olan Sompo Japan Sigorta ve aynı yolda yürüyen diğer şirketler için ciddi risk içeren bir gelişme olacaktır. Sektör olarak acenteler için olduğu kadar şirketler için de riski minimize eden adaletli ve verimlilik sağlamaya dönük projeler üretmemiz gerekecek.
Ancak bu noktada kısa vadeli değil uzun vadeli düşünme ihtiyacı içinde olduğumuzu vurgulamalıyım. Bireysel ürünlerde, özellikle trafik sigortalarında en önemli seçim kriterinin fiyat haline gelmesi ve acentelerin de müşteri kaybetmemek için desteklediği uygulamalar, bir anlamda dijital sigortacılığın acenteler tarafından sektöre getirilmesi anlamına geliyor. Böyle olunca, şirketlerin anlaşmalı olduğu acente sayısının bile önemi azaldı. Bu ortamda acentemizin olmadığı bir coğrafyada trafik branşında %20 pazar payı elde ettiğimizi görmek şaşırtıcı olmuyor. Bu acenteler için olduğu kadar şirketler için de tehlikeli. Bu durumda elde edildiği düşünülen pazar payının da bir anlamı kalmıyor.

‘TAM SERBESTİ SAĞLANMALI’
Bu durum acenteler için mi daha kötü sigorta şirketleri için mi tartışmasına gireceksek bir noktaya dikkat çekmek bu sorunun cevabını verecektir. Bugün 30 adet sigorta şirketinin sadece üçte biri anlamlı miktarda trafik poliçesi satıyor, diğerleri pazar payını azaltmak ve bazıları da hiç yazmamak adına elinden geleni yapıyor, bu durum hangi tarafın daha mutsuz olduğunu sanırım açıkça göstermektedir. Bu durumun Hazine tarafından dikkatle izlendiğinden emin olmakla birlikte, kamu otoritesinin sorunu çözmek için birtakım kısıtlar ve limitler getirmek yerine tam serbestiyi sağlamasının daha hızlı sonuç getireceğine inanıyorum.
Geleceğe dönük bir başka gerçekse mutlak gelirimizi korumak adına kârlılıktan fedakarlık etme mecburiyetidir. Özetle fiyatla değil, pazarı büyüterek hacimden kazanmalıyız. Bizim Sompo Japan olarak yaptığımız da budur. Biz birkaç yıl önce yaptığımız kârı bugün de yapıyoruz, ancak aynı miktarda kârı iki kat prim yazarak elde ediyoruz. Bugün piyasamızda zorunlu olan trafik sigortasının komisyonu, zorunlu olmayan örneğin kasko sigortasından yüksek. Bu durumun sürmesi internet sigortacılığı yapmak üzere kapı ağzında bekleyen yeni yatırımcıların iştahını açıyor. Ortalıkta trafik sigortası yazan iki avuç şirket kalmışken komisyonların bir miktar düşmesi sistemin sürekliliği için zorunlu gibi görünüyor. Akılcı tedbirlerin alınmaması Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmamız sonucunu doğurabilir.

‘KÂR ETMEYEN YATIRIM YAPAMAZ’
“Kârlılık her zaman en önemli odağımız oldu. Sektörümüzdeki, hatta dünyadaki birçok sigorta grubunun düştüğü yanılgı noktası da budur. Büyümek istiyorsanız kârlılıktan fedakarlık etmeniz gerektiği varsayılır. Bu tümüyle yanlış. Kârlılığı sürdürmeden sürdürülebilir bir büyüme performansı sağlamak mümkün değil. Ayrıca kâr ederek büyüme sağlayamazsanız ne çalışanlarınıza ne de acentelerinize fayda sağlayacak yatırımları yapma imkanını bulabilirsiniz.”

‘MÜKEMMELLİK MERKEZİ’
“Yeteneklerimizi neredeyse her gün geliştirerek oto sigortaları yönetiminde Japonya’daki ana şirketimiz de dahil olmak üzere Sompo Japan grubunun ‘center of excellence’ı, yani mükemmellik merkezi ilan edildik. Özellikle bireysel sigortacılık alanındaki ulaştığımız durum sonucu, grubumuzun yurtdışı büyüme planları içinde şirketimiz önümüzdeki dönemde Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgesinin merkezi olacak.”

Yorum yazın