“Sigortacılıkta startup girişimler için geniş bir oyun alanı var”

“Sigortacılıkta startup girişimler için geniş bir oyun alanı var”

DigitalTalks Fintech Konferansı’24 kapsamında gerçekleşen Insurtech Ekosistemi ve Sigortanın Geleceği başlıklı oturumda konuşan Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, “Sigortacılık ürünleri otomotiv, sağlık, lojistik, seyahat gibi çok geniş endüstrilere dokunuyor. O yüzden startup girişimler adına çok geniş bir oyun alanı var” şeklinde konuştu.

DigitalTalks Fintech Konferansı’24 kapsamında gerçekleşen ‘Insurtech Ekosistemi ve Sigortanın Geleceği’ başlıklı oturumda Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen ile çok keyifli bir sohbet yaptık. Ozan Tatar’ın moderatörlüğünü üstlendiği ve online olarak gerçekleşen panelde, sigortacılığın dijitalleşme yolculuğu, disruption süreçleri, insurtech girişimler, sektörün acı noktaları, müşteri deneyimi gibi oldukça geniş bir alana değindik. Bu ayki sayfamızda bu keyifli ve oldukça doyurucu sohbetten yansıyan ana mesajları, aktarılan bilgileri ve öngörüleri aşağıda okuyabilirsiniz.

TEKNOLOJİ VE DİJİTAL ÇAĞIN ANA TEMASI “ÖZGÜRLEŞME”

Ozan Tatar: Öncelikli olarak sektördeki dönüşümü, yaşanan değişim sürecini konuşalım isterseniz.

Uğur Gülen: Değişimin hızı ve ivmesi korkunç boyutlara ulaştı. İçinde olduğumuz dönemin ana teması özgürleşme. Herkes teknolojiye, dijital araçlara erişebilir hale geldi, seçenekler çoğaldı. Bu hepimizi, bireyleri, tüm sektörleri etkiliyor. Sigortacılık ise hala geleneksel iş modeliyle çalışmaya devam ediyor, bu değişimden en az etkilenen sektörlerden birisiyiz. Tabii büyük veri, süreçlerin dijitalleşmesi, iletişimin artması sektörü de etkiliyor. Özellikle iki boyutta bunu yaşıyoruz. İlki müşteriler, aracılar ve sigorta şirketi arasındaki iletişim, ikincisi ise şirketlerin kendi iç süreçleri. Özellikle ikinci taraf daha yoğun bir değişim içerisinde. Sonuçta iyi tanımlanmış işleri yapay zekânın üstlenmesi kolay.

‘SEKTÖRDE İŞ MODELİ İNOVASYONUNA İHTİYAÇ VAR’

Ozan Tatar: Peki, dünyada ve bizde sigorta sektörü yıkıcı inovasyon olarak tanımlanan “disruption” sürecinden nasıl etkileniyor?

Okan Utkueri: Sektörde teknolojiye dayalı gelişim kesinlikle var. Daha hızlı, daha verimli, daha düşük maliyetli olma adına teknolojiden iyi faydalanıyor sektör. Ama, disruption farklı bir unsur. İş yapış şekillerinin, iş modellerinin kökten değişmesi anlamına geliyor. O dalga henüz sigorta sektörüne gelmedi. Sektördeki ana ihtiyaç, iş modeli inovasyonu, müşteri deneyiminde iyileşme, yeni nesil ürün ve hizmetler gibi görünüyor. Elbette sektörün günlük hayatta pek çok sorunu, çözüm bekleyen acil konu başlıkları var. Öyle olunca da geleceğe hazırlanma adına önemli konulara zaman, enerji ve para kalmıyor pek.

Ozan Tatar: Peki bu döngü nasıl değişecek? Neler tetikleyebilir bunu?

Okan Utkueri: Sektöre dışarıdan gelecek bu yöndeki ataklar etkili olabilir. Neredeyse tüm sektörlerdeki disruption dalgası hep dışarıdan geldi bugüne kadar. Netflix, Uber, Airbnb, Spotify, Tesla gibi örnek çok. Sektörün ana oyuncuları tarafından disruption yaratılan bir sektör pek yok. Belki sigorta sektörü buna istisna olabilir. Gelecekte teknoloji şirketlerinin sektöre yönelik atakları hızlanacak. Amazon, Google gibi şirketler denedi, pek başarılı olamadılar. Ama bu denemeler devam edecek.

Ozan Tatar: Peki sigortacılığa yönelik disruption dalgasının önündeki ana bariyerler neler?

Uğur Gülen: Sigortacılık bilinmezi çok olan bir meslek dalı. Fiyatı belirliyorsunuz, sonrasında ana maliyetiniz olan hasar yükünün oluşmasını bekliyorsunuz. Bazen bu süreç uzun yıllar sürüyor. Girişimcilerin pek alışık olduğu, sevdiği bir yapı değil bu. Bir diğer önemli unsur da kimse sabah bir sigorta ürünü alayım diye uyanmıyor. Talep konusunda farklı boyutlar var sigortacılıkta. Ürünü anlatmak, tanıtmak ve talebi yaratmak da önemli.

Okan Utkueri: Sermaye, yoğun regülasyon gibi klasik sektöre özgü bariyerler var elbette. Ek olarak, sigortacılığın dışarıdan görüldüğünden çok daha kompleks bir meslek dalı olduğunu belirtmek lazım. Temel maliyeti net olmayan bir ürünü satmak gerekiyor. Ama sonuçta bu bariyerlerin etkisi bir yere kadar. Bir diğer önemli etki de müşteri kanadından olacak.

