
OVP’de yer alan hedefler ile sektör daha güçlenecek
2024-2026 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program kapsamında, sigorta ve emeklilik sektörünü ilgilendiren hedefler de yer aldı. Bu hedefler sektörün daha da güçlenmesi ve sigortacılığın tabana yayılması için büyük önem arz ediyor.
2024-2026 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program, Resmi Gazete’de yayımlandı. Ekonominin 3 yıllık yol haritasını sunan programda, önümüzdeki 3 yıldaki dört temel hedef, ‘afet yaralarının sarılması, enflasyonun tek haneye düşürülmesi, yatırım, istihdam, üretim ve ihracat perspektifinde büyüme ve istihdamın devam ettirilmesi ve sosyal adalet ve refahının güçlendirilmesi’ olarak sıralandı.
OVP’DE SEKTÖRLE İLGİLİ HEDEFLER
Programda ayrıca 2022 yılının ilk yarısında finans ve sigorta sektörlerindeki katma değer artışlarının Türkiye ekonomisinin güçlü büyümesinde önemli rol oynadığı, finans ve sigorta faaliyetlerinin katma değeri %25,2 oranında artış kaydettiği ve sektörün %5,5’lik büyümeye %1,2 puan katkı sağladığı belirtildi. Programda sigorta ve emeklilik sektörünü ilgilendiren hedefler ise şu şekilde sıralandı:
“ – Katılım sigortacılığı mevzuat altyapısı ve ekosistemi geliştirilecek, katılım finans esaslarına uyumlu sigortacılık tekniklerinin daha etkin ve şeffaf şekilde uygulanmasına yönelik düzenlemeler hayata geçirilecektir.
– Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) fon türleri katılımcıların birikimleri için daha fazla katma değer üretecek şekilde yeniden tasarlanacak, devlet katkısı getirilerinin artırılmasını, kesintilerin sadeleştirilmesini sağlayacak düzenlemeler yapılacak ve bu kapsamda, BES’in cazibesi artırılarak sistemdeki fon tutarı ve katılımcı sayısında artış sağlanacaktır.
– Otomatik Katılım Sistemi’nin (OKS) işverenlerin de katkısı ile İkinci Basamak Emeklilik Sistemi’ne dönüşeceği Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) kurulacaktır.
– “Tamamlayıcı Uzun Süreli Bakım Sigortası” ihdas edilecektir.
– Tüm afet tehlikelerini kapsayacak afet sigortası geliştirilerek yaygınlaştırılacak, Zorunlu Deprem Sigortası’nın beyanı ve ödemesinin etkin takibi sağlanacaktır.
– Bina Tamamlama Sigortası’nın yaygınlaştırılmasına ilişkin çalışmalar yürütülecektir.
– Sigortanın oto denetim rolü hayata geçirilerek inşaat kalitesinin yükseltilmesini teminen yapı denetim sürecinde yer alan kişi ve kuruluşların mesleki sorumluluk sigortası ve yapı müteahhitlerinin yapı sorumluluk sigortası yaygınlaştırılacaktır.”
TES İLE FON HAVUZU DAHA HIZLI BÜYÜYEBİLİR
OVP kapsamında, fiyat istikrarının sağlanması amacıyla uygulanacak politika ve tedbirlerdeki en önemli konu başlıklarından biri de Otomatik Katılım Sistemi’nin işverenlerin de katkısı ile İkinci Basamak Emeklilik Sistemi’ne dönüşeceği Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi. Birçok ülkede uygulanan ve bireylerin kendi emeklilik fonlarını oluşturmasını ve yönetmesini sağlayan bir emeklilik tasarruf sistemi türü olan TES, devlet destekli sosyal emeklilik sistemlerinin yanı sıra kişisel emeklilik tasarruflarını artırmayı ve emeklilik dönemlerinde daha fazla finansal güvence sağlamayı amaçlıyor. Sadece çalışanların değil, işverenlerin de katkı koyması planlanan TES ile fonların daha hızlı büyüyeceği öngörülüyor. OVP’ye göre, Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi 2024’ün son çeyreğinde hayata geçecek.
Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi ayrıca, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın (SBB) hazırladığı, 2024- 2028 dönemini kapsayan 12. Kalkınma Planı’nda da yer aldı.
YENİ DÜZENLEMELERLE BES’E OLAN İLGİ DAHA DA ARTACAK
Programda ayrıca, Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) fon türlerinin katılımcıların birikimleri için daha fazla katma değer üretecek şekilde yeniden tasarlanması, devlet katkısı getirilerinin artırılması, kesintilerin sadeleştirilmesini sağlayacak düzenlemelerin yapılması ve bu kapsamda, BES’in cazibesinin artırılarak sistemdeki fon tutarı ve katılımcı sayısında artışın sağlanmasıyla ilgili maddeye de yer veriliyor.
BES’te %25’ten %30’a çıkarılan devlet katkısı, 45 yaş üstü bireylerin otomatik katılım sistemine (OKS) dâhil olma hakkı ve toplu katkı payı ödemelerine takip eden yıllarda devlet katkısı verilmesi gibi avantajlar ekonomi paketiyle birlikte katılımcılara sunulmuş ve BES’e olan ilgiyi artırmıştı. OVP’de yer alan, sistemi daha da cazip hale getirecek bu adımların ise BES’e olan teveccühü daha da artırabileceği görülüyor.
UZUN SÜRELİ BAKIM İHTİYACINA ÖZEL SİGORTA
OVP’de yer alan bir diğer dikkat çekici konu başlığı ise dünyada pek çok ülkede yıllardır uygulanan artan yaşlı nüfusa yönelik “Tamamlayıcı Uzun Süreli Bakım Sigortası”nın hayata geçirilecek olması. Uzun süreli bakım sigortası, genellikle yaşlılık döneminde veya ciddi sağlık sorunları nedeniyle uzun süreli bakıma ihtiyaç duyulduğunda mali koruma sağlayan bir sigorta türü olarak karşımıza çıkıyor. Kişinin temel günlük yaşam aktivitelerini (yemek yeme, banyo yapma, giyinme vb.) yerine getirememesi veya sürekli tıbbi gözetim ve yardıma ihtiyaç duyması durumunda devreye giriyor. Uzun süreli bakım sigortası, kişinin ve ailesinin uzun süreli bakım maliyetlerine karşı korunmasına yardımcı olurken, finansal geleceğini de güvence altına alıyor. Bu sigorta türü, genellikle yaşlanma sürecinde veya beklenmedik sağlık sorunları karşısında uzun süreli bakım hizmetlerinin maliyetini karşılamak amacıyla tercih ediliyor. Swiss Re’nin yayınladığı bir rapora göre, 2050 yılına kadar, gelişmekte olan ülkeler 65 yaş ve üstü 1,54 milyarlık nüfusun neredeyse %80’ine ev sahipliği yapacak. Özellikle yaşam süresinin bu kadar uzadığı ve yaşlı nüfusun giderek arttığı günümüzde bakım hizmetleri daha önemli hale geliyor.
BİNA TAMAMLAMA SİGORTASI YAYGINLAŞACAK
Özellikle 6 Şubat tarihinde yaşanan Kahramanmaraş Depremi ile birlikte gündeme gelen kentsel dönüşüm projelerinde önemli bir rol oynayan Bina Tamamlama Sigortası’nın yaygınlaştırılması da, OVP’nin konu başlıkları arasında yer aldı. İnşaat projeleri için önemli bir enstrüman olan Bina Tamamlama Sigortası, projenin finansal istikrarını korumanın yanı sıra projenin başarılı bir şekilde tamamlanmasına yardımcı oluyor. İnşaat süreci devam ederken ortaya çıkabilecek belirli risklere karşı koruma sağlayan Bina Tamamlama Sigortası ile olası risklerle karşılaşıldığında; sigortacılar denetim rolü üstlenecek, inşaatın tamamlanmaması durumunda tüketiciye konut bedelini ödeyecek. Sigorta şirketi inşaatı bitirip konutu teslim de edebilecek. OVP kapsamında, fiyat istikrarının sağlanması amacıyla uygulanacak politika ve tedbirlerle, sektörün daha da güçlenmesi ve sigortacılığın tabana yayılması öngörülüyor. Bu maddeler aynı zamanda, sigorta penetrasyonunun artması için itici bir güç olurken, sigorta bilincinin yaygınlaşmasında da önem taşıyor.
TÜRKİYE SİGORTA BİRLİĞİ:
OVP sigortacılığın tabana yayılmasında önemli rolde
“OVP’DE YER ALAN ÇALIŞMALARI, ÖDEV OLARAK ALIYOR VE YOĞUN ŞEKİLDE ÇALIŞIYORUZ. ÇÜNKÜ BİLİYORUZ Kİ TÜM BUNLAR ÜLKEMİZİN GELECEĞE GÜVENLE ULAŞMASINDA ÖNEMLİ ADIMLAR VE BU ADIMLAR ‘GÜÇLÜ SİGORTACILIK GÜÇLÜ TÜRKİYE’ YOLUNDA, SİGORTACILIĞIN TABANA YAYILMASI İÇİN BÜYÜK ÖNEM ARZ EDİYOR.”
OVP kapsamında sektörü ilgilendiren hedefler hakkında açıklamalarda bulunan Türkiye Sigorta Birliği (TSB), açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “OVP içinde yer alan;
Katılım sigortacılığı mevzuat altyapısı ve ekosistemi geliştirilecek, katılım finans esaslarına uyumlu sigortacılık tekniklerinin daha etkin ve şeffaf şekilde uygulanmasına yönelik düzenlemeler hayata geçirilmesini, BES fon türleri katılımcıların birikimleri için daha fazla katma değer üretecek şekilde yeniden tasarlanacak, devlet katkısı getirilerinin artırılmasını, kesintilerin sadeleştirilmesini sağlayacak düzenlemeler yapılacak ve bu kapsamda, BES’in cazibesi artırılarak sistemdeki fon tutarı ve katılımcı sayısında artış sağlanması, OKS’nin işverenlerin de katkısı ile ikinci basamak emeklilik sistemine dönüşeceği Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’nin kurulması, tüm afet tehlikelerini kapsayacak afet sigortası geliştirilerek yaygınlaştırılması ve Zorunlu Deprem Sigortası’nın beyanı ve ödemesinin etkin takibinin sağlanması ve son olarak Bina Tamamlama Sigortası’nın yaygınlaştırılmasına ilişkin çalışmaları, ödev olarak alıyor ve yoğun şekilde çalışıyoruz. Çünkü biliyoruz ki tüm bunlar ülkemizin geleceğe güvenle ulaşmasında önemli adımlar ve bu adımlar ‘güçlü sigortacılık güçlü Türkiye’ yolunda, sigortacılığın tabana yayılması için büyük önem arz ediyor.” Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi hakkında görüşlerini paylaşan Birlik, “Sosyal Güvenlik Sistemimizde eksik kalan 2. basamak mesleki planların tesisi için; Otomatik Katılım Sistemi’nin yeniden kurgulanmasına olan ihtiyaç görülmüş olup, Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’nin 2024 yılı son çeyreğinde hayata geçirilmesi için çalışmalarımız başlamıştır. Emeklilik sistemini güçlendirebilecek, kamu emeklilik sisteminin finansal sürdürülebilirliğine katkı sağlayarak sürdürülebilir emeklilik sistemi oluşturulması ilk önceliğimiz olmakla birlikte tasarrufların artırılması konusunda çok olumlu etkide bulunacağı değerlendirilmektedir. TES’in tüm çalışanları kapsayacak şekilde uygulanabilir olması için özellikle teşvik uygulamaları ve devlet katkısı sağlanması, işverenlerin çalışanlarının sisteme girişlerini desteklemek için uygun politika setini uygulamaya koyması gerektiği düşünülmektedir. Diğer yandan, dünya uygulamalarına baktığımızda otomatik katılımın başarılı olduğu ülkelerde zorunlu kalış, şarta bağlı çıkış ve işveren katkısı ile sistemin uygulamaya alınmasının zamana yayılarak sistem ve faydalarının sisteme dahil olacak çalışanlara iyi bir şekilde anlatıldığı görülmektedir” ifadelerine yer verdi.
‘TEVECCÜH ARTACAK’
OVP’de yer alan BES ile ilgili hedeflerle ilgili de görüşlerini paylaşan Birlik, “Tasarruf yapma konusunda en iyi alternatif aracı olan BES ile OVP’de yer alan Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’nin de hayata geçmesiyle birlikte toplumun tüm kesimlerine hitap etmiş olacak. Bu sebeplerden dolayı da teveccühün artmasını bekliyoruz” açıklamasında bulundu.
‘BİR EKOSİSTEM KURULMALI’
Birlik, açıklamalarına şöyle devam etti: “Belirtmek gerekir ki, Uzun Süreli Bakım Sigortası’ndan bahsederken sadece bir sigorta ürünü değil bir ekosistem kurulması ihtiyacı da doğmaktadır. Uzun süreli bakım sağlanabilen kurum sayılarının artırılması, personel ihtiyacının karşılanması, devletin dahiliyeti ile ekosistemin standartlarının oluşturulması/ denetlenmesi vs. için mercilerin belirlenmesi ve sigorta şirketlerinin ürünleri adil fiyatlandırabilmesi için veri tabanlarının oluşturulması gibi ihtiyaçlar göz önünde bulundurulması gereken hususlardır. Uluslararası örnekleri incelediğimizde, nüfusa katma değeri en yüksek olacak Uzun Süreli Bakım Sigortası modelinin sosyal güvenlik çatısı altında devlet destekli ve zorunlu bir model olması, sigorta sektörünün ise bu modelin tamamlayıcısı olarak rol oynaması gerektiği düşünülmektedir. Ki OVP’de de sigorta sektöründen beklenilenin tamamlayıcı bir rol olduğu görülmektedir.”
MAHER HOLDİNG SİGORTA GRUBU BAŞKANI AHMET YAŞAR:
OVP ile Bina Tamamlama Sigortası’nın öneminin farkına varılacak
“PROJENİN TAMAMLANMAMASI RİSKİNİ ORTADAN KALDIRMAYI HEDEFLEYEN BİNA TAMAMLAMA SİGORTASI’NIN, ORTA VADELİ PROGRAM’DA DA GEÇTİKTEN SONRA ÖNEMİNİN FARKINA VARILIP YAYGINLAŞACAĞI KANAATİNDEYİZ.”
Orta Vadeli Program’da, hem afet yönetimi hem de finansal istikrara dair politika ve tedbirlerde sigortanın ağırlığının görüldüğünü vurgulayan Maher Holding Sigorta Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, “2024-2026 dönemini kapsayan Orta Vadeli Programa (OVP), Bina Tamamlama Sigortası da girdi. Programa göre, Bina Tamamlama Sigortası’nın yaygınlaştırılmasına ilişkin çalışmalar yürütülecek. Projeden konut almanın ya da arsa karşılığı konut sahibi olmanın en büyük risklerinden biri, binanın veya projenin tamamlanmaması. Bu gibi endişeler yaşamamak için satın alma işleminden önce müteahhitten o bina için Bina Tamamlama Sigortası istenirse tüm bu endişeler yersiz hale gelir. Bina Tamamlama Sigortası ile sigorta şirketi, sigortalayacağı inşaat şirketinin mali yapısını, tecrübelerini inceleyecek. Sigortacı, inşaat şirketini riskli görür, projeyi bitiremeyeceğine karar verirse; sigorta yapmayacak ya da ek teminatlar isteyecek. Riskli görmezse, Bina Tamamlama Sigortası’nı yapacak. İnşaat süresi içinde şirket, sigortacıya karşı yükümlülüklerini yerine getirmez, mali yapısını bozacak girişimler içinde bulunur ya da eksik malzeme kullanımı gibi yollara saparsa; sigorta şirketi sözleşmeyi sona erdirecek ve bunu da yetkili kurumlara bildirecek. İnşaat süresi içinde müteahhit iflas eder, konutları sahiplerine teslim edemezse; devreye sigorta şirketi girecek, konut için o tarihe kadar ödenen tüm bedeli tüketiciye ödeyecek ya da sigorta şirketi, inşaatın tamamlanmasını sağlayacak, tüketiciye konutu teslim edecek” ifadelerine yer verdi.
“Ek olarak sigortanın oto denetim rolü hayata geçirilerek inşaat kalitesinin yükseltilmesini teminen yapı denetim sürecinde yer alan kişi ve kuruluşların mesleki sorumluluk sigortası da yaygınlaştırılacaktır” diyen Yaşar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu maddeler aynı zamanda Türkiye’de sigorta penetrasyonunun da artması için itici güç olacaktır. Sektör açısından bu çok önemli bir gelişme. Bu aynı zamanda sürekli altını çizdiğimiz sigorta bilincinin yaygınlaşması açısından da önem arz ediyor. Devlet nezdinde sigorta konusu kendisine ne kadar yer bulursa toplum bilincinde de yer bulması o kadar kolaylaşır.”
‘KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİNDE GEREKLİ’
Bina Tamamlama Sigortası’nın ilk kez telaffuz edilip programa alınmasının, çok doğru bir yolda olunduğunun göstergesi olduğunu ifade eden Yaşar, “Çünkü bir süredir özellikle grup iştiraklerimizden MHR GYO’nun da faaliyetlerine başlaması ve kentsel dönüşüme odaklı projeler üreteceğini duyurmasıyla birlikte “sigortalı kentsel dönüşüm” kavramı üzerine yoğunlaştık. Bina Tamamlama Sigortası’nın kentsel dönüşüm projelerindeki gerekliliğine, daha genel ifadeyle sigortanın bu tip inşaat projelerindeki denetleyici rolüne vurgu yaptık ve sadece İstanbul’da 1 buçuk milyondan fazla konutun dönüşme ihtiyacı var. Türkiye’de 3 milyondan fazla konuttan bahsediliyor. İstanbul’da 300 binden fazla konutzede var. Konut almak istemiş ama müteahhidin konutu bitirememesi sebebiyle konuta erişememiş konutzedeler. Tüm bunların sorunlarına çözüm olacak Bina Tamamlama Sigortası ürünü var. Ülkemizde kentsel dönüşüm projelerinde yaygın olarak kullanılan arsa payı, kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde risk arsa sahipleri üzerinde bulunmaktadır. Yüklenicilerin ve finansal kurumların yüklendiği risk düşüktür. Zaman zaman arsa sahipleri, daha fazla getiri talebiyle, risklerini daha fazla artırabilmektedir. Oysa kentsel dönüşüme konu projelerdeki arsa sahipleri, genel olarak ülkemizde gelir seviyesi yüksek olmayan kesimlerden gelmektedir ve üzerlerinde tuttukları risk açısından ve risk gerçekleştiğinde yüklenecekleri zarar bakımından korunmaları gereken kesimlerdir. Bu risklerin kontrol altında tutulması ve oluşabilecek zararların yüklenilmesi açısından sigorta şirketleri ve Bina Tamamlama Sigortaları en gerçekçi araçlardır. Sigorta şirketlerinin dahil edilmediği kentsel dönüşüm projeleri ülkemizde sistemik risk oluşturabilecektir” açıklamasında bulundu.
Bina Tamamlama Sigortası’nın, depreme karşı hazırlıklı olma açısından dolaylı gibi görünse de doğrudan bir öneme sahip olduğunu belirten Yaşar, “Çünkü ister arsa karşılığı olsun ister projeden konut alma olsun, alıcının en büyük riski binanın veya projenin tamamlanmaması. Bina Tamamlama Sigortası, bu riski ortadan kaldırmayı hedefliyor. Alıcı, konutu satın almadan veya evini / arsasını müteahhite vermeden önce Bina Tamamlama Sigortası koşulu ararsa bilecek ki sigorta şirketi onun adına inşaat şirketinin mali yapısını ve deneyimlerini inceleyecek, bir eksiklik görürse de sigorta yapmayacak. Yani sigorta şirketi, o binanın güvenilirliğinin anahtarı olacak. Yarın öbür gün sözleşme koşulları ihlal edilirse, inşaat şirketi veya müteahhit iflas ederse veya bir sebeple bina tamamlanmazsa, bu durumda sigorta şirketi devreye girip ödenen tüm sigorta bedelini tüketiciye verecek veya inşaatın bitmesini sağlayacak. Bu, kentsel dönüşüm açısından kritik bir pozisyon aslında ve artık Orta Vadeli Program’da da geçtikten sonra öneminin farkına varılıp yaygınlaşacağı kanaatindeyiz” ifadelerini kullandı.
‘BTS İLE RİSKLER KONTROL ALTINDA TUTULUYOR’
“Binaların tamamlanmaması durumunda birinci derecede risk altında bulunanlar, arsa veya binalarını kentsel dönüşüm projeleri için inşaat şirketlerine veya müteahhitlere veren ve gelir seviyesi de pek de yüksek olmayan kesim” diyen Yaşar, “İnşaatın yapım tarafını yüklenenler için de riskler söz konusu tabii, sözünü ettiğiniz maliyetlerin artışı bunlardan biri. Bu risklerin kontrol altında tutulması ve oluşabilecek zararların yüklenilmesi açısından sigorta şirketleri ve Bina Tamamlama Sigortaları en gerçekçi araçlardır. Sigorta şirketlerinin dahil edilmediği kentsel dönüşüm projeleri ülkemizde sistemik risk oluşturabilecektir” şeklinde konuştu.
ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK GENEL MÜDÜRÜ MURAT ATALAY:
OVP’de yer alan planlar BES’i güçlendirecek
“OVP’DE YER ALAN PLANLARIN BES’İN GÜÇLENEREK BÜYÜMESİNE KATKI SAĞLAYACAĞINI DÜŞÜNÜYORUZ. SİSTEMİN DEĞİŞEN KOŞULLARA UYUM SAĞLAYIP, TASARRUF SAHİPLERİNE VE SİSTEMİN DİĞER PAYDAŞLARINA KAPSAYICI AVANTAJLAR SUNARAK SEKTÖREL BÜYÜMESİNE DEVAM EDECEĞİNE İNANIYORUZ.”
Bireysel emeklilik ve hayat sigortası sektörlerinin kamu otoritesi tarafından yoğun olarak desteklendiğini belirten Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Murat Atalay, “2024- 2026 yıllarına ilişkin planları kapsayan OVP’de de “Finansal İstikrar” başlığı altında hem bireysel emeklilik hem de sigorta sektörünü ilgilendiren hedefler yer aldı. Bu hedefleri; otomatik katılımın rehabilite edilerek Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’ne dönüştürülmesi, gönüllü bireysel emeklilikteki fon türlerinin yeniden tasarlanması, “Tamamlayıcı Uzun Süreli Bakım Sigortası”nın satışa sunulması ve katılım sigortacılığı ekosisteminin geliştirilmesi olarak sıralayabiliriz. Buna ilaveten OVP’de dikkat çeken bir diğer unsur olan “yeşil ve dijital dönüşüm” hususunu da sigorta sektörünün iş yapış modelini değiştirerek, sektörün sürdürülebilir ekosistemine süreklilik kazandıracak önemli bir konu olarak nitelendiriyoruz. Tüm bu planların hem BES kapsamında tasarruf yapan mevcut katılımcılar hem de sistem ile henüz tanışmayan kişiler için bireysel emekliliğin cazibesini artıracağını öngörüyoruz. Sektörlerimiz diğer ülkeler ile kıyaslandığında hâlâ çok yüksek bir büyüme potansiyeline sahip. Bu doğrultuda, kamu paydaşları ve sektörde faaliyet gösteren tüm şirketler olarak hayat sigortası ve bireysel emekliliğin sahip olduğu potansiyelin verimli şekilde kullanılabilmesi ve böylelikle sürdürülebilir ekonomik büyümenin desteklenerek önemli bir kaynak yaratılması ve ülkemizin uzun vadeli finansman ihtiyacına katkı sağlanması için el birliğiyle çalışıyoruz. OVP’de yer alan planların da BES’in güçlenerek büyümesine katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Sistemin değişen koşullara uyum sağlayıp, tasarruf sahiplerine ve sistemin diğer paydaşlarına kapsayıcı avantajlar sunarak sektörel büyümesine devam edeceğine inanıyoruz” dedi.
Emeklilik sisteminin derinleşmesi ve tabana yayılması anlamında otomatik katılımın Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’ne dönüştürülmesinin kritik bir öneme sahip olduğunu düşündüğünü açıklayan Atalay, “Hayata geçirilecek modelde sistemden çıkış oranlarını azaltmaya yönelik aksiyonların ve gerek devlet gerekse işverenler tarafından verilecek teşvik unsurlarının yer alması, OKS’yi daha da büyütecek ve sahip olduğu potansiyel doğrultusunda beklenen seviyelere ulaşmasını sağlayacaktır. Tabii burada kamuyla birlikte tüm paydaşların tam mutabakata ulaşması gerekiyor” diye konuştu.
Atalay, sözlerine şu şekilde devam etti: “OVP’de yer alan; fon türleri katılımcıların birikimleri için daha fazla katma değer üretecek şekilde yeniden tasarlanması, devlet katkısı getirilerinin artırılması, kesintilerin sadeleştirilmesi yönünde alınacak aksiyonlar mevcutta getiri anlamında memnun olan ve tasarruflarını BES’te değerlendiren yatırımcıları daha da mutlu eden sonuçlara ulaşmamızı mümkün kılacaktır. Bu da henüz BES’e dahil olmayan kişilerin teveccühünü artırarak BES’in katılımcı tabanının daha da genişlemesine katkı sağlayacaktır.”
Türkiye’de yaşlı nüfusun önümüzdeki dönemde daha da artacağını göz önünde bulundurduğumuzda, Bakım Sigortası’nın ülkemizde de sunulmaya başlanmasının kişilerin ihtiyaçlarının karşılanması noktasında oldukça kıymetli olduğunu değerlendirdiklerini söyleyen Atalay, “Toplumdaki kırılgan kesimin korunması açısından büyük bir öneme sahip olan bu ürünün sigorta sektörünün gelişimine ve kapsayıcılığının artmasına katkı sağlayacağına inanıyoruz” açıklamasında bulundu.
ADENDUM YÖNETİCİ ORTAĞI MERT DEMİR:
OVP’de yer alan hedefler olumlu
2024-26 OVP’ye sigortacılık ve bireysel emeklilik açısından bakıldığında, aslında BES ile ilgili planların sigortacılık alanındaki planlardan biraz daha önce olduğunun gözüktüğünü söyleyen ADENDUM Yönetici Ortağı Mert Demir, “Sigorta alanında, daha çok katılım sigortacılığı AR-GE’si ve mevzuat altyapısı ile ilgili bazı niyetler var. Öte yandan BES ile ilgili, fon türlerinde geliştirmeler, kesinti yapısının sadeleştirilmesi, zorunlu işveren katkılı BES gibi planların olduğu görülmekte. Ayrıca Tamamlayıcı Uzun Süreli Bakım Sigortası’nın da planlandığını görmekteyiz. Bunların hepsi olumlu fikirler olmakla birlikte, sadece Otomatik Katılım Sistemi’ne işveren katkılarının eklenmesi için bir mevzuat planlaması yapıldığını, diğer hususların ise biraz niyet tarafında kaldığını söyleyebiliriz” dedi. Emeklilik Gözetim Merkezi’nin her sene Bireysel Emeklilik Sistemi Risk Envanterini yayınladığını belirten Demir, “Buna göre ilk iki sıradaki riskler dışsal riskler, yani sistemde ne yapılırsa yapılsın çözüm bulunamayacak konular. Ancak üçüncü sıradaki risk olarak her zaman “emeklilik sonrası gelirlerin göreceli düşüklüğü”, “birikimlerin reel büyümeyi gösterememesi” görülüyor. Yani insanlar aslında BES’ten yeterince getiri elde edemeyeceğini düşünüyor. Bunun birçok sebebi olabilir, ancak kesintilerin basit olmaması ve fonların çeşitlendirilmemesinin bunun en önemli nedenleri olmadığını düşünüyorum. Dolayısıyla, fon çeşitliliğinden ziyade bilinçlendirme ve aksiyon çalışmalarının hızlandırılması gerekiyor” şeklinde konuştu.