Mahkemeler niye yavaş?

MAHKEMELERİN yavaşlığı kişileri olduğu gibi kurumları ve sigorta sektörünü de olumsuz etkiliyor. Sebebi ne diye baktığımızda, “Daha İyi Yargı” isimli yeni kurulmuş bir dernek bunun araştırmasını yapmış.
Türkiye’de açılan dava sayısı 3 milyon yedi yüz bin civarındadır. Bu rakam İngiltere’de 2.8 milyon ve Almanya’da ise 5.1 milyon civarındadır. Dava başına hakim sayısı Almanya’da 100 bin kişiye 24 iken, İngiltere’de 3.3 ve Türkiye’de 10.4’tür. Bu anlamda Avrupa ortalamasında gibi görünüyor olsak da, davaların uyuşmazlıkla çözümünde Türkiye oldukça geri kalmış durumdadır. Almanya’da yüzde 38 olan bu oran, İngiltere’de yüzde 98’lerdedir. Türkiye’de ise bu oran yüzde 2’nin altındadır. Derneğin İstanbul Ticaret Mahkemeleri’nde görülen 105 dava dosyası üzerinde yaptığı mikro istatistik çalışmaya göre, Türk adalet sistemi oldukça yavaş işlemektedir. Sistemin verimliliği ve etkinliği oldukça düşüktür. Bunun da ana sebebi, hem davacının hem de davalının, vakıa ve delilleri mahkemeye tam ve doğru ifşa ve ibraz etmemesidir.
Yargılama sırasında dürüst davranmama durumu, tarafların uyuşmazlıkları ile ilgili vakıaları tam ve doğru olarak ifşa etmelerinin sağlanamaması, bunu sağlayacak bir mekanizma olmaması, aleyhe olan delillerin gizlenmesi, hakimin bile bu konuda yetkisinin kısıtlanması, mahkemeye yalan beyanda bulunmanın savunma hakkı olarak görülmesi ve yargılamayı
zorlaştırmanın bir yaptırımının olmaması sonucunda dürüstlüğün iyi niyete kalmış olması şeklinde ortaya çıkmaktadır.
Toplumun her kesiminden ve yargının içinden çok sayıda kişi, yargının işlevini göstermediği ve savunma hakkının zorlaştırılıp kısıtlandığı, kararların isabetsiz ve adaletsiz olduğu, yargılamaların çok geciktiği, yargının iş yükünün çok fazla olduğu ve hak arama özgürlüğünün suiistimal ediliyor olduğuna dair haklı ve önemli şikayetlerini dile getirmektedir.
Derneğin kanaatına göre, işte bütün bu şikayetlere neden olan, toplumda adalete güveni aşağılara çeken durumun kök sebebi uyuşmazlıklarda dürüst davranış ilkesinin ve bu ilkenin bir gereği olan uyuşmazlık konusu vakıaları ve delilleri tam ve doğru ifşa ve ibrazın Türkiye’de sağlanamamış olmasıdır.
Bu durum, yargının asli unsurları arasında ve ayrıca yargı ile vatandaş arasında ciddi ve yıkıcı bir güvensizliğe neden olmakta; taraflar birbirlerine hiç itimat etmediği gibi, vatandaş avukatına, avukatı vatandaşa, hakim avukata, avukat hakime, avukatlar karşı taraf avukatlarına itimat edememekte; yargılama süresinde ortaya konulan hiçbir şeye, hatta mahkemenin vereceği kararın sağlığına ve adaleti gerçekleştireceğine itimat edilmemektedir.
İşte bu gerçeği gizlerken adaleti bekleme anlayışı, uyuşmazlık çözümü bekler görünürken yargıyı haksızlıklara alet etmeye çalışma riyakarlığı yargının sorunlarının temelindeki kök sebeptir.
Bu sorun çözüldüğünde yargı maliyet olmaktan çıkıp, yüksek katma değer sağlar hale gelecek ve hukuk sektörü hızla büyüyerek daha iyi ve daha kaliteli hizmet üretilmesinin önü açılacaktır. Böyle bir düzen Türkiye’nin uluslararası uyuşmazlık çözüm merkezi haline gelmesine ve Türk hukukçuların hizmet ihraç eder hale gelmesini sağlayacaktır.

Yorum yazın