ABD’de sel riski yaygın ancak sigortalı olanların sayısı çok az

ABD’de sel riski yaygın ancak sigortalı olanların sayısı çok az

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki neredeyse her eyalet son birkaç on yılda sel felaketi yaşadı. Ancak Federal Acil Durum Yönetim Ajansı’na (FEMA) göre, ülkedeki ev sahiplerinin yalnızca %4’ü sel sigortasına sahip.

Uzmanların “sel sigortası açığı” olarak tanımladığı bu durum, büyük bir risk barındırıyor. Çoğu konut sigortası sel hasarlarını kapsamıyor. Federal hükümet tarafından ilan edilen afetlerin ardından FEMA yardımları devreye girse de, bu yardımlar genellikle zararların sadece küçük bir kısmını karşılayabiliyor.

Bu da sel felaketi yaşandığında pek çok insanın evini ve eşyalarını kendi başına onarmak zorunda kaldığı anlamına geliyor. Geçtiğimiz hafta Teksas, New Mexico ve Kuzey Carolina’da meydana gelen şiddetli yağışlar sonrası yaşanan seller, bu gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi. Üç eyalette de seller, iç kesimlerde düşen aşırı yoğun yağışlardan kaynaklandı — bu risk, iklim değişikliğiyle birlikte daha da artıyor. Çünkü ısınan atmosfer daha fazla nem tutabiliyor ve bu da kısa sürede daha yoğun yağışların yaşanmasına neden oluyor.

ÇÖZÜM NE OLABİLİR?

İlk adım olarak, ev sahipleri, kiracılar ve işletmeler sel sigortası yaptırabilir. Çoğu kişi bu sigortayı FEMA’nın Ulusal Sel Sigortası Programı (NFIP) aracılığıyla alıyor. First Street’te iklim riskleri üzerine araştırmalar yürüten Jeremy Porter, bu programın sel riski altındaki mülkleri koruduğunu ve aynı zamanda toplulukların ekonomik istikrarını sağladığını belirtiyor.

Federal sel sigortası; konutlar için 250 bin dolara, konut dışı yapılar içinse 500 bin dolara kadar teminat sunuyor. Sigorta poliçeleri, evin içindeki eşyaları — kıyafet ve mobilya gibi — da kapsayabiliyor. Bu programa, sel yataklarında yapılaşmayı düzenleyen belirli standartları benimseyen yaklaşık 22.600 topluluğun sakinleri katılabiliyor. Porter, ABD’deki 3.000’den fazla ilçenin %90’ından fazlasının bu programa uygun olduğunu söylüyor. Uygun olmayan bölgelerde yaşayanlar ise özel sigorta şirketlerine yönelmek zorunda.

Porter, “Sel sigortası mülk sahiplerini ve toplulukları korur,” diyor. “Olay sonrası mülk değerlerinin düşmesini engeller ve mülklerin ipotek yoluyla kaybedilmesini önler.”

“HAYAT DEĞİŞTİREN” SİGORTA FİYATLARI

ABD hükümeti, özel şirketlerin sel sigortası sunmayı bırakmasının ardından 1968 yılında Ulusal Sel Sigortası Programı’nı oluşturdu. Ancak bu kamu destekli sistem, yıllardır hazineden borç alarak ayakta duruyor.

FEMA, son yıllarda bu programın fiyatlandırma sistemini kökten değiştirdi. Artık sigorta primleri, konutun piyasa değeri ve o konutun karşı karşıya olduğu spesifik sel riski üzerinden belirleniyor. Bu, daha önce kullanılan sistemden çok daha ayrıntılı bir yaklaşım. FEMA, bu yeni sistemle insanların sel riskini azaltacak önlemler almasını teşvik etmeyi amaçlıyor.

Ancak bu değişiklik, bazı bölgelerde sigorta primlerinin hızla artmasına yol açtı. Örneğin Louisiana eyaletinin Plaquemines Parish bölgesinde her 10 evden 9’u sel riski altında. Buradaki bazı sakinler, yıllık 5.400 doların üzerinde sel sigortası ödemek zorunda kalabilir. Bu, mevcut sigorta primlerine kıyasla %500’den fazla artış anlamına geliyor. Üstelik bu tutar, konut sigortasından ayrı olarak ödeniyor.

insuranceQuotes şirketinden O’Connell’a göre, sel sigortası poliçesi, ev sahiplerinin halihazırda ödedikleri konut sigortası primlerinin yaklaşık %30 ila %75’i kadar ek maliyet anlamına gelebiliyor.

First Street’ten Jeremy Porter, son yıllarda bazı özel sigorta şirketlerinin sel sigortası sunmaya yeniden başladığını belirtiyor. Bu gelişme, federal programa yönelik sınırlı da olsa bir rekabet ortamı oluşturuyor. Ancak First Street verilerine göre, özel sigortacılar şu anda yalnızca pazarın %12’sini kapsıyor.

Bu durum, çoğu Amerikalının hâlâ FEMA’nın sağladığı Ulusal Sel Sigortası Programı’na bağımlı olduğunu gösteriyor. Özel sektörün sınırlı katılımı, sigorta seçeneklerinin çeşitlenmesini ve rekabetin fiyatlara olumlu yansımasını şimdilik kısıtlıyor.

Yorum yazın