Hedef dünyayla uyumlu, finansal yeterliliği yüksek ve sürdürülebilir bir sigortacılık

Hedef dünyayla uyumlu, finansal yeterliliği yüksek ve sürdürülebilir bir sigortacılık

Geçtiğimiz yılın ekim ayında faaliyetlerine başlayan Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) ilk yılını geride bıraktı. “Sigortacılığı ve özel emekliliği uluslararası entegrasyonu yüksek, finansal ve kurumsal yeterliliği sağlam istikrarlı ve sürdürülebilir büyümeye sahip bir sektör olarak konumlandırmak için çalışıyoruz” diyen SEDDK Başkanı Türker Gürsoy, kurum olarak önümüzdeki dönemdeki ajandalarını Sigortacı Gazetesi ile paylaştı.

Cumhurbaşkanı tarafından atamaların yapılması ve ardından teşkilatın oluşturulmasıyla beraber faaliyetlerine geçtiğimiz yıl başlayan SEDDK; karayolları tarife esasları, mesafeli sözleşme yönetmeliği, katılım esaslı sigortacılık genelgesi ve 18 yaş altı BES düzenlemeleri gibi attıkları pek çok adımla sektörün dinamizmini ve kamunun sigorta tarafındaki çevikliğini artırmış durumda. “İlk günden itibaren kamuoyu yararını gözeterek sektörün gelişimine yönelik birçok önemli düzenlemeye imza attık” diyen SEDDK Başkanı Türker Gürsoy’la gerçekleştirdiğimiz röportajda SEDDK’nın ilk yılının bilançosu ve orta vadede hedefleri, sektör paydaşlarıyla iletişim, DASK kapsamının genişletilmesi ve sigorta şirketleri için getirilen sermaye yeterliliği gibi pek çok konuyu masaya yatırdık.

SEDDK sektördeki 1 yılını dolduruyor. Öncelikle ilk yıl için nasıl bir plan oluşturulmuştu, bu adımların ne kadarı hayata geçirilebildi?

Sektörün düzenleme ve denetim görevi daha önce Bakanlığımız uhdesinde iken bildiğiniz üzere kuruluş kararnamesi 2019 yılının sonunda yayımlanan Kurumumuz, 2020 yılının Haziran ayında Cumhurbaşkanımız tarafından yapılan atamaların ardından 2020 yılı Ekim ayında Kurum teşkilatının oluşturulmasıyla birlikte çalışmalarına başladı.

Başta sigortalılar ve katılımcılar olmak üzere sektördeki tüm paydaşların hak ve menfaatlerinin korumak, piyasa disiplinini rekabet dinamikleri içinde sağlamak ve finansal istikrarı korumak SEDDK’nın öncelikli görevleridir.

Bakanlığımızın sağladığı güçlü destek ile birlikte SEDDK olarak sigortacılığı ve özel emekliliği uluslararası entegrasyonu yüksek, finansal ve kurumsal yeterliliği sağlam, istikrarlı ve sürdürülebilir büyümeye sahip bir sektör olarak konumlandırma misyonuyla yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Geride kalan kısa sürede gerek düzenleme faaliyetlerimizde ve gerekse denetim faaliyetlerimizde bu perspektifle hareket ettik ve bundan sonra da devam edeceğiz.

Kurum olarak önceliklerimizin başında, katılımcı bir yaklaşımla sektörümüzün yapısal gelişim konularına odaklanan bir regülasyon anlayışı benimseyerek sektörün gerçek potansiyeline ulaşmasını sağlayacak düzenlemeler yapmak geliyor. Bu kapsamda da ilk başta sektörün tüm paydaşlarıyla iletişim çalışmalarımızı önceliklendirerek, sigorta şirketlerimizden başlayarak, sektörün aracıları, eksperleri gibi tüm paydaşlarla bir araya gelerek nasıl bir sigorta sektörü hayal ettiklerini kendilerinden dinleme şansımız oldu. Şunun altını özellikle altını çizmek isterim ki, tüm paydaşlarımızın görüş ve önerilerini dinlemek ve birlikte çalışma konusuna büyük önem veriyoruz.

Birçok kez dile getirdim, regülasyonun yönetmelikler ve kanunlar dışında farklı enstrümanları var. Bunların başında da iletişim geliyor. Göreve başladığımız günden itibaren sektörün tüm paydaşlarıyla iletişimimizi sağlıklı temellere oturtmaya çalıştık ve bu yönde de devam ediyoruz.