‘MÜŞTERİ DENEYİMİNDE UZMANLAŞMAK GEREK’

Ozan Tatar: Hala poliçeyi yenilerken kredi kartımın tüm detaylarını paylaşmam gerekiyor. Artık ödeme sistemlerinin geldiği nokta ve güvenlik sebebiyle bu ciddi sorun. Bunun gibi pek çok hızlı kazanım fırsatları var diye düşünüyorum.

Okan Utkueri: Deneyim geçişkenliği kavramı yüzünden, müşteriler artık beğendikleri pozitif uygulamaları tüm sektörlerde görmek istiyor. Müşteri deneyimine ilişkin iç görülere ulaşmak ve bu konuda uzmanlaşmak gerekiyor.

Uğur Gülen: Müşteri şirketten ziyade aracılarla iletişimde olmak, onlardan hizmet almak istiyor. Şirketler de direkt müşteri ile temasa geçmekte çok istekli değillerdi. Sonuç itibarıyla, aracılar bu açıdan çok önemli bir fonksiyon taşıyorlar. Elbette dijitalleşme ile ciddi bir değişim var tüm süreçlerde. Şirkete dokunma, iletişimde olma adına artık müşteriler çok daha fazla kanala sahip.

‘MEVCUT INSURTECH SAYISI YETERLİ DEĞİL’

Ozan Tatar: Ülkemizde insurtech girişimlerin gelişimi nasıl? Gözlemleriniz neler?

Okan Utkueri: Sigorta sektörünün geleceğe uyumlanma sürecine katkı sağlamak adına önemli bir adım olarak 4 yıl önce İTÜ Çekirdek Insurtech Programı başlamıştı. Ana hedef ülkemizdeki insurtech girişim adedinin artması. Aksigorta’nın da aralarında olduğu paydaş şirketlerin, mentorların ve ARI Teknokent ekibinin desteğiyle program 4 yılda önemli bir ivme yarattı. İlk dönemlerde programda yer alan Lumnion, Tamamlıyo, Archmir gibi girişimler oldukça önemli gelişme gösterdi. Mevcut sayı yeterli mi? Maalesef hayır. Daha fazla girişime, daha fazla deneme yapmaya ihtiyaç var.

‘KURUMSAL YERÇEKİMİ ÖNEMLİ BİR ENGEL’

Ozan Tatar: Sigorta şirketleri ve startup girişimler arasındaki iş birliği adına nelere dikkat edilmeli?

Okan Utkueri: Insurtech girişimlerin önemli bölümü B2B ve B2B2C iş modelinde, bizde de global ölçekte de bu böyle. Sigorta şirketlerinin insurtech girişimler ve startup alanına kesinlikle ilgisi ve isteği var. Öte yandan bilgi ve odaklanma tarafında gelişim ihtiyacı var. Startup kültürünü, iş yapış şeklini iyi anlamak önemli. Çünkü çok farklı bir DNA var. Aynı zamanda, devamlılık ve sabırlı olmak da gerekiyor. Kurumsal yer çekimi kavramı var. Yaratıcı, inovatif, uçan fikirlere pek fazla izin vermiyor. Böyle olunca da startup girişimler kurumsal şirketlerle iş birliği konusunda zorlanıyor. Elbette, startup girişimlerin de kurumsal şirketlerle iş birliği adına dikkat etmesi gereken noktalar var.

‘INSURTECH GLOBALLEŞMESİ GÖRECE DAHA KOLAY’

Ozan Tatar: Insurtech girişimler ve startup şirketler için ilave mesajlarınız neler olur?

Uğur Gülen: Sigortacılık çok geniş endüstrilere dokunuyor. Otomotiv, sağlık, lojistik, seyahat gibi bir çok örnek verilebilir. Tüm bu sektörleri kesen bir yapıda, hem lokal hem de global. Belki de bu sebeple oldukça kompleks ve çok boyutlu bir meslek dalı. Müşteri açısından da bu böyle. Bireyler, kobi, ticari, sanayi şirketleri gibi çok geniş segmentlere hitap ediyor. O yüzden startup girişimler adına çok geniş bir oyun alanı var.

Okan Utkueri: Uluslararası şirketler aynı anda dünyanın pek çok ülkesinde aktif. Insurtech girişimlerin globalleşmesi göreceli kolay. Acı noktasının çok olduğu bir sektör. Bir ülkede başarıyla uyguladığınız bir çözümü başka bir pazara aktarmanız mümkün. Ayrıca, insurtech denince sadece salt odağı sigorta sektörü olan girişimler düşünülmemeli. Farklı alanlara yönelik çözümler sigorta sektörüne de dokunuyor genelde.

Ozan Tatar: Son olarak, sektörde ihtiyaç duyulan yeni çözümler, ihtiyaçlar neler diye sorayım.

Uğur Gülen: Zamanın ruhu hızlı değişiyor. Bir dönem “aggregator” konusu çok popülerdi. Bugünlerde müşteri deneyime yönelik iyileştirme çözümleri çok öne çıkıyor. Reasürans kapasitesi ihtiyacı artıyor, buna yönelik çözümlere ihtiyaç var.

Okan Utkueri: Yeni nesil ürünler çok konuşulacak. “On demand” bazlı, ihtiyaç anında alınan, kısa süreli ve mikro ürünler artacak. İş modeli anlamında gömülü sigorta, platform ve ekosistemler, “beyond insurance”, “open insurance” gibi kavramlar çok konuşuluyor. Ayrıca, en temel hizmet olan hasar süreçlerine yönelik iyileştirme ihtiyaçları var. Şirketlerimizin daha fazla “deney” yapması adına cesaret, odaklanma ve sabır gerekiyor.

Yorum yazın