Sigortacılıkta büyük ölçekli birleşme trendine ABD freni

Sigortacılıkta büyük ölçekli birleşme trendine ABD freni

Sektör tarafından merakla takip edilen Aon ve Willis Towers Watson arasındaki dev birleşme ABD mahkemesine takıldı. 30 milyar dolarlık birleşme sürecinin doğru bir şekilde değerlendirilmesi ve başarısızlığının iyi bir analizi sigorta sektörü için değerli öngörüler ortaya koyabilir. Bu gelişmenin sektördeki büyük satın alma iştahını azaltacağı düşünülüyor.

Risk yönetimi, sigorta ve brokerlik devleri Aon ve Willis Towers Watson (WTW), tüm yolların tıkanması nedeniyle ABD Adalet Bakanlığı ile olan dava sürecini sonlandırdıklarını ve 30 milyar dolarlık birleşme anlaşmalarını feshettiklerini duyurdu. Şirketler, birleşme kararı aldıklarını geçtiğimiz yılın mart ayında açıklamışlardı. Birleşmenin tamamlanması durumunda ortaya çıkacak yeni oyuncu dünyanın en büyük brokeri olacaktı. Hatta, Aon CEO’su Greg Case açılan rekabet davalarında kazanacaklarından emin olduklarını, en kötü ihtimalle davaların 2022 yılına kadar uzayacağını söylemişti. Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı.
Her 2 şirketin de yoğun çabalarıyla bir yıldan uzun süredir devam eden birleşme sürecinin iptal edilmesi sonucunda, Aon’un WTW’ye 1 milyar dolar ödemesi bekleniyor. İşlemin rafa kaldırılmasıyla beraber iki şirket de yollarına birbirlerinden bağımsız olarak devam edecek.
Şirketler arasındaki işlemin yasal süreçlere takıldığını ifade eden Aon CEO’su Greg Case, konu ile ilgili “AB Komisyonu’ndan aldığımız onay ve düzenlemeler konusunda dünyada esen pozitif rüzgara karşın ABD Adalet Bakanlığı ile bir açmaza takıldık” dedi. Yeni oluşacak şirketin ekonominin rekabetçi alanlarında ortaya çıkarabileceği fırsatların Bakanlık tarafından göz ardı edildiğini öne süren Case, “Birleşme sonucunda müşterilerimizle birleşmiş ve güçlendirilmiş inovasyon yeteneğimizi paylaşabileceğimize inancımız tam ancak yasal tarafta istediğimizi elde edemememiz sürecin sonunu hazırladı” ifadelerini kullandı.

ALINAN İPTAL KARARI DİĞER SATIŞLARI ENGELLEYECEK

AB tarafından tasdik alan birleşme, ABD tarafından geçen ay açılan tekelcilik karşıtı davaya takılmıştı. Söz konusu birleşme, boyutu nedeniyle aynı zamanda pek çok ülkeyi birden ilgilendiriyor. Bu nedenle Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerde de açılan tekel karşıtı davalar için süreçler devam etmekteydi.
Tröstlerin oluşmasını engellemeyi ve rekabet ortamının devam etmesini hedefleyen bu davalar, birleşen şirketlerin özellikle bazı alanlardaki faaliyetlerini ellerinden çıkarmalarını gerektiriyor. Aon ve WTW de, anlaşmanın gerçekleşmesi halinde ellerindeki varlıkların bir kısmını ellerinden çıkaracaklarını vadetmişlerdi. Bu yılın mayıs ayında iki şirket de 3.6 milyar dolarlık Willis Re ve WTW varlıklarını Arthur J. Gallagher & Co’ya satmayı kabul etmişti. Diğer elden çıkarmalar arasında Aon’un emeklilik şirketinin yatırım şirketi Aquiline’a satılması ve bireysel sağlık sigortası süreçlerinin de 1.4 milyar dolara Alight’a satılması bulunuyordu. Aon, aynı zamanda, Almanya’daki emeklilik ve yatırım işlerini devredeceğini duyurmuştu. Aon ve WTW açıklaması “Düzenlemeye uygun satışlar, süreci devam eden Aon ve WTW birleşmesiyle ve söz konusu şirketlerin kapatılma şartlarıyla uyumludur” dese de, anlaşma suya düşünce, varlıkların satışları da gerçekleştirilememiş oldu.

