Tüketici mevzuatı uzaktan satışları nasıl etkileyecek?

Tüketici mevzuatı, sigortayı bir “finansal hizmet” ve sigortacıyı da bir “finansal hizmet sağlayıcı” olarak nitelendiriyor. Eğer sigortacı ile sigorta ettiren olarak sözleşme kuran kişi “tüketici” sıfatına sahip ise o sigorta sözleşmesi bir “tüketici işlemi” sayılıyor ve tüketici mevzuatına tabi oluyor. Elektronik iletişim araçları kullanılarak gerçekleştirilen elektronik ticaret, çoğu halde “uzaktan satış veya hizmet sağlama” biçiminde karşımıza çıkıyor. Günümüzde sigortacılar çağrı merkezi üzerinden yaygın şekilde ürün satıyor. Bunun yanında internet sayfasından, ATM’lerden veya SMS aracılığıyla yapılan satışlar da sürekli artıyor.
Aşağıda sigorta hizmetinin mesafeli satışına ilişkin bazı hususlara değineceğiz:

1- TİCARİ ELEKTRONİK İLETİ GÖNDERME
Ticari elektronik ileti, sigorta ürünlerinin tanıtılmasında ve pazarlanmasında önemli bir araç.  Ticari Elektronik İleti yollamaya ilişkin kurallar Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun (ETDHK) ve bu kanuna dayanılarak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından çıkarılan Ticari İletişim ve Ticari Elektronik İletiler Hakkında Yönetmelik’te (TİVTEİHY) yer alıyor. Yönetmelik, ETDHK’daki bazı genel nitelikli hükümlerin uygulamada nasıl işleyeceği hususunda ayrıntılar içeriyor.  Sigorta yaptırmak isteyebilecek müşterilerle, iletişime geçmek için yerine getirilmesi gereken ilk koşul, onların onayını elde etmiş olmak (ETDHK 6(1)). Sigortacı, kendini veya sigorta hizmeti kapsamında sunduğu ürünleri tanıtmak, bu ürünleri pazarlamak veya tanınırlığını artırmak amacıyla (mesela bayram, yılbaşı doğum günü gibi vesilelerle) iletişim kurmak için sigorta ettirenden onay almak zorunda (TIVTEIYH 5(1)). Onay fiziki veya elektronik ortamda alınabiliyor. Fiziki ortamda alınmakta ise sigorta ettirenin onay içeren metni imzalamış olması gerekiyor (TIVTEİHY 7(1) ve (2)).
Onayın gerekli görülmediği haller şunlar:
* Tahsilat, borç hatırlatma, bilgi güncelleme, teslimat ve benzeri durumlara ilişkin bildirimler (TIVTEIHY 6(2)).
* Ticaret şirketlerine ve esnafa gönderilen iletiler (TIVTEIHY 6(3)).
* Sigortacının, tabi olduğu mevzuat uyarınca sigorta ettirene yapması gereken bilgilendirmeler (TIVTEIHY 6(2)).
* Sigorta ettiren/sigortalıya gönderilmesi zorunlu olan bildirimler (TIVTEIHY 9(5))
Onay konusunda şu kurallara da uygun davranmak lazımdır:
* Onay elektronik ortamda alınmışsa, sigortacı aynı gün sigorta ettirenin elektronik iletişim adresine, onayın alındığı bilgisini, reddetme imkanını da tanıyarak ulaştırır (TIVTEIHY 7(3)).
* Sigorta ettiren onay vermiş olsa dahi, sigortacının gönderdiği ticari elektronik iletileri almayı istediği zaman, sebep göstermeksizin reddetme hakkına sahiptir (TIVTEIYH 9(1) cümle1).
* Sigorta ettiren ret bildiriminde bulunduğu takdirde, bu bildirimi hangi iletişim kanalından yapmışsa o iletişim kanalına ilişkin onay geçersiz hale gelmiş olur (TIVTEIYH 9(1) cümle 2).
*  Sigortacı, sigorta ettirenin elektronik iletişim adresine ticari elektronik ileti göndererek onay isteyemez (TIVTEİHY 7(4)).
* Onay metninde “olumlu irade beyanı” (yani onay verildiği açıklaması) önceden seçilmiş olarak yer alamaz (TIVTEIHY 7(8)).
* Onayın alınmış olduğunu kanıtlama yükümlülüğü sigortacıya aittir (TIVTEIHY 7(10)).
Yönetmelik ile getirilen önemli bir “yumuşama” ise acenteye verilen onayın sigortacı, sigortacıya verilen onayın da acente için geçerli sayılacağı kuralı (TIVTEİHY 7(6)). Böylece bankaların aldığı onay, onların acenteliğini yaptığı sigorta şirketlerine de verilmiş kabul ediliyor. Sigorta şirketine verilmiş olan onay ise, acenteleri yararına hüküm doğuruyor.
Sigorta ettiren, ETDHK’nın yürürlük tarihinden (01 Mayıs 2015) önce, sigortacıya, sigorta teminatı sağlanması ile ilgili işlemler sırasında elektronik iletişim adresini vermişse, bu gibi adreslerden oluşturulan veri tabanının onaylı olduğu kabul ediliyor (TIVTEIYH Geçici madde 1(2) cümle 1). Eğer elektronik iletişim adresi “acenteye” verilmişse, acentelik sözleşmesinin diğer tarafı için de verilmiş sayılıyor.