Bunun yanında kısa sürede teşkilat yapımızı güçlendirdik. Tüm birimlerin tek çatı altında olması amacıyla yeni adresimize geçtik. Ardından tabi ki ilk günden itibaren kamuoyu yararını gözeterek sektörün gelişimine yönelik birçok önemli düzenlemeye imza attık.

Bunların başında, zorunlu trafik sigortasında primlerin makul seviyede tutulması ve tazminat ödemelerinde öngörülebilirliğin ve istikrarın sağlanmasının temin edilmesine yönelik mevzuat düzenlemeleri gelmektedir. Ekim 2020 ‘de Anayasa Mahkemesinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda kısmî iptal kararları sonrasında zorunlu trafik sigortasında tazminat hesaplama esaslarına ilişkin yaşanan belirsizlik ortamının giderilmesine yönelik Haziran 2021’de 2918 sayılı Kanunda çeşitli değişikliklere gidildi. Hâlihazırda, Kanunun yeni maddeleriyle uyumlu olacak şekilde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının revize edilmesine yönelik çalışmalarımızı tamamlamak üzereyiz.

Teminatı bulunmayan veya teminat bulunmasında güçlük çekilen riskler için teminat sağlaması, bu riskler için sigorta veya reasürans havuzları ve benzeri mekanizmaları yürütmesi amacıyla tüzel kişiliği haiz Özel Riskler Yönetim Merkezi kuruldu. Söz konusu Merkez ile ayrıca diğer özellikli kuruluşlar ile reasürans desteği işbirliği kurulmasına da imkan sağlanmış olacak.

Sektör ve vatandaşlar açısından gerekli düzenlemelerden bir diğeri de Mesafeli Akdedilen Sigorta Sözleşmeleri Hakkında Yönetmeliktir. Yönetmeliğin 2021 yılı Haziran ayında yayımlanmasıyla, farklılaşan tüketici talepleri ve sigorta şirketleri ile aracı kurumların ihtiyaçları doğrultusunda mesafeli satışın çerçevesini netleştirdik.

Aynı şekilde Katılım sigortacılığı öncelikli konularımızın başında geliyor. Faize duyarlı vatandaşlarımızı sigorta güvencesi ile tanıştırmak bizim için önemli bir gelişim alanı. Bu yönde de ilginin her geçen gün arttığı görmek bizleri mutlu ediyor. Bu konuda da kısa sürede öncü ve önemli adımlar atmayı başardık. Türkiye’ye özgü, yenilikçi, tutarlı ve kolay uygulanabilir bir mevzuat altyapısı oluşturarak katılım sigortacılığı ve emeklilik uygulamalarının süratle büyüyebileceği bir zemin oluşturduk. Katılım faaliyetleri kapsamında yayımlanan genelge ile katılım yönetmeliği maddelerinin uygulanması ile ilgi tereddütlerin giderilmesi başta olmak üzere katılım esasları bakımından sektörde birçok yeni açılımlar yapıldı. Örneğin; yapılan düzenlemeler ile katılım faaliyetleri yasal ve islami kurumsal yönetişim alt yapısına kavuşturuldu. Bu kapsamda katılım uyum birimi, katılım iç denetim raporu gibi mekanizmalar devreye alınmış ve islami yönetişim çerçeve mekanizması oluşturuldu. Yine en önemli konular arasında yer alan katılım sektörünün gelişimini hızlandırmak ve bilgi açığını gidermek adına şirket personeli ile sigorta ve bireysel emeklilik aracılarına yönelik eğitim ve sertifikasyon mekanizmaları tesis edildi.

Rakam olarak paylaşmam gerekirse, faaliyete başladığımız günden bugüne sigortacılık alanında 2 Cumhurbaşkanı Kararı, 4 Tarife ve Talimat Tebliği, 3 yönetmelik ve 11 genelge çıkardık. Ve bunların hepsi başta kamu yarını önceliklendirilerek sektörün sağlıklı ve sürdürülebilir büyüme yolculuğunda önemli adımlar.

SEDDK bu dönemde BES alanında bir takım düzenlemelerin revizesinin yanında reform niteliğinde projelere de imza attı. Bildiğiniz gibi, emeklilik fonlarının alım satımında katılımcının alabileceği fonlar kendi şirketinin sunduğu fonlarla kısıtlıydı; ancak 2021 yılının Temmuz ayında uygulamaya koyduğumuz Bireysel Emeklilik Fon Alım-Satım Platformu (BEFAS) ile katılımcılar BEFAS’ta sunulan tüm emeklilik fonlarına yatırım yapabilme imkanını bulmuş oldular. Yılbaşında ise BEFAS’ın kapsamı daha da genişleyecek ve OKS de dahil olacak.

