Şişmanoğlu: Tamamlayıcı sağlık sigortası için kurallar netleşmeli
Ray Sigorta Genel Müdürü Levent Şişmanoğlu önümüzdeki dönemde sağlık ve tamamlayıcı sağlık sigortalarının çok gelişeceğini, ama bunun için Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) kuralları netleştirmesi gerektiğini belirtti. Sigorta şirketlerinin halen tamamlayıcı sağlık sigortası yaparken neyi tamamladığını bilmediğini ifade eden Şişmanoğlu, “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın neyi ödediğini görmeden tamamlamaya çalışıyoruz. Neyi tamamladığımızı daha tam olarak görmüyoruz. Çünkü bir yandan görmemiz yasak, bir yandan da o soft verileri tamamlayarak üstünde artan kısım varsa onu ödemeye çalışıyoruz. Ülkemizde genel sağlık sigortası sisteminin kurulmasının doğru bir adım olduğunu ve bunu başından beri desteklediğini belirten Şişmanoğlu, “Sistemdeki belirsizlikler yüzünden insanlar borçlandıklarını bile bilmiyorlardı, T.C. kimlik numaraları ile sistemden öğrendiler. Konu af çıkararak halledilmeye çalışıldı. Tamam hukuken radyolardan duyurmak önemli ama vicdanen öyle değil. Bu yüzden de insanlara ödemeleri için zaman verdiler. Bunları halka öğretmek ciddi anlamda bir sorumluluk ve topyekûn halledilmesi gerekiyor” diye konuştu.
YABANCILARA SİGORTA
Yabancıların da oturma izni alırken artık genel sağlık sigortası yaptırmasının zorunlu kılındığını hatırlatan Şişmanoğlu şunları söyledi: “Bu doğru bir karar ve güzel de oldu. Hem genel sağlık sigortası yaptırıyorlar, üzerine de tamamlayıcı sağlık sigortası yaptırıyorlar. Bu uygulama özel sağlık sigortasına olan talebin artışına neden oldu, bu, sektörümüz açısından önemli bir gelişme.”
Yabancıların artık vizeleriyle geldiğini ve resmi kanallarla çalışıp SGK’ya prim ödediklerini ifade eden Şişmanoğlu, “Ülkeler arasında sosyal güvence için anlaşmalar var. Bütün bunlar aslında dünyanın globalleşmesi, medenileşmesi ve kaçak gelişmeyi önleyen unsurlar. Ben bunların olumlu olduğunu düşünüyorum” dedi.
‘ÖNÜMÜZÜ GÖRELİM’
Tamamlayıcı sağlık sigortasının bilindikçe, duyuldukça, kullanıldıkça bunu yapan sigorta şirketlerinin de çoğalacağını dile getiren Şişmanoğlu, “Bir sigorta şirketinin yaptığı hizmet diğerine de yarar. Sigortacılığın bu kadar bakir olduğu bir ülkede herhangi bir sigorta şirketinin hizmeti sektöre fayda sağlıyor. Geleceğin sağlık sektöründe olduğunu söyleyebilirim. Ancak Sağlık Bakanlığı’nın yönetmelik değiştirmesi lazım. Yani biz sigortacılar özel sağlık sigortasıyla veya tamamlayıcı sağlık sigortasıyla neyi ödediğimizi görmeliyiz. Biz ne ödediğimizi bilmiyoruz.” diye konuştu.
Türkiye Sigorta Birliği (TSB) ve Hazine’nin sağlık sigortaları konusunda çalıştıklarını kaydeden Şişmanoğlu, belirsizliklerin aşılmasıyla sağlık sigortalarının önünün daha da açılacağını söyledi.
‘TERÖR TEMİNATINA TALEP ARTIYOR’
Son zamanlarda yaşanan terör olaylarının üzücü olduğunu dile getiren Şişmanoğlu, bu yüzden terör teminatlı poliçe taleplerinin artmaya başladığını söyledi. Terörün Türkiye için çok hassas bir konu olduğuna dikkat çeken Şişmanoğlu, “Zaten terörle mücadelede devlet de hasarı ödüyor. Fakat hem sigortadan para alayım hem devletten alayım olmaz. Eğer sigortasız ise ilgili valilikler TSB’ye sorarak sigortasız olduğunu tespit ettikten sonra zararları tazmin ediyor. Polis zabıtlarında ‘Terör ve terörle mücadele kapsamında hasarlandı’ diye bir yazı varsa devlet bu hasarları karşılıyor. Devlet, sigortasızsa ödüyor sigortalıysa sigorta şirketine bırakıyor” dedi.
