Sektörün en büyük endişesi siber saldırılar

Sektörün en büyük endişesi siber saldırılar

Sektörün en çok endişe duyduğu risklerin sıralandığı Banana Skins raporu, 2022 yılında sigortacıların risk algısı hakkında değerli ipuçları barındırıyor. Rapora göre sigortacıları en çok endişelendiren konu pandemi risklerini geride bırakan, siber saldırıların dahil olduğu “suç” bağlantılı riskler ve iklim değişikliği.

Finansal hizmet uzmanlarının, finans ve sigorta sektörü içerisindeki fikirleri, sorunları ve fırsatları tartışması için kurulan bağımsız düşünce kuruluşu CSFI (Finansal İnovasyon Çalışmaları Merkezi) tarafından yılaşırı gerçekleştirilen ve sektör yöneticileri tarafından merakla beklenen Banana Skins 2021 çalışmasının sonuçları açıklandı. En son 2019 yılında, COVID-19 gündemimizi tamamen işgal etmemişken yapılan çalışmanın 2021 versiyonu sektörü şaşırtacak gibi gözüküyor. Rapor, beklenenin aksine geçmişe nazaran daha sakin bir görünüm sunuyor.

EN BÜYÜK RİSK SİBER SALDIRILAR

Raporda ilginç olan nokta, COVID öncesi, yani 2019 yılında gerçekleştirilen Banana Skins çalışmasına kıyasla 2021 versiyonunun daha iyimser bir tablo çizmesi. COVID hakkındaki endişeler katılımcılar tarafından dile getirilse de, pozitif bir ekonomik dönüşüm beklentisi ve sektörün dönüşüm kabiliyetine olan güven öne geçmiş gözüküyor. Sektörün zamanla değişen ruh hali Banana Skins Barometresi’nde açık bir şekilde görülüyor. Barometre’de yer alan mavi çizgi, katılımcılar tarafından risklere verilen ortalama skoru temsil ederken, kırmızı çizgi en çok endişelendiren riskin toplam puanını gösteriyor. Sektördeki genel atmosferi iyileştiren faktörler Tablo 2’de tespit edilebiliyor. 2021’in Banana Skins çalışmasının kapsamındaki riskler arasında sadece Kamusal Çevre başlığının 2019’a göre risk puanın yükseldiği görülüyor. Kamusal Çevre başlığındaki risklerin yükselme nedeni ise son dönemde hükümetler tarafından devreye alınan düzenlemeler. Ekonomik çevre, işletme riski ve yönetim olmak üzere diğer 3 alanda ise risk puanı düşmüş. Bunun yanında, bu yıl araştırmaya eklenen “COVID-sonrası” şeklinde adlandırılmış riskler de ortalamanın altına bir risk puanına sahip.

 

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ RİSKİNDE KESKİN YÜKSELİŞ

Tablo 3 münferit risklerin sıralamasını gösteriyor. Siber riskler vurgusuyla “suç”, bu yıl listenin başında yer alıyor. Suç riskinin her yıl azar azar yükseldiğine tanık olsak da bu yıl en tepede yer alarak durumun ciddiyetini ortaya koyuyor. Suç riskinin bu derece yukarıda yer almasının başlıca nedeni ise sigortalıların siber saldırılara olan direnci hakkındaki çekinceler ve saldırıların poliçe underwriting süreçleri üzerinde oluşturduğu baskılar. Düzenleme riskleri ise bu yıl tüm riskler arasında ikinci sırayı alıyor. Genel kanı, günümüzde düzenlemelerin çok sıklaştığı ve iş süreçlerini zorlaştırdığı yönünde. Düzenlemeler konusundaki kanı coğrafi olarak farklılık gösterse de, tüm bölgelerde etkisini hissettiriyor.

Listede 4’üncü sırada yer alan iklim değişikliği, bu araştırmada sıralamasını en fazla yükselten risk olarak yer alıyor. Katastrofik olayların sayısındaki hızlı yükseliş, sigortacıların iklim değişikliği riskini uzun dönemli bir risk yerine hemen çözülmesi gereken bir tehdit olarak görmesine neden olmuş. Bu bakış açısı araştırmanın yapıldığı tüm bölgelerde benimsenmiş gözüküyor. Yine yakın zamanda yapılan çalışmalarda olduğu gibi, sektörün modernleşmesi etrafında toplanan riskler yine sıralamada yukarıda yer alıyor. Bu alandaki endişelerin kaynağı sigorta sektörünün bu dönüşümün hangi noktasında yer alacağını tam olarak kestirmenin güçlüğü ve dijitalleşen hizmetlere geçişte sorunların yaşanma riski.

Teknoloji bağlantılı risklerin, önceki Banana Skins çalışmasındaki 1’inci sıradaki yerinden 3 numaraya gerilediğini belirtmekte de fayda var. Ekonomi ağırlıklı maddeler arasında listede tam 5 sıra atlayan faiz oranları riski dikkat çekiyor. Büyük bir risk olarak kabul edilse de faiz oranlarındaki artışın mı yoksa düşüşün mü sigorta şirketleri için bir sorun yarattığı konusunda fikir ayrılıkları bulunuyor.

Raporda dikkat çeken bir diğer nokta COVID-19 bağlantılı risklerin listenin sadece son sıralarında yer bulabilmesi oldu. Uzaktan çalışmanın getirdiği riskleri içeren 13 numaradaki güvenlik riski ve pandemide artan tazminat ödemeleri nedeniyle sigortanın ulaşılamaz hale gelmesi ihtimalini kapsayan 15 numaradaki “fiyatlama” riski ekonomi başlığında dikkat çekenler.

İLK 10 RİSK

*Parantez içinde yer alan rakamlar, söz konusu riskin Banana Skins 2019 raporundaki sıralamasını gösterir.

  1. SUÇ (2019 sıralaması*: 2)

Sigortacılar için başta siber saldırılar olmak üzere suç faaliyetleri küresel sigorta sektörünü önümüzdeki 2-3 yıl içerisinde en çok zorlayacak risk olarak görülüyor. 2017 ve 2019 yıllarında ikinci sırada yer alan riskin bu yıl neden ilk sıraya çıktığını anlamak için siber saldırılardaki artışa ve ödenen tazminatlara bakmak gerekiyor. Son dönemde şirketlerin bulut, veri, üçüncü parti teknoloji sağlayıcıları ve elektronik altyapılar dahil olmak üzere IT süreçlerine olan bağımlılığının artması, siber suçlara karşı savunmasız kalmalarına neden oluyor.

Siber risklerin sigortalanması konusunda da tartışmalar devam ediyor. Siber saldırıların tutarlı bir modelinin çıkarılmasında yaşanan zorluklar, fiyatlanmaya yansıyor. Sektördeki genel algı, bu poliçelerden alınan primlerin hasar potansiyelinin çok altında olduğu. Bazı küresel şirketlerin siber sigorta pazarından çıkması, bu alandaki endişenin boyutunu açıkça ortaya koyuyor.

  1. DÜZENLEME (4)

Düzenleme konusunun sigortacıların gündeminde bu derece yüksek önemde yer almasının ardındaki nedenler sermaye yeterliliği düzenlemesi Solvency 2’nin şirketlerin üzerinde kurduğu baskılar ve ülkemizde de sıkça bahsedilen UFRS 17 standartları. Raporda belirtildiği üzere, toplum ve düzenleyici organlar, belirli risklerin sorumluluklarının kimde olduğunu tekrar bir çerçeveye koymaya çalışıyor. Son yıllarda çıkan düzenlemeler hem risk iştahının hem de risklere karşı toleransın düştüğünü gösteriyor. Düzenleyiciler her geçen ay daha sert ve zorlayıcı kararlar alıyor.

Endişe uyandıran diğer bir husus da düzenlemelerin sıklığındaki artış. Yeni düzenlemelere uyum için harcanan maddi kaynakların ve zamanın sektörde inovasyonun ve değer oluşturma süreçlerinin önünü tıkadığı düşünülüyor.

  1. TEKNOLOJİ (1)

Banana Skins 2019 raporundan bu yana ilk sıradaki yerini kaybetmiş olsa da, sigortacıların teknolojinin gereksinimlerini yerine getirme konusunda yeterince hızlı davranamaması ya da topyekün başarısız olması riski hala ilk 3 sırada yer alıyor. Uzmanlar, teknolojinin getirdiği avantajların boyutunun hayli yüksek olduğunu ve adapte olamayan geleneksel şirketlerin başarısızlıkla karşı karşıya kalacağını düşünüyor. Teknoloji yatırımları rasyonel tek yol gibi gözükse de teknolojiye yatırım yapmaya karar vermek yeterli olmuyor.

  1. İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ (6)

İklim değişikliğinin temsil ettiği risklerin büyüdüğü ve sektörün öncelikli konuları arasında yer aldığı görüşü tüm sektör tarafından kabul ediliyor. Hayat dışı tarafında ilk sırada bulunan iklim değişikliği riskinin önümüzdeki yıllarda ilk sıraya yükselmesi bekleniyor. İklim değişikliğinin gelecek yıllarda yatırım portföylerinde yaratması beklenen değişim ise mutlaka hayat sigortacılığını derinden etkileyecek.

İklim değişikliğini üst sıraya koyan sektör temsilcileri, risklerin sadece geleceğe yönelik olmadığını ve günümüzde de hissedilmeye başladığını vurguluyor. Ülkemizde ve dünyada yaşanan ekstrem hava olayları bunun bir parçası olarak gösteriliyor. İnsanoğlunun daha önce benzer bir sorunla karşılaşmamış olması underwriting riski de doğuruyor.

  1. FAİZ ORANLARI (10)

Listede büyük sıçrama yapan risklerden biri faiz oranları. Pek çok sektör temsilcisi faiz oranlarının büyük bir risk taşıdığını söylese de, bu riskin yönü hakkında görüşler çelişiyor. Bazı uzmanlar faiz oranlarının düşük kalacağını ve genel olarak balona dönen varlık fiyatlarının yatırımlardan dönüşü düşürerek, kayıp yaratacağını ifade ediyor. Özellikle portföyünde garantili getiri ürünü bulunanlar endişeli. Aynı zamanda düşük faiz oranlarının sigortacıları daha riskli kararlar almaya zorlayacağı görüşü de sigortacılar arasında yaygın.

Diğer taraftan yüksek faizin yüksek sermaye yeterlilik düzenlemelerine ve aynı zamanda sermayenin erimesine neden olduğu düşünülüyor.

  1. İNSAN KAYNAĞI (8)

Ülkemizde olduğu gibi küresel sigortacılık sektöründe de yetenekli personeli çekmek ve elde tutmak göründüğü kadar kolay değil. Sigortanın bir iş branşı olarak genç yeteneklerin gözünde geleneksel ve sıkıcı bir algıya sahip olması, gelecek vadeden adayların başka sektörlere yönelmesine yol açıyor. Başka bir sorun ise pandemi kaynaklı kısıtlamalar. Uluslararası emek hareketinin sınırlandırılması, sigortacıların işgücü pazarına ulaşımını zorlaştırıyor.

  1. DEĞİŞİM YÖNETİMİ (3)

Hızlı değişen bir ekosistemde değişimi yönetmek hem yüksek riskli hem de yüksek ödüllü bir süreç. Sigorta sektörü otomasyon ve dijitalleşme konusunda bir yol ayrımında. Eski ve yeni sigortacılık süreçleri geri dönülemeyecek şekilde değişiyor. Şu an neredeyse tüm sigorta aktörleri bu konuyu ajandalarına alsa ve açıklamalar verse de değişimi gerçekten devreye almış olan şirketlerin sayısı pek yüksek değil.

Değişime ayak uyduramamanın yanında, sürekli bir değişim ihtiyacının yöneticilerin omuzlarına yıktığı yıpratıcı bir sorumluluk da bulunuyor.

  1. REKABET (7)

Yıkıcı olarak nitelendiren, sektörü dönüştürecek derecede yenilikçi olan firmaların oluşturduğu rekabet riski bir adım gerilese de ilk 10 risk içerisinde yer almaya devam ediyor. Sektördeki genel görüş “bize karşı siz” şeklinde bir rekabet olmayacağı şeklinde. Yine de hangi şirketin hangi insurtech girişimle işbirliğinde bulunacağı merak ediliyor. Bir görüş, yeni girişimlerin sigorta şirketlerinin müşteriye dönük yüzü haline geleceğini ve sigorta şirketlerinin bundan böyle sadece arka planda yer alacağını öne sürüyor.

  1. YATIRIM PERFORMANSI (5)

Pandemi ve tedarik sıkıntılarıyla dolu bir ekonomik çerçevede gidişatın kestirilememesi ve pazarlardaki hareketlilik sigortacıları tedirgin ediyor. Raporda ilk dikkat çeken nokta, 2019 raporuna göre yatırım performansı riskinin 4 sıra gerilemesi. Yatırım performansı sigortacılar için önemli bir risk olmaya devam ederken, geçtiğimiz yıllarda yaşanan endişe nedeniyle hepsi olmasa da çoğu sigorta şirketi yatırım portföylerini çeşitlendirmiş durumda. Ekstra bir güvenlik önlemi olarak Solvency 2 rejimi ile getirilen “istikrarsızlık düzenlemeleri” riskli yatırımlardan doğan finansal darbelerin kısa süreli etkilerini yatıştırmayı amaçlıyor.

  1. MAKRO-EKONOMİ (9)

Küresel ekonominin mevcut durumunun sigorta sektöründe yarattığı tehlike algısı önceki yıllara göre düşüş gösteriyor. Bunun iki nedeni bulunuyor. İlki, gelişmiş sigorta pazarlarında sigortanın vatandaşlar tarafından kolay kolay terkedilmemesi. Dolayısıyla ekonomik büyümedeki yavaşlama satın alma davranışları için büyük bir risk olarak algılanmıyor. Diğer taraftan, COVID etkisi nedeniyle sigortaya olan ilginin artması bu alandaki endişeleri azaltmış durumda.

Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen: Siber risklerde “başımıza gelmez” algısı önlem almayı zorlaştırıyor

Dijital güvenlik ve siber sigortalar son dönemde sigorta sektöründe en çok tartışılan konuların başında geliyor. “Son birkaç yıldır dijitalleşmede yaşanan hız, pandemi ile birlikte hayatımıza giren karantina süreçleri ve evden çalışma düzeni ile birlikte ne yazık ki dijital güvenlik açıkları da çok daha endişe verici boyutlara ulaştı” diyen Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, IBM Veri Sızıntısının Maliyeti Raporu’na göre, 2021 yılında verilerde güvenlik ihlalinin ortalama maliyetinin 17 yıldaki en yüksek düzeye ulaştığını hatırlatarak, yıllık olarak bakıldığında olay başına ortalama maliyetin 17 yıl içerisinde 3.86 milyon dolarlık seviyeden 4.24 milyon dolara yükseldiğini söyledi.

‘KÂR SORUNU YAŞANMAZ’

Özellikle ülkemizde şirketlerin, yaşamış oldukları dijital saldırıları gizlilik içerisinde çözümleme eğilimi gösterdiğine dikkat çeken Gülen, “Bu da Türkiye’deki dijital saldırılara ilişkin gerçek bir veriye ulaşmamızı engellerken aynı zamanda siber saldırıların ‘başımıza gelmeyeceği’ algısının yayılmasına negatif bir katkı sağlıyor. Toplumda risk algısı oluşmaması, bu yönde önlem almayı da oldukça zorlaştıran bir etken” şeklinde konuştu. Gülen, yakın vadede siber sigortalarda bir kârlılık sorunu yaşanacağını düşünmediklerini de sözlerine ekledi.

Dijital riskler konusunda algıyı yerleştirebilmek ve hem KOBİ’lerin hem de birey ve ailelerin bu riskler konusunda doğru önlemleri almaları için Aksigorta olarak 2020 yılı sonunda ‘Dijital Güvenlik Platformu’nu hayata geçirdiklerinden bahseden Gülen, sözlerine şöyle devam etti: “Sosyal sorumluluk projesi olarak ele aldığımız bu platformda, güncel riskleri, alınabilecek önlemleri öğrenmek, bu konuda ücretsiz eğitimlere katılmak mümkün. Son hızla dijitalleşen bu dünyada çok daha güvenli bir şekilde var olabilmek adına riskleri göz ardı etmemeli ve önlemlerimizi almalıyız.”

‘ÜLKEMİZDE İLK SIRADA KATASTROFİK RİSKLER VAR’

Banana Skins raporundaki ilk 5 risk olan “suç”, “düzenleme”, “teknoloji”, “iklim değişikliği” ve “faiz oranları”nın ülkemizde de çok farklı seyretmediğini belirten Gülen, “Türkiye’deki risk görünümüne baktığımız zaman; ilk sırada katastrofik riskler ve iklim değişikliği yer alıyor. Bu riskleri ise dijital ve ekonomik riskler takip ediyor” değerlendirmesinde bulundu. Raporda, pandemi riskinin sıralamanın ancak altlarında yer bulabilmesini de değerlendiren Gülen, “Yeni varyantlar hayatımızda büyük bir sağlık riski teşkil etse de aşı uygulamaları ve yakın zamanda tamamlanması planlanan ilaç üretimi COVID-19’u yavaş yavaş pandemiden endemiye dönüştürecek gibi gözüküyor. Sağlık sigortalarında yaşanan artışla bu riskin sektöründe gerisinde kalmasından ziyade iki yılın sonunda artık bir düzene oturduğunu söylemek mümkün” ifadelerini kullandı.

‘3. PARTİ GİRİŞİMLERDEN DESTEK ALIYORUZ’

Aksigorta’nın yeni risklere direnç kazanmak için yaptığı çalışmalardan bahseden Gülen, “Şirket olarak dijital riskler konusunu oldukça önemsiyoruz. Aksigorta olarak hem kendi içimizde bu konuda dikkatle çalışan bir ekip var hem de 3. parti olarak start-up girişimlerden destek alıyoruz” dedi.

Allianz Türkiye İcra Kurulu Başkanı Tolga Gürkan:Türkiye’nin en büyük riski “iş kesintisi”

Sigorta sektörünün risk algısına yönelik güncel çalışmalardan biri olan Insurance Banana Skins 2021 raporunda, ilk sıraya siber saldırıların da içinde bulunduğu “suç” kategorisinin yerleşmesinin aslında büyük bir sürpriz olmadığı değerlendirmesinde bulunan Allianz Türkiye İcra Kurulu Başkanı Tolga Gürkan, iş dünyasındaki en büyük riskleri mercek altına alan Allianz Risk Barometresi’nin 2022 yılı değerlendirmesinde de küresel açıdan bakıldığında siber olayların ilk sırada yer aldığını söyledi. Son yıllarda hızını oldukça artıran dijital gelişmelerin ve teknolojinin yaygın kullanımının, pandemi ile birlikte bir üst seviyeye taşındığını belirten Tolga Gürkan, “Geride bıraktığımız ve sosyal izolasyonun hayatımıza entegre olduğu son iki yıllık süreçte gerek sosyal hayatımızda gerekse iş dünyasında teknolojiyi eskisinden de yoğun şekilde deneyimlemeye başladık. Bu gelişme, bireyleri ve şirketleri tehdit eden risklerin başına siber saldırıların yerleşmesine neden oldu” ifadelerini kullandı.

‘SİBERDE KÂRLILIK SORUNU GÖZLEMLEMEDİK’

Siber saldırılar hakkında bilgiler veren Gürkan, konuyla ilgili olarak, “Siber saldırılar, maddi ve manevi birçok kayba sebep olabiliyor. Özellikle Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında veri saklayan ve işleyen kuruluşlar, verilerin ihlalinden sorumlu tutuluyor. Çoğu zaman, güçlü bir risk yönetimi ve yüksek bilgi teknolojisi güvenlik seviyesine sahip olan şirketler bile siber suçlulara karşı korunmasız kalabiliyor” ifadelerini kullandı. Siber risklere karşı sigortanın, en önemli koruma faktörlerinden biri olarak görüldüğünü de vurgulayan Gürkan, sektör olarak henüz bu noktada bir kârlılık sorunu yaşandığını gözlemlemediklerini aktardı.

Allianz tarafından hazılanan Allianz Risk Barometresi raporunun da benzer sonuçları ortaya çıkardığını vurgulayan Gürkan, şu değerlendirmelerde bulundu: “Banana Skins raporunda olduğu gibi Allianz Risk Barometresi’nde de global ölçekte siber riskler başı çekiyor. Siber olayları iş kesintisi, doğal afetler, pandemi ve mevzuat değişiklikleri riskleri izliyor. Türkiye ölçeğinde araştırmanın sonuçlarına baktığımızda ise en önemli riskin iş kesintisi olduğunu görüyoruz. İkinci sırada makroekonomik gelişmeler yer alırken sıralamayı doğal afetler, mevzuat değişiklikleri, iklim değişikliği, siyasi riskler takip ediyor. Ülkemizi bekleyen riskler sıralamasında siber olaylar, yedinci sırada yer alıyor. Diğer riskler ise sırasıyla pandemi, yangın ve patlamalar, piyasa gelişmeleri olarak karşımıza çıkıyor.”

Küresel riskleri inceleyen bir diğer rapor ise geçtiğimiz ay yayınlanan Dünya Ekonomik Forumu raporu oldu. “Küresel risk algısını incelerken Dünya Ekonomik Forumu 2022 Küresel Risk Raporu’nu da göz önünde bulundurmak gerektiğini düşünüyorum” diyen Gürkan, bu rapora göre önümüzdeki 10 yılda dünyayı bekleyen en ciddi 10 riskin 5’ini çevresel riskler oluşturduğunu kaydetti. Gürkan, “İlk üç sırada ise ‘iklim için eyleme geçme başarısızlığ’, ‘aşırı hava koşulları’ ve ‘biyoçeşitliliğin kaybolması riskleri yer alıyor. Söz konusu raporda pandemi kaynaklı ekonomik ve sosyal sorunlar, aşı eşitsizliği ve ülkelerin farklı ekonomik toparlanma oranlarının yaratacağı sosyal çatlaklar ve jeopolitik gerginlikler de öne çıkıyor. Yapılan işin temelinin risk yönetimine dayalı olduğu sigorta sektörünün, ekonomik açıdan dünyayı bekleyen tüm bu risklerden etkilenmemesi mümkün görünmüyor” dedi.

 ‘SEKTÖR PANDEMİDE SORUMLULUĞUNU ÜSTLENDİ’

Gürkan, sektörün pandemi riskleri için şu açıklamalarda bulundu: “Sigorta sektörü olarak yaşanması muhtemel risklere, uzun vadeli bir öngörüyle bakıyoruz ve risk oluşmadan alınması gereken önlemler konusunda da her daim hazırlıklıyız. COVID-19 gibi direkt halk sağlığına yönelik bir tehdit, hazırlıklı olmaktan çok daha büyük bir toplumsal sorumluluğu da beraberinde getirdi. Sektörümüz bu zorlu dönemde, bu büyük sorumluluğu çok iyi bir şekilde üstlendi; üstlenmeye de devam ediyor. COVID-19 salgınıyla, tüketici tercih ve alışkanlıklarında yaşanan değişimler, sektörde teknoloji kullanımını artırdı. Salgın nedeniyle sektör şirketleri olarak iş yapış şekillerimiz de değişti. Sektörde üretim ve hizmet kesintisiz olarak devam etti.”