Tekafül sigortacılığının Türkiye’de geleceği parlak

Uluslararası Denetim ve Danışmanlık şirketi EY’nin ‘İslami Sigorta Öngörüleri’ raporu İslami finans sektörüne ilişkin önemli bulguları ortaya koyuyor. Rapora göre devam eden ekonomik canlılıkla beraber İslami finans sektörünün 2014 yılında 2 trilyon dolara ulaşması tahmin ediliyor. İslami finans varlıklarının ülkesel dağılımına bakıldığında Suudi Arabistan 337 milyar dolarla ilk sırada yer alıyor. Suudi Arabistan’ı sırasıyla 154 milyar dolarla Malezya, 97 milyar dolarla Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), 58 milyar dolarla Türkiye ve 37 milyar dolarla Endonezya takip ediyor. Her ne kadar İslami finansın içinde hala küçük bir paya sahip olsa da tekafül pazarı da istikrarlı ve çift haneli büyüme rakamları ile dikkat çekiyor.

TEKAFÜL PAZARI 2017’DE 20 MİLYAR DOLAR OLACAK
Rapora göre tekafül pazarı 2007-2011 döneminde yıllık birleşik ortalamada yüzde 22 büyüdü. Büyüme hızında nispi bir yavaşlama söz konusu olsa da hala çift haneli rakamların korunduğu sektörde 2012-2014 yılları arasındaki birleşik ortalama büyüme oranı yüzde 14 olarak gerçekleşti. Yıl sonu itibarıyla 14 milyar dolara, 2017 sonunda ise 20 milyar doları aşması beklenen tekafül pazarında genel İslami finansman sektöründe olduğu gibi Suudi Arabistan yaklaşık yüzde 50’lik payla ilk sırada yer alıyor.
Rapora göre sektörün gelişimini etkilemekte ve etkilemeye devam edecek bir takım unsurlar da mevcut. Suudi Arabistan, Endonezya, Türkiye vb. gibi hızlı gelişen pazarlar sektörün büyümesini sağlayan ana mekanizmalardan biri olarak görülürken, mevcut durumdaki düşük sigorta penetrasyon oranları ise bu pazarların hala yüksek potansiyel teşkil ettiğine işaret ediyor.
Yine rapora göre tekafül sektöründe yer alan şirketlerin kurumsal stratejilerinin birbirlerinden ayrışmaması pazarda yoğun rekabeti beraberinde getirirken, bu durum düşük performans gösteren şirketlerin resmin dışına çıkması ve çeşitli konsolidasyonlara sebep olabilecek.
Sektörde mevcut durumda yer alan şirketlerin performansları arasında yüksek değişkenlik göze çarparken, pazar payı ve kârlılık tarafında gelişme göstermek isteyen şirketler ise risk yönetimi, fiyatlama ve maliyet verimliliği kapsamında yapısal dönüşüm planları yapmaktalar.
Devam eden yasal düzenlemeler ile birlikte şirketlerin uyum maliyetleri orantısız bir artış gözlemlenmektedir. Pazarlar arasındaki mevcut düzenleme farklılıkları da sektörün gelişimi ve kârlılığını da olumsuz etkilemeye devam etmektedir.
İslami Finans içerisinde çok daha büyük paya sahip olan İslami Bankacılık sektörünün devam eden güçlü büyümesinin tekafül pazarının sürdürülebilir gelişimine olanak sağlayacağı düşünülmekte olup, sektörün uluslararası gelişiminin sağlanması kapsamında ilk adım olarak hızlı gelişen ve istikrarlı ekonomilerde güçlü bölgesel tekafül rol modellerinin oluşturulması bu amaca hizmet edebilecektir.
Rapora göre sektörün gelişimini etkileyen tüm bu pazar fırsatları, rekabetçi yapı ve yasal düzenlemeler de göz önünde bulundurulduğunda; sürdürülebilir bir tekafül ekosistemi için sektörde yer alan şirketlerin ve diğer paydaşların odaklanması gereken bir takım alanlar mevcut olmaktadır.