İptal kararının ardından gözler, şirketlerin gelecekteki planlarına çevrildi. Willis Towers Watson CEO’su John Haley, “Önümüzdeki dönemde çalışanlarımız, müşterilerimiz ve paydaşlarımıza odaklanmaya devam edeceğiz. Mevcut durumumuzda da dünyanın her yanında rekabetçi bir konumda olmaya ve küresel pazar boyunca yeni inovatif uygulamalar üretmeye devam edeceğiz” dedi ve ekledi: “Aon’daki meslektaşlarımıza ise bu zorlu süreçteki tüm destekleri için teşekkür ediyoruz.” Bunun yanında iki şirketin de ikinci çeyrek sonuçlarının bu yazıyı okuduğunuz dönem sonunda açıklamış olması bekleniyor (Aon 30 Temmuz, WTW 3 Ağustos’ta açıklayacak). Diğer taraftan, WTW yönetim kurulunun 1 milyar dolarlık hisse geri alım programına başlama kararı aldığı görülüyor. Mevcut açık uçlu geri alım programı hesaba katılırsa 500 milyon dolarlık daha hisse alımı yapılacak. Şirketin, önümüzdeki dönemde de zaman zaman hisse geri alımı yapması bekleniyor.
En çok merak edilen konulardan biri ise WTW’nin Aon’dan alacağı 1 milyar dolarlık ödeme ile ne yapacağı. Şu ana kadar şirketten konu ile ilgili bir açıklama yapılmasa da şirketin CEO’su John Haley’nin anlaşmanın iptalinin ardından istifa etmesi bekleniyor. Willis Towers Watson tarafında durumlar biraz daha farklı. Aon CEO’su Case ve CFO’su Christa Davies ile yapılan anlaşmalar 2026 yılının nisan ayına kadar uzatıldı.

ZAFER ŞİMDİLİK BIDEN’DA

Bu denli büyük birleşmeler, düzenleyiciler tarafından tekel oluşturmaları ihtimali nedeniyle kuşkuyla karşılanıyor. Birleşmenin gerçekleşeceği çoğu ülkede, rekabetin engellenmesi iddiasıyla kamu tarafından davalar açılıyor. Aon ve Willis Towers Watson birleşmesi, İngiltere’nin AB’den ayrılma kararı almasından önce duyurulduğu için AB’nin birleşmeyi onaylaması, zorlu bir mizaca sahip İngiliz düzenleyicilerden sıyrılmasına neden olmuştu. AB’den onay gelmesi birleşmedeki tarafların moralini yükseltirken, büyük sürpriz ABD’den geldi. ABD Adalet Bakanlığı tarafından yapılan basın duyurusunda, “ABD Kolumbiya Yerel Mahkemesi tarafından işleme alınan şikayete göre, şirketler arasındaki birleşme ile rekabetin ortadan kaldırması, fiyatların yükseltilmesi; ABD’li işverenler, çalışanlar ve sendikalar için inovasyon imkanlarını azaltılması hedeflenmektedir” denildi. Açıklamayı takiben açılan dava ise birleşmenin sonu oldu.
Bu davanın ABD Başkanı Biden yönetimi için bir zafer olduğu düşünülüyor.

Geçtiğimiz dönemde Facebook gibi teknoloji devlerine açılan rekabet (anti-trust) davalarını kaybeden Beyaz Saray, yeni dönemde özellikle bu konuda teknoloji devleri, demiryolu şirketleri ve gıda üreticileri gibi büyük şirketlere rekabet ihlali konusunda göz açtırmayacağını duyurmuştu. Biden tarafından alınan kararı uygulaması için bu yıl atanan Başsavcı Merrick B. Garland ise Aon-WTW davasını yakından takip edeceğini belirtmişti. Garland’ın birleşmenin iptali sonrasında yaptığı “Bu hem ülkemizdeki rekabet hem de ABD’li kurumlar için bir zafer. Davanın böyle sonuçlanması müşteriler, çalışanlar ve emekliler için önemli bir kazanım” şeklindeki açıklama da ABD’nin önümüzdeki dönemde benzer nitelikteki birleşme hareketleri hakkında sert bir tutum izleyeceğini gösteriyor. Sigortacılıkta son dönemde sıkça duymaya başladığımız rekor büyüklükteki birleşmeler için Biden’ın son dönem politikası frenleyici olabilir.