Ayrıca, 2020 yılında uygulamaya geçen fon performans değerlendirme sistemi ile fonlar arası rekabet artırılarak, performansa göre ödül/ceza sistemini getirdik. Böylelikle gerek BEFAS gerekse de performans değerlendirme sistemi ile emeklilik yatırım fonlarının getirilerinin daha da artmasını teşvik ettik.

Bunun yanısıra, çok kısa bir süre önce düzenlemelerini tamamladığımız 18 yaş altı BES uygulaması ile çocukları(mızı)n bireysel emeklilik sistemine katılabilmesinin önündeki engelleri kaldırdık. Bu uygulama ile asıl hedeflediğimiz nokta; tasarruf alışkanlığını ve finansal okuryazarlık farkındalığını küçük yaşlardan itibaren kazandırmakla birlikte anne ve babalara çocukları için güvenli bir gelecek sağlamalarına yönelik avantajlı bir alternatif sunmaktır.

Bir diğer gelişme ise vakıf, dernek, sandık vb. özel emeklilik taahhüdünde bulunan kuruluşlardan cazip şartlarla BES’e aktarım imkanı tanınmasına yönelik oldu.

Buradan bu çalışmalara imza atan pandemi şartlarında aralıksız çalışan en alttan en üst kademeye kadar olan SEDDK personelimize sonsuz teşekkür ediyorum.

SEDDK’nın ilk yılında aktif bir şekilde çalıştığını gördük. Karayolları tarife esasları, mesafeli sözleşme yönetmeliği, katılım esaslı sigortacılık genelgesi ve 18 yaş altı BES düzenlemeleri bolca konuşuldu. Kamuoyundan ve sektörden nasıl tepkiler aldınız? Görüş farklılıkları nasıl çözümlendi?

Altını tekrar tekrar çizmekte fayda görüyorum, SEDDK’nın ilk ve en önemli amacı kamu yararı gözetmek. Bu yönde de yaptığımız düzenlemede vatandaşlarımızın yararını ilk sıraya koyuyoruz. Bahsettiğiniz tüm düzenlemelerde vatandaşlarımız önemli kazanımlar elde ederken, bu yönde aldığımız geri dönüşler de çok olumlu oldu.

Trafik sigortasındaki düzenlememiz sonrasında tazminatlar konusunda yaşanan belirsizliklerin ortadan kaldırılması sayesinde, sigortalıların korunmasının yanında araç sahibi milyonlarca vatandaşı ilgilendiren trafik sigortası primlerinde de son derece olumlu yansımalar gördük. Primler dengeye otururken, bazı basamaklarda prim fiyatlarında aşağı yönlü bir seyir yaşanmaya başladı.

Öte yandan Katılım sigortacılığında sektörümüz için yeni olan tüm bu mekanizmaların uygulamaya geçirilmesinde herhangi bir olumsuz tepkiyle karşılaşılmadı. Uygulamada tereddüt yaşanan konular ise paydaşlarımızla yürüttüğümüz açık ve etkin iletişim yöntemleri açıklığa kavuşturuldu. Nitekim, halen katılım sigortası sunan şirketlerin yanı sıra yerli ve yabancı gruplardan yeni katılım şirketi kuruluş başvurusu almaya başladık. Hedefimiz katılım sigortacılığı ve emeklilik faaliyetlerinin sektördeki payını yüzde 5 düzeyinden yüzde 10’ların üzerine çıkarmanın yanında Türkiye’nin bu alanda başarılı bir model olarak uluslararası merkezi bir konumuna gelmesini sağlamak.

SEDDK olarak tüm vatandaşlarımızın BES’in avantajlarından yararlanmasını sağlamayı hedefliyoruz. BES’in katılımcı bazının genişletilmesi çerçevesindeki hedefimiz doğrultusunda bildiğiniz üzere Mayıs 2021’de yapılan kanun değişikliği ile 18 yaş altı kişilerin de BES’e katılabilmelerine imkan tanıdık. Yaklaşık 4 ay önce uygulamaya koyduğumuz 18 yaş altı BES düzenlemesi ile sisteme giren 18 yaş altı katılımcılarımızın sayısı 82 bini aşarken, bu kişilere ait toplam fon büyüklüğü ise 80 milyon TL’ye ulaştı. Vatandaşlarımızdan gelen bu teveccüh, sektörün de ilgisini bu yönde çekmiş bulunmaktadır. Bu anlamda, hem sektör tarafından hem de vatandaşlarımız tarafından 18 yaş altı çocuklarımızın sisteme katılabilmelerine yönelik uygulama için son derece olumlu yönde geri dönüşler aldık. İlerleyen yıllarda da katılımın artarak süreceğinin işaretlerini alıyoruz.

