Neler yiyoruz (2)

GEÇEN yazımda da bahsettiğim üzere, bu ay sizlerle Türkiye’nin dört bir yanındaki gıda mühendislerinin ve denetçilerin tanık olduğu olayları paylaşacağım. Bu kişiler, ücretini işverenden aldığı için direnemeyen, ancak TMMOB Gıda Mühendisleri Odası aracılığı ile gönderdikleri mail’ler ve forumlarda sundukları bildirimlerle seslerini duyurma çabasındadırlar. Adı geçen Oda’nın Yönetim Kurulu Başkanı’nın ve Hürriyet Gazetesi yazarı Savaş Özbey’in internet ortamında dolaşan bloglarından derledim.  Çözümsüzlük sebepleri ve çareleri bölümüne değinmedim!..
Küflü sucuklar tekrar satışta Et ürünleri üreten bir firmada tanık olduğum vahim olay: İade edilen ambalajı bozuk, küflenmiş sucuklar tekrar işlemden geçirilip kılıflandıktan sonra yeni parti ürünlerle piyasaya sürülüyor. Bu ürünler birçok yerde satılıyor. Kullanılan et aynı olmasına rağmen üretilen sucukların bir kısmına  deve eti etiketi vuruluyor, deve eti etiketi vurulan sucuk daha pahalıya satılıyor.
Antibiyotikli reçeller Reçel üretimi yapan bir firmada kazana bir su bardağı toz kimyasal karıştırılıyordu. Bir gün tedarikçiden kimyasalı ben teslim alarak, faturaya baktım ve araştırdım. Bir çeşit antibiyotikti.
Reçel etiketleri üzerinde “Yüzde 100 toz şeker kullanılmıştır” yazılsa da yüzde 100 glikoz kullanan firmalar mevcut.
Susamın kireci fazla kaçtı Tahin ve tahin helvası üretilen işyerinde tarım müdürlüğü tarafından alınan
numunelerde ürünün kül miktarı yüksek çıktı. Bunu düşürmenin tek yolu, susamı sertleştirmek için kullanılan sönmüş kirecin
Ca (OH)2 oradan uzaklaştırılmasıdır.
Yemeklere çamaşır suyu İhale usulü hazır yemek hizmeti veren firmalarda o gün çıkan her yemekten numune alınıyor. Bunu bilen bazı firmalar numune kaplarına kokusuz çamaşır suyu damlatarak tüm mikropları öldürüyor. Çünkü mikrobiyolojik analiz yapılırken kimyasal analiz yapılmıyor. Birkaç kez neticenin ne çıkacağını merak ederek çamaşır suyu damlattırmadım. Her seferinde salmonella bakterisi çıktı.
Zehirli dondurmalar Çocuk işçilerin çalıştırıldığı bir dondurma fabrikasında şekil veren makineden çıkan hatalı dondurmaları bir varilde biriktirip sonra yeniden üretime katıyorlardı. Bu sebeple çocuk zehirlenmeleri meydana geldi.
Kurtlu cevizler toz oldu Kuruyemiş firmasında, soğuk hava deposu yeterli olmadığından kuruyemişte kurtlanmaların önüne geçemedik. Depo, kurtlanmış ceviz içi ve kelebek kozalarıyla dolu bademle doldu. Kurtlu cevizler, ceviz tozu; kelebek kozalarıyla dolu badem, kayısı çekirdeğiyle yarı yarıya karıştırılarak badem tozu haline getirildi ve piyasaya sürüldü. Kabakçekirdeği ürününü beyazlatmak için hidrojen peroksit maddesi ekleniyor. Halk arasındaki adıyla oksijenli su.
Vişne yerine boyalı havuç Staj yaptığım yer birçok büyük firmaya meyve suyu konsantresi yapıp gönderen bir firma. Kara havuç suyuna vişne aroması katarak vişne suyu olarak etiketliyorlar. Piyasadaki çoğu vişne suyunun içeriği kara havuç suyu + aroma + boya…
Kepek ekmeği Bulunduğu ilde 70 şubesi olan bir market zincirinde kullanma tarihi geçen yağlar ve unlar aynı firmanın ekmek üretimine aktarılıyor.. Kepekli ekmeklerde kepek yerine piyasada ‘rogena’ diye bilinen kavrulmuş malt tozu kullanıldığını gördüm. Bu maddeyle un boyanarak kepekliymiş gibi gösteriliyor.
Lahmacun için gerekli olan kıyma içinde çok fazla oranda sakatat kullanılıyor.
Bir fast food zincirinin hamburger satan kuruluşunda gün sonu satılmayıp kalan köftelerin sosları yıkanıp ertesi gün tekrar kullanılıyor.
Gofret hamurunda amilaz enzimi yerine boraks kullanılıyor. Boraksın gıdada bir bileşen olarak kullanımı yasak. Endüstride bir nevi temizlik ajanı. Ama maliyeti amilaz enziminden daha düşük olduğu için bu madde tercih ediliyor.

07-15-yildiz

 

 

Üçüncü yıldızda (2001-2002) aldığım sarı kırmızı damalı bayrağımı dört ara şampiyonluktan sonra dördüncü yıldızda da asmak kısmet oldu, çok şükür. Dördüncü yıldız, iki kupa ve yeni yönetim tüm Galatasaraylılara kutlu olsun.

Yorum yazın