Trafik – en önemli sorunumuz mu? (4)

DÖRDÜNCÜ bölüme geldiğim trafik sorunuyla ilgili yazımda bu ay özel araçları inceliyorum.
D) Özel araçlar
Burada şirketin verdiği aracı kendi kullananlar da dahil kadın ve erkek sürücülerin trafikteki davranış biçimlerini incelemeye çalışacağım. Yıllar önce, kadın sürücü sayısının çok daha az olduğu dönemlerde, çok daha dikkatli, kurallara uyan kadın sürücüler çoğunluktaydı. Bugün artık bu farkın yok olduğu kanısındayım
(kötü sürücü manasında). Bugünün Türkiye’sinde trafikte neredeyse hiçbir sürücü artık kurallara uymuyor ve sadece kendi çıkarları doğrultusunda araçlarını kullanıyor. Bu aynı zamanda şu demektir ‘karşıdaki sürücünün hakları beni hiç ilgilendirmiyor, ben sadece kendimden sorumluyum’. Ancak, herkes kendi çıkarlarına sahip çıksın, karşıdakinden bana ne anlayışı bizi toplum olarak hareket etme duygusundan uzaklaştırır. Bizleri bencil, kendi çıkarlarını ön planda tutan bireyler haline dönüştürür. Batı ülkeleri ile en önemli farkımız da işte burada yatıyor.
***
Bir gün aracınızla şehir içi trafiğine girin ve istatistik oluşturmaya çalışın, önünüzdeki araçlardan yüzde kaçı sağa sola dönüş sinyali veriyor. Bu araçlardaki kadın ve erkek sürücü sayılarına bakın, göreceksiniz ki cinsiyet farkı kalmamış ve sürücülerin yüzde 70’i sinyal kullanmıyor. Bu oran 30 yaşın altındakilerde maalesef daha kötü.
Yine istatistiklerinize devam edin, gördüğünüz araçlardan hiç yaya geçitlerinde (ışık olmayan) duran ve yayalara yol veren gördünüz mü, belki bir tane o da istisnadır. Peki tüm bu verileri oluştururken ve hataları not ederken etrafta düzeni sağlaması gereken bir otorite gördünüz mü! Hatayı yapanların kendi hatalarından ders almasını beklemek çok büyük başka bir hatadır.
***
New York’ta bir Türk şoförün kullandığı araç ile havaalanına giderken hiç şerit değiştirmediğimizi gördüm ve sordum neden hep aynı şeritte gidiyoruz diye. Şoför o hatayı daha evvel yaptığını ve 100 dolar ceza yediğini çok önemli bir neden olmadan şerit değiştirmenin yasak olduğunu iletti. Bu arada ceza yedikçe sigorta fiyatlarının da arttığını söyledi. ABD’de polis ceza kesmekten bıkmaz ve dolayısıyla sürücüyü bıktırır. Para ödemekten yorulan sürücü korkudan kurallara uymak zorunda kalır.
***
Bir görevimden dolayı 6 yıl köprüden karşıya geçmem gerekiyordu, her seferinde şahit olduğum bir konudan da bahsetmek isterim. Her geçiş sürecinde en aşağı 10 civarında ‘çakar’lı aracın emniyet şeridini kullandığını gördüm. Bu araçların önemli bir kısmı görevli olmadığı halde bu ışıklı sistemi taktırmış uyanık geçinenler, bir kısmı da acil bir işe gitmediklerini varsaydığım emniyet görevlileri. Belki 2-3 araçta da gerçek görevliler var. Burada bile bir kuralı uygulayamıyoruz otorite gereken sorgulamayı yapmıyor, bizler de geçen araçlar tarafından kuyrukta bekleyen enayiler yerine konuyoruz!
***
Dünyada siren çalarak yol isteyen bir ambulansın açtığı yoldan süratle gitmeye çalışan araçlar başka ülkelerde yoktur eminim. Yine herkesi aptal yerine koymaya çalışan bu tür sürücüleri cezalandıracak düzen maalesef ülkemizde yok varsa da çalışmıyor.
***
Trafik canavarı tabiri bence artık bayatladı, bu canavarı geldiği yere, Mars’a geri yollayalım ve daha vurucu ve durumun vahametini özetleyen yeni bir slogan yaratalım. Gelecek ayki konu başlığımız bu olsun…

Yorum yazın