Korona günlerinde sigorta
Asya’yı kasıp kavuran ve ülkemizde de dahil Avrupa’da etkisini artıran koronavirüs COVID-19, hem yaşantılarımızda hem de sigortacılıkta geri dönülmez bir paradigma kaymasına sebep oluyor. Pandemi durumu pek çok poliçede daha önce meydana gelen SARS salgını nedeniyle teminat kapsamında bulunmasa da, virüsün hem dolaylı etkileri hem de hayat, alacak ve etkinlik iptali sigortalarında direkt etkileri sigortacıları diken üstünde tutuyor.
Koronavirüs yani Covid-19 virüsünün etkileri dünyanın her yanında hissediliyor. Başlıca iş durması, etkinlik, seyahat iptalleri ve tedavi süreçlerinden oluşacak hasarların karşılanması konusunda sigortacıların rolü hakkında pek çok kurumdan açıklamalar geliyor. Bazı açıklamalar sigorta sektörünün salgın hastalıklardan yoğun olarak etkileneceğini söylerken, genel görüş salgın teminatının çoğu poliçede yer almaması nedeniyle hasarın karşılanmasında sektörün büyük bir etkisinin olmayacağı yönünde.
2003 yılında meydana gelen, 8 bin 500 kişiye bulaşan ve 916 insanın hayatını kaybetmesine neden olan SARS (ağır akut solunum yolu yetersizliği sendromu), sigortacıların poliçelerinde verdikleri teminatlar yeniden değerlendirmelerine neden olmuştu. Bunun sonucunda potansiyel hasarların engellenmesi için pek çok paketten salgın hastalık teminatları kaldırılmıştı. Bu durum da, şuana kadar 460 binden fazla vakada görülen ve 21 bin kişinin hayatını kaybetmesine neden olan koronavirüs nedeniyle oluşacak hasarın yükünün bilhassa bireylere ve şirketlere düşeceğini gösteriyor.
ÖDEME OLMASA DA SAĞLIK SİGORTASINA İLGİ ARTABİLİR
Covid-19’un yayılmaya başlamasıyla beraber sigortacılar poliçelerini karıştırıp verdikleri teminatları gözden geçirmeye başlasalar da, hastalığın yayılması sigorta şirketlerine mali açıdan pozitif yansıyabilir. Prudential Plc’nin başına geldiği gibi, virüsün yayılması teminat arayan kişilerin sayısının artmasına yol açıp, prim üretimini artırabiliyor. 2003 yılında Asya’da meydana gelenler de bu görüşü güçlendiriyor.
“Prudential faaliyet kârının neredeyse yarısını Asya pazarından kazanıyor. Buradaki hizmetlerinin büyük kısmı sağlık ve koruyucu ürünlerden oluşuyor” diyen Bloomberg Intelligence analisti Kevin Ryan’ın 2003 yılında ortaya çıkan SARS’ın şirkete etkileri hakkında söyledikleri hayli ilginç: “SARS’ın Asya’yı vurmasından sonra Prudential yeni işlerden gelen satışlarda %17 artış açıkladı.”
Diğer taraftan, Çin’de faaliyet gösteren hayat sigortası şirketlerinin hükümetten yardım alması da gündemde. Moody’s tarafından yapılan bir açıklamada şu ifadeler geçiyor: “Koronavirüs kaynaklı kritik hastalık tarafındaki tazminat taleplerinin sınırlı olmasını bekliyoruz. Hastalığa yakalananların tedavi ve bakım masraflarının Çin hükümeti tarafından karşılanması için gerekli adımlar atılmakta.”
ETKİNLİK İPTALLERİ BÜYÜK HASARA NEDEN OLUYOR
Etkinlikler ve organizasyonlar salgın tarafından en çok etkilenen alan oluyor. Kurumsal etkinlikler, konferanslar, spor müsabakaları virüs korkusuyla ya erteleniyor ya da iptal ediliyor. Fitch Ratings tarafından yapılan açıklamada etkinlik iptallerinin sigortada büyük hasarlara yol açabilecek tek alan olduğu belirtiliyor. Raporda Tokyo Olimpiyatlarına vurgu yapılıyor: “2020 yılında planlanan en büyük etkinlik Temmuz ayında düzenlenecek olan Tokyo Olimpiyatları. Sigorta uzmanları etkinlik için verilen toplam teminatın 2 milyar doları bulduğunu ifade ediyor.” Olimpiyatlar şimdilik 2021 yazına ertelenmiş gibi gözükse de iptal riski her zaman olasılık dahilinde.
Gelirlerinin büyük kısmını etkinlik sigortalarından kazanan ve 2018 yılında gelirinin yarısından fazlasını bu branştan elde eden Informa’nın finansal sonuçları bu görüşü doğrular nitelikte. İngiliz sigorta şirketinin, mart ve nisan aylarındaki ertelemeler nedeniyle borsadaki değeri %23 civarında düştü.
Dünyanın en büyük spor liglerinden biri olan NBA’de de basketbol oyuncusu Rudy Gobert’in test sonuçlarının pozitif çıkması ve ABD genelinde hızla artan salgın vakaları nedeniyle tüm maçlar süresiz olarak askıya alındı.
Morningstar Inc. şirketinden bir yetkili konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Lojistik gibi iş alanlarında korona nedeniyle sevkiyatın gecikmesi gibi sorunlar bir süre sonra düzeltilebiliyor. Ancak, gerçekleştirilebilmesi için sadece kısa bir pencere olan konferanslar ve spor müsabakaları gibi etkinliklerin yapılamaması durumunda, 1 ya da 2 yıllık bir kayıp oluşabiliyor.”
SALGIN NEDENİYLE SEYAHAT İPTALİ KAPSAM DIŞI
Seyahat sağlık sigortaları ilk bakışta büyük hasar gelecek bir alan gibi gözükse de bu taraftaki hasarın son derece düşük olması bekleniyor. Tersi müşteri tarafından talep edilmediği sürece seyahat sağlık poliçelerinin büyük çoğunluğunda salgınlar nedeniyle meydana gelebilecek hasarlar teminat kapsamında bulunmuyor.
ALACAK SİGORTALARINDA BÜYÜK RİSK
Yavaşlayan bir ekonomi ve tüketici harcamalarındaki durgunluk özellikle alacak sigortası tarafında etkin olan
sigortacıları endişelendirebilir. Salgının uzun bir süre boyunca varlığını koruması durumunda Coface ve Euler Hermes gibi küresel alacak sigortası şirketlerinin potansiyel hasarları yüksek seviyelere çıkabilir.
Alacak sigortaları; sigortalıları, beraber çalıştıkları ve iş yaptıkları bir şirketin iflas edilmesi durumunda ortaya çıkabilecek zarardan koruyor. Sigorta devi Allianz, sigorta şirketlerinin karşılaşabileceği en büyük potansiyel riskin, koronavirüs dalgasının Avrupa’da daha da güçlenmesi ve şirketleri iflasa zorlaması olduğunu belirtiyor.
Allianz Grubu’nun CEO’su Oliver Baete, iflaslar hakkında şunları söyledi: “Eğer KOBİ’ler tarafından büyük ölçekli iflaslar meydana gelirse, alacak sigortasında lider olmamız (Allianz, 2018 yılında Euler Hermesi’i satın alarak alacak sigortasında en çok üretimi yapan şirket olmuştu) sebebiyle bundan en çok etkilenen şirketler arasında yer alabiliriz.”
REASÜRANS ŞİRKETLERİ HAZIR
Sigortacılara teminat sağlayan reasürans şirketlerinde büyük bir hasarın oluşması için 100 binlerce can kaybının oluşması gerekiyor. Yine de küresel çapta tam boyutta bir salgın büyük bir darbe vurabilir. Küresel çapta tam etki gösteren bir salgın 200 yılda bir meydana gelen deprem ya da fırtınalarla aynı risk kategorisinde bulunuyor.
Örnek olarak; SCOR SE’nin sermayesinin %15’i salgın riskinden etkilenebilecek durumda olsa da ancak 10 milyondan fazla insanın hayatını kaybetmesine neden olan bir virüs bu ölçekte hasar verebilir. Munich Re’nin ise salgın nedeniyle teminat verdiği tüm etkinliklerin iptal edilmesi durumunda zararı 556 milyon dolar civarında. Rakamların bu kadar düşük olmasının nedeni daha önce de belirttiğimiz gibi salgın risklerinin poliçelerin önemli bir bölümünde kapsam dışında tutulması.
