Kooperatif sigortacılığı da acentelerle büyüyecek
Sigorta sektöründeki en yeni ve farklı şirketlerden Doğa Sigorta Kooperatifi’nin Genel Müdürü Burak Reis Özen ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Söyleşide acentelerin önemini vurgulayan ve kooperatif sigortacılığının gelişmesiyle ilgili beklentilerini paylaşan Burak Reis Özen, mevzuat sorununun halledilmesi halinde kooperatif sigortacılığının yaygınlığının artacağını belirtti.
Kooperatif sigortacılığı dünyada bu kadar yaygınken, Türkiye’de yaygın değil. Bunun nedenleri nelerdir?
Ülkemizde mevzuat açısından bakılacak olursa, kooperatif sigorta şirketi kurma hakkı 2007 yılında çıkan 5684 sayılı kanunla verildi. Biz, kooperatif sigortacılığının gelişmesi için, kooperatif sigortalarının ülkeye ve kişilere neler kazandıracakları konusunda, kamuoyunun bilgilendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ancak elimizi bir mevzuat eksikliği bağlıyor. Sigorta kooperatifleri ile ilgili mevzuat taslak haline gelmek üzere ve bizlere sunulacak. Sınırlarımızın ne olduğunu bilmek durumundayız. Bugüne kadar yapılan bütün çalışmalar bir karineyle gitti. Yani kooperatif sigorta şirketleri birtakım uygulamalar yaptı, Sigorta Denetleme Kurulu bunların bazılarını yapamazsınız dedi. Bir kısmı için 1163 sayılı kanundaki kooperatiflere baktık, bir kısmını ise Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’ndan öğrendik.
‘KOOPERATİF SİGORTACILIĞI GELİŞECEK’
Çok yakın bir gelecekte kooperatif sigortacılığının ülkemizde ciddi biçimde gelişeceğine inanıyorum. Şu anda bununla ilgili sorgulama yapan ve piyasayı koklayanlar var. Başvurular olabilecek gibi gözüküyor, araştırma yapılıyor yoğun bir şekilde. Eğer bu girişimler sonuçlanırsa, birkaç sene içinde Türkiye’de on civarında kooperatif sigorta şirketi olacağını tahmin ediyorum.
Peki, kooperatif sigorta şirketi kurma konusunda neden geç kalındı?
En büyük sorunlardan biri mevzuat engeliydi. Eğer önümüzdeki birkaç ay içinde mevzuat halledilirse ve Hazine burada ciddi bir biçimde sınırları çizip şirketleri o kulvarın içinde kalmaya zorlarsa, bunun bir neticesi olarak sigorta sektöründe yerli sermayenin tekrar artışı kooperatif sigortacılığıyla olabilir. Biliyorsunuz, şu anda yabancı sermaye ciddi biçimde yükselmiş vaziyette, yerli sermaye ise 2000 krizinden sonra sigorta sektöründen biraz kaçtı. Hazine de kuralların içinde kalmak kaydıyla kooperatiflerin artmasından yana ve bunu değerlendirmek lazım. Anonim sigorta şirketlerinin başta korkusu olduğunu hissetmiştik. Daha sonra kooperatiflerin piyasadaki acımasız fiyat rekabetine fazla girmediklerini gördüler. Sektör de bunu kabullenmiş durumda ve artık kooperatif sigortalara ayrık otu gözüyle bakmıyorlar. Herkes kendi kulvarında koşmayı becerirse, kooperatifçilik, sigorta sektörü için olumlu bir enstrüman olacaktır.
Kooperatif sigortacılığındaki zorluklar neler?
Bu soruya şöyle örnek vereyim: Örneğin, trafik sigortalarının artık belli bir oranı var. Yani, diyelim ki İstanbul’da trafik sigortası ortalama 500 lira. Kooperatif olarak biz buna 100 lira ortaklık payı koyduğumuz zaman 600 lira olur ve kimse bizