Cesaret ve sigorta

CESARET, oldum olası yanlış algılanmaya mahkum kalmış, bu açıdan talihsiz, ama bir o kadar da anlamlı ve değerli bir kavram.
Özellikle içine girdiğimiz hızlı değişim ve teknoloji çağıyla birlikte, bireyler ve kurumlar için cesur olmanın değeri ve önemi daha da arttı.
Ayrıca, sigorta ve cesaret kavramları arasında, özel ve enteresan bir ilişki olduğuna inanıyorum.
Bu yüzden de, cesaret hep ilgimi çeken, üzerinde düşündüğüm ve önem verdiğim bir kavram oldu.
***
Dilimizde yer alan “deli cesareti”, “cahil cesareti” gibi deyimlerin de etkisiyle, cesaret genelde negatif etkiler uyandıran bir kelimedir.
Oysa, hem bireyler hem de kurumlar açısından, tarih boyunca gelişimin, yaratıcılığın, yeniliğin, ilerlemenin, sıra dışı ve farklı olmanın yolu hep cesaretten geçmiştir.
Cesaret demek korkmamak, umursamamak, riskleri görmezden gelmek demek değildir. Tam tersine, tüm bunların gayet farkında olunmasına rağmen, yine de aksiyona geçmek, ilerlemek, denemek için gereken azmi, enerjiyi, tutkuyu ve aklı ortaya koymaktır. Aynı zamanda, cesur olmanın arkasında gerekli hazırlığı, planlamayı, çalışmayı yapmış olmanın getirdiği bir özgüven vardır.
Teknolojinin ve dijitalleşmenin hayatımıza yön verdiği bu dönemde, değişim hızı inanılmaz arttı.
Geleneksel, tutucu, alışkanlıklarının ve konfor alanının içinde kalmaya alışkın, pasif, yani cesareti olmayan bir bireyin veya kurumun, fark yaratan yeniliklere imza atmasını, öncü rolü oynamasını, sektöründe çığır aşan uygulamaları hayata geçirmesini ve yeni döneme ayak uyduracak değişimi göstermesini beklemek elbette mümkün değil.
Tüm bu gelişmelerin bir sonucu olarak, içinde olduğumuz dijital çağ ile birlikte cesaret kavramı kaçınılmaz olarak daha da önemli hale geldi.
***
İngilizce’de cesaretin karşılığı olan “courage” kelimesinin kökleri, Latince’de yürek, kalp anlamına gelen “cor” kelimesinden gelmektedir. Yani, cesaret ve yürek arasındaki ilinti boşuna değildir. Cesur sıfatı, eski zamanlarda, kalpten konuşan, içindekini, kalbindekini açıkça söyleyen kişiler için kullanılırmış. Cesur kişiler için yürekli denmesinin altında da bu bağ yatmaktadır.
Günümüzde de, kalp ve cesaret ilişkisi hala geçerlidir. Gerçekten inandığımız, peşinden gitmeye değer gördüğümüz, kalbimize hitap eden konularda cesaret göstermeye daha yatkınızdır. Yani cesur olabilmek için, peşinden gidecek bir inancın, tutkunun, amacın olması çok önemli bir etkendir.
Bu durum aslında kurumlar için de aynen geçerlidir. Özgüveni olan, stratejisi net, kalpten inandığı değerleri ve peşinden gidecek hayalleri olan şirketlerin cesurca hareket etmesi ve yeni, yaratıcı, ses getiren işlere imza atacak cesareti göstermesi çok daha kolaydır. Yeni döneme damgasını vuran ve cesur başarılara imza atan örneklere bakarsanız, bu unsurların tamamını göreceksiniz.
***
Sigorta ve cesaret kavramları arasındaki ilişki daha da ilgi çekicidir. Sigortanın müşterilerine sağladığı faydalar arasında, cesaret kavramı da yer alır. Sigortanın devrede olmadığı bir eko sistemde, yeni yatırımlar yapmak, ticari faaliyetin devam etmesi, geleceğe güvenle bakmak mümkün olamazdı. Dolayısıyla, sigorta hizmetinin önemli bir fonksiyonu, müşterilerinin risklerini üstlenerek, onların ticari faaliyetlerine veya özel yaşamlarına daha güvenli, daha cesur devam etmelerini sağlamaktır.
Öte yandan, güven ve cesaret kavramları arasında yaman bir çelişki vardır. Bildiğiniz gibi, sigortacılık mesleğinin özü, güven unsuruna dayanır. Bir sigorta şirketinin cesur olmasının, cesaret kavramını kullanmasının, deli dumrul, hesapsız, plansız, dikkatsiz işler yapan ve dolayısıyla müşterileri nezdinde güvenilmeyen bir şirket algısı yaratacağından korkulur.
Sonuçta, cesaret kavramıyla ilgili bu algıların ve çelişkilerin farkında olmak, ama yine de farklılaşmak, dijital çağın hızına ayak uydurmak, yaratıcı çözüm ve yenilikleri ortaya koymak için, cesaret kavramı üzerinde cesaretle kafa yormanın kaçınılmaz olduğu inancındayım.

Yorum yazın