Evden çalışmayla beraber siber riskler de artıyor
Yeni tip Koronavirüs salgınıyla beraber Türk sigorta sektörü de hızlı bir şekilde aksiyon alarak uzaktan çalışma süreçlerini devreye aldı. Teknolojiyle yakın temasta olan sigorta şirketleri bu süreci başarıyla yönetse de, uzaktan çalışmayla siber risklerde meydana gelen artışa karşı doğru önlemleri almak gerekiyor.
Evden çalışma süreçlerinin yaygınlaşmasıyla beraber sigorta sektörü yeni bir deneyim yaşıyor. Salgın döneminde pek çok şirket personelini evden çalıştırıyor ve toplantılarını, satış görüşmelerini ve şirket içi iletişimini uzaktan çalışma yöntemleriyle yapılıyor. Dijital yetkinlikleri güçlü olan şirketlerin bu döneme kolayca adapte olduğu görülürken, diğer şirketlerde de bilgi işleme yapılan yatırımın ve dijitalin kurum gündemindeki yerinin yükseldiği görülüyor. “Yeni normal”de dijitalleşme ve uzaktan çalışma kaçınılmaz görülüyor. Bunun farkında olan Türk sigorta sektörünün genel olarak bakıldığında zorlu bir dönemde iyi bir performans gösterdiği söylenebilir.
UZAKTAN ÇALIŞMA KORONA SONRASINDA DA ARTACAK
Danışmanlık firması Deloitte’un anket araştırmasına göre, anket katılımcılarının neredeyse yarısı, tüm çalışanlarının artık evden çalıştığını belirtiliyor; şirkette/sahada çalışmaya devam edenlerin oranının %10’un altında kaldığını görüyoruz. Kısmi geçiş yapanların oranı da azımsanmayacak düzeyde: %43,2. Resmi bir rakam olmasa da sigorta sektöründe çok sayıda şirket Koronavirüs süresince hızlı bir şekilde aksiyon alarak uzaktan çalışma yöntemlerine start verdi ve genel olarak faaliyetlerini bu şekilde sürdürüyor. Sektör yetkililerinden aldığımız mesajlar ise sigorta şirketlerinin bu yeni dönemde önemli bir değer gördükleri yönünde. Görüşünü aldığımız isimlerin çoğu uzaktan çalışma uygulamasından hem yöneticilerin hem de çalışanların memnun kaldığını bildiriyor. Bunun Koronavirüs sonrasındaki dönemde de evden çalışma uygulamalarını artırması bekleniyor. “Koronavirüs Salgını Sonrasında Evden Çalışma Şirketinizde Daha Fazla Uygulanmalı mı?” sorusuna %73 ile büyük bir çoğunluk “Evet” yanıtını veriyor. Buradan yola çıkarak önümüzdeki dönemde şirketlerin uzaktan çalışma süreçlerine daha fazla kaynak aktaracağını tahmin etmek mümkün.
YENİ RİSKLERLE TANIŞIYORUZ
Böylelikle iş süreçlerini büyük ölçüde uzaktan çalışmaya uygun hale getiren şirketler yeni risklerle de karşılaşmış oluyor. Özellikle uzaktan çalışma nedeniyle yetki sınırlanması yapılmamış şirketlerde siber saldırılarla eskisine oranla daha sık karşılaşılıyor. Siber saldırılar sadece şirketlerin olası hasarlarla karşılaşmasına yol açmıyor, aynı zamanda KVKK (Kişisel Verileri Koruma Kanunu) ile gelen yeni düzenlemeler nedeniyle şirketlerin müşterilerine karşı da sorumluluk altında olmasına neden oluyor. Özellikle müşterilerin kimlik verilerinin çalınması büyük sorunlara yol açabilir.