Önümüzdeki kısa ve orta dönemde sigorta sektörünü neler bekliyor? SEDDK’nın öncelikli gündeminde neler var? Katılım sigortacılığı ve BES’in yanında hayat iradı gibi sektöre farklı bir yön kazandırabilecek konularda yeni düzenlemeler planlıyor musunuz?

Ülkemiz ekonomisinde teminat sunma ve tasarruf sağlama işlevlerini yerine getiren sigortacılık ve özel emeklilik sektörü, her geçen yıl istikrarlı bir şekilde büyümeye devam etmekte ve bunun devam etmesi bizim için çok önemli. Türkiye’nin başta vatandaşları olmak üzere tüm varlıklarının sigorta güvencesi altında olması en önemli hedefimiz.

Gelişmiş sigortacılık ve özel emeklilik sektörleri, işlem maliyetlerini azaltarak, likidite yaratarak ve yatırımda ölçek ekonomilerini kolaylaştırarak finansal sistemin verimliliğini artırmaya yardımcı olmakta. Ekonomik büyümeye katkıda bulunmak, kaynakları verimli bir şekilde dağıtmak, riski yönetmek ve uzun vadeli hane halkı tasarruflarını teşvik etmek için sigortacılık ve özel emeklilik sektörlerinin mali açıdan sağlam bir temelde çalışması çok önemlidir.

Uzun yıllardır sektörün otoriteden istediği düzenlemeler bulunmakta. Bu düzenleme taleplerini de masaya yatırdık.

Teknik karşılıklar konusunda TFRS 17 ile kapsamlı bir değişiklik yapılacak olmakla birlikte, aciliyet gerektiren hususları hızlı bir şekilde çözeceğiz.

Zorunlu trafik sigortasının sektörde en büyük paya sahip olduğu gerçeği göz önünde bulundurulduğunda, bu alanda yapılan düzenlemelerin ne derece önemli olduğu ortaya çıkmakta. Bu sigortanın kapsamı dışında kalan hususların net bir şekilde belirlenmesi gerek sigorta şirketleri ve sigortalılar gerekse yargı uygulamaları açısından büyük önem arz ettiğinden bu konudaki çalışmalarımız devam etmekte.

Zorunlu trafik sigortalarında hizmet kalitesinin yükseltilerek sigortalı memnuniyetinin artırılmasına imkân sağlayacak doğrudan tazmin sistemine ilişkin olarak en iyi dünya uygulamalarını inceleyerek ülkemiz için en uygun modelin geliştirilmesini amaçlamaktayız.

İlave olarak, trafik kuralı ihlalleri sonucu uygulanan sürücü ceza puanları, sürücü belgelerine el konulma süresi gibi risk değerlendirmesinde esas alınabilecek bilgiler göz önünde bulundurularak sigorta skoru hesaplanması projesini, iyi sürücü-kötü sürücü ayrımı yapılabilmesine katkı sağlaması ve sigorta şirketleri tarafından primlerin daha adaletli bir şekilde belirlenmesine imkân sağlaması bakımından oldukça önemsiyoruz.

Sektörde yer alan kuruluşların, kurumsal yönetim anlayışlarının güçlendirmesi öncelikli hedeflerimizden. Bu kapsamda sigorta sektörünün kurumsal yetkinliklerinin artırılması amacıyla hazırladığımız; sigorta şirketlerinin yanı sıra özellikli kuruluşlar ile brokerleri de kapsayan İç sistemler yönetmeliğini yakın zamanda yayımlamayı planlıyoruz.

Ayrıca, geçtiğimiz aylarda ülkemizde meydana gelen sel felaketleri DASK bünyesine dahil edilebilecek diğer doğal afet türlerinin neler olabileceği konusunu da gündemimize getirmiş olup bu anlamda kamu yararı gözetilerek başta sel olmak üzere diğer doğal afet türlerinin de ek teminat olmak üzere zorunlu deprem sigortasına entegre edilmesi ile bütüncül bir zorunlu doğal afet sigortasının tasarımına ilişkin başlatılan çalışmalarına halen devam etmekteyiz.

Bunların yanı sıra, sigortacılık sektörünün veri bankası niteliğinde olan Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinin yapısının güçlendirilmesi, faaliyetlerinin ve görev alanının geliştirilmesi ve veri paylaşımı konularındaki mevzuat çalışmalarına da devam etmekteyiz.

