Sigorta sektöründe Solvency II yaklaşımı
Türkiye’de sigorta şirketlerinin yükümlülük karşılama yeterliliği, Sigorta ve Reasürans ile Emeklilik Şirketlerinin Sermaye Yeterliliklerinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik ile düzenlenmiştir. Solvency II projesi, Avrupa Birliği nezdinde Solvency I ile başlayan çalışmanın devamı niteliğindedir. Solvency I sisteminin sermaye yeterlilik hesaplamalarına aktüeryal bir yaklaşım getirdiğini belirten EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Kıdemli Müdürü Adlan Erden, Solvency II sisteminin sermaye yeterliliği kurallarına ilişkin çok daha detaylı ve sofistike düzenlemeler getirdiğini ifade etti. Adlan Erden, Solvency II’nin bankacılık sektörü için oluşturulan Basel II yaklaşımına benzer üç sütunlu bir sistem oluşturduğunu açıkladı.
“Solvency II kapsamında, riskler gerek niteliksel gerek niceliksel olarak değerlendirilmekte ve bu yaklaşım sigortacılık nezdinde risk yönetimi faaliyetlerine aktüeryal bakış açısının ötesinde bir perspektif kazandırmaktadır” diyen Kıdemli Müdür Adlan Erden sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bugüne kadar sigorta sektöründe yeterli seviyede dikkate alınmamış olan risk ölçümlemesi, risk modellemesi ile varlık ve yükümlülüklerinin değerlendirilmesi konusu Solvency II projesiyle beraber ön plana çıkmaya başladı.”
SOLVENCY II SERMAYELERİN ETKİN KULLANILMASINI SAĞLAYACAK
Adlan Erden, “Solvency II, sermaye yeterlilik sistemi uygulamaya henüz geçmemiş olmakla birlikte, sektörümüzde birinci sütunun kapsamına ilişkin sayısal etki çalışmaları yapılmış ve standart yöntemle sermaye hesaplanması belli sigorta şirketleri tarafından gerçekleştirilmiştir. Solvency II’nin hayata geçmesi ile birlikte, sermaye gereksinimleri şirketlerin risk yapılarına ve bu risklerin nasıl yönetildiğine dayalı olarak belirlenecektir” diye konuştu.
Bu durumun sermayenin etkin kullanılmasına katkı sağlayacağını ifade eden Erden, bununla birlikte özellikle, küçük ve orta ölçekli sigorta şirketlerinin sermaye gereksinimlerini artırmalarına neden olabileceğini de sözlerine ekledi.
SOLVENCY PROJELERİ ŞİRKETLERDE İYİLEŞME SAĞLIYOR
Adlan Erden, “Solvency II kapsamında, sermaye yeterliliğine ilişkin ileri düzey hesaplamaların ötesinde sigorta şirketlerinin organizasyon, denetim ve gözetim yapılarına ilişkin iyileştirmeler de öngörülüyor. Sütun II’nin kapsamı incelendiğinde, sigorta şirketlerinin iç denetim, risk yönetimi ve iç kontrol faaliyetlerine ilişkin güçlü bir altyapı kurmaları ve kurumsal yönetim sistemlerini geliştirmeleri gerektiği görülüyor. Ancak, 2008 yılında yayınlanan Sigorta ve Reasürans ile Emeklilik Şirketlerinin İç Sistemlerine ilişkin Yönetmelik kapsamında sigorta şirketlerinin iç denetim, risk yönetimi ve iç kontrol sistemleri kapsamında kurmaları gereken yapı ve faaliyetler oluşturuldu” şeklinde konuştu. Erden, bu sebeple ikinci sütuna ilişkin organizasyonel uyumun birçok sigorta şirketi açısından mümkün olduğunu söyledi.
ŞİRKETLER KARAR ALMA SÜREÇLERİNDE FARK YARATMALI
“Sigorta şirketlerinin karar alma süreçlerine, risk yönetimi faaliyetlerini dahil etmeleri, iç kontrol, risk yönetimi ve iç denetim yapılarına ilişkin olarak kendi bünyelerinde farkındalık sağlamaları gerekmektedir” diyen Adlan Erden, sütun III’ün sermaye yeterlilik hesaplamalarının geçerliliğine ilişkin kanıtlanabilir bilgileri muhtelif raporlar aracılığı ile sunulmasını zorunlu kıldığını ifade etti.
Erden sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Üçüncü sütunun detayları incelendiğinde, raporların sermaye hesaplamasının ötesinde bir kâr – zarar hesaplama yaklaşımı içerdiği görülmekte. Bunun temel nedeni ise Solvency II kapsamında Avrupa Birliği bünyesinde genel bir yasal raporlama standardı ve formatı geliştirmesini sağlamak. Solvency II, Türkiye’de sigorta şirketlerine yeni sermaye yükümlülüğü getirmekle birlikte, daha etkin bir risk yönetimi çerçevesi sunarak hem yurt dışı yatırımcıların sektöre olan ilgisini artırabilir hem de Avrupa’da faaliyet gösteren sigorta şirketleri ile entegrasyonun sağlanmasını kolaylaştırabilir.”