EN BÜYÜK TEHLİKE ‘PHISHING’
Milyonlarca insanın uzaktan çalışmaya başladığı bu dönemde güvenli ağlar oluşturmak her zamankinden daha da önemli. Küresel broker Aon’un yayınladığı bir araştırma uzaktan çalışma ve dijitalleşme süreçlerinde başlıca 3 konuya dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor. Bunlardan ilki; görüşlerini aldığımız sigortacıların da vurguladığı phishing (oltalama) uygulamaları. COVID-19 konusunda oluşan panikten güç alan bu yöntemde, bir şirketin çalışanlarına virüs hakkında şirket uyarısı kılıfıyla mesajlar gönderiliyor. Bu mesajlardaki içeriklerin açılması durumundaysa kişisel veriler ya da şirket verileri çalınabiliyor. Bunun engellenmesi için birey ya da kurum bazında güncel antivirüs ve görüntüleme programlarının kullanılması gerekiyor. İkinci konu ise sistem güvenlik ve stres testleri. Şirket ağı üzerindeki yoğunlukla beraber IT sistemlerinin üzerindeki ağırlık artıyor. Bunun yanında çalışanların güvenli olmayan ağlar ya da cihazlar üzerinden hassas bilgilere ve sistemlere erişim olasılığı da yükseliyor. Bu taraftan bir darbe almamak için şirketlerin IT yeterliliklerini periyodik testlerle sınaması ve güvenlik açıklarını kapatması gerekiyor. Son maddeyse yıkıcı süreçlere olabildiğince hazırlanmak. Adından da anlaşılacağı gibi, yeni dönemde şirketlerin riski iş süreçlerinin bir parçası olarak görmesi gerekiyor. Bunun için “kurum devamlılık planları” yapılması ve son noktada güvenlik için güçlü ve kapsayıcı bir siber sigorta poliçesine sahip olunması oldukça önemli.
TSB Başkanı Atilla Benli: Sektörümüz sınıfı geçti
“Evden çalıştığımız halde eksperlerimizle, acentelerimizle, asistans hizmeti veren şirketlerimizle her an ulaşılabilir durumdayız. Üretime devam ediyoruz. Sektörümüz bu anlamda sınıfı geçti.”
Sektörün salgına uyum sürecini ve uygulanan politikaları değerlendiren Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Atilla Benli, “Tüm dünya tüm sektörler olağanüstü bir dönemden geçiyor. Doğal olarak biz de. Sektör olarak ilk öncelik verdiğimiz husus; yeni şartları dikkate alarak bir yandan sosyal izolasyon şartlarına uyum sağlarken, diğer yandan yükümlülüklerimizi tam anlamıyla yerine getirebilmek ve iş sürekliliğimizi devam ettirebilmek oldu” dedi. Sektörün dijital kanallara ve IT çözümlerine yaptığı yatırımlar sayesinde altyapının hazır olduğunu ifade eden Benli, “Dolayısıyla sorunsuz bir şekilde yeni düzene uyum sağladığımızı söyleyebilirim. Biz de SAİK, SEİK, brokerler gibi paydaşlarımızla koordineli olarak, Sigorta Bilgi Merkezi işbirliği ile uzaktan çalışma koşularında süreçlerimizi sorunsuz şekilde yürütüyoruz” dedi. Benli, ekspertiz konusuyla ilgili de şunları söyledi: “Eksperler noktasında da, sayının yeterli olmaması ve şehirler arası yolculukların kısıtlanması nedeniyle “uzaktan ekspertiz” dediğimiz konuya yöneldik. Bu şekilde değerlendiremediğimiz dosyalar da ise beyan usulü hasar tazminat uygulaması sürecimizi işletiyoruz. Süreçleri durdurmadık; sadece büyük hasarlarda belirli belgelerin tamamlanması ihtiyacıyla normal zamanda da olduğu gibi süreç uzayabiliyor. Sektörümüz bu anlamda sınıfı geçti. Evden çalıştığımız halde eksperlerimizle, acentelerimizle, asistans hizmeti veren şirketlerimizle her an ulaşılabilir durumdayız. Üretime devam ediyoruz.”
‘UZAKTAN ÇALIŞMAYLA DAHA SIK KARŞILAŞACAĞIZ’
Geçirilen sürecin tüm endüstriler için iş modellerinin sorgulanmasını gündeme getireceğini de vurgulayan Atilla Benli, “Zira bu sürecin hemen sonlanmayacağını gözlemliyoruz. Dolayısı ile bir şekilde sosyal hayat, çalışma hayatı buna göre şekillenecektir. Bu durum, işlerin sürekliliği için farklı dijital çözümlerin ve online altyapıların önemini ortaya koyuyor. Sürecin ardından da artık uzaktan çalışma modeliyle daha sık karşılaşabileceğimizi düşünüyorum. Sektörümüzde üretim, satış, hasar yönetimi, müşteri deneyimi ve uzaktan çalışma gibi konularda zaten devam etmekte olan dijitalleşme sürecinin de ivmeleneceğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Quick Sigorta Genel Müdürü Ahmet Yaşar: Uzaktan çalışma ve e-ticaret yaygınlaşacak siber riskler artacak
“Salgın etkisi ile e-ticaretteki genişleme bu alandaki riskleri artırırken gelişmeyi hızlandıracak. Ülkemizde henüz beklenen seviyelere ulaşmış olmayan siber risklere ilişkin sigorta çeşitleri özellikle bireylerin e-ticaret işlem artışları ve artan farkındalık ile önemini artıracak.”
Quick Sigorta yeni çalışma dinamiklerine hızlıca adapte olan şirketlerden biri. Bu dönemde önceliklerinin çalışanlarının, acentelerin ve ülkenin sağlığı olduğunu söyleyen Quick Sigorta Genel Müdürü Ahmet Yaşar, devreye aldıkları uygulamaları şöyle anlattı: “‘Evdeyiz, Hizmetinizdeyiz’ sloganı ile sigortalı ve acenteyi online ortamda buluşturduk. Sigortalılarımız tüm acentelerimizin kendilerine özel sayfalarına, fotoğraflarına, lokasyonlarına, videolarına ve 7/24 ulaşılabilecekleri Evdeyiz, Hizmetinizdeyiz numaralarına web sitemizden ulaşabiliyorlar. Acentelerimize kendi sayfalarını müşterilerine ulaştırmaları için gereken tüm imkanları da sağladık. 2 bin 150 acentemizin her biri için özel hazırlanmış ürünlere ait görseller, sosyal medyadan yayınlanmak üzere acentelerin kendilerine ait partaj linkleri acentelerimize gönderildi. Acentelerimize özel hazırlanmış bu linkler üzerinden yapılan satışlar acentelerimizin kendi partajına yazıyor ve komisyonları doğuyor. Bir sonraki aşamada ise sigortalılarımıza en uygun acenteleri listeleyeceğiz ve sigortalımız acentelerin tüm detaylarına, videolarına ulaştıktan sonra kendine en uygun olduğunu düşündüğü acentesini kendi seçecek.” Yaşar, Medline hizmetleri ile ilgili de şu açıklamalarda bulundu: “Bunun yanında tüm trafik, kasko, konut gibi bireysel poliçelerimizde ve çoğu kurumsal poliçemizdeki Medline hizmetimizi sigortalılarımıza ve acentelerimize sunuyoruz. Hastanelere gitmenin zorlaştığı, doktor muayenelerine kolay gidilemediği bu dönemde bir tuş ile sağlık konusunda telefon ile tıbbi danışmanlık alabiliyor, umarız gerekmez ama acil bir durumda lokasyonlarına ambulans çağırabiliyor. 0850 755 1 755 numaramız ve Quick Sigorta mobil uygulamamız üzerinden tüm sigortalılarımız Medline acil sağlık hizmetimizi sunuyoruz.”
