“Postkapitalist Yönetici”…

“Kumanda otoritesine sahip olmadığınız, ne kontrol altında olduğunuz, ne de kontrol edebildiğiniz durumlarda yönetebilmeyi öğrenmeniz gerekiyor.”  Peter F. Drucker

GÜNÜMÜZDE, modern yönetimin gereklerinin yerine getirilmesinde, değerlendirilmeye alınan tüm varsayımların, kural ve uygulamalarının tartışılır olmasının tek nedeni, Drucker’ın yönetim üzerindeki gözlemleri ve ortaya koyduğu fikirleri olmuştur. Bugün bilinen yönetim uygulamalarının çoğu Peter Drucker’ın düşüncelerinden türetilmiştir. Kişileri ve kurumları yönetmenin karmaşık olduğunu, neredeyse bugün kullanılan tüm modern yönetim kavramlarını önce o ifade etti ya da geliştirdi. İşte bu kadar önemli bir yönetim düşünürünün ocak ayı içinde, akıcı ve doyurucu bir kitabını okudum: Managing in a time of great change-Büyük değişimler çağında yönetim.

Kitaptan fazlasıyla etkilendiğimi söyleyebilirim. Neden mi? Çünkü, bu kitapta liderlik tanımı farklı boyutlarda ele alınmaktadır. En önemlisi, liderlerin kritik durumları fırsata çevirebilmek ve işi yapabilmek için gerekli olan ilişki tesisinin nasıl bir entelektüel bilgi birikimiyle paylaşılması gerektiğinin anlatılmış olmasıdır.
Ayrıca, yöneticilerin asla vazgeçemeyecekleri değişim eylemleri de ele alınmaktadır. Drucker, yöneticilerin geleceğe hazırlanması ve gelecek için neler yapabileceğini ve yapması gerektiğini incelemektedir.
Bu kitap, yöneticilerin dünyasında son zamanlarda yürürlükte olan ve bu nedenle kesin gözüyle bakılan varsayımları, kural ve uygulamaları tartışmaktadır. Yönetimde, ekonomi ve toplumda gerçekleşen köklü değişimin, enformasyonun yöneticinin temel kaynağı ve örgütün iskeleti haline gelmesinin sonuçları ele alınmaktadır.
Yönetim düşünürlerinin geleceğe hazırlanan yarının yöneticileri için söyledikleri tek şeyin; onların bugünkü yöneticilerinden çok daha farklı şeyler ve bunları çok daha farklı bir tarzda yapacak olduklarıdır.
Drucker, okuyucuların yönetim hakkındaki tüm düşüncelerini alt üst etmiş ve yönetici kavramına, yeni bir yaklaşım eklemiştir. Postkapitalist Yönetici: İşletmelerin öncelikli hedefi, üretkenliği artırmak ve bunun sorumluluğunu taşıyan üst yönetimlerin işlerini yapabilmeleriyle ilgili alternatifleri ve bunun toplam kalite anlayışında yerine getirilmesi için gerekli tüm seçenekleri değerlendirmektir.
Yöneticiler hâlâ, kendilerine bağlı olarak çalışan insanlardan söz etmektedirler. Oysa Drucker’a göre bu kavramın artık yönetim sözlüğünden çıkarılması gerek. Artık otoritenin yerini enformasyon yani bilgi ağı almaktadır. Burada tanımlanmaya çalışılan yönetici kavramı, komuta etmekle yükümlü olduğu birden fazla çalışanı kontrol etmek değil, gerçekleştireceği işlerle ilgili işbirliğini geliştirme yöntemleri ve hızlı çözümlerle kararlarındaki eylemleri yerine getirebilme becerilerini ortaya koymalarıdır. Artık, kişinin firmaya bağımlı olması yerine kendisi için ne kadar sorumluluk üstlendiği daha çok sorgulanmalıdır. Yeni koşullar altında herkes, az sayıda şef kademesiyle ve doğrudan tüketici tatmini tarafından yönlendirilen ideal örgütü oluşturmaya çalışmaktadır. O halde yöneticiler, bu yeni yönetim dünyasına nasıl ayak uyduracaklar? Yanıtlanması gereken soru bu. Artık beş yıl boyunca yapılan şeylerin aynısını, hiçbir şirket kırk yıl boyunca, emekli oluncaya kadar yöneticilerden beklemeyecektir. Değişim ve yenilenme zorunludur. Artık tepe yöneticileri, eskiden olduğu gibi terfi için ne yapmalıyım sorusundan daha çok: “Bundan sonra geçeceğim firmayı iyi seçebilmek için neleri öğrenmem gerekir” sorusuna cevap arayacaktır. Aynı şekilde, iş yönetimi çoğu yerde hâlâ şubeleri yönetmek olarak anlaşılıyor. Ama bu, 1950’lerin ya da 60’ların kontrol yaklaşımından başka bir şey değil. Gerçek şu ki, çokuluslu şirket hızla geleceği ümitsiz bir tür haline geliyor. Şirketler şimdiye kadar iki yolla büyüdüler; ya aşağıdan yukarıya ya da iktibaslar yoluyla büyüdüler. Her iki durumda da kontrol yöneticideydi. Bugün ise şirketler yoluyla, çok çeşitli anlaşmalar ve ortak girişimler üzerinden büyüyor. Çoğu kişi bunun farkında değil. Bu yeni büyüme türü, kaynakları ve pazarları mülkiyetinde tutması ya da kontrol etmesi gerektiğine inanan geleneksel yöneticiyi şaşkınlığa düşürmektedir. Peki, ama yöneticiler yaşamlarını bu yeni dünyaya nasıl uyduracaklar? Her şeyden önce, kişinin firmaya bağımlı olmak yerine kendisi için daha çok sorumluluk üstlenmesi gerekiyor.

Yorum yazın