Madenciye zorunlu sigorta: Sektör temkinli
Başbakan Ahmet Davutoğlu ve ilgili bakanların katılımıyla “İş Güvenliği Eylem Paketi” açıklandı. Pakette en dikkat çeken başlıklardan biri madencilere zorunlu hayat sigortası konusu. Davutoğlu, henüz bu konuda net bir durumun olmadığını söylemiş olsa da, zorunlu bir sigorta fikri sektörde tartışma yarattı.
Başbakan Davutoğlu söz konusu olan açıklamasında şu ifadeleri kullanmıştı: “Maden şirketleri, işçilere hayat sigortası yapacaklar. Hayat sigortasının işverene getireceği yükle, muhtemel kazanın getireceği mali yük karşılaştırıldığında, sigorta daha az maliyetli. Bir geçiş süreciyle bütün madenlerde hayat sigortası sistemine geçeceğiz. Devletin yapacağı denetimin yanı sıra sigorta şirketleri de denetim yapacak. Bunun geçiş süreci için çalışmaları en kısa sürede tamamlayacağız.”
Sektör temsilcileri ise bu şartlarda sigorta teminatı vermenin zor olduğunu düşünüyor.
TSB: BU ŞARTLARDA UYGULANAMAZ
“Sigorta şirketlerinin teminat vermek zorunda oldukları bir zorunlu sigortanın uygulanamayacağını düşünüyorum” diyen Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreteri Mehmet Kalkavan, kimi zaman buna benzer düzenlemelerin olduğunu ve bu düzenlemelerde başarı elde edilemediğini söyledi. Kalkavan sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugüne kadar her platformda söyledik. Sigorta sadece zararı ödemeyi taahhüt eden bir sistem değildir, aynı zamanda teminat verdiği alanda asgari standartların sağlanmasını sağlayan önemli bir enstrümandır. Asgari standartları tesis eder ve sonrasında ortaya çıkan zararı öder. Örnek vermek gerekirse, yangın sigortasında çok eleştirildik ancak devamlı surette bunu her yerde anlattık. Bu konuda da aynı şekilde düşünüyoruz. Gündemdeki sorun hayatını kaybeden madencilerin yakınlarına tazminat ödeme konusu değildir; sorunumuz ‘benzer kazalarda başka madenci kardeşlerimizin ölmesinin nasıl önüne geçeriz’ olmalıdır. Kaza ve kazalara bağlı kayıplar mutlaka olacaktır ancak bunu dünya standartlarına çekiyor olmamız son derece önemlidir. 2023 sigorta sektörü vizyonu çerçevesinde kurulan altı çalışma grubundan biri ‘Zorunlu Sigortalar’ ile ilgiliydi. Biz burada ilave herhangi bir zorunlu sigorta istemediğimizi paylaşmıştık. Bu yaklaşım bu ürün için de geçerli olmakla birlikte bu kayıpların asgari seviyelere çekilmesini teminen asgari standartların sağlanması hususunda ilgili bakanlık başta olmak üzere tüm taraflarla birikimimizi paylaşmaya; sürece katkı sağlamaya hazırız.”
SEKTÖR AÇISINDAN ÇOK ÖNEMLİ
Vakıf Emeklilik Genel Müdürü Mehmet Bostan, mevzuatta özel bir kısıtlamanın söz konusu olmadığını söyleyerek, “Eğer yeterli reasürans teminatı alınamayıp, risk devretme kabiliyeti düşük olursa veya yapılacak risk değerlendirmesinin sonunda fiyatların yüksek oluşması halinde, bu tür riskler için havuz ve kamu desteği önerilebilir” dedi.
‘SADECE MADENCİLERLE SINIRLAMAYALIM’
Allianz Yaşam ve Emeklilik Genel Müdürü Taylan Türkölmez, “Günümüzde yalnızca madenciler değil aile sahibi milyonlarca çalışanımızın hayat sigortasına ihtiyacı var. Bu kapsamda, bu açılımı önemsiyor ve olumlu bakıyorken, geniş kapsamlı bir zorunluluğun daha doğru ve yönetilebilir olduğunu düşünmekteyim. Hükümetin bu niyeti kapsamında, ilgili paydaşların bir araya gelerek zorunlu hayat sigortalarının kapsamı üzerine de çalışarak toplumsal uzlaşmanın sağlandığı bir çözüme ulaşmanın en doğrusu olduğunu belirtmek isterim” diye konuştu.
‘ZOR AMA İMKÂNSIZ DEĞİL’
Hayat sigortacılığı açısından maden çalışanlarının özel risk statüsünde kabul edildiğini belirten Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Uğur Erkan, “Bu faaliyet alanında çalışanların sigortalanması zor olmakla beraber imkânsız da değildir. Bu zorunlu hayat sigortasının maden işçilerine, primlerin işveren tarafından ödendiği bir grup hayat sigortası olarak sağlanması en sağlıklı seçenek olabilir” dedi. Oluşturulacak sigorta havuzu ile bu konuda gerekli çözümlerin üretilebileceğinin altını çizen Erkan sözlerini şöyle sürdürdü: “Burada belirleyici olan önemli kriterlerden biri ise bu iş kolunda çalışanlara sağlanacak hayat sigortası teminatlarının münferit satışlarda standart ürünlere kıyasla daha yüksek primlerle sunulabilecek olmasıdır. Maden işçilerinin gelir düzeyleri dikkate alındığında çalışan kitlenin bu tip bir sigorta almaya yönelemeyeceğini de öngörebiliriz. Bu yüzden de işveren tarafından primlerin ödendiği grup hayat sigortası sözleşmeleri ile bu teminatların çalışanlara sağlanması önemlidir.”
47 MİLYON POLİÇENİN 4.6 MİLYONU HAYAT
Türkiye Taşkömürü Kurumu verilerine göre, Türkiye’de kömür ve linyit çıkartılan 740 civarında işletme bulunuyor ve bu işletmelerde 48 bin 700 işçi çalışıyor. Bu sayının 10 bini kamuda 38 bin civarındaki işçi ise özel sektörde istihdam ediliyor. Türkiye Sigorta Birliği (TSB) verilerine göre ise Türkiye’de ilk 9 ayda üretilen 47.5 milyon adet poliçenin sadece 4.6 milyonu hayat sigortası. Bunun önemli bir bölümü ise banka kredisi kullanılması ile yapılan sigortalardan oluşuyor. Yine ilk 9 ayda üretilen 18.9 milyar liralık primin 2.3 milyar lirası hayat sigortası tarafı kaynaklı üretimden geliyor.