Ticari hayatın canlılığını temin etmek için geliştirilen devlet destekli alacak sigortasının geliştirilmesi, kefalet sigortası, bina tamamlama sigortası gibi finansal sigortaların geliştirilmesi ana hedeflerimiz arasında yer almaktadır. Finansal sigortalarda sektörün önünü açacak düzenlemeler yapmak için diğer kurumlarla çalışma halindeyiz. Özellikle, KOBİ’lerin bu alanlarda ürün ihtiyacı bulunduğu ve mevcut ürünleri de yeterince tanımadığı gözlenmektedir. Finansal sigortalarda yaptığımız çalışmalarla KOBİ’lerin riski korunurken finansman ihtiyacına da destek olunması amaçlanmaktadır. Bu konuda gerekli düzenleme çalışmalarını hızla tamamlayacağız.

İnternetin hayatın her alanında yaygınlaşması sektörümüzde dijitalleşmeyi destekleyen yeni düzenlemeler yapılmasını gerekli kılmıştır. Dijitalleşme konusunda Kurumumuzun gündeminde üç önemli çalışma bulunmakta.

Birinci konumuz; olan mesafeli satış yönteminin, pandemi nedeniyle değişen tüketici taleplerini karşılayacak şekilde yeniden ele aldık ve bildiğiniz üzere bu konuda düzenlememizi çıkardık. Dijitalleşmeye ilişkin ikinci önemli çalışmamız ise, dijital poliçe uygulamasını hayata geçirmektir. Sigortacılık faaliyetinin tüm aşamalarında dijital yöntemlerin kullanımına imkan vermeyi hedefleyen çalışmalarımız tüm hızıyla devam etmektedir. Amacımız müşterilerin işlem süreçlerinde yer alan tüm belgeleri dijital ortamda güvenli bir şekilde imzalama, saklama ve bunlara ulaşma imkanı elde etmeleri ile sigorta şirketlerinin işlem hızının artırılmasını ve operasyonel maliyetlerinin azaltmasını sağlamak.

Sektörümüzün gündeminde yeni yeni yer almaya başlayan bir diğer konu ise siber risklerdir. Bilindiği üzere, teknolojide yaşanan gelişmeler kişilerin geleneksel güvenlik anlayışında da büyük bir değişime neden olmuştur. Siber saldırıların artmasıyla birlikte bireysel ve kurumsal bazda alınan tedbirler yeterli olamamakta, piyasada bu tür risklere yönelik teminat talebi her geçen gün daha elzem bir ihtiyaç haline gelmektedir. Bu çerçevede, Kurumumuzca siber riskleri teminat altına almak amacıyla genel şart çalışmalarına başlanmıştır. Bu çalışmayı da hızlıca tamamlayıp, sektörümüze yeni alanlar yaratmayı amaçlıyoruz.

Katılım sigortacılığı öncelikli alanlarımızdan bu konuda daha önce bahsettiğim gibi Türkiye’ye özgü, yenilikçi, tutarlı ve kolay uygulanabilir bir mevzuat altyapısı oluşturarak katılım sigortacılığı ve emeklilik uygulamalarının süratle büyüyebileceği bir zemin oluşturduk. Önümüzdeki dönemde katılım esaslı sigortacılık BES’in geliştirilmesi ve pazar payının artırılması önceliklerimiz arasında yer almaktadır. Bu anlamda katılım sektörüne yatırım yapmak isteyen yerli ve yabancı sermayedarlara katılım mevzuatı ile gerekli teşvik sağlanacaktır. Bunun yanında katılım hassasiyeti bulunan vatandaşlarımızın talepleri ve şirketlerimizin bu alandaki araştırma ve geliştirme çalışmaları Kurumumuzca yapılacak düzenlemelere yön verecektir.

BES alanında önümüzdeki dönemde çeşitli sigorta ürünlerinin BES’e entegre şekilde sunulabilmesinin önünü açacak bütünleşik sistemler üretmeyi hedefliyoruz. Amacımız, BES ve sigorta ürünlerinin paket halinde sunumu, yaygınlaşması ve vatandaşlarımızın cazip şartlar altında bir bütün olarak ihtiyaçlarına yanıt verebilmektir.

Katılımcılarımızın birikiminin tamamını alarak sistemden ayrılması ve tüm haklarını kaybetmesi yerine ihtiyaç halinde birikiminin bir kısmına erişebilme imkanı tanınmasına yönelik çalışmalarımız ise devam etmekte. Bu sayede konut edinme, evlilik, eğitim, iş kurma ve bedelli askerlik gibi önemli dönüm noktalarında katılımcılarımıza destek vermek istiyoruz.

