Veren el

HEPSİNİN bir eli yağda bir eli balda. Kazandıkları para, sürdükleri rahat hayat da ortada. Ama onlar kendi sırça köşklerine çekilip dünyadaki acıları uzaktan seyretmek yerine ellerinden geleni yapmaya çalışıyorlar. İşte bunlardan bazıları:
*Hangover (Felekten Bir Gece) serisiyle tanınan aktör Zach Galifianakis, Mimi adıyla bilinen 87 yaşındaki Elizabeth Haist ile yıllar önce Santa Monica’da kendisinin de sık sık gittiği çamaşırhanede tanıştı.
Aradan geçen yıllar içinde yaşlı kadınla iletişimini kaybetti.Ancak iki yıl önce, yaşlı kadının hayatının daha da zorlaştığını, evsiz kaldığını ve sokaklarda yaşadığını duyunca da hemen harekete geçti. Aktör, Haist için tek oda, banyo ve mutfaktan oluşan bir apartman dairesi satın aldı. Galifianakis’e bu konuda  bir başka ünlü oyuncu Renee Zellweger de yardım etti. İkiliye  yakın bir kaynak “Renee sadece bununla da yetinmedi. Yaşlı kadının buzdolabında her zaman yiyecek bir şeyler olup olmadığı konusuyla da ilgileniyor” diye konuştu.
*Büyük olasılıkla Keanu Reeves’in ne kadar iyi kalpli olduğunu bilmeyen yoktur. Kız kardeşinin lösemiyle mücadele edişini örnek alıp bu hastalığa yakalananlara yardım edebilmek için neredeyse bir servet harcadı. Ama bu kadar da değil.
Reeves’in en sükseli filmlerinden biri de Matrix olduğu kuşkusuz… Bu seri aktörün hem şöhretini hem de servetini katladı.  Reeves, Matriks filminden kazandığı paranın yüzde 80’ini “bu filmi bu kadar fiyakalı yapan sizsiniz” diyerek kamera arkası ekibe, özel efekt çalışanlarına dağıttı.
*Ünlü müzisyen Jon Bon Jovi’nin New York’ta “Soul Kitchen” adında bir restoranı var. 2011’de açılan bu restoranda Amerikan mutfağı sunuluyor. Bu restoranın diğerlerinden farkı: kâr amacı gütmüyor. Menüde, yemeklerin fiyatı belirtilmemiş. Herkes ne kadar ödeyebiliyorsa o kadar para veriyor. Eğer müşterinin hiç parası yoksa borcunu ödemek için restoranda çalışıyor. Bon Jovi, kendi adını taşıyan vakfa ait olan restoran için, “Buraya gelip yemek yemeniz için mücevherleriniz olması gerekmiyor. İstediğiniz sağlıklı yiyecekleri yiyebilirsiniz ve ödeme yapmak zorunda da değilsiniz” demiş.
*Başarılı aktör Steve Buscemi, sinemada kariyer yapmadan önce itfaiye eri olarak çalışıyordu. 11 Eylül 2001’de New York’ta yaşanan büyük felaket sırasında eski meslektaşlarını unutmadı. Tüm dünyayı değiştiren o felaketin ardından hemen eski üniformasını giydi ve New York’lu itfaiyecilere gönüllü olarak yardıma koştu. Bu davranışıyla da hayranlarının gönlünde bir kez daha taht kurdu.
*Eşi Angelina Jolie ile yardımseverlik konusunda yarışıyor. BM yararına yaptıkları çalışmalar bir yana Pitt, Katrina Kasırgası’nda yıkılan New Orleans için bir konut projesi de gerçekleştirdi. Hatta bir ara bir inşaat işçisi gibi gidip orada çalıştı. Böylece oradaki insanların durumuna dikkat çekti.
Pitt ve Jolie çiftinin New Orleans’ta bir evleri de bulunuyor.
*Dünyanın en çok kazanan mankenlerinden Miranda Kerr, yaptığı bağışla konuşuldu.
30 yaşındaki bir çocuk annesi Kerr, Tayland’daki bebek fillere yardım için 100 bin dolar (300 Bin TL) bağışladı.
Avustralyalı manken yardım çekini, Friends of the Asian Elephant adlı yardım derneğinin kurucusu Soraida Salwala’ya kendi elleriyle teslim etti. Yardım derneğinin kurucusu Salwala “Gözetimimiz altında bir yaşında olan Naka gibi birçok bebek fil var. Annesi Naka’yı doğum sırasında öldürmeye çalışmıştı. Fakat biz onu bir yıl boyunca keçi sütüyle besleyip büyümesine yardımcı olduk” dedi. Salwala “Kerr’in cömert bağışının bebek fillere süt temin etmek amacıyla kullanılacağını” da sözlerine ekledi.
Kimine göre bir hadis, kimine göre ise atasözü:
“VEREN EL, ALAN ELDEN DAHA ÜSTÜNDÜR” İnsanlar için iyi bir şeyler yapmanın önemine değinen  bir söylem. Özü, insanlara yardım etmenin, onları mutlu etmenin, faydalı eylemlerde bulunmanın  önemli olduğudur. Mesela psikologlara göre, hediye vermek insanı hediye almaktan daha çok mutlu ediyormuş.
Tanrı veren elleri dünyadan eksik etmesin.
NOT: Bu yazımdaki bilgiler imzasız internet ortamından alınmış, tarafımdan özetlenip kurgulanmıştır.

Yorum yazın