Neil Harbisson’un ‘renkli’ dünyası

Neil Harbisson’un ‘renkli’ dünyası

Neil Harbisson bir performans sanatçısı. Ancak diğerlerinden biraz farklı… Görünüşte bizim gibi “normal” bir insanken, renkleri görememesi onun hayatında bir çığır açmış. Daha önce Harbisson için her şey griymiş. Dolayısıyla karşıdan karşıya geçmesi bile zormuş sanıyorum.

Harbisson dünyanın önde gelen iş analitiği şirketlerinden SAS’ın Türkiye şubesinin davetiyle geldiği İstanbul’da iki konuşma yaptı. Harbisson, renkleri görmüyor ama başına yerleştirilen bir anten sayesinde duyabiliyor. Bu antenle geçici değil, kalıcı bir ilişkisi var performans sanatçısının. Pasaportundaki resmi de antenli bu arada. Yani aslında anten onun burnu ya da kulağı gibi bir uzvu.

Harbisson bu alanda tek değil, kulağına yerleştirilen bir aygıtla hava basıncını tahmin edebilen ya da binlerce kilometre ötedeki bir depremi hissedebilen cyborglar mevcut. Harbisson’a göre vücuda yerleştirilen bu yeni uzuvlar aynı zamanda çevreci özellikler de taşıyor. Çünkü iklimlere ayak uydurmak için ortamı klimatize ediyoruz. Halbuki bu çok büyük bir enerji sarfiyatı demek. Enerji ise günümüzün en büyük ihtiyaç ve sorunu. Ancak kışın bulunduğumuz ortamı değil de sadece vücudumuzu ısıtsak ya da yazın soğutsak bu çok daha çevreci bir çözüm olurdu. Harbisson bunun da bir gün mümkün hale geleceğine inanıyor.

Söylediğine göre, o teknolojiyi kullanmıyor, teknolojinin ta kendisi, bir cyborg sanatçı.

Viyana’da başındaki anten yüzünden uçağa binmesi sakıncalı bulunmuş. Akıl sağlığının yerinde olup olmadığının tespit edilmesi için doktor kontrol ettikten sonra uçağa binebilmiş. SAS yetkilileri İstanbul’da pasaport kontrolünden geçerken sorun çıkabileceği endişesini yaşamışlar ama pasaport polisi kendisine sorun çıkartmamış.

BAŞKA BİR FUTBOL

Toplantının bir diğer önemli konuğu da futbol analitiği şirketi SciSports’un kurucusu Giels Brouwer’di. Brouwer aslında bir futbol tutkunu. Ancak yeşil sahada pek yetenekli olmadığını fark edince ilgisini FIFA oyununa yöneltiyor. Bu oyunda başarılı oluyor ve “Neden bu oyundaki özellikleri gerçek futbola yöneltip futbol analitiği yapmayalım” diyor.

Brouwer’in şirketi SciSports, FIFA tarafından yılın startup’ı da seçilmiş. SciSports sensörler ve kameralar sayesinde futbolcuların görünenin ötesindeki özelliklerini keşfedecek derinlemesine analizler yapıyor. Örneğin sadece asistlerin değil, önceki pasların ne kadar önemli olduğunu ve bu pasları atan oyuncuların aslında ne kadar önemli işler yaptıklarını gözler önüne seriyor.

İYİ İŞLENMEZSE BÜYÜK VERİ BAŞA BELA

Toplantıda başka ilginç konuşmalar da vardı. Örneğin YapıKredi CIO’su Cengiz Arslan, datanın eskiden de olduğunu ancak bu kadar konuşulmadığını söyleyerek, “Datayı inceleyebilecek teknolojiler üretilmeye başlanınca büyük veri kavramı öne çıktı. O yüzden bugün büyük veriyi konuşuyoruz” dedi. Turkcell Başkan Yardımcısı Serkan Öztürk ise artık büyük veri değil, yapay zeka, öğrenen makineler, derin öğrenme gibi büyük verinin oyun alanlarının öne çıktığını söyledi. Büyük verinin korkutucu olduğunu da belirten Öztürk, iyi işlenmesi gerektiğini, değere dönüşebilir verinin elde tutulması gerektiğini ifade etti. 5-6 yıl öncesine kadar yapay zeka için çok büyük meblağlar ödendiğini dile getiren Öztürk, artık açık kodlar ve basit eğitimlerle şirket çalışanları tarafından oluşturulabildiğini vurguladı. Boyner Genel Müdür Yarıdmcısı Şevket Süreyya Çelikkanat’sa, yeni dönemde büyük kurumların dezavantajlı konuma gelebileceğini söyledi. Artık teknolojiyi bilmeyen bir satışçı düşünülemeyeceğini aktaran Çelikkanat blockchai’nin ise ancak 10 yıl içinde tam olarak oturabileceğinin altını çizdi.


BİRANT YILDIZ
birant@sigortacigazetesi.com.tr

Yorum yazın