Yaptığınız henüz ilk açıklamalarda, SEDDK olarak sektörle iletişime büyük bir önem verdiğinizden bahsetmiştiniz. Sigorta şirketleri, acenteler ve tüketici tarafında güçlü bir iletişim modeli oluşturuldu mu?

Sigortacılık doğası gereği iletişim yüksek olması gereken bir alan. Bu nedenle de ilk günden iletişimin güçlü olması konusuna ağırlık verdik ve vermeye de devam ediyoruz. Bunu yaparken de SEDDK olarak tüm faaliyetlerimizi şeffaf bir görüş alışverişi içerişinde yürütüyoruz.

Kurumumuz kuruluşundan itibaren etkin düzenleme ve denetim faaliyetleri ile sektörümüzün öncü ve yenilikçi çalışmalarını teşvik ederek daha güvenilir sigortacılık ve özel emeklilik sistemine sahip olmak niyetiyle faaliyetlerine devam etmekte. İçinde bulunduğumuz süreç, tüm sektörleri olduğu gibi bizim sektörümüzü de etkilemekte ancak sektörün bu olumsuzluklardan en az etkilenecek şekilde devamlılığını sağlayabilmek için ayrı bir çaba gösteriyoruz. Bu anlamda, sektör paydaşlarının düzenlediği etkinliklere olabildiğince katılmaya çalışıyor, bir taraftan sektör aktörlerinin sorunlarına kulak vermeye diğer taraftan bu sorunlara yönelik çözüm üretmeye çalışıyoruz.

Öte yandan sigorta şirketlerimiz ve onların çatı örgütü TSB ile hep yakın ilişki içinde olmaya özen gösterdik ve Birliğin de Kurumumuzun teşkilatlanmasında desteğini her zaman hissettik. Aynı durumu sektörün diğer paydaş örgütlerinden de gördük. Çünkü biliyoruz ki hepimizin amacı sektörün sağlıklı bir şekilde gelişmesi.

Bu nedenle de en öncelikli hedefimizi, sigortalılar ile katılımcılar olmak üzere sektördeki paydaşların hak ve menfaatlerinin korumak, piyasa disiplinin piyasa dinamikleri içinde sağlamak ve finansal istikrarı korumak olarak belirledik.

Küresel ısınmayla beraber ülkemizde de artan sel hasarlarının zorunlu doğal afet poliçelerine eklenmesi yönünde çalışmalar devam ediyor mu? Böyle bir teminatın penetrasyon üzerinde nasıl etkileri olacağını tahmin ediyorsunuz?

Hiç kuşkusuz sigortacılık açısından değinilmesi gereken önemli konulardan biri de doğal afetlere ilişkin sigortalardır. Son yıllarda artış eğiliminde olduğunu gözlemlediğimiz doğal afetlerin yol açtığı ekonomik zararların en aza indirilebilmesi için çalışan önemli kuruluşlarımızdan birisi bildiğiniz üzere Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK). Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), sigortalıların tek başlarına karşılayamayacakları zararları havuz yapılanması aracılığıyla bireyler arasında paylaştırmakta ve katastrofik risklerin doğurduğu zararları en aza indirmede kritik bir rol üstlenmektedir. DASK’ın kuruluş misyonuna uygun şekilde, son dönemde yaşanan doğal afetler göz önünde alarak ilgili taraflarla birlikte önemli bir çalışmaya daha başladık.

Bildiğiniz gibi geçtiğimiz aylarda ülkemizde meydana gelen sel felaketleri DASK bünyesine dahil edilebilecek diğer doğal afet türlerinin neler olabileceği konusunu gündemimize getirdi. Bu anlamda da kamu yararı gözetilerek başta sel olmak üzere diğer doğal afet türlerinin de ek teminat olmak üzere zorunlu deprem sigortasına entegre edilmesi ile bütüncül bir zorunlu doğal afet sigortasının tasarımına ilişkin başlatılan çalışmalar devam etmekte.

Deprem dışında DASK tarafından teminat verilebilecek riskler 6305 sayılı Afet Sigortaları Kanununda “sigorta şirketlerince teminat verilememesi durumunda deprem, sel, yer kayması, fırtına, dolu, don, çığ düşmesi ve benzeri doğal afetler” olarak yer almakta. Dolayısıyla, teminat verilecek riskler seçilirken ülkemizi etkisi alan, sıklığı ve etkisi yüksek afetler başta değerlendirilmek üzere bu riskler ile havuzun özellikleri ve kapasitesi birlikte göz önünde bulundurulacak.

