Korona sonrası SİGORTACILIK DEĞİŞECEK

 Korona sonrası SİGORTACILIK DEĞİŞECEK

Koronavirüs salgını birçok sektörü negatif yönde etkiledi. Sigortacılık da negatif etkilenen sektörlerden biri. Salgın sonrası bir dönüşüm kaçınılmaz. 

Sigorta sektörü, insanların hayatlarındaki riski üstlenerek daha sürdürülebilir bir yaşam kurmak amacıyla işleyen bir sektör. Toplumsal düzeyde bakıldığında sigorta aynı zamanda bir tasarruf aracı. Sigorta, hasarın hızlı bir şekilde karşılanmasına ve hayatın aksamadan devam etmesine odaklanır. Bir başka ifadeyle risk, sigortacılığın olmazsa olmazıdır. Risk yoksa sigorta da yoktur. Hal böyleyken koronavirüs salgınının daha fazla yayılması için alınan önlemler; sokağa çıkma yasağı, kimi mekanların kapatılması, kültür ve spor dahil tüm toplumsal etkinliklerin durdurulması, şehirler arası veya yurt dışı seyahat yasakları hayatı durdurma noktasına geldi. 

Koronavirüs salgını gibi hayatı durdurma noktasına gelen felaketler, bütün sektörleri olduğu gibi sigorta sektörünü ciddi anlamda etkiliyor. Ancak diğer tüm sektörler, olağan sürece ne zaman ve nasıl dönüleceğini, maddi kayıpların boyutlarını konuşurken sigorta sektörü salgın sonrası nasıl değişeceğini konuşuyor. Özellikle Avrupa ve Amerika medyasında sigorta sektörünün geleceği üzerine ciddi tartışmalar dönüyor. Sigortacı Gazetesi olarak sektörün geleceği üzerine dönen tartışmaları derledik. 

TEKNİK KÂR ARTIYOR

Pandemi sürecinde özellikle, seyahat, kasko, sağlık, hayat gibi belli başlı sigortalarda prim üretiminin azalması bekleniyor. Bununla birlikte acenteleri iflastan kurtarılması ve dijitalleşmesi bir diğer önemli konu başlığı. Batı medyası, sigortacılığın salgından güven kaybı yaşayarak çıkabileceği noktasında uyarılarda bulunuyor. Bütün bu negatif başlıklara karşın teknik kârın artması ve sigorta üzerine farkındalığın yükselmesi bekleniyor. Bu da geleceğe ve değişime hazırlanması için şirketlere avantaj sağlayacak. 

Sigorta sektörünün, başta trafik ve kasko branşları sayesinde içinde bulunduğumuz dönemde yüksek bir teknik kâra ulaşması bekleniyor. Sokağa çıkma yasakları, izolasyon ve insanların temkinli davranması sebebiyle kazalarda ciddi bir azalma gerçekleşti. Ayrıca koronavirüs şüphesi hariç insanların hastaneye gitmeye çekinmesi de hasarın azalmasına sebep oluyor. Bu da sigorta şirketlerinin yılın ilk üç ayını teknik kârla kapatmasına neden olacak. Ancak poliçe sayısının ve primlerin düşmesi ilerleyen aylardaki seyri etkileyebilir. Bununla birlikte Türkiye sigorta sektörü mevcut teknik kârı, şimdiden sigortalıların lehine kullanmaya başladı. 

Koronavirüs; Özel Sağlık Sigortası ve Tamamlayıcı Sağlık Sigortası kapsamında değil. Sektörün önde gelen şirketleri, sigortalılarının bu zor dönemde yanında olmak için koronavirüsü de sağlık sigortası kapsamına aldılar. Türkiye Sigorta Birliği (TSB) ve üyeleri Milli Dayanışma Kampanyası’na 7 milyon lira ile destek verdi. Sigorta şirketlerinin sorumlu davranması sektörün güven endeksini yukarıya taşıyor. 

KORONA ÖNCESİ SATILMAYAN SİGORTAYA TALEP ARTTI

Küresel boyutta önemli sigorta şirketlerinden biri olan Marsh, 2018 yılında salgın hastalıklara karşı koruma sağlayan PathogenRX isimli bir ürün piyasaya sürdü. Fiyatının alışılagelmiş sigorta ürünlerine göre biraz yüksek olması sebebiyle KOBİ’lerin dikkatini çekmedi. Bu durum, geçtiğimiz günlerde insurancejournal.com’da “Bu sigorta korona krizinde yardımcı olabilirdi ama hiç kimse satın almadı” başlığı ile haberleştirildi. Marsh tarafından yapılan açıklamada ise koronavirüs salgını başladıktan sonra bu parametrik sigorta ürününe yönelik talebin arttığının altı çizildi ve yıllık bir buçuk milyar dolar prim üretimi bekledikleri belirtildi. 

Bu haber, koronavirüs sonrası sigorta sektöründeki olası değişimlere dair sinyaller veriyor. Öncelikle bu durum sektörde yer alan diğer şirketleri benzer ürünler sunmaya itecek. Önümüzdeki dönemde özellikle parametrik sigortaları, şirketlerin ürün yelpazesinde görme şansımız artacak. Türkiye boyutunda düşününce parametrik sigortaların terör, deprem ve sel gibi ciddi hasar veren durumlarda çok fayda sağlayacağı ortada. Yani salgın hastalık gibi kitlesel hasarlara dair farkındalık, sigorta sektörü için yeni bir pazar anlamına geliyor. 

Marsh’ın KOBİ’ler için piyasa sürdüğü ürün fiyatının yüksek olması sebebiyle satın alınmamıştı. Küresel sigorta sektöründeki rekabetçi düzen sürekli olarak ürün fiyatlarının aşağı doğru çekilmesine sebep oldu. Ancak ürün ucuzlaştıkça teminatlarda da eksilme yaşandı. Bu da fiyatı yüksek ama birçok açıdan sigortalıyı korumayan ürünlerin satılmasına neden oldu. Korona sonrası süreçte bu durumun hem sigorta şirketleri hem de sigortalılar için yansımaları olacak. 

Öncelikle müşteri memnuniyeti açısından değerlendirirsek, müşteri hasar anında sigortasının teminat dışı olduğunu öğrendi. Bu konuyla ilgili şikayetler arttı. Sigorta şirketlerinin de gelen şikayetleri cevaplama konusunda daha fazla mesai harcaması gerekti.

ŞEFFAFLIK VE GÜVEN 

Salgın hastalıkların teminat dışı olması sebebiyle şirketler, müşteri nezdinde güven kaybı yaşamamak için sigortalı lehine kararlar aldı ve birçok hasarı karşıladı. Medyaya yansıyan haberlere göre, önümüzdeki dönemde daha anlaşılır – mesleki jargonun kullanılmadığı – ve daha kısa poliçelerin kaleme alınması bekleniyor. Müşteriye satın aldığı ürünü daha iyi tanıtmak sigorta şirketlerinin gündeminde yer alacak. Bu durumu biraz da müşterilerden gelen talep doğuracak. Analyze The Future’ın yayımladığı rapora göre, virüs salgını sonrası sigortacılar gibi finansal kurumlara duyulan güven, tüm zamanların en düşük seviyesine ulaşması ihtimal dahilinde. Raporda COVID-19 sonrası bir dünyada sigorta yenileme günü geldiğinde sigortalıların her zamankinden daha dikkatli hale geleceği, daha bilinçli olacağı vurgulanıyor. Bu durum da sigorta şirketlerini her zamankinden daha şeffaf bir işletme olmaya zorlayacak. 

ACİL TIBBİ TAHLİYE TEMİNATI DİKKAT ÇEKECEK

Yeni tip koronavirüs salgını, 2019’un Aralık ayının sonunda başladı ve yaklaşık 4 ay içinde 180’den fazla ülkeye yayıldı. 2 buçuk milyondan fazla insan koronavirüs pozitif olarak kayıtlara geçti. Bu kadar kısa sürede bu kadar hızlı bir şekilde yayılmasının başlıca sebebi uçak seferleri olduğu kaydedildi. Ülkeler salgına karşı önlem için ilk olarak yurt dışı seyahatlere yasak koymaya başladı. Bu sebeple seyahat sağlık sigortasının satışı ciddi bir düşüş gösterdi. 