FİNANSAL PAZARLAR
Koronavirüsten sonra S&P 500 Endeksi, ABD ve Avrupa borsaları çakıldı. Moody’s uzmanlarına göre, salgının sigortacılara en büyük etkisi dolaylı bir yoldan finansal pazarlar üzerinden olacak.
Çeşitli yatırım ve fonlarda milyarlarca doları yöneten sigortacılar için baskılar nedeniyle finansal piyasalarda tahmin edilebilirliğin düşmesi büyük bir risk.
“Hisse senedi piyasaları ve kredi marjlarındaki düşüş, bunun yanında faiz oranlarının da küresel piyasalarda geriye çekilmesi sigortacıların kârlılıklarını negatif önde etkileyecek” ifadelerinin yer aldığı Moody’s raporunda şu söyleniyor: “Salgının getirdiği ekonomik yavaşlamayla paralel olarak sigortacıların iş hacimleri daralacak.”
Ya hasar pandemi ilan edilmeden önce meydana gelmişse?
Bir hastalığın salgın niteliği kazandığı için pandemi ilan edilmesi, poliçelerin çoğunda hastalığın teminat dışı bırakılmasına neden oluyor. Uygulama böyle olsa da Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ, WHO) pandemi ilan ettiği durumda bir ülkede hastalığın diğer ülkedeki boyutlara gelmemiş olma ihtimali bulunuyor. Bunun yanında hasarın pandemi ilanından önce aynı hastalık nedeniyle gerçekleşmiş olma ihtimali de var. Bu durumda da uygulamanın ne kadar akılcı olduğu ya da yorumları tartışmaya açılıyor. Sigortacı Gazetesi yazarlarımızdan Prof. Dr. Samim Ünan, pandemi hakkında görüşlerini şu şekilde aktardı: “Bence DSÖ tarafından pandemi (dünyaya yayılmış salgın) ilan edilmesinin yeterli olup olmadığı tartışılabilir. Belirli bir ülkede salgın haline gelmemiş bir hastalığı, başka ülkelerde (veya genel olarak dünyada) salgın niteliğini kazandığı için teminat dışı bırakmak makul olmayabilir. Mesela yurt dışında virus bulaşmış bir kişi yurda döndüğünde hastalığı saptanır ve tedaviye alınır, başarılı bir şekilde izole edilir ve hastalığın yayılması önlenmiş olursa, ilgili ülkede salgından söz edilemez. Buna karşılık ülke dışında bir çok yerde (ve hatta genel olarak dünyada) aynı hastalık “salgın” niteliğini kazanmış olabilir. Burada, günümüzde dünyanın her tarafıyla temas halinde olunduğu dikkate alınarak, dünya çapında salgın olduğu kabul edilen hastalıkların henüz yaygın hale gelmediği ülkelerde de salgın sayılması gerekecek midir?
Bu bir yorum sorunudur. Belirli bir ülkede salgın haline gelmesi sonradan önlenen hastalıkların dünyada salgın var gerekçesiyle teminat dışı sayılması ile, aynı hastalığın sonradan salgın niteliğini kazanması durumunda, yerel kamu makamları tarafından henüz salgın olarak ilan edilmediği dönemde de (geriye etkili olarak) teminat dışı sayılmaları uygun görünmüyor.”
ÖZEL SAĞLIK SİGORTASI KAPSAMINDAN ÇIKARILDI
Koronavirüs salgınında en çok merak edilen sorulardan biri de salgın durumunda hangi sigortaların geçerli olup olmadığı. Virüs, Dünya Sağlık Örgütü’nün pandemi ilan etmesinden sonra özel sağlık sigortalarının kapsamına girmiyor. Yine de COVID-19’un tedavisi devlet hastanelerinde kurulan bölümlerde kamu tarafından karşılanıyor. Yine de Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan son genelgeye göre sağlık kurumlarına müracaat eden hastaların COVID-19 tanısı kesinleşinceye kadar Sağlık Bakanlığı hastaneleri, devlet ve vakıf hastaneleri ile tüm özel sağlık kuruluşlarınca kabul ve tedavi süreçlerinin yapılması zorunlu hale getirildi.