EVDEN ÇALIŞMA DİSİPLİNİ SAĞLANACAK
Uzaktan çalışmanın sadece ülkemizde değil tüm dünyada bu süreçle birlikte hızla başladığını vurgulayan Yaşar, “Teknolojiye yatırım yapan, süreçlerini dijitalleştiren ama daha da önemlisi şirket kültürü olarak buna yatkın şirketler evden çalışma sürecini daha kolay geçiriyorlar. Quick Sigorta olarak sadece süreçlerimiz sayesinde değil şirket kültürümüz sayesinde de uzaktan çalışmaya kolay adapte olduk. Tüm toplantılarımızı dijital ortamda yapıyoruz ve ekibimizin verimliliği de bu süreçte trafik, uzun toplantılar vs. olmadığı için oldukça arttı. Önümüzdeki dönemde de birçok şirket evden çalışma disiplini yaratmaya çalışacak. Bunun sayesinde pek çok şirketin çalışmaların evden yapılabildiğini fark edip, verimliliğin arttığını gözlemleyip, ofis alanı konusunda tasarrufa gideceğini ve uzaktan çalışmanın da yaygınlaşacağını tahmin ediyoruz” dedi.
Çalışma modellerin değişmesiyle artan siber saldırılar hakkında da konuşan Ahmet Yaşar, “Bu dönemde en çok rastlanan siber saldırılar oltalama amaçlı yöntemler. Oltalama yöntemiyle kullanıcı maillerine bilinmeyen kaynaklardan linkler geliyor ve bu linklerle finansal bilgileriniziz ele geçirilmesi amaçlanıyor. Evde kaldığımız bu dönemde alışveriş ihtiyaçlarımız artmışken ve bunların çok büyük kısmını web sitelerinden yaptığımızı düşünürsek kaynağı bilinmeyen yerlerden gelen link maillerini açmamamız, bu konuda şirket personelinin de mutlaka bilgilendirilmesi gerekiyor” dedi. Yaşar, Quick Sigorta olarak aldıkları yöntemleri de şöyle anlattı: “Quick Sigorta olarak bu risklere karşı şirket çalışanlarının bağlantılarını güvenli hale getirdik. Sesli ve görüntülü iletişim araçları için lisanslı ürünleri tercih ettik. Uzaktan erişimlerde ise kullanıcı yetkilerini sınırlandık. Yedekli olan karasal internet bağlantımıza ek olarak havadan radiolink ile yedekleme sağladık.”
FARKINDALIĞI ARTACAK
Siber riskleri de değerlendiren Ahmet Yaşar, “Siber risklere ilişkin sigortalar son yıllarda tüm dünyanın ilgisini çekmeye başlamış ve 2021’de 10 milyar dolarlık bir prim büyüklüğüne ulaşması beklenmekteydi. Salgın etkisi ile e-ticaretteki genişleme bu alandaki riskleri artırırken gelişmeyi hızlandıracak. Ülkemizde henüz beklenen seviyelere ulaşmış olmayan siber risklere ilişkin sigorta çeşitleri özellikle bireylerin e-ticaret işlem artışları ve artan farkındalık ile önemini artıracak. Biz de Quick Sigorta Q Kimlik ürünü ile bireylere sanal ve gerçek ortamlarda, cepte, nette, ATM’de siber risklere karşı koruma sağlıyoruz. Bununla beraber sigortalıların itibar yönetimi, hukuk ve mali danışmanlık hizmetlerini de kapsam altına alıyoruz” dedi.
Doğa Sigorta Genel Müdürü Coşkun Gölpınar: Teknolojiye ayak uyduramayan geride kalacak
Teknoloji çağında yaşıyoruz, sektörden bağımsız olarak teknolojiye ayak uyduramayan her firma yok olmaya mahkumdur. Kurumsal hayatın içinde olan herkes adaptasyon süreci geçirirken kimi sektörlerde bunun daha hızlı gerçekleşebildiğini, kimi şirketlerin bu sürece çoktan hazır olduğunu ve hızlı aksiyon alabildiğini gördük.