24/9/2021 itibarıyla poliçe adedi 10.425.338 zorunlu deprem sigortası için, seçilecek diğer doğal afetlerin bu poliçeye ek teminat olarak verileceği bir tasarımda, uygulamaya geçilecek ilk dönem 10 milyon ve üzeri sigortalıya bu kapsamda teminat verilmesi öngörülmekte.

Sigortacılıkta her yeni teminat tabiki penetrasyonun artmasına etken oluyor. Zorunlu deprem sigortasının yeni teminatlarla geliştirilmesi de peşinden mutlaka penetrasyon artışına etken olacaktır ama burada önemli olan 83 milyon vatandaşımızın başta canları olmak üzere varlıklarını sigorta güvencesi altına alınması. Bu konuda da başta sigorta şirketlerimiz olmak üzere tüm paydaşlara önemli görevler düşüyor. SEDDK olarak bizler de bu konunun destekçisi olacağız.

Sektöre yeni girişler için taleplerin olduğunu ancak özellikle sermaye limitleri ve trafik sigortası tarafında ihtiyatlı davranıldığını görüyoruz. Önümüzdeki dönemde piyasa koşullarına göre yeni oyuncular için şartların esnetilmesi yönünde bir düşünce var mı?

Sizlerin de takip ettiği üzere görev başladığımızda ilk yaptığımız düzenlemelerin başında sektörün sermaye yeterliliği üzerine yaptığımız düzenleme oldu. “Sigorta Branşları için Öngörülen Minimum Sermaye Tutarlarına İlişkin” 2020/9 sayılı genelgemiz. Bu genelge ile yeni ruhsat talebinde bulunan sigorta şirketlerinin ve reasürans şirketlerinin ödenmiş sermayeleri 25 milyon TL’den az olamayacağını açıkladık. Ayrıca 25 milyon TL’ye ilave olarak bu şirketler ruhsat talep ettikleri her bir sigorta branşı veya bu branşlar altında verilen teminatlar için ayrı ayrı minimum sermaye tutarı ödemek zorundalar. Bugün tüm sigorta branşları için faaliyet göstermek isteyecek bir şirketin minimum sermaye tutarı 120 milyon TL’den aşağı olamıyor. Bu da güçlü sermaye güçlü sigortacılık için önemli bir adım. Ve biz bu adımı hiçbir şekilde esnetmeyi düşünmüyoruz. Şunu belirtmeden geçmek istemiyorum, artık sermaye yeterliliğinin ötesinde, kurumsal yeterlilik kavramını sektörün gündemine taşımak istiyoruz. Amacımız sürdürülebilirliği ve kalıcılığı sağlamak. Sigortalıların korunması, piyasa disiplinin sağlanması açısından şirketlerimizin sürdürülebilir, sağlıklı kurumsal bir yapıya kavuşmasını sağlamak istiyoruz.

Trafik sigortasında evet ihtiyatlı davranıyoruz. Çünkü biliyoruz ki sektörün en önemli sorunları bu alandan geliyor. Zorunlu bir branş ve toplumun büyük bir kısmını yakından ilgilendiriyor. Bu nedenle de bu branşta faaliyet göstermek isteyenlerin sermaye gücü bizim için çok önemli. Şunun altını özellikle çizmek isterim ki, SEDDK olarak sektörün trafik sigortası odaklı olmaktan çıkması ve ülkemizde ihtiyaç duyulan diğer sigorta ürünlerini ve hizmetlerini de geliştiren bir sektör haline gelmesi konusunda kararlıyız.

Kamu otoritesi olarak bizim üzerimize düşen rol, sigortacılığın gelişmesi ve büyümesinin sağlıklı ve sürdürülebilir olmasını sağlayacak politikalar üretmektir. Bu amaçla; sigortacılığın kurallarını bilen, bunlara uygun davranan, üstlendiği riskin farkında olan ve gerekli sermaye ile yetkinliğini birleştirerek bunun sorumluluğunu alan şirketlerin sektörde faaliyet göstermelerini arzulamaktayız.

Özellikle toplumun geniş bir kesimini etkileyen zorunlu sigortalarda, sigortalılar açısından primlerin makul seviyelerde tutulması, şirketler açısından ise mali bünyelerinin zayıflamasını önleyecek tedbirlerin alınması önem verdiğimiz konuların başında gelmektedir. Sektörde, reasürans şirketlerini hariç bıraktığımızda 41 şirket hayat dışı alanında faaliyet göstermekte olup, bu şirketlerden 26’sı trafik sigortasında ruhsat sahibidir. Söz konusu alanda 2021 ikinci çeyreği itibariyle yaklaşık 365 milyon TL zarar söz konusudur. Söz konusu zarar, trafik sigortasından sağlanan nakit girişlerinin nemalandırılmasından elde edilen gelirlere rağmen ortaya çıkmıştır ve sadece ülkemizde değil dünya genelinde de trafik sigortasında benzer durumlar söz konusudur.