Salgın sonrası ilk önce şehirlerarası seyahatin hızla yaygınlaşması bekleniyor. Yurt dışı seyahatler de ise insanların temkinli davranmaları sebebiyle ‘eski normal’ine dönülmesi zaman alacak.

ABD’nin en büyük seyahat sigortası şirketlerinden biri olan Travel Insurance’ın kurucu ortağı Stan Stanberg, seyahatlerdeki kısıtlamalar kaldırılınca insanların izolasyon süreçlerinden bunalması sebebiyle tatil rezervasyonlarında hızlı bir artış beklediğini söylüyor. Şayet koronavirüsünün mevsimsel bir döngüsü ortaya çıkmazsa, yani yaz ayları bulaşma hızı yok denecek kadar düşer, kış ayları artarsa özellikle kayak turizminin uzun bir süre toparlanmayacağını öngörüyor. Stanberg’e göre, acil tıbbi tahliye ve nakil teminatı bulunan seyahat sigortalarının her zamankinden daha fazla dikkat çekecek. Bununla birlikte tatil için insanların, daha kalabalık olan sahil kasabaları yerine macera turizminin önplana çıkacağı tahmin ediliyor. Özetle sigorta ve turizm sektörlerinin ortaklaşa hareket edip yeni tatil bölgeleri keşfetmesi ve buna uygun ürünler çıkarması öneriliyor. Sektörler arası işbirlikleri salgın sonrası daha fazla önem kazanacak gibi duruyor.  

HAYAT BRANŞINDA TALEP ARTACAK

Dünya Sağlık Örgütü, yeni tip koronavirüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin büyük çoğunluğunu yaşlılar ve özellikle kalp damar, diyabet, kanser gibi hastalıkları bulunanlar insanların oluşturduğunu ilan etti. Bu durum hayat branşındaki talebin artmasına yol açtı. New York merkezli sigorta şirketi Haven Life’ın Risk Yönetimi Müdürü Mark Sayre, Business Insider’a verdiği demeçte hayat sigortasında %50 daha fazla talep aldıklarını belirtiyor. Ayrıca birçok New York’lunun hayat sigortası ve koronavirüs ile ilgili bilgi almak için acenteleri aradığı aktarılan bilgilerin arasında. Özellikle hayat sigortasının kredi borçlarını ödemesi ve bakmakla yükümlü olunan kişilere bir miktar maddi kaynak sağlaması gibi teminatlar bu ürüne dair ilgiyi artırıyor. Çin’den gelen bilgiler de hayat branşına talebin arttığını söylüyor. 

Sağlık muayenesinden geçmek hayat sigortası priminin düşmesine sebep oluyor. Bugünlerde hastaneye gidip sağlık muayenesinden geçmek hastalık riski barındırdığı için birçok kişi bunu kabul etmiyor ve hayat sigortası poliçesi almaktan vazgeçiyor. Bu durum sebebiyle koronavirüs salgını sonrası hayat sigortalarında talep patlaması olacağı tahmin ediliyor. Yine de sigorta şirketleri hayat branşındaki talebi karşılamak için B planını devreye sokuyor. Elektronik sağlık kayıtları, reçete veritabanları ve motorlu taşıt raporlarından elde edilen bilgiler ışığında daha düşük primli sigorta yapmaya başlandı.

ACENTELER DİJİTALE HIZ VERMELİ

Koronavirüsün bu süreçte en çok etkilediği iş kollarından biri de acenteler oldu. Sosyal mesafe kuralları, yüzyüze satış yapan acenteleri negatif anlamda etkiledi. Bununla birlikte salgın boyunca acenteler sigortalıları doğru bir şekilde yönlendirmek, talepleri karşılamak için ciddi emek harcamaya devam ediyor. Acentelerin bugünlerde gelirleri düşerken harcadıkları emek artıyor. Müşteri ilişkileri, sektöre güven ve sigorta farkındalığı konularında birçok bağlantıya sahip acentelerin önümüzdeki dönemde dijitalleşerek sektöre hizmet vermeye devam etmesi bekleniyor. 

