“Sigorta sektörü toplumun nefesi”

 “Sigorta sektörü toplumun nefesi”

Sigorta sektörünün toplumun nefesi olarak konumlanabileceğini ifade eden TSB Başkanı Uğur Gülen, “Sigortayı nefes almaya benzetiyorum. Çünkü sigortasız olduğumuz herhangi bir anda toplumun hiçbir fonksiyonu da çalışır halde olmuyor. Bu anlamda çok değerli” dedi.

Sigortacı Gazetesi’nin bu ayki sayısının konuğu TSB Başkanı Uğur Gülen oldu. Sigorta sektörünün çok büyük bir sektör olduğunu belirten Gülen, sektörün 84 milyonu kapsayan bir ekosistem olduğunu vurguladı. Penetrasyonun topyekûn bir çabayla artırılabileceğini ifade eden Gülen, “Küçük değişimler değil de büyük ve ezber bozan hamlelerle bu penetrasyonu artırmak taraftarıyım. Bu konuda kamu otoritesi ile düzenleyici denetleyici kurumların çok büyük katkısı olacaktır” dedi. Sigorta penetrasyonunun artırılmasından Zorunlu Trafik Sigortası’na, Orta Vadeli Program’dan BES’e kadar birçok konu başlığını ele aldığımız söyleşimizde TSB Başkanı Uğur Gülen, şu değerlendirmelerde bulundu:

Başkanlığınız süresince hangi adımları atmayı planlıyorsunuz? Gündeminizde hangi konular var?

TSB’nin iş yapma şekli, amacı ve varlık nedenini sorgulayıp bunun daha etkin ve verimli bir şekilde nasıl yürütülebileceği konusuna odaklanmak ilk hedefimiz. İkinci hedefimiz de mevcutta devam eden birtakım projelerin ve çalışmaların takibinin yapılması ve hayata geçirilmesini sağlamak. Açıkçası ben ilk kısmını ikinci kısmından daha fazla önemsiyorum. Çünkü mevcut projeler ve devam eden çalışmalar için son derece uzman kadrolarımız var. SEDDK ile de yakından çalışıyorlar, bir planlama dâhilinde ilerliyorlar. Benim daha çok odaklandığım yer TSB’nin amacını, yüksek vaadini ve varlık nedenini biraz daha net bir şekilde ortaya koymak ve bu amacı, vizyonu ve yüksek vaadi hayata geçirebilmek için atılması gereken adımları atmak.

‘84 MİLYONU KAPSAYAN BİR EKOSİSTEM’

Sigorta sektörü çok büyük bir sektör. Sigortayı nefes almaya benzetiyorum. Sigorta sektörünü toplumun nefesi olarak konumlayabiliriz. Çünkü sigortasız olduğumuz herhangi bir anda toplumun hiçbir fonksiyonu da çalışır halde olmuyor. Bu anlamda çok değerli. Bizi hayata bağlayan nefes kadar değerli bir sektör diyebilirim. Aynı zamanda 84 milyonu kapsayacak bir ekosistem. Daha yakın halkadaki ekosisteme baktığımızda merkezde sigorta şirketleri yer alıyor ve onun da ortasındaki çatı kuruluş ise TSB’dir. Zaman zaman görüyoruz ki sektör verdiği katkının altında değer alıyor. TSB’nin bu noktadaki amacı verilen katkının karşısında alınan değerin elde edilmesini sağlayacak uygulamalar yapmak.

Bu yıl ikincisi düzenlenen Sigorta Zirvesi’nde ‘Güçlü Sigortacılık Güçlü Türkiye’ vurgusu yapmıştınız. Ülkemizde sigortacılığın gelişimi ve bu gelişimin devamlılığını sağlamak için hangi adımların öncelikli olarak atılması gerektiğini düşünüyorsunuz?

TSB’nin politika üretme fonksiyonu tam da bu noktada devreye giriyor. Üretilecek politikaların bir kısmı Türkiye’de sigortacılığı geliştirme konusunda olmalıdır. Ülkemizde sigortacılığı geliştirmek; sigortası olan vatandaş sayısını, ürün çeşitliliğini ve penetrasyonu artırmak, ülkenin içinde barındırdığı risklere karşı koruyucu yöntemler geliştirmek olmalıdır. Gelişimin atılacak birtakım devrimsel adımlarla gerçekleşeceğini düşünüyorum. Konuşmalarımda genelde değişimi ve dönüşümü vurguluyorum. Değişim, daha küçük küçük adımlardan oluşurken daha büyük sıçramalar yaratacak dönüşümsel projelere yönelmeliyiz diye düşünüyorum. Ezberleri bozmak, alıştığımızın dışına çıkıp adım atmak dönüşümün sağlanmasında önemli noktalar. TSB’nin politika, çözüm ve öneri üretme rolünü tam da buraya koymak gerektiğinin altını çizmek istiyorum.

‘RİSKLİ ANLARDA SİGORTA AKLIMIZA GELİYOR’

Maalesef penetrasyon oranları istenen seviyelerde değil, toplumda sigorta farkındalığı da az. Farkındalığı ve penetrasyonu artırmak için neler yapılabilir?

