Tüketici için avantajlı bir sigorta ürünü

Ürün sorumluluk sigortasının ürün garanti sigortası olmadığını belirten Ayhan, ürün garanti sigortasının, bir mal sigortası olduğunu ve zarar gören ürünün tazminine yönelik olduğunu söyledi. Ürün sorumluluk sigortasının ise bir sorumluluk sigortası olduğunu vurgulayan Ayhan, “Bu sigorta mala değil, sigortalının üretmiş olduğu ürünle ilgili sorumluluğa ilişkin güvence sağlar. Riske göre fiyatlandırma yapmak işimizin en temel hususu olduğu için fiyat politikası da buna göre doğru orantılı olarak değişiyor” dedi.
Mine Ayhan, sözlerine şu şekilde devam etti: “Örneğin; otomotiv sanayiine tedarikçi olarak hizmet vermektesiniz, ürettiğiniz malı ana sanayi firmasına satıyorsunuz ve ilgili firma sizin ürünlerinizi kullanarak hususi /ticari araç üretiyor. Bu aracın ürününüzün kusurundan dolayı kaza yaptığını ve üçüncü şahıslara zarar verdiğini varsayarsak, işte bu noktada sizin firmanıza gelebilecek tazminat taleplerini karşılayan ürün sorumluluk sigortasıdır. Yurtdışından ithal ederek Türkiye’de distribütör olarak sattığınız ürünlerin kusurundan dolayı üçüncü şahıs zararları/tazminat talepleri bu poliçeyle teminat kapsamındadır.”
Türkiye’de 4077 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun” ile kusurlu ürünlerin yol açacağı zararlara ilişkin sorumlulukların düzenlendiğini belirten Ayhan, ilgili kanunun 4’üncü maddesinde  “Ayıplı Mal ve Hizmetler” başlığı altında, ayıplı maldan ve/veya ayıplı malın neden olacağı her türlü zarardan dolayı tüketiciye karşı satıcı, bayi, acente, üretici ve ithalatçının müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının, ayrıca satılan malın ayıplı olduğunun bilinmemesinin bu sorumluluğu ortadan kaldırmayacağının da açıkça belirtildiğini söyledi. Bu noktada satılıp alıcısına ulaşan ve kusurlu olduğu tespit edilen ürünlerin üçüncü şahıslarda bedeni ve maddi bir zarara sebebiyet vermesini engellemek üzere ve ürünlerin toplatılması masraflarını temin etmek üzere “Ürün Geri Çağırma (Product Recall)” sigortasının devreye girdiğini söyleyen Ayhan, ürün sorumluluk sigortasının içinde ek teminat olarak sağlanabileceğini de ifade etti.
Bunların yanı sıra, eski TTK’ya göre bir şirkette bir sorun varsa bundan herkes sorumlu olurdu ve tüm şirkete ceza verilirdi. Yeni TTK’da ise yatay sorumluluk yerine dikey sorumluluk oluştu. Bir problem ile karşı karşıya gelince buna sebep olan kişi veya birime ceza geliyor. Yönetici sorumluluk sigortalarıyla ilgili bu gelişimi değerlendiren Ayhan, son dönemde yeni TTK’yla hayatımıza giren bu kavramla firmaların yanı sıra yöneticilerin sorumluluğunun da altının çizildiğini belirtti. Ayhan, bu durumun olumlu şekilde tüm sektörlerde faydalarını göreceklerini dile getirdi.
“Ürün sorumluluk sigortası, tüketici haklarının anayasada ‘Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’ ile de koruma altında olduğu göz önüne alındığında büyük önem taşımaktadır” diyen Ayhan, hakları konusunda yeterli bilince ulaşmış tüketicinin bu ürünün sağladığı avantajların da farkında olacağını dile getirdi.

‘YENİ TTK’DA YÖNETİCİLERİN  SORUMLULUKLARI DAHA DA NETLEŞTİ’
Öte yandan, yönetici sorumluluk sigortasının yöneticiler açısından önemli bir ihtiyaç olarak ön plana çıktığını vurgulayan Ayhan, yöneticilerin, yanlış kararlarından kaynaklı tazminat talebiyle karşılaştıklarında, yasa gereği kendi mal varlıklarıyla şirkete, hissedarlara ve diğer menfaat sahiplerine karşı sorumlu olduklarını söyledi. Yönetici sorumluluk sigortasının da bu riski teminat altına aldığını belirten Ayhan, TTK’da yönetim kurulu üyeleri ve yöneticilerinin şahsi sorumluluklarının daha net hale getirilmiş durumda olduğunu ifade etti. Ayhan, “Daha önce müteselsilen sorumluluk söz konusuyken, yeni TTK ile yönetim kurulu üyesinin sorumluluğu farklılaştırılarak ve şirketlere bağımsız yönetim kurulu üyesi zorunluluğunu getirerek, yönetici sorumluluklarına netlik kazandırılmıştır. TTK’nın konuya ilişkin 361’inci maddesinde ayrıca, yönetim kurulu üyelerinin, görevlerini yaparken kusurlarıyla şirkete verebilecekleri zararın, şirket sermayesinin yüzde 25’ini aşan bir bedelle sigorta ettirilerek şirketin bu suretle teminat altına alındığı hallerde; bu hususun halka açık şirketlerde Sermaye Piyasası Kurulu ile pay senetleri borsada işlem gören şirketlerde borsa bülteninde duyurulması ve kurumsal yönetim ilkelerine uygunluk değerlendirmesinde esas alınması gerekliliği öngörülüyor” dedi.

Yorum yazın