Doğa Sigorta Genel Müdürü Coşkun Gölpınar, Doğa Sigorta olarak uzaktan çalışma ve dijitalleşme süreçlerine en baştan son derece hazırlıklı olduklarını söyledi. “Sürecin başında çok tecrübeli IT ekibimizle beraber, şirket olarak neredeyiz, nelerimiz eksik/fazla ve neler yapmalıyız konularını analiz ederek yola çıktık” diyen Gölpınar, dijital operasyonlara geçiş sürecinde herhangi bir olumsuzluk tespit etmediklerini, sistemlerinde ve alt yapılarında ise en ufak bir aksaklık yaşamadıklarını ifade etti. Gölpınar, “Mesaiye kalma durumları veya hastalanma gibi sebeplerden ötürü şirkete gelemeyen çalışanlarımız uzaktan erişimle vazifeli olduğu işlemleri evlerinden önceden de rahatlıkla yapabiliyorlardı. Uzaktan erişim, internet üzerinden ofisteki bilgisayarınıza bağlanmanızı sağladığı gibi ofis ağına erişim olanağı da sunuyor. Bu sayede ofis dışındaki internet ağları ve farklı lokasyonlar üzerinden mobil cihazlarınızı ofis ağınıza dahil edebiliyorsunuz. Uzaktan erişim sayesinde dosya gönderimi, dosya paylaşımı, konuk daveti ve benzeri özellikleri de kullanabiliyorsunuz” dedi.
Yaşanan en büyük sorunun internet hizmeti veren firmaların sağladığı bant genişliğinin yetersiz kalması şeklinde yaşandığını dile getiren Gölpınar, konuyla ilgili “Teknik açıdan bakıldığında beklenmedik durum olarak, internet hızlarında çok büyük düşüşler oldu. Milyonlarca kişinin evlerinden internete bağlanmaları sebebiyle bant genişlikleri ihtiyacı karşılayamaz hale geldi. Bunda en büyük faktör internet hizmeti veren firmaların alt yapılarının yetersiz kalması sayılabilir.
Acentelerimiz ve paydaşlarımızla süreci doğasına bırakmadan, sürekli yakından takip ederek ve oluşan en küçük aksamaya anında müdahale edip çözümler ürettik. Gerek e-posta ortamıyla, gerekse de videolu görüşme platformları sayesinde iletişimde herhangi bir kopukluk yaşamadık” şeklinde konuştu.
‘BAZI ŞİRKETLER HAZIRDI’
Teknoloji çağında yaşadığımızı hatırlatan ve sektörden bağımsız olarak teknolojiye ayak uyduramayan firmaların yok olmaya mahkum olduklarını belirten Gölpınar, “Jack Welch’in dediği gibi dışımızdaki dünya bizden daha hızlı değişiyorsa sonumuz gelmiş demektir. Kurumsal hayatın içinde olan herkes adaptasyon süreci geçirirken kimi sektörlerde bunun daha hızlı gerçekleşebildiğini, kimi şirketlerin bu sürece çoktan hazır olduğunu ve hızlı aksiyon alabildiğini gördük” dedi.
Doğa Sigorta olarak her zaman bilgi teknolojilerine önem verdiklerini kaydeden Gölpınar, Doğa Sigorta’nın dijitalleşme konusuna bakışını şöyle açıkladı: “Alt yapımızın hazır olduğunu, 2 aylık dönemi geride bırakmamıza rağmen eskisi gibi çalışan ve yaşayan bir şirket olduğumuzu gördük. Dijitalleşmeyi acentelerimizle birlikte yapacağımızı öncesinde olduğu gibi şimdi de savunan bir şirketiz. Acentelerimizin daha çok dijitali kullanmaları, ofislerinde oturmadan, sürekli satış peşinde koşarak, bazı yüklerinden sıyrılmaları gerekliliğine inanan bir yapıyız.”
