Sigorta dünyamız
GEÇENLERDE bir iş yemeği için Beyoğlu’na gitmem gerekiyordu… Bir yakadan diğer yakaya gidecek olanlar İstanbul trafiğindeki yoğunluktan o kadar korkar hale gelmişiz ki bu önemli toplantıya gecikmemek için erkenden yola çıktım. Ancak nedense o gün havanın güzelliğinden midir yoksa trafik canavarlarının istirahat saatine denk gelmemden mi bilemiyorum randevu saatinden bir hayli önce Beyoğlu’nda buldum kendimi. İstanbul’da yaşayanları canından bezdiren trafik canavarı bugün bana torpil yapmıştı. Hem Beyoğlu’ndayım hem hava güzel hem de fazladan bir buçuk saatim vardı. Bu da demektir ki uzun süredir uğrayamadığım sahaf dükkanları beni bekliyor…
Girdiğim büyük sahaf dükkanının arka bölümünde tezgahın üzerinde zaman tünelinden çıkıp gelmiş yüzlerce dergi kitap belge kağıt ve kartpostal türü şeyler dağ yığını gibi duruyordu. Bir süre kağıtları karıştırıp aktardıktan sonra kalın bir moda dergisinin altından Ecevit’in siyahla mor karışımı gülen bir fotoğrafını gördüm. Ecevit’in fotoğrafına merakla göz gezdirirken en altta “Türk Sigorta Endüstrisinin Yeni Hükümetten Beklentileri” yazısını okudum.
İçinde sigorta sözü geçer de ben bu belgeye bakmaz mıyım. Hemen kağıt ve dergileri kaldırıp fotoğrafı ortaya çıkarırken elime “Sigorta Dünyası” geliverdi. Dergiyi görünce eski bir dostu görmüş kadar sevinmiştim. Ecevit ne kadar da gençmiş. Sigorta Dünyası’nı sıkı bir pazarlıktan sonra kaptığım gibi Nuru Ziya’daki iş yemeğine gittim. Diğer davetliler henüz gelmediğinden insanı büyüleyen çatı restoranın İstanbul panoraması eşliğinde derginin sayfalarını okumaya başladım…
Aylık dergi, yıl 15, sayı 170, Şubat 1974 bilgisini okudum, aradan 41 yıl geçmiş. Hızlı bir göz gezdirme ile derginin son sayfasına geldiğimde bir aile şirketinin kendi kurumunu anlatırken ortaya koyduğu içtenliği, sevgiyi ve samimiyeti hissettim. İlk sayfada ‘okuyucu ile baş başa’ ifadesi ile sigorta sektöründe bir önceki ayda yaşananlar ve gelişmeler anlatılmış.
Bakın 0cak 1974 ayında neler olmuş: Ecevit nihayet uzun bir çalışmadan sonra hükümeti kurabilmiş. İstanbul Umum Sigorta Genel Müdürü ve TRŞB Başkanı Haşim Ekener Paris’te Uluslararası Ticaret Odası Komisyonu toplantısında iki tebliğ sunmuş, Halk Sigorta Murahhas Üyesi Ali Neyzi Amerika’da meydana gelen büyük facialar ve bunlara ödenen primler hakkında inceleme yazısı hazırlamış, Trafik facialarının önlenmesi için İstanbul’da bir vakıf kurulması için Saffet Demir’in katıldığı bir toplantı yapılmış, Erdoğan Sergici Anadolu Sigorta’daki görevinden ayrılıp İstanbul Umum Sigorta’ya umum müdür muavini olarak geçmiş, Bedii Yazıcı Tam ve Tam Hayat Sigorta’daki görevinden ayrılmış, Ray Sigorta Genel Müdürü Dr. Mehmet Zeki Akın Paris yakınlarında düşen DC 10 tipi Ankara uçağı için hasar ve tazminat konusunda beyanat vermiş, Şark Sigorta Koç Holding’e katılmış, Zeki Zeybekoğlu bir rahatsızlık geçirmiş, Tam Sigorta yangın servisi müdürü Arif Özpoyraz’ın babası vefat etmiş…
Sigorta Dünyası Dergisi’nin imtiyaz sahibi ve sorumlu müdürü, hayatı boyunca yılmaz bir Kemalist olan Aslan Tufan Yazman üstadımız yazısında hükümetin yeni kurulmasından istifade edip sigorta sektörünün önündeki engellerin kaldırılması için önerilerini dile getirmiş.
Bazı sigortacı dostların bu önerileri merak ettiğini tahmin ediyor ve tebessüm ettiğini duyumsar gibiyim. Evet evet Aslan Tufan Yazman üstadın beş maddede topladığı önerileri bugün de sigortacıların iktidar erkini elinde tutanlardan talep ettikleri bire bir örtüşüyor. 41 yılda değişen ne var diye düşündüğümde; farklılık olarak aklıma ilk gelen Türk Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu, 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu, serbest tarife, teknoloji ve sigorta sektörünün artık yabancı sermaye sahiplerinin etkinliğinin altına girmesi…
Biliyorum, bu satırları okuyan kırk yıl önceleri anımsayabilecek olan sigortacı büyüklerimiz ve ustalarımızın gözleri yaşaracak, genç kuşak sigortacılar için ise yukarıda adı geçenler yalnızca bir isim olarak algılanacak. Oysa bu ustaların sigorta sektöründe ne emekleri ne bitmez tükenmez çabaları olmuş. Ancak şunu da belirtmeden geçemeyeceğim: Yine de bu ve benzeri yayınlar sayesinde hayatlarını sigortacılığa adamış o büyük ustaları birileri bulacak, bu sütunlara ve bugünlere taşıyacaktır.