Sektörde faaliyet gösteren şirketler;
• Değişmekte olan müşteri eğilimlerini gözeterek stratejik yönlenmelerini tekrar ele almalı.
• Dijital alanda inovasyonların gündeme alınması, diğer dağıtım ve hizmet yetkinliklerinin iyileştirilmesi, istenilen müşteri tabanına ve ticari hacme ulaşım için ürünlerde çeşitlendirme ve farklılaşmaya gidilmesini de içerecek şekilde tüm operasyonlarını optimize etmeli.
• Ödenebilirlik, muhasebe ve diğer yasal düzenlemelere karşı hazırlıklı olunması kapsamında sermaye kullanımı ve ilgili gereksinimleri karşılama arasında iyi bir denge kurabilmeli ve risk dalgalanmaları etkin bir şekilde yönetilebilmeli.

Sektördeki mevcut düzenleyici kurumlar ve standart belirleyiciler, İslami prensipler ve düzenleyici yapılar kapsamında yeknesaklık sağlanması üzerine odaklanarak, sektör büyümesine katkı sağlayabilecekler. Bu kapsamda ilgili kurumlar;
• Birleşme & satınalma aktiviteleri ve diğer uluslar arası operasyonlar kapsamında mevcut engellerin kaldırılacak şekilde standart tekafül modelleri geliştirmeli.
• Standart belirleyici kurumlar olan AAOIFI (İslâmi Finansal Kuruluşlar Muhasebe ve Denetim Örgütü) ve IFSB (İslami Finansal Hizmetler Kurulu), Tekafül şirketleri ve İslami prensip eğitmenlerini aynı çerçevede birleştiren yol haritaları geliştirmeliler.

HEDEF 2023’TE İSLAMİ FİNANSI ÜÇE KATLAMAK
Genç nüfusu ve büyüyen ekonomisi ile Türkiye’nin gelecekte pazarın önemli oyuncularından biri olacağına dikkat çekilen raporda tekafülün başlaması için gerekli yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerektiği kaydediliyor. Rapora ilişkin bir değerlendirme yapan EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri ve Finansal Hizmetler sektör lideri Selim Elhadef, Türkiye’de tekafül pazarının oluşması durumunda uygulamanın daha çok katılım bankaları eliyle yürütüleceğini söyledi. Yakın gelecekte tekafül pazarını etkileyen gelişmeler olabileceğine değinen Elhadef, şu bilgileri verdi: “Kamu bankaları olan Ziraat Bankası, Vakıfbank ve Halkbank’ın katılım bankası kurmak suretiyle İslami finans sektörüne girmeleri bekleniyor. Şu anda Türkiye’de Bank Asya, Türkiye Finans, Albaraka Türk ve Kuveyt Türk’ün dahil olduğu dört katılım bankası bulunuyor. Bu kurumlar Türk bankacılık sektörünün toplam aktifler bazında yüzde 5.5’ini oluşturuyor.”
Hükümetin 2023 yılında İslami bankacılık varlıklarını 3 katına çıkarmayı hedeflediğini kaydeden Elhadef, “Cumhuriyetin 100. yılında kamuya ait katılım bankaları ve pazara yeni giren oyuncularla beraber Türkiye’de tekafül pazarı önemli bir noktaya gelecek” değerlendirmesini yaptı.

Raporda öne çıkan diğer bazı noktalar ise şu şekilde:
• 2013-2016 yılları arasında global tekafül pazarının yıllık yüzde 14 düzeyinde büyümesi bekleniyor.
• İstikrarlı ekonomileri ve iyi makro yönetimleri bulunan; ayrıca genç ve Müslüman nüfusa sahip Türkiye, Malezya, Endonezya ve BAE gibi ülkelerin tekafül alanında kısa ve orta vadede daha niş alanlarda kârlı fırsatlar yakalaması bekleniyor.
• Hızlı gelişen pazarlar olarak nitelendirilen Malezya, Endonezya ve Türkiye gelecekte tekafül sektörünün büyümesinde önemli rol alacaklar.
• Tekafüldeki çift haneli büyümelere karşın anahtar ülkelerdeki sigorta penetrasyon oranı yüzde 2 gibi oldukça düşük bir seviyede bulunmakta ve bu durum bu pazarlardaki yüksek potansiyele işaret etmektedir.
• Artan rekabet ve regülasyonların getirdiği kısıtlamalar tekafül pazarındaki riskler olarak görülüyor.

Yorum yazın