Doğa Sigorta olarak kısa vadede bu süreci her anlamda en az zararla atlatma planları yaparken, uzun vade açısından da önemli dersler çıkardıklarını sözlerine ekleyen Gölpınar, “Küçük veya büyük, özel veya kamu fark etmeksizin tüm şirketler bu süreçte mevcut durumda nerede olduklarını, neyi doğru ve neyi eksik yaptıklarını görebildiler.
Doğa Sigorta olarak bizler de uzaktan çalışma esnasında daha hangi iyileştirmeleri yapabiliriz sorusunu sorduk. Burada en önemli olan sistemlerin güvenliği ve tüm siber açıkların giderilmesi gerekliliği. Bu sebeple siber güvenlik iyileştirmelerini devreye aldık, almaya devam ediyoruz.
Her yenilik ve değişimin bir bedeli var. Süreç, sistemin kötü niyetliler tarafından delinmesi ve bilgi çalınmalarına yönelik siber riskleri teminat altına almak ve bu yönde ürünler çıkartmak zorunda olduğumuzu bir kez daha gösterdi. Yaklaşık 2 yıl önce çıkarmış olduğumuz bir ürünü daha da geliştirebileceğimizi gördük” dedi.
UZAKTAN ÇALIŞMA RİSKLERİNE KARŞI ÖNLEM
“Toplantılar, e-posta erişimi ve operasyonların büyük bir kısmı çoklu görsel iletişim imkanı sağlayan üçüncü parti uygulamalarla ve evden erişime olanak sağlayan sistemlerle sağlanıyor. Ancak bu durum, siber riskleri de beraberinde getiriyor. ‘Phishing’ yani ‘Oltalama’ amaçlı gönderilen ve kaynağı bilinmeyen e-postalarda yer alan linklere ve internet sitelerine giriş yapmak en büyük siber risk olarak sayılabilir. Uzaktan bağlanmak için gerekli olan VPN sistemlerinin güncel güvenlik konfigürasyonlarına sahip olunması adına gerekli işlemleri devreye aldık” diyen Gölpınar, Doğa Sigorta olarak aldıkları önlemleri şöyle sıraladı: “Sistemlerimiz üzerinde çalıştıkları sunuculara yapılan bağlantılarda hem VPN, hem de 2FA teknolojilerini devreye aldık. Log izleme ve alarm takibi açısından SIEM sistemi sürekli olarak gözlemleniyoruz. Antivirüs yazılımı ile web için filtreleme teknolojilerini kullandık.”
Aksigorta Genel Müdür Yardımcısı Fahri Altıngöz: KOBİ’ler siber risklere açık
“Tüm mikro KOBİ’lerin %23’ü ‘kurumsal veri güvenliği’ konusunda endişe taşıyor. Alınan önlemlerin ise ‘çalışan bilgisayarlarına virüs programı’ yüklemenin ötesine geçmediği görülüyor.”
Tüm dünyayı ve Türkiye’yi etkisi alan koronavirüs salgını kapsamında değişen iş yaşamı ve beraberinde gelişen uzaktan çalışma modeli, sadece bireyler için değil kurumlar için de büyük bir risk teşkil ediyor. Sabancı Holding iştiraki Aksigorta’nın, KOBİ’ler özelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre, evden çalışma düzenine geçen işletmelerin, ağırlıklı olarak bu dönemde aldığı önlemlerin çalışanların bilgisayarına virüs programları yüklemek ve şirket için firewall kullanımı başlatmaktan öteye geçmediğini ortaya koydu.
KOBİ’LERİN %23’Ü ENDİŞELİ
Aksigorta’nın Yöntem Araştırma firması ile birlikte gerçekleştirdiği, 12 ilde, hizmet ve imalat sektöründe faaliyet gösteren 304 mikro KOBİ’yi kapsayan araştırmasına göre; KOBİ’lerin %56’sı halen “işyerinde” faaliyetlerine devam ederken, %44’ü evden çalışıyor. Tüm mikro KOBİ’lerin %23’ü ise “kurumsal veri güvenliği” konusunda endişe taşıyor. Araştırmaya göre yeni tip koronavirüs salgını döneminde Mikro KOBİ’lerin %21’i siber güvenlik konusunda önlem alırken, söz konusu önlemin “çalışan bilgisayarlarına virüs programı” yükleme olduğu dikkat çekiyor. Siber güvenlik algısı çerçevesinde, tüm mikro KOBİ’lerin %34’ü ‘kurumsal veri güvenliğini iyi bir çalışma ile “öngörülebilir” ve “engellenebilir” olarak algılıyor. Yine araştırmaya göre; tüm işletmeler nezdinde “evden çalışma” ile ilgili olarak siber riskler konusunda çalışan bilgilendirmesinin %35 düzeyinde yapıldığı görülürken, halen “evden çalışan” %44’lük grup içinde bu oranın %52’ye kadar çıktığı dikkat çekiyor.
ÖNLEM ALMAYAN İŞLETMELER RİSK ALTINDA
Bu dönemde şirket verilerine uzaktan erişim sağlamasının şirketler için büyük bir risk taşıdığını ifade eden Aksigorta Genel Müdür Yardımcısı Fahri Altıngöz, bu dönemde kurum cihazlarından veri sızıntıları sonucu oluşabilecek maddi zarar ve itibar kayıplarına karşı korunmanın büyük önem taşıdığına dikkat çekti. Mikro KOBİ’lerin büyük bir risk altında olduğunu belirten Altıngöz; “Tüm mikro KOBİ’lerin %23’ü “kurumsal veri güvenliği” konusunda endişe taşıyor. Mikro KOBİ’lerin %21’i siber güvenlik konusunda önlem alırken, alınan bu önlemler “çalışan bilgisayarlarına virüs programı” yüklemenin ötesine geçmediğini ortaya koyuyor” dedi. Bu dönemde şirket verilerini güvenle korumak için pek çok tedbirin alınabileceğini ifade eden Altıngöz, “KOBİ’ler yazılımlarını güncelleştirmeli. Kurum içinde güvenlik ve gizlilik politikaları oluşturulmalı, şirket dosyalarına erişim konusunda kurallar belirlenmeli ve her çalışanın her dosyaya ulaşması engellenmeli. Şirket verilerine uzaktan erişimde mutlaka çift faktörlü kimlik doğrulama kullanılmalı” diye konuştu.
Koru Sigorta Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Kürşad Akkaya: Güvenlik önlemleri de riskle beraber gelişecek
“Yaşanan salgın neticesinde siber risklerin artacağı aşikâr ama riske karşı refleks olarak güvenlik uygulama ve cihazları da beraberinde gelişecektir. Bu noktada, siber risklere karşı sigortalarda, risk kabul uygulamaları ve fiyatlama açısından, riskten ziyade alınan güvenlik önlemlerinin analiz ve güvenlik test sonuçlarının daha ön plana çıkacağı bir döneme doğru hareket ettiğimizi düşünüyorum”
Koru Sigorta da uzaktan çalışma uygulamasına hızlı bir şekilde geçebilen şirketler arasında. Yeni çalışma düzenine geçişlerinde hazırlıklı oldukları için bir sorunla karşılaşmadıklarını ifade eden Koru Sigorta Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Kürşad Akkaya, süreci şöyle aktadı: “Büyümeye devam eden organizasyonumuzun ve sürekli genişleyen sistem altyapısının tek bir noktadan güvenli bir şekilde kontrol altında tutulabilmesi ve yönetilebilmesine yönelik olarak, pandemi öncesinde revize ettiğimiz sistem ve güvenlik altyapısı sayesinde, uzaktan çalışma uygulamasına karar verdiğimiz gün sorunsuz bir şekilde geçebildik. Evden çalışmak için gerekli en önemli hususlardan biri hızlı bir internet bağlantısı olduğundan, bu konuda sorun yaşayan çalışanlarımızı mobil internet ile destekledik. Dolayısıyla, çalışanlarımız için uzaktan çalışma sistemine geçişimiz kolay ve sıkıntısız olarak gerçekleşti. Sonrasında da çalışma düzenini etkileyecek ciddi bir sorunla karşılaşılmadı.”