Sigorta, Büyük Sayılar Kanunu’dur. Bir riski sigortalamak çok pahalıdır. İki riski sigortalamanın maliyeti bir öncekinin yarısına düşer. Buna 84 milyonun sigortalanması şeklinde bakarsak en ucuz sigorta en yüksek penetrasyon sağlandığı zaman olur. Ülkemiz maalesef doğal afetlere oldukça açık bir ülke. Bu yıl yaşadığımız deprem felaketi de bunun bir göstergesiydi. 105 milyar dolarlık ekonomik kaybın sadece 5 milyar dolar civarı sigorta sektörü tarafından karşılandı. Oluşan bu ekonomik kaybın 25-30 milyar dolarının sigorta sektörü tarafından karşılanması gerekirdi. Bu durumun temel nedeni ise penetrasyonun düşük olması. Penetrasyon, topyekûn bir çabayla artırılabilir. Küçük değişimler değil de büyük ve ezber bozan hamlelerle bu penetrasyonu artırmak taraftarıyım. Bu konuda kamu otoritesi ile düzenleyici denetleyici kurumların çok büyük katkısı olacaktır. Riskli anlarda sigorta aklımıza geliyor. Risk yavaş yavaş azalıp ortadan kaybolduğunda veya riskin etkisinin artık olmayacağı düşünüldüğü zaman gündemlerde son sıralara doğru gidebiliyor. Bunun en iyi örneği Kahramanmaraş Depremleri sonrası Şubat-Mart ayları arasında konut ve Zorunlu Deprem Sigortası (ZDS) satışları bir önceki yılın üç katına kadar çıkarken Mayıs ayında bir önceki yılın altına düştü. Demek ki sürekli hatırlatmak lazım. Bunu bir devlet politikası olacak şekilde ilkokuldan başlayarak önemi anlatılmalı. TSB olarak üstümüze düşen birtakım roller var. Bunlardan en temeli de bu hatırlatmayı iletişim çalışmaları, organizasyonlar, zirveler yoluyla toplumun farklı kesimlerine aktarabilmek. İletişim politikamızı biraz daha deprem odaklı yaparak deprem sigortalarındaki penetrasyonu artırmayı planlıyoruz. Penetrasyonu artırmak, sigortanın bireysel olarak maliyetini en aza indirmek için en doğru yaklaşımdır.

‘OVP’DE YER ALMAK SEVİNDİRİCİ’

Orta Vadeli Program yayımlandı ve programda sigorta sektörüne yönelik hedefler de bulunuyordu. Yer alan hedeflerle ilgili neler söylemek istersiniz? Sizce atılacak bu adımlar sigorta sektöründe ne gibi değişikliklere yol açacak?

OVP içerisinde yer almak, sigorta sektörünün ne kadar önemli bir sektör olduğunun bir göstergesi. Daha gidecek yolumuz var ancak kısa sürede birçok maddenin OVP’de yer alması son derece sevindirici. Bu maddelerden birkaçının altını çizmekte fayda var. Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’ni (TES) önem sırasında en yukarıya koyuyorum. Çünkü emeklilik sistemleri bugün gelir elde ederken yarın yaşlanınca gelir elde etmekte zorlandığınız dönemde yaşam kalitenize yardımcı olacak basamaklardan bir tanesi. TES, çalışanların işverenlerin de katkısıyla çalıştıkları dönemde birikim yaparak emeklilik dönemlerine hazırlanması için muazzam bir uygulama. Sistemin Türk toplumu için hem tasarrufa yönelmek hem bu tasarrufların yeniden ekonomiye kazandırılması hem de vatandaşların gelecekteki esenliği adına çok önemli olduğunu düşünüyorum. OVP’de yer alan diğer bir önemli madde olan katılım sigortacılığı tarafında ise faize hassas bir kesimi sigortayla tanıştırmak açısından atılan adımların değerli olduğunu düşünüyorum. Yaşadığımız deprem felaketinden sonra binaların kalitesi, binaların tamamlanması gündem oldu. Bina Tamamlama Sigortası ve müteahhitler için getirilen sorumluluk sigortasının bilinci yaygınlaştırmak amacıyla önemli olduğuna inanıyorum. Zorunlu Afet Sigortası’nın sadece deprem teminatı değil, diğer afetleri de kapsayacak şekilde genişletilmesi değişen iklim koşullarına uyum sağlamak adına değerli.

‘YOL HARİTASINI DESTEKLİYORUZ’

Sürekli gündemde yer alan zorunlu trafik sigortasına yönelik neler söylemek istersiniz? Sizce trafik sigortasında bir iyileşme görülüyor mu? SEDDK tarafından trafik sigortasına yönelik hazırlanan yol haritası ne kadar etkili oldu?

Trafik sigortası hem zorunlu hem de çok sayıda kullanıcısı bulunuyor. Fiyat bir tarife rejimiyle belirleniyor. Serbest bir tarife rejimi yok. Çok sayıda maliyet unsurunu içerisinde barındırıyor. Bu branşta yaşanan sorunlar yıllardır devam ediyor. Ancak SEDDK yönetimi bu konuda çok dirayetli ve istekli bir şekilde konuyu kökten çözmek için çok ciddi adımlar attı. Trafik sigortasında yol haritası fikrini destekliyoruz. TSB’nin amacı doğrultusunda trafik sigortasındaki maliyet unsurlarına çözüm ve öneriler getirmek konusunda çalışıyoruz. Yol haritasına uygun şekilde hareket ederek serbest tarife rejimine hızlı bir şekilde geçmeyi amaçlıyoruz.

‘ÇOK ÖNEMLİ BİR İŞ YAPIYORUZ’

Son olarak sektöre iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?

Çok önemli bir iş yapıyoruz. Hepimizin amacı daha değerli, daha güzel bir sigorta sektörüne ulaşmak. O yüzden de penetrasyonu artırmak, daha fazla kişiyi sigortalı yapmak, katlanarak büyüyerek Türkiye’de sigortasız kimsenin kalmamasını sağlamak gerekiyor. Güçlü sigorta sektörünü yaratıp “Güçlü Sigortacılık Güçlü Türkiye” mesajını hak edecek şekilde çalışmak sanıyorum ki değerli meslektaşlarıma en büyük mesajımdır.

İlginizi Çekebilir