Yolcudur Abbas

‘ABBAS’LA ilgili bazı izler kalmış aklımda.
Cahit Sıtkı Tarancı diyor ki Abbas için;

Haydi Abbas, vakit tamam;
Akşam diyordun işte oldu akşam.
Kur bakalım çilingir soframızı;
Dinsin artık bu kalb ağrısı.
Şu ağacın gölgesinde olsun;
Tam kenarında havuzun.
Aya haber sal çıksın bu gece;
Görünsün şöyle gönlümce.
Bas kırbacı sihirli seccadeye,
Göster hükmettiğini mesafeye
Ve zamana.
Katıp tozu dumana,
Var git,
Böyle ferman etti Cahit,
Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş’tan;
Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan.

Şairin söylediği gibi gerçekten vakit tamam.

Ders vermekte olduğum üniversitelerde ara sınav, telafi sınavı, final sınavı, bütünleme sınavı, tek ders sınavı gibi sınavlar buketinden oluşan zarplı bir bahar dönemini tamamladık. Dört üniversitede ders verdiğimi dikkate alırsak, yukarıdaki süreci dörtle çarpmamız gerekiyor. Gerisini siz düşünün artık. Kısacası sınavlar beni de öğrencileri de bitirdi.

Hayatımız sınav. Şimdilerde sınav değerlemeleri “Bağıl Değerleme Sistemi” denilen bir yöntemle yapılıyor. Ağırlık katsayısı dört olarak belirlenen bu sistemde AA ve BA  Pekiyi’yi; BB ve CB İyi’yi; CC ve DC Orta’yı temsil ederken, DD öğrencinin başarısızlık sınırında olduğunu; F ise başarısız olduğunu ifade ediyor. Sınıfın genel başarı seviyesine göre yaratılan bir istatistik model ile bir Çan Eğrisi çiziliyor. Eğrinin eteklerinde kalanların vay haline…”Çanlar kimin için çalıyor?” diye sorarsanız, bu modelde çan, eteklerinde kalanlar için çalıyor. Oysa Hemingway, aynı adlı eserinde, “Çanlar kimin için çalıyor diye sorma, çanlar senin için çalıyor” diyordu.

Neyse ki, dönemin sonuna, sınavların sonuna geldik. Çanların bizim için çaldığını bir defa daha hissedip, Tarancı’nın sözlerine kulak verdik.
Böyle zorlu bir dönemden sonra Bodrum’u hak ettiğimizi düşünüyorum.

Bizim için ‘vakit tamam’. Ramazan nedeniyle ‘çilingir sofrası ’ meselesini bir kenara bırakıp, ‘aya haber saldık’. Bildiğim kadarıyla temmuz başında dolunay haline gelip, gönlümüzce bize görünecek.

Bir süre Abbas’lık yapmak üzere Cahit’in fermanına uyarak; sihirli seccadeye kırbacı basarak değil ama bizim külüstürün gazına basıp Bodruma doğru ‘gençliğimizi bir defa daha yeniden yaşamak’ üzere müsaadenizi istiyorum.
Kısacası ‘Yolcudur Abbas Bağlasan Durmaz’.

Aslında hiç tanışmadığım Bodrumlu dostlarımızla; Halikarnas Balıkçısı’yla, onun kadim dostu Herodot’la güzel bir tatil geçirmek üzere bana eyvallah…

Yorum yazın