Terör teminatının poliçelerde ek bir teminat olduğunu hatırlatan Şişmanoğlu, “Artık yavaş yavaş her poliçede zorunlu olmaya başladı. Özellikle işyeri poliçelerinde hemen hemen her poliçede var ve artık bu süreçten sonra terör teminatı olmayan poliçe kalmayacaktır. Artık terör, doğal afetler gibi teminatlar olmadan poliçe kesilmiyor. En yakın örneği bu yıl seli gördük; temmuz ve ağustos ayları boyunca sel hasarlarını ödedik. Eskiden hiç olmazdı, bu yüzden insanlar bu teminatları önemsemezdi” diye konuştu.
‘SELLER SEKTÖRÜ ETKİLEDİ’
Doğal afetlerin bu yıl sigortacıların canını sıktığını belirten Şişmanoğlu şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu yıl uzun süren şiddetli yağışlardan insanlar çok zarar gördü, dolayısıyla da bize yansıdı. Sigortacılar bu yıldan sonra çok daha temkinli yaklaşacaklardır. 1999 yılındaki depremden sonra bir evi görmeden sigortalamadık. Ben o dönem bölge müdürüydüm ve kendim gidip bakıyordum evlere tek tek. Dediğim gibi artık çok dikkatli ve temkinliyiz. Şehir merkezi ve şehir merkezine yakın olan yerlere çok daha dikkatli yaklaşıyoruz, özellikle işyeri yangın poliçeleri gibi ürünlerde.”
Son 2-3 yıl içinde özellikle kalkınma teşvik programları sonrasında sigorta taleplerini geri çevirmediklerini ifade eden Şişmanoğlu, “Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da acenteler tesis ediyoruz. Fakat her riski değerlendirirken sigortalanabilecek bir risk midir diye bakıyoruz. ‘Hiçbir önlem almayayım, sigorta gelsin’ durumu olmaz tabii ki. Yangın önlemini alan, su deposunu onaran işletmelere sektör ayrımı yapmadan, mobilyacıyı da plastikçiyi de sigortaladık” dedi.
Ekonominin sigorta sektörü üzerindeki önemine değinen Şişmanoğlu, ekonomideki refah artarsa daha çok prim alınabileceğini, artmazsa alınamayacağını söyledi. Enflasyon ve deflasyonu büyümeyle ilişkilendirdiklerini belirten Levent Şişmanoğlu, “Sigorta sektöründe rakamların pozitif olabilmesi için ekonominin yüzde 4 üzerinde olması gerekiyor. Ekonomi yüzde 5 üzerinde büyürse bu tüm sektörler için önemli. Türkiye’de ekonomi yüzde 5 üzerinde büyüdüğünde genç işsizliği azalır. Genç işsizliği tamamen bir denge sorunudur. Ülkemizdeki bu sorunun ortadan kalkması için ekonomiyi büyütmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.
‘DENETİM YETERSİZ’
“Ülkemizde çalışma koşullarının iyileştirilmesi için maalesef ki iş kazalarının olup, bunlardan ciddi yaralar almamız gerekiyor” diyen Şişmanoğlu şöyle devam etti: “İşyerlerine ruhsat veren kamu otoriteleri var. Dolayısıyla kamu otoritesi sigorta şirketine ruhsat veriyor. Sigorta şirketine ruhsat veren kamu otoritesi sigortalanacak yerlere neden bakmıyor. Yani sigortalanabilir mi buna da bakması lazım. Benim durumuma, koşuluma bakıyorsa beni denetliyorsa kamu otoritesi aynı şekilde gidip gel bunu sigortala dediği yerlere, koşullara bakıp denetlemeli. Biz gözümüz kapalı hiçbir yeri gidip sigortalayamayız. Kamu otoritesinin beni denetlediği kadar işletmeleri, şirketleri, iş yerlerini de denetlemesini isterim.”
‘İŞ GÜVENLİĞİ ÖNEMLİ BİR SORUN’
Türkiye’de iş güvenliğinin de önemli bir sorun olduğunu dile getiren Şişmanoğlu şunları söyledi: “Kamuoyu ölümle sonuçlanmayan kazaların bir kısmını duyup bir kısmını duymuyor. Biz bunların hepsini biliyoruz. Çünkü işveren mali mesuliyet poliçeleriyle sigortaladığımız rizikolarda bunları ödüyoruz. Sürekli sakat kalanlar var, biz bu gibi durumların hepsinden haberdarız. Ülkemizde iş kazalarında insanlar yaralanıyor bir şey olmuyor, 300 kişi vefat edince önemsiyoruz.”
Türkiye’de yaklaşık 300 tane yüksek rizikolu işyeri bulunduğunu dile getiren Levent Şişmanoğlu, “Bunların bir kısmı maden, bir kısmı inşaat ve bir kısmı tersanelerden oluşuyor. Bizim özel kabulle yapılan maden poliçelerimiz var. Önlemlerini alan madenleri sigortalıyoruz. Değerli taşlar, yarı değerli taşlar madenlerini sigortaladığımız işletmeler var” dedi.