Mevcut piyasa koşulları, sigortalıların hak ve menfaatlerini koruma noktasında daha dikkatli olmamızı ve sermaye limitleri konusunda daha ihtiyatlı kurallar ortaya koymamızı gerektirmekte.

Son olarak, pandemiyle mücadelede yeni bir döneme girilen şu günlerde sektör paydaşlarına SEDDK olarak nasıl bir mesaj vermek istersiniz?

SEDDK olarak, tüm paydaşlarımızla işbirliği içinde, küresel ve ulusal ekonomik gelişmeleri ve sektörün dinamiklerini takip ederek önleyici politika ve tedbirlerimizi sürdürmeye devam edeceğiz.

Yürüteceğimiz politika ve tedbirlerimiz ile sektörün büyümesinin önündeki engelleri birer birer kaldırmayı, sağlıklı rekabet koşullarını tesis ederek güven ve istikrarın devamlılığını sağlamayı; sektörümüzün ülke ekonomisindeki payının mevcuttaki %2,5’luk seviyelerden hızla daha yüksek oranlara çıkarmayı hedefliyoruz. Biliyorsunuz ki sigortacılık ve özel emeklilikteki fon birikiminin artması, yatırımların daha uzun vadeli fonlar ile finansmanına ve ülkenin tasarruf ve yatırım dengesine önemli katkılar sağlamaktadır. Bu yolda hükümetimizden de büyük destek gördüğümüzü de belirtmek istiyorum.

Toplam fon büyüklüğünün daha da artırılması yoluyla BES’in finansal piyasalara vermekte olduğu desteğin yükseltilmesine yönelik halen önümüzde birçok fırsat olduğunun farkındayız. Bu amaçla, katılımcı sayısının artırılması ile birlikte eş zamanlı olarak finansal okuryazarlık düzeyinin de yükseltilmesi gayretindeyiz. BES ile çeşitli sigorta ürünlerinin entegre şekilde sunulabilmesinin önünü açacak bütünleşik sistemler üzerinde çalışmaktayız. Amacımız, BES ve sigorta ürünlerinin yaygınlaşması ve katılımcıların kolaylıkla çeşitli sigorta ürünlerine cazip şartlarda kavuşabilmesidir.

Bununla birlikte, dijitalleşen dünyaya ayak uyduran sektör uygulamalarının geliştirilmesini de umut ediyoruz. Sektör ürünlerinin daha erişilebilir olması ve sigortalılık oranının/katılımcı sayısının artırılmasını için sisteme girişi ve sistemdeki işlemleri kolaylaştırmak adına dijital teknolojilerin daha yaygın ve yoğun bir şekilde kullanılmasını sağlamak gerektiğini biliyoruz. Bu çerçevede dijital poliçe uygulamasını hayata geçirmek için çalışmalarımız devam etmektedir. Amacımız müşterilerin işlem süreçlerinde yer alan tüm belgeleri dijital ortamda güvenli bir şekilde imzalama, saklama ve bunlara ulaşma imkanı elde etmeleri ile sigorta/özel emeklilik şirketlerinin işlem hızının artırılmasını ve operasyonel maliyetlerinin azaltmasını sağlamaktır.

Sektörümüzün dijitalleşme başlığı altında gündeminde yeni yeni yer almaya başlayan bir diğer konu ise siber risklerdir. Siber saldırıların artmasıyla birlikte bireysel ve kurumsal bazda alınan tedbirler yeterli olamamakta, piyasada bu tür risklere yönelik teminat talebi her geçen gün daha elzem bir ihtiyaç haline gelmektedir. Bu çerçevede, Kurumumuzca siber riskleri teminat altına almak amacıyla genel şart çalışmalarına başlanmıştır. Bu çalışmayı da hızlıca tamamlayıp, sektörümüze yeni alanlar yaratmayı amaçlamaktayız.

Özetle kurumumuz olarak; gelecekte vatandaşlarımızın, reel sektörün ve finansal sektörün ihtiyaçlarına cevap verebilecek, yaratılan uzun dönemli fonlarla kalkınmayı ve büyümeyi destekleyen ürün çeşitliliği ve teminat kapasitesine sahip dijital dünyaya uyum sağlamış sigortacılık ve özel emeklilik sektörü hayal ediyor ve bu hayali gerçekleştirmeye yönelik somut adımlar atıyoruz.