Mesafeyi ortadan kaldıran iletişim aplikasyonları sayesinde reflekslerinin gelişmiş durumda olduğunu da belirten Akkaya, “İletişimin dijitale transformasyonu aslında çok da zor olmadı. Acentelerimiz ile iletişimimizi dijital ortamda da olsa devam ettirerek hep yanlarında olduğumuzu hissettirmeye çalışıyoruz” dedi.
TAKIM RUHU GÜÇLENECEK
Verimlilik ve etkinlik tanımları alanında bazı değişikliklerin yaşanacağını söyleyen Akkaya, “Sadece şirketimiz açısından değil, tüm organizasyon ve yapılarda iş süreçlerinin tekrar değerlendirmeye alındığı, iş süreçlerindeki verimlilik, etkinlik tanımlarının yeniden gözden geçirildiği bir dönem içerisindeyiz. Araştırma-Geliştirme faaliyetlerine daha fazla önem gösterilmesi, bu şekilde teknolojik kapasitenin artırılarak dijital yönetime ilişkin becerilerimizin artırılması gerekecektir” şeklinde konuştu. Akkaya, “Salgınla mücadele, bizlere esasen kendi etki alanımız dışında aile ve şirket ölçeğinde hatta ülke/ülkeler arasında eşgüdümlü ve işbirliği içerisinde hareket etmemiz gerektiğini gösterdi. Salgın durumunda bireysel hareketlerimizin sonuçları, kendi alanımız dışında çok büyük bir kitleyi etkiliyor. Bu nedenle, yaşanan dijital dönüşümün bir olumlu etkisinin de takım ruhu ve toplam fayda bilinci üzerine olacağını ifade edebilirim” diyerek dönüşümün işbirliği algısını destekleyeceğini ifade etti.
RİSKLERLE BERABER REFLEKSLER DE ARTACAK
Uzaktan iletişime yönelik birçok yeni uygulamanın, beraberinde yeni güvenlik açıklarını getirdiğini vurgulayan Akkaya, konuyla ilgili şunları söyledi: “Dünya ölçeğinde, özellikle taklit yöntemiyle kişilerin erişim bilgilerine ulaşmayı sağlayan oltalama (phishing) saldırılarının, bunun yanında malware olarak tanımlanan zararlı uygulamlardaki etkinliği arttığı da görülüyor. Bu durum daha çok kişisel bilgisayar ve telefon görüleceği anlamını taşır. Özetle, sadece işletmeler değil, tüm kullanıcılar bu durumdan etkilenecek ve evden çalışma nedeniyle riskin etki alanı genişliyor. Bu nedenle, şirket bünyesindeki siber risklere karşı alınan önlemler yanında “bireysel siber risk güvenliği” gibi yeni bir kavram da karşımıza çıkıyor. Bu konuda da hızlı adımlar atılacağını öngörüyoruz.”
Akkaya, salgın gibi beklenmedik olayların siber sigortalarında poliçe fiyatlarına etkisi ve hasar artışı hakkında da görüşlerini paylaştı. Akkaya, “Doğru fiyatlandırma, ancak sahip olunan risklerin doğru tespit edilmesi ve bu risklere karşı alınan önlemlerin nitelik ve nicelik olarak yeterliliğinin ölçümlenmesi ile mümkün olabilir. Yaşanan salgın neticesinde siber risklerin artacağı aşikâr ama riske karşı refleks olarak güvenlik uygulama ve cihazları da beraberinde gelişecektir. Bu noktada, siber risklere karşı sigortalarda, riskten ziyade alınan güvenlik önlemlerinin analizinin ön plana çıkacağı bir döneme doğru hareket ediyoruz” diyerek sözlerini sonlandırdı.