
Oto sigortalarının geleceği Doğrudan Tazmin Sistemi
Geçtiğimiz aylarda trafik sigortası tazminat hesaplamalarında yaşanan karışıklığın çözüme kavuşmasıyla beraber TSB ve SEDDK’nın diğer gündem maddeleri öne çıkmaya başladı. Bu maddelerden biri olan Doğrudan Tazmin Sistemi (DTS), oto sigortalarının kurgusunu tamamen değiştiriyor. Müşteri memnuniyeti ve bağlılığına pozitif etkisi olacağı düşünülen DTS, uzun dönemde maliyetleri de aşağı çekecek.
18 milyondan fazla sigortalıyı ilgilendiren trafik sigortasında tazminatların hesaplama usul ve esaslarına ilişkin kriterlerin kanun ile belirlemesiyle sektörün standardizasyona kavuşmasının ardından gözler atılacak yeni adımlara çevrildi. Sigortada hizmet kalitesini, müşteri memnuniyetini artıracak, uzun dönemde ise hasarlar üzerinde belirgin negatif etkileri olacak Doğrudan Tazmin Sistemi (DTS), ülkemizde bir kez daha sektörün ajandasına girmiş bulunuyor. SEDDK ve TSB, Türk sigorta sektörü dinamiklerine uygun bir model için çalışmalarını hızlandırmış durumda. Sigortalının hasarını kusurlu tarafın değil, kendi sigortacısından almasını sağlayan modelle beraber araca değil kişiye poliçe kesilmesinin yolunu açacak Kişi Temelli Poliçe Tazmin Sistemi’nin ve DTS’den sonra ortalama hasar tutarlarının şirketler arası mahsuplaşmasını mümkün kılmak için takas odası modellerinin oluşturulması konusunda çalışmalar devam ediyor.
YENİ BİR MODEL ORTAYA ÇIKIYOR
Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararlarıyla son zamanlarda sektörün gündemine oturan trafik sigortasındaki belirsizliğin kalktığını söyleyen SEDDK Başkanı Türker Gürsoy, DTS ile ilgili önemli açıklamalarda bulunmuştu. SEDDK olarak önümüzdeki dönem trafik sigortasında reform niteliğinde değişiklikler yapmakta kararlı olduklarını söyleyen Türker, buna yönelik olarak, zorunlu trafik sigortalarında hizmet kalitesinin yükseltilerek sigortalı memnuniyetinin artırılmasına imkân sağlayacak doğrudan tazmin sistemine ilişkin en iyi dünya uygulamalarını inceleyerek ülkemiz için en uygun modelin geliştirilmesini amaçladıklarını ifade etti.
Ülkemiz, DTS’nin uygulamaya geçirilmesi aşamasında dünyadaki diğer örneklere göre farklı bir manzara sunuyor. Zorunlu trafik sigortasında 2016 yılından bu yana geçerli olan tavan prim uygulaması ve riski yüksek araçların devredildiği Riskli Sigortalılar Havuzu, yeni modelin geliştirilmesi için örnek alınan gelişmiş sigorta sistemlerinde bulunmuyor. Uygulamaya geçirilmesi için hazırlanan bir önceki DTS modelinin askıya alınmasına neden olan söz konusu gelişmelerin ardından TSB ve SEDDK ülkemizdeki şartlarla uyumlu yeni bir model kurguladı.
HEDEFLENEN SİSTEMDE NELER VAR?
Trafik sigortasındaki mevcut hasar ödeme sisteminde, sigortalılar hasarını alabilmek için kusurlu tarafın sigorta şirketine başvuruyor. Doğrudan Tazmin Sistemi ile trafik sigortası sahipleri hasar sonucu zararlarını karşı tarafın sigortacısından değil kendi
şirketinden karşılayabiliyor. Hasarlar ise belirlenecek olan ortalama hasar tutarı üzerinden, sistem için kurulan takas odasında paylaştırılıyor. Bu nedenle, sistemde bulunacak şirketlerin portföyündeki araç segmentlerini dengeli bir şekilde yapılandırması gerekiyor.
DTS’NİN İLK YILLARINDA SEKTÖR DİŞİNİ SIKACAK
DTS’nin en büyük artısı müşteri tarafında görülüyor. Sigortalının sadece kendi şirketiyle iletişime geçmesi hasar hizmetini hızlandırıyor ve müşteri-sigortalı ilişkisinin derinleşmesine neden oluyor. Bunun yanında, sigortalının DTS’den sonra iyi hizmet kalitesine ve onarım ağına sahip şirketleri tercih edecek olması, sektörde hizmet kalitesinin hızla artmasına yol açacak. Böylelikle DTS hem tüketici hem de kamuoyu gözünde sigortanın imajını da güçlendirecek.
Diğer taraftan, sistemden faydalanabilmek için sıkı bir geçiş dönemini tamamlamak gerekiyor. DTS uygulanan ülkelerde görüldüğü gibi, müşterinin hizmet ve servis kalitesinde beklentisinin hızla artması, sistemin ilk dönemlerinde maliyetleri artırıyor. Baştaki birkaç yıllık dönemden sonra ise maliyetlerin dengeye girdiği ve tamamen oturmuş bir sistemin verimlilik kazandırdığı görülüyor.