2- BİLGİLENDİRME VE SÖZLEŞMEYİ BELGEYE BAĞLAMA YÜKÜMLÜLÜKLERİ
Tüketici sıfatına sahip sigorta ettirenlerle yapılan sigorta sözleşmeleri eğer sigorta ürünlerinin uzaktan pazarlanması amacıyla oluşturulmuş bir sistem üzerinden uzaktan iletişim araçları kullanılarak kurulmakta ise (İnternet, ATM veya çağrı merkezleri), TKHK (49(1)) anlamında bir mesafeli sigorta sözleşmesi söz konusu. Mesafeli sigorta sözleşmelerinde sigortacı ayrıntılı bir bilgilendirme yükümlülüğü altında bulunuyor (TKHK 49(2) ve Finansal Hizmetlere İlişkin Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği (FHİMSY) m. 5, 6 ve 7). Bilgilendirme ve yapılacak sözleşmenin bir örneğinin sigorta ettirene verilmesi gerekiyor(FHİMSY 5(1),  6(1), 7(1) ve 7(2)). Ancak, sesli iletişim araçlarıyla kurulan bir mesafeli sigorta sözleşmesi söz konusuysa (çağrı merkezi) veya sigorta ürünü sınırlı alanda ve zamanda sunulmakta ise (SMS veya ATM), bu olasılıklarda bilgilendirme ve sözleşmenin bir örneğinin sigorta ettirene verilmesine ilişkin kurallar deyim yerinde ise “gevşetilmiş” durumda.

3- SİGORTA TÜKETİCİSİNİN CAYMA HAKKI
Mesafeli sigorta sözleşmelerinde sigorta tüketicisinin sebep göstermeden ve ceza ödemek zorunda olmaksızın sözleşmeden cayması mümkün. Türk Ticaret Kanunu bu tür bir cayma hakkını yalnızca hayat sigortaları ve hayat sigortalarına ilişkin kuralların uygulandığı kaza ve hastalık sigortaları için öngörüyor (TTK 1489).
Cayma hakkına ilişkin düzenleme ana hatlarıyla şöyle:
* Cayma süresi 14 gün (TKHK 49(5) cümle 1).
* 14 günlük süre içinde sigorta tüketicisinin cayma açıklamasını sigortacıya yöneltmiş (göndermiş) olması yeterli (TKHK 49(5) cümle 2).
*  Sigortacı, cayma hakkı konusunda sigorta tüketicisini bilgilendirmekle ve bu bilgilendirmeyi yaptığını kanıtlamakla yükümlü (TKHK 49(5)).
*  14 günlük cayma süresi acaba ne zaman başlayacak? TKHK finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşmeleri düzenlediği 49’uncu maddede bu hususta herhangi bir hüküm bulunmuyor. Buna karşılık, genel olarak mesafeli sözleşmeleri düzenleyen TKHK 48, cayma hakkı konusunda bilgilendirme yapılmamışsa, 14 günlük sürenin uygulanmayacağını ve sözleşmenin yapılmasından sonraki 14 günün bitmesinden itibaren bir sene sonraya kadar cayılabileceğini belirtiyor (TKHK 48(4) cümle 4 ve 5). Buradaki “14 günlük sürenin uygulanmayacağı” anlatımını “14 günlük sürenin başlamayacağı” biçiminde anlamak uygun olur. Nitekim FHİMSY 8(2), kanımca isabetli olarak “sözleşmenin bütün şartlarının kağıt üzerinde veya kalıcı veri saklayıcısı ile sigorta tüketicisine verildiği tarih sözleşmenin yapıldığı tarihten sonra ise, cayma hakkının (14 günlük sürenin) sigorta tüketicisi tarafından sözleşmenin bütün şartlarının edinilmiş olduğu tarihten başlayacağını” öngörüyor.
* Cayma üzerine sigortacının almış olduğu ödemeleri (kendisinde kalmasına kuralların izin verdiği masraf ve bedeller hariç) geri verme yükümlülüğü doğuyor (FHİMSY 10(1)).
* Sigorta tüketicisi de sigortacının hak kazanmış olduğu tutarları kendisine en geç 30 gün içinde ödemekle yükümlü oluyor (FHİMSY 11(1)). Sigorta tüketicisinin ödemesi gereken tutarlar ise cayma hakkının kullanıldığı güne kadar sigorta korumasından yararlanmış olduğu günler karşılığı tahakkuk eden prim ve üçüncü kişilere ve kamu makamlarına sigortacının ödemek durumunda kaldığı masraf ve bedelleri.

Yorum yazın