Sağlıkta yapılan artışlar sektöre öngörülemeyen maliyet yükü getiriyor
Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) oranlarında %40’lık artış yapılması ve Türk Tabipleri Birliği’nin yılın ikinci yarısında açıkladığı tarife sigorta sektörüne öngörülemeyen maliyet yükü getiriyor.
Pandemiyle birlikte sağlığın birincil öncelik olduğu bilincinin geliştiği bu dönemlerde sağlık harcamaları da giderek artış gösteriyor. Sağlık sistemi içerisinde özel hastanelerden hizmet almak, yüksek tedavi masrafları karşısında kendine ve ailesine güvence sağlamak isteyenler sağlık sigortalarına yöneliyor. Döviz kurlarında yaşanan dalgalanmalar ve küresel gelişmelere bağlı olarak oluşan yüksek enflasyon ortamı sağlık sektörünü doğrudan etkiliyor. Sağlık alanında yaşanan maliyet enflasyonu ise sigorta sektörünün üzerindeki ekonomik baskıyı artırıyor. Bu ekonomik baskı sonucunda da sigorta sektörüne öngörülemeyen ek maliyet yükü geliyor.
SAĞLIK HİZMETLERİNE ZAM GELDİ
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Resmi Gazete’de yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliği’nde (SUT) Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile sözleşme ve protokol yaptığı tüm sağlık kurumlarından satın aldığı operasyon ve özellikli işlemlerde yaklaşık %40 oranında artış yaptı. Türk Tabipleri Birliği (TTB) ise yıllık enflasyon oranındaki yükseliş üzerine TTB-HUV özel hekimlik katsayı oranını ve işyeri hekimliği asgari sözleşme ücretlerini yılın ikinci yarısı için yeniden belirlemiş ve 1 Temmuz itibarıyla geçerli olmak üzere %37,5 oranında artış yapmıştı. Yılın başında belirlenen %36,08’lik artışla birlikte yılın ikinci yarısında yapılan %37,5’lik artış, kümülatif olarak %87,11 oranında bir artışa denk geliyor. Sigorta şirketleri, özel hastanelerle hizmet alım sözleşmesi yaparken bir referans tarifeye dayanarak işlemi gerçekleştiriyor. Anlaşmayı yaparken de Türk Tabipleri Birliği’nin referans tarifesini ya da kamunun kullandığı Sağlık Uygulama Tebliği olan SUT fiyat tarifesini baz alıyor. Sektörün referans aldığı ücret düzenlemelerindeki bu artışlar sağlık enflasyonunu tetikliyor. Her iki kalemde de gerçekleşen fiyat yükselişleri, sigorta şirketlerinin üzerine öngörülemeyen maliyet yükü getiriyor. Görüşlerini aldığımız sektör paydaşları, öngörülemeyen bu artışların poliçe primlerine yansıyacağı ve sektöre de ek yük getireceği konusunda hemfikir.
PRİMLER MALİYETLERİ KARŞILAMIYOR
Özellikle pandemi döneminden sonra sektörün parlayan yıldızlarından biri olan sağlık sigortasının önümüzdeki dönemde tıpkı trafik sigortalarında olduğu gibi ‘geçmiş yükler sorunu’ ile karşı karşıya kalıp kalmayacağı merak ediliyor.
Katsayı oranlarındaki yüksek artış ile artan medikal enflasyon oranlarının trafik sigortalarında olduğu gibi sağlık sigortalarında da maliyetlerin primleri karşılamadığı bir ortam yarattığını söyleyen sektör, poliçe fiyatlarını belirlerken kullanılan referans fiyatlarda öngörülebilir bir yapının oluşturulması gerektiğine dikkat çekiyor.
ÖSS VE TSS PRİMLERİNE YANSIYOR
Ayrıca oranların artması özel sağlık sigortası (ÖSS) ve tamamlayıcı sağlık sigortası (TSS) primlerine de yansıyor. Yapılan artışlar sonucu özel sağlık sigortası poliçelerindeki fiyat artışlarının tamamlayıcı sağlık sigortasından daha fazla etkilendiği söylenirken, artışların sigortalıları özel sağlık sigortasına cep dostu alternatif sağlayan tamamlayıcı sağlık sigortasına yöneltebileceği kaydediliyor.
TÜRKİYE SİGORTA BİRLİĞİ BAŞKANI ATİLLA BENLİ:
Şirketler öngöremedikleri maliyetlerle karşı karşıya kalıyor
“SİGORTA ŞİRKETLERİNİN TARİFELERİNİ HAZIRLARKEN REFERANS ALDIĞI KRİTERLERDEKİ BEKLENMEYEN DEĞİŞİKLİKLER, DÜZENLENEN POLİÇELER AÇISINDAN, SİGORTA ŞİRKETLERİNİ ÖNGÖREMEDİKLERİ MALİYETLER İLE KARŞI KARŞIYA BIRAKIYOR.”
Yılın yarısında Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) oranlarının artması hakkında konuşan Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Atilla Benli, “Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) ile belirlenen ödeme birimleri, üyemiz olan sağlık sigortası şirketleri tarafından, sağlık hizmet sunucuları ile tamamlayıcı sağlık sigortası hizmet alımına yönelik anlaşmalarda ölçüt olarak kullanılıyor. Şirketlerimizin tamamlayıcı sağlık sigortasında ağırlıkla kullandıkları Sağlık Uygulama Tebliği’nde 2022 yılında 4 kez değişiklik yapıldı. Sigorta şirketleri, tarifelerini, hasar frekansı ve tazminat yükünün yanı sıra geçmiş yıllardaki gelişmeler ışığında ve gelecekteki muhtemel değişikliklere yönelik öngörülere dayanarak oluşturuyorlar. Dolayısıyla referans alınan kriterlerdeki beklenmeyen değişiklikler, düzenlenen poliçeler açısından, sigorta şirketlerini öngöremedikleri maliyetler ile karşı karşıya bırakıyor. Tazminat yükünün artması da doğal olarak tarife değişikliğini beraberinde getiriyor. Artan primler ise müşteri memnuniyetini olumsuz etkileyerek sigorta şirketlerine yansıyor” ifadelerini kullandı.
‘SAĞLIK ENFLASYONUNU TETİKLİYOR’
SUT Tebliği’ndeki değişikliklerin tamamlayıcı sağlık sigortalarını etkilerken benzer bir durumun özel sağlık sigortalarında da yaşandığını belirten Benli, “Sigorta şirketleri özel sağlık sigortasına ilişkin hizmet alım sözleşmelerinde çoğunlukla Türk Tabipleri Birliği tarafından yayımlanan referans tabloyu dikkate alıyor. Söz konusu tablo için 2022 yılı için artış oranları 2021 yılı sonunda açıklandıktan sonra 2022 yılı Ocak ayının başında tekrar artış yapıldı. Haziran ayında ise üçüncü artış duyurusu paylaşıldı. Sonuç olarak sektörün referans aldığı ücret düzenlemelerindeki artışlar sağlık enflasyonunu tetikliyor. Bu durum bir yandan sigorta şirketlerinin tazminat yükünü artırırken diğer yandan sigorta şirketlerinin geleceğe yönelik öngörülerini olumsuz etkiliyor. Öte yandan prim artışları sigortalılara da yansıyor. Sigorta sektöründe yaşanacak bir küçülme sağlık ekosisteminin bir bütün olarak sürdürülebilirliğini de olumsuz etkileyecektir. Bu kapsamda, TSB olarak önerimiz; hesaplamaların gerçek veriye dayalı, tutarlı bir prensiple ve bilimsel temele dayanarak yapılacağını garanti altına alan, öngörülebilir bir yapının oluşturulmasıdır” diye konuştu.
‘SİGORTALI SAYISINDA ÖNEMLİ BİR ARTIŞ VAR’
Sağlık sigortalarına olan talep hakkında değerlendirmelerde bulunan Benli, sözlerine şöyle devam etti: “Veriler incelendiğinde tamamlayıcı sağlık sigortası tarafında sigortalı sayısında önemli bir artış var. Özellikle salgın sonrası dönemde vatandaşların fark ücreti ödemeden sağlık hizmetlerine daha kolay erişme istekleri anlaşmalı özel sağlık kuruluşlarında tedavi imkânı sağlayan tamamlayıcı sağlık sigortasına olan talebi artırdı. Branşta 2022 yılı Temmuz ayı sonunda yaklaşık 14 milyar lira prim üretildiğini görüyoruz. Tamamlayıcı sağlık sigortasında prim üretimi geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık %143, özel sağlık sigortasında da %72 oranında yükseldi. Temmuz sonu itibarıyla tamamlayıcı sağlık sigortalı sayısı 2,9 milyonu, özel sağlık sigortalı sayısı da 2,5 milyon kişiyi aştı. Sağlık sigortacılığı branşı ülkemizde oldukça yüksek bir büyüme potansiyeline sahip. Sağlık hizmetlerine daha hızlı ve uygun maliyetlerle erişmek için talep arttıkça tamamlayıcı sağlık sigortası branşındaki büyümenin süreklilik göstereceğini ve yeni sigortalı kazanımının devam edeceğini değerlendiriyoruz.”
‘TELE-SAĞLIĞA AĞIRLIK VERİLEBİLİR’
Sigorta şirketlerinin, özellikle pandemi döneminde, sigortalı memnuniyetini temel alan başarılı çalışmalara imza attıklarını vurgulayan Benli, “Bundan sonraki dönemde şirketlerimizin pandeminin neden olduğu günlük yaşamdaki değişikliklere cevap verecek yeni ürünleri sigortalıların hizmetine sunacağını düşünüyoruz. Kişilerde sağlık bilincinin artması, risk algısının yükselmesi ve konu ile ilgili bilinirliğin artmasına yönelik çalışmalar sağlık alanında ‘sigortalı yaşam’ anlayışının gelişmesine vesile oldu ve sigortalı sayısının artmasını sağladı. COVID-19 tecrübesi ile birlikte, dijitalleşmenin de hızla arttığı bu dönemde, sağlık hizmet sağlayıcılarının, hastaların çevrim içi platformlar üzerinden destek aldıkları ‘tele sağlık’ uygulamalarına daha fazla ağırlık verecekleri ve bu hizmetlere talebin de artacağı tahmin ediliyor” açıklamasında bulundu.
‘MİNİ SİGORTALAR ÖN PLANA ÇIKACAK’
Hem ülkemizde hem de dünyada sağlık sigortacılığı alanında özel kapsamlı ve büyük ölçüde kişiselleştirilmiş sigortaların yaygınlaşmaya başlayacağını düşündüğünü ifade eden Benli, “Bu da bireylerin kritik hastalıklar için koruma aldıkları dar kapsamlı mini sigortaları ön plana çıkaracaktır. Ülkemizde de böyle örneklerin artacağını düşünüyorum. Genel tedaviler sosyal güvenlik sistemi kapsamında ve hastanelerinden edinilirken, küresel sağlık güvenliğini tehlikeye atan salgın hastalıklar ya da kritik hastalıklar için bireyler sağlık hizmetlerinde daha özel tedavilere ve daha kaliteli hizmetlere yönelme eğilimindeler. Bu gibi tehditler başta olmak üzere böylesi olağanüstü durumlar ve bireylerin değişen ihtiyaç ve beklentileri için özel sağlık sigortaları oluşturulacaktır. Böylece bireyler, bu olağanüstü durumlar için kolay karşılanabilir primler yoluyla koruma elde edebilecekler. Özetle bu branş daha özel kapsamlarla hazırlanmış yeni ve özel ürünlerle daha da zenginleşecektir” şeklinde konuştu.
‘ÖNGÖRÜLEBİLİR BİR YAPI OLUŞTURULMALI’
Benli, sözlerini şu şekilde noktaladı: “Sağlık sigortalarında herhangi bir zararla karşılaşılmamakla birlikte, 2022 yılı ilk yarı sonuçlarında teknik kârlılıkta geçtiğimiz yıla göre düşüş yaşandı. Bunda artan maliyetler ve medikal enflasyon etkili oldu. Bu branşta, 2022 yılı ilk yarısında 995 milyon lira teknik kâr açıklandı; geçen yılın ilk altı ayında ise 1,1 milyar lira teknik kâr elde edilmişti. 2021 yılı ilk yarısında %76 olan hastalık-sağlık branşı hasar/prim oranı da bu yıl aynı dönemde %84,2’ye yükseldi. Bununla birlikte şunu belirtmekte fayda görüyoruz. Biz sigorta sektörü olarak fiyatlama davranışlarımızda hem geçmiş verileri hem de gelecek öngörülerini göz önüne alarak fiyatlama yapıyoruz. Bu nedenle, poliçe fiyatlamalarını belirlerken kullandığımız referans fiyatlar için öngörülebilir bir yapının oluşturulması sağlık sigortacılığının sürdürülebilir olması için önem arz ediyor.”
DOĞA SİGORTA GENEL MÜDÜRÜ COŞKUN GÖLPINAR:
Artan maliyetler primlere yansıdı
“HEM TTB HEM DE SUT ORANLARININ VE HİZMET SUNUCULARINDAKİ MALİYETLERİN ARTMIŞ OLMASI HASTANELER İLE OLAN SÖZLEŞMELERİMİZE YANSIDI BU DA KAÇINILMAZ OLARAK PRİMLERE YANSIMAKTADIR.”
2022 yılındaki olağanüstü enflasyon ortamının her sektörde olduğu gibi sağlık sigortacılığı sektöründe de beklenmedik oranlarda maliyet artışlarına neden olduğunu belirten Doğa Sigorta Genel Müdürü Coşkun Gölpınar, “Türk Tabipleri Birliği (TTB) normal şartlarda yılda bir kez yapmış olduğu artışı 1 Ocak itibarıyla %36,7 olarak gerçekleştirdi. Yıllık enflasyon oranındaki yükseliş üzerine TTB-HUV özel hekimlik katsayı oranını ve iş yeri hekimliği asgari sözleşme ücretlerini yılın ikinci yarısı için yeniden belirleyerek %37,5 artış yaptı. Yılbaşında gerçekleştirilen %36’lık artış ile birlikte 1 Temmuz itibarıyla kümülatif %88’lik bir artış yaşanmış oldu. Bilindiği gibi Türkiye sağlık hizmetlerinde kamu düzenlemesi olarak uygulanmakta olan Sağlık Uygulama Tebliği (SUT), sağlık sektörünü ve sağlık hizmetleri piyasalarını doğrudan etkilemekte olan bir fiyat düzenlemesidir. SUT ile sağlık hizmetlerine ilişkin fiyatlar düzenlenmekte ve tanı, teşhis, tedavi, ilaç, tetkik gibi her türlü sağlık hizmetinin bedellerinin nasıl ödeneceğine dair kurallar belirlenmektedir. Bugüne kadar SUT oranlarında periyodik bir artış yapılmıyordu ve uzun süredir sabit oranlar geçerliydi. Sektör genel olarak TTB artışlarına endeksli olarak hizmet sunucuları hastaneler ile anlaşmalar sağlamaktaydı. Özel olarak tamamlayıcı sağlık sigortaları anlaşmalarında ise hem TTB hem de SUT oranları etkiliydi. TTB artış oranları ile yapılan 2022 sözleşme yenilemeleri sonrası SUT oranlarındaki beklenmedik artış, anlaşmaların tekrar gözden geçirilip düzenlenmesi ihtiyacını oluşturdu” dedi.
‘HASTANE İLE OLAN SÖZLEŞMELERE YANSIDI’
Hem TTB hem de SUT oranlarının ve hizmet sunucularındaki maliyetlerin de artmış olmasının hastaneler ile olan sözleşmelere yansıdığını kaydeden Gölpınar, “Bu durum da kaçınılmaz olarak primlere yansımaktadır. Gerek özel sağlık gerekse tamamlayıcı sağlık sigortalarında primlerde artışlar kaçınılmaz olsa da Doğa Sigorta olarak bu artışları sigortalılarımıza asgari seviyede yansıtmaya özen gösterdik” diye konuştu.
‘MALİYET ARTIŞLARI TSS’YE YÖNELTTİ’
Sağlık güvencesinin öneminin pandemi ile birlikte çok daha iyi anlaşıldığını ifade eden Gölpınar, “Ekonomik şartlardan etkilense de sağlık sigortacılığının büyüyeceğini öngörmekteyiz. Kamuda artan sağlık giderlerinin özel sektör ile paylaşılabilmesi için teşviklerle de desteklenmesi halinde sağlık sigortacılığı hem büyüyecek hem de tüketiciyi çok daha fazla memnun edecektir. Özellikle maliyet artışları doğrultusunda yaşanan prim artışlarına bağlı olarak birçok sigortalının özel sağlık sigortası yerine tamamlayıcı sağlık sigortasına yöneldiğini ve Doğa Sigorta olarak geniş hizmet ağımız sayesinde yaşadığı hizmet memnuniyeti doğrultusunda devam ettiğini görüyoruz” dedi.
‘EKONOMİNİN OLUMLU YÖNE GİTMESİYLE RİSK AZALABİLİR’
Doğa Sigorta Genel Müdürü Coşkun Gölpınar, sözlerine şöyle devam etti: “Trafik sigortasının uzun kuyruklu olması, tavan fiyat uygulaması, havuz uygulaması, öngörülemeyen yüksek maliyet artışları, bu işten para kazanmak isteyen çok sayıda aracı olması, tedarik zincirinde aksaklıklar gibi sebeplerle oldukça olumsuz sonuçlar oluştu. Ancak sağlık sigortalarında yaşanan olumsuzluğun sebebi öngörülemeyen maliyet artışları olduğu için ekonomik şartların olumlu yöne gitmesiyle birlikte riskin azalacağını söyleyebiliriz. Ek olarak, trafik sigortalarında sigorta şirketlerinin sorumluluğu 10 yılı içermektedir. Bir başka deyişle uzun yıllar önce düzenlenmiş bir trafik poliçesinden bugün bir hasar ihbarı gelebilmektedir. Oluşmuş fakat ihbar edilmemiş hasarlar olarak kabul edilen bu hasarlardan 10 yıllık bir periyot için sorumlu konumdayız. Dolayısıyla trafik hasarlarının gelişim şekli yıllara göre olgunlaşarak ve artarak gelmektedir, oysaki sağlık sigortalarında poliçe süresi ve sorumluluk süresi 1 yıl olduğundan ilgili yılda zarar dahi edilse takip eden yılda telafi imkânı söz konusu olabilmektedir.”
ANADOLU SİGORTA GENEL MÜDÜR YARDIMCISI KEREM ERBERK:
Artan maliyetler sonucunda tamamlayıcı sağlık sigortasının büyümesi sınırlı olabilir
“FİYATLARI MAKUL OLDUĞU İÇİN ÖZELLİKLE TAMAMLAYICI SAĞLIK SİGORTASINDA GÜÇLÜ BÜYÜME VAR. BU YIL SAĞLIKTA, ÖZELLİKLE TSS’DE BÜYÜMENİN DEVAM EDECEĞİNİ ÖNGÖRSEK DE ARTAN MALİYETLER VE GÜNCEL EKONOMİK KOŞULLARI DA DEĞERLENDİRDİĞİMİZDE BÜYÜME SINIRLI OLABİLİR.”
Yılın ilk 7 ayında sektörde, özel ve tamamlayıcı sağlık sigortasındaki sigortalı sayısının bir önceki yıla göre %23 arttığına dikkat çeken Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Kerem Erberk, “Toplamda 5,5 milyonu aşan sigortalı sayısının %54’ü tamamlayıcı sağlık sigortasından geliyor. Sigorta sektörü, sigortalı sayısındaki artışla birlikte ürün yelpazesini genişletiyor ve hizmetlerini çeşitlendiriyor. Diğer yandan ekonomik koşulların da etkisiyle sağlık giderlerinin dengelenmesi için çaba gösteriyor. SUT oranlarının artışıyla paralel sağlık maliyetlerinin artması, şirketlerin maliyetleri düşürecek farklı çözüm arayışlarına neden oldu. Tazminat maliyetlerinin artması, ister istemez primleri de yukarı yönlü etkiliyor. Sağlık giderleri arttıkça, maliyetleri düşürme odaklı yeni uygulamaların geliştirilmesi ve hayata geçirilmesi yönünde yenilikçi fikirler de sektörde ivme kazandı” ifadelerine yer verdi. “Sağlığın birincil öncelik olduğu bilincinin gelişmesiyle birlikte, sağlık sistemi içerisinde özel hastanelerden nitelikli hizmet almak, yüksek tedavi masrafları karşısında kendine ve ailesine güvence sağlamak isteyenler, sağlık sigortalarına yöneliyor” diyen Erberk, pandemi döneminin başlangıcı itibarıyla sağlık sigortalarına gösterilen yoğun ilginin, 2022 yılında da artarak devam ettiğini ve sağlık branşının, sigorta sektöründen aldığı payın arttığını bildirdi.
‘BEKLENTİMİZ MALİYETLERİN YÖNETİLMESİ’
Fiyatları makul olduğu için özellikle tamamlayıcı sağlık sigortasında güçlü büyümenin var olduğunu kaydeden Erberk, “Bu yıl sağlıkta, özellikle TSS’de büyümenin devam edeceğini öngörsek de artan maliyetler ve güncel ekonomik koşulları da değerlendirdiğimizde büyüme sınırlı olabilir. Diğer taraftan, uzun vadede beklentimiz hem maliyetlerin yönetilmesi hem de sigortalıların sistemin içinde tutulması arasında bir dengenin oluşması yönündedir” dedi. Ürün ve teminat çeşitliliğinin, sağlık kurumları ile yapılacak anlaşmaların, sigortalıların bütçesine ve ihtiyacına göre ürün sunulmasının öneminin artmaya devam ettiğini vurgulayan Erberk, “Şirket olarak biz de bu konularda birçok çalışma yapıyoruz. Çeşitli ürünlerle sigortalılarımızın bütçesine ve ihtiyaçlarına yönelik hizmetler sunuyoruz. Tamamlayıcı sağlık sigortası ve özel sağlık sigortasına ek olarak riskli hastalıklar sigortası, nefes sağlık sigortası gibi ürünlerimizle farklı ihtiyaçlara yönelik alternatifler yaratıyoruz. Riskli hastalıklar sigortasında başlattığımız kampanyamız ile de müşterilerimizi sağlık sigortalarıyla tanıştırmak istiyoruz” şeklinde konuştu.
‘MEDİKAL ENFLASYON DA MALİYETİ ETKİLİYOR’
Erberk, “Sağlık sigortaları belki de hayatın en zorlu risklerine karşı güvence altında olmak ve onlara hazırlıklı olmak demektir” diyerek sözlerini şöyle sonlandırdı: “Koşullar ne olursa olsun müşterilerin farklı ihtiyaçlarına ve bütçelerine uygun ürünler sunmayı hedefliyoruz. Mevcut ekonomik koşulların yanı sıra medikal enflasyon da sağlık sigortalarındaki maliyeti etkileyen önemli bir kalem. Hızlı değişen koşullar karşısında sigorta sektörü de maliyetlerini hassas bir terazi içerisinde yönetmek durumunda. Sağlık sigortalarında trafik sigortasında olduğu gibi bir tavan fiyatlandırma olmaması maliyet yönetiminde bir alan açıyor. Rekabetin yoğun yaşandığı sağlık sigortalarında büyüme trendinin devam edeceğini düşünüyoruz.”
AXA SİGORTA SATIŞ VE PAZARLAMA BAŞKANI FİRUZAN İŞCAN:
Yapılan artışlar sigortalıları ÖSS’den TSS’ye yöneltiyor
“ENFLASYONLA BİRLİKTE HASTANE ÜCRETLERİNİN ARTMASI VE ENFLASYONUN ÖSS POLİÇELERİNDEKİ FİYAT ARTIŞLARINI TSS’YE GÖRE DAHA FAZLA ETKİLEMESİ TÜKETİCİYİ TSS’YE YÖNELTEN UNSURLAR OLUYOR.”
Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) oranlarında yapılan artışların, genel olarak sağlık sigortacılığına ve özellikle de tamamlayıcı sağlık sigortaları açısından olumlu etkilerinin olduğunu ifade eden Axa Sigorta Satış ve Pazarlama Başkanı Firuzan İşcan, “SUT artışlarının enflasyon ve döviz kurundaki artışlar göz önünde bulundurularak düzenli olarak gerçekleştirilmesi, SGK anlaşmalı özel hastaneler açısından içinde bulunduğumuz ekonomik ortamda koruyucu olacaktır. Aynı zamanda, özel hastanelerin SGK anlaşmalarını devam ettirmelerine de olanak tanıyarak TSS sisteminin sürdürülebilir olmasını sağlayacaktır” dedi.
‘ARTIŞLAR ÖSS’Yİ DAHA FAZLA ETKİLEDİ’
SUT oranlarındaki artışın TSS ve ÖSS açısından farklı etkileri olduğunu söyleyen İşcan, “Enflasyonla uyumlu olarak gerçekleştirilen SUT oranlarındaki artış her ne kadar özel hastaneler açısından enflasyon karşısında koruyucu etki yapsa da enflasyonla birlikte hastane ücretlerinin artması ve enflasyonun ÖSS poliçelerindeki fiyat artışlarını TSS’ye göre daha fazla etkilemesi tüketiciyi TSS’ye yönelten unsurlar oluyor” açıklamasında bulundu. Sağlık sigortalarına tüketici yaklaşımının pandemi koşullarıyla birlikte çok değiştiğinin altını çizen İşcan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Pandemiyle birlikte hem genel anlamda özel sağlık sigortalarına hem de TSS’ye dair sigortalılık bilinci ortaya çıktı. Axa Sigorta olarak, pandemi döneminden önce tamamlayıcı sağlık sigortalarındaki büyüme potansiyelini görmüş, TSS’yi sağlık sigortalarına dair büyüme stratejilerimizin merkezine konumlandırmıştık. Enflasyonist koşulların ÖSS primlerine doğrudan yansımasının özellikle TSS’ye olan ilginin artmasını ve ÖSS’den TSS’ye kayışların gerçekleşmesini bekliyorduk. Sektör geneline baktığımızda, 2019 yılından bugüne kadar TSS alanındaki sigortalı sayısında sürekli bir artış olduğunu görüyoruz. Özellikle 2021 yılında, bireysel TSS’de 1,7 milyon ve grup TSS’de 1,5 milyon olmak üzere toplamda 2,6 milyon sigortalıyla bu alanda sektör %33 büyüdü. Bu ivmenin devam ettiğini gözlemliyor ve 2022 yılı sonunda da TSS’de toplam 3,2 milyon sigortalıya ulaşılacağını düşünüyoruz” diye konuştu.
‘TSS SEKTÖRE YENİ BİR KAPI AÇIYOR’
Sektörde artan maliyetlerin daha uygun fiyatlı sağlık sigortası ürünlerine ilgiyi artırdığını belirten İşcan, “TSS bu anlamda sektöre yeni bir kapı açıyor. Biz de Axa Sigorta olarak TSS ürünlerimizde tüm segmentleri kapsamaya çalışıyoruz” dedi. İşcan, sözlerine şöyle devam etti: “Trafik branşında teminat ve hasar uygulama konularında mevzuat değişiklikleri yapılarak bu değişikliklerin geçmiş poliçeleri de kapsar hale gelmesi sektör adına zorlayıcı olabiliyor. Tamamlayıcı sağlık sigortaları SGK anlaşması olan özel hastanelerde oluşan fark ücretlerini karşılıyor. SUT ücretleri artsa da fark ücretleri oldukça yüksek ve kişinin TSS’si yoksa hasar maliyetinin büyük bir kısmı müşteriden alınıyor. Ayrıca TSS’de geriye dönük hasar ödemesi oluşma frekansı çok düşük. Bu sebeplerle TSS’de trafik benzeri olumsuz bir risk oluşacağını öngörmüyoruz.”
QUICK SİGORTA GENEL MÜDÜR YARDIMCISI HASAN ALTUĞ DÖNMEZ:
Artışlar sigorta şirketlerine yük getirdi
“SİGORTA ŞİRKETLERİ, HİZMET ALIM SÖZLEŞMELERİNDE REFERANS OLARAK TTB’NİN REFERANS TARİFESİNİ YA DA SAĞLIK UYGULAMA TEBLİĞİ (SUT) FİYAT TARİFESİNİ BAZ ALDIKLARI İÇİN YAPILAN BU ARTIŞLAR, SAĞLIK POLİÇESİ SATAN SİGORTA ŞİRKETLERİNE CİDDİ BİR YÜK GETİRİRKEN SİGORTALILARI DA DAHA YÜKSEK PRİMLE POLİÇE SATIN ALMAKLA KARŞI KARŞIYA BIRAKMIŞTIR.”
Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) oranlarında yaşanan artışla ilgili konuşan Quick Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Hasan Altuğ Dönmez, “SUT’ta yapılan söz konusu değişiklik, genel sağlık sigortalıların yatarak tedavileri kapsamında sağlık hizmeti sunucuları tarafından kullanılan tıbbi malzeme geri ödeme bedellerinde yüzde 10’dan yüzde 100’e kadar değişen oranlarda artışa neden olmuştur. Sigorta şirketleri, hizmet alım sözleşmelerinde referans olarak TTB’nin referans tarifesini ya da Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) fiyat tarifesini baz aldıkları için yapılan bu artışlar, özel hastane ve ilaç fiyatlarındaki değişim gibi birçok faktör nedeniyle medikal enflasyon rakamını artırmaktadır. Bu artış ise sağlık poliçesi satan sigorta şirketlerine ciddi bir yük getirirken sigortalıları da daha yüksek primle poliçe satın almakla karşı karşıya bırakmıştır” ifadelerine yer verdi.
TSS’YE OLAN İLGİ ARTARAK DEVAM EDECEK’
Sağlık sigortası tercihlerinin genellikle sigortalıların ihtiyaçlarına göre belirlendiğini kaydeden Dönmez, “Özel sağlık sigortası ürünleri daha geniş anlaşmalı kurum sayısına ve daha kapsamlı teminat yapısına sahip olmasına rağmen, primleri tamamlayıcı sağlık sigortasına göre oldukça yüksek kalmaktadır. Yüksek fiyatları nedeniyle özel sağlık ürünleri maalesef geniş kitlelere ulaşmakta zorlanmaktadır. Bu nedenle sigortalılar daha uygun maliyetli olan tamamlayıcı sağlık sigortasını tercih etmektedirler. Tamamlayıcı sağlık poliçelerinin çeşitlendirilmesi ile içeriklerinin zenginleştirilerek iyileştirilmesinin, oranlardaki artışa rağmen ürüne olan ilgiyi artırarak devam ettireceğini düşünüyoruz” dedi. Geçmiş dönemlerde sağlık sigortalarının önemi çok bilinmezken özellikle pandemi sonrasında bu önemin farkındalığının ciddi oranda arttığına dikkat çeken Dönmez, “Sağlık sektöründeki gelişmeler, kişiselleştirilmiş tıp uygulamaları, giyilebilir teknolojiler, yapay zekâ, hasta merkezli sağlık sistemlerinin kurulması, sosyal medya paylaşımları sağlık sigorta sektörünü ileriye taşımaktadır. Dolayısıyla bu tabloya sigortacı açısından baktığımızda ciddi fırsatlar ortaya çıkmaktadır. Bu fırsatların değerlendirilip spesifik ve mikro ürün alternatifleri üzerinde çalışarak müşteri ilgi ve ihtiyaçları doğrultusunda çalışmalar yapılması, sigortacılığı önümüzdeki dönemde daha iyi yerlere getirecektir” şeklinde konuştu. Tamamlayıcı sağlık sigortasının sağladığı fiyat avantajı, her geçen gün genişleyen anlaşmalı kurum ağı, artan müşteri memnuniyeti ve sektör ortalamalarının üzerinde büyüyen yapısıyla stratejik bir ürün haline geldiğinin altını çizen Dönmez, “Bu alandaki sigortalı ihtiyaçlarının dijital yaklaşım ve mobil uygulamalarla desteklenerek mini sağlık sigortaları, tehlikeli hastalıklar, kritik hastalıklar, kanser gibi kişisel yeni ürün ve hizmetler ile geliştirilmesinin branşın zenginleşmesi açısından önem arz ettiği düşüncesindeyiz. Bizim de bu konuda farklı çalışmalarımız tamamlanmak üzere” dedi.
‘GEÇMİŞ TARİHLİ POLİÇE YÜKÜ TAŞINIYOR’
Katsayı oranlarındaki yüksek artış ile artan medikal enflasyon oranlarının trafik sigortalarında olduğu gibi sağlık sigortalarında da maliyetlerin primleri karşılamadığı bir ortam yarattığının altını çizen Dönmez, “Reel fiyat artışlarının yeni poliçelere birebir yansıtılamaması geçmiş tarihli kesilen poliçe yüklerinin taşınmak zorunda kalınması nedeniyle sigortacılar üzerindeki yükü taşınmaz hale getirmiş, kaygıları artırmıştır. Daha ulaşılabilir bir fiyat aralığında poliçe satışına imkân tanınması ile yeni düzenlemelerin ortak akıl ve tüm paydaşların görüşleri alınarak oluşturulmasının sektörümüzün geleceği ve sürdürülebilirliği açısından önem arz ettiği düşünülmektedir” açıklamasında bulundu.
GROUPAMA SİGORTA SAĞLIK GRUP MÜDÜRÜ ELVAN ATALAY:
Artışlar öngörülemediği için hasar prim oranı yükseliyor
“SUT’UN BU KADAR HIZLI ARTACAĞININ ÖNGÖRÜLEMEMESİ VE POLİÇE VADESİ BOYUNCA PRİMLERİN DÜŞÜK KALMASI NEDENİYLE HASAR PRİM ORANI YÜKSEK SEYRETTİ. BU NEDENLE DE PRİMLERİN ARTIRILMASI ZORUNLU HALE GELDİ.”
Sağlık hizmetlerinde yapılan artışlar hakkında görüşlerini bildiren Groupama Sigorta Sağlık Grup Müdürü Elvan Atalay, “Yaklaşık 10 yıldır artmayan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) ile belirlenen oranlar son 1 buçuk yıl içerisinde 2-3 kez arttı ve bazı kalemlerde düzenleme yapıldığı duyuruldu. Duyurulan kalemlerin de SGK katılım paylarına artış olarak yansıdığı görüldü. Bu durum hastaneler ve poliçesi olmayan SGK’lılar için iyi bir gelişme olarak algılanabilir. Zira SGK kendi ödediği paket tutarlarını artırarak, sigortalısının cebinden fark olarak alınan tutarı azaltmaya veya çok fazla artırmamaya çalışıyor diye yorumlayabiliriz. Ancak sigortacıların, hastanelerle yaptığı anlaşmalar SUT tutarının karşılıklı belirlenen katları olarak hesaplandığı için, ödenen tutarlar SUT’a yapılan artışa paralel olarak yükseliyor. Buna istinaden anlaşmadaki çarpanları düşürmek için hastanelerle yeni bir anlaşma yapmak veya artışı kabul edip bunu poliçe primlerine yansıtmak gerekiyor. Bu durum anlaşmaları yeniden düzenlemeyi veya fiyatları sık sık ve yüksek oranlarda artırmayı gerektirdiğinden ciddi bir operasyonel yük ile karşılaşmış olduk. Poliçe fiyatlarının gittikçe artmasının tek nedeni elbette bu değil. Artışın, asgari ücret artışı, dövizdeki hızlı değişimler, medikal enflasyonun yüksekliği dahil birçok nedeni var. SUT’un bu kadar hızlı artacağının öngörülememesi, primlerin ancak poliçe yenileme dönemlerinde düzeltilebilmesi ve poliçe vadesi boyunca primlerin düşük kalması nedeniyle hasar prim oranı yüksek seyretti. Bu nedenle de primlerin artırılması zorunlu hale geldi. Bunun etkisiyle tamamlayıcı sağlık sigortası fiyatları ekonomik network özel sağlık sigortaları ile aynı bareme yaklaştı” dedi.
‘MALİYETLER ÖSS’YE DAHA ÇOK YANSIDI’
COVID-19 teminatının özel sağlık sigortası poliçelerinin çoğunda istisna olduğunu belirten Atalay, “Hem SGK’nın üzerindeki yükü paylaşmak hem de sigortalılara destek olmak için sigorta şirketlerinin pandemi giderlerini karşılaması beklendi. Sağlığın önemi ve tedavinin yüksek maliyetleri fark edildi. Dolayısıyla sağlık sigortasının bir ihtiyaç olduğu bir kez daha hatırlandı, öğrenildi. Ancak sigortalı adaylarının alım gücü tamamlayıcı sigortalara daha yakın olduğu için bu üründe büyüme diğer ürünlere göre daha fazla oldu. Özel hastane maliyetlerinin yüksekliği özel sağlık sigorta primlerine TSS’den daha fazla yansıdı. Bu nedenle ÖSS’den TSS’ye geçiş yapan sigortalı sayısı da arttı ve artmaya da devam ediyor” ifadelerini kullandı.
‘TSS UYGUN PRİMLERE GERİ DÖNEMEYECEK’
Tamamlayıcı sağlık sigortalarının ilk çıktığı dönemdeki uygun primlere geri dönemeyeceğini vurgulayan Atalay, “Bu nedenle iki farklı ürün grubunun yani özel sağlık sigortaları ve tamamlayıcı sağlık sigortalarının primleri birbirine yaklaşmaya devam edecek gibi görünüyor. TSS’nin geçerli olduğu hastane networklerini de fiyatlarına göre segmente etmek gerektiği anlaşılıyor. Sektörde bazı şirketler TSS’yi de tıpkı ÖSS gibi segmente etmeye başladı. Bu durumda sadece fiyatı değil, uygulamaları da birbirine benzemeye başladı” dedi.
Yağmur Ceren KURAL
yagmur@sigortacigazetesi.com.tr