Koronavirüs sebebiyle 7’den 70’e herkes daha fazla internet kullanmaya başladı. Bu durum hemen hemen tüm sektörlerde müşteri alışkanlıkların değişmesini öngörüyor. Önümüzdeki dönemde uzaktan satışın daha fazla önem kazanacağı belirtiliyor. Ancak acenteleri oyun dışına iterek deneyimlerinden mahrum kalmanın sigorta sektörü için handikap olacağı ifade ediliyor. Bu sebeple sigorta şirketlerinin acentelere dijitalleşme konusunda destek vermesi tavsiye ediliyor. Türkiye’ye benzer şekilde acenteler üzerinden yüz yüze satışın çok büyük paya sahip olduğu Hong Kong’da koronavirüs sebebiyle uzaktan satışlar başlamış durumda. Ancak müşteriler karşılarında bir sigorta şirketi temsilcisi ya da bir acente görmek istiyor. Bu sebeple acentelerin dijital satış yapabilecek şekilde internet sitelerini güncellemeleri yoluna gidildi. Bir başka deyişle koronavirüs salgını acentelerin birkaç yıldır planlanan dijitaleşmesi için bir fırsat olduğu düşünülüyor. İlerleyen dönemlerde acentelerin insurtech yatırımları yaparak sektördeki yerlerini korumalarına kesin gözüyle bakılıyor.  

EVDEN ÇALIŞMA VE YENİ RİSKLER

Salgının yarattığı panik ile birçok işyeri evden çalışma modeline geçti. Başta üniversiteler olmak üzere “Salgın sonrası da evden çalışma yöntemiyle devam edilebilir mi?” tartışması gündeme geldi. Ancak evden çalışanlar siber tehdidin açık bir hedefi haline geldi. Her zamankinden daha fazla insanın evden çalışması, yeni ve test edilmemiş uzaktan çalışma yöntemleri, siber saldırganlar için bir dizi yeni kanal açtı. Güvenli olmayan veri paylaşımı, tehlikeli internet bağlantıları ve çevrimiçi iletişimdeki artışın, şirketleri daha fazla risk altına sokması öngörülüyor. Çalışanların ofis dışında olmasının zihinsel stresi de artırması gündemde. Çevrimiçi dolandırıcılıklara ve kimlik avına karşı da şirketlerin çalışanlarını uyarması ve eğitmesi gerekiyor. Bu sebeple ilerleyen günlerde siber sigortaların proaktif bir ürüne dönüşmesi; sadece hasarı karşılayan değil, hasarı engelleyen bir ürün haline gelmesi bekleniyor. Ayrıca işletme sigortasının evden çalışmayı teminat altına almaması sebebiyle ürünlerde de kimi değişikliklere gidilmesi gündemde. Evden çalışmanın artması ile birlikte, kriminal ve stratejik faktörlerin iş süreçlerini sekteye uğratmak için bir araya gelip düzenli saldırılar yapacağı konuşuluyor.

COVID-19 SONRASI KÜRESEL SİGORTA SEKTÖRÜNDE BEKLENEN DEĞİŞİMLER:

● Sigortanın önemine yönelik farkındalık artacak.
● Sigorta şirketleri ile sigortalı arasında güven kaybı yaşanabilir.
● Parametrik sigorta ürünleri çeşitlenecek ve yeni bir piyasa doğacak.
● İklim kriziyle mücadele çalışmaları önem kazanacak.
● Olası İstanbul depremiyle ilgili sigorta sektöründe hazırlık çalışmaları başlayacak.
● Acentelerin dijitalleşmesi hızlandırılacak.
● Sigorta şirketlerine sermaye yedekleri için yeni kurallar getirilmesi gündeme gelecek.
● Poliçeler sıradan bir insanın kolaylıkla anlayacağı bir dilde kaleme alınacak.
● Risk hesaplamalarında daha fazla veriye ihtiyaç duyulacak.
● Insurtech’e yatırım yapan kazanacak.
● Hayat branşında talep artacak.
● Siber sigortalarda prim üretimi katlanarak artacak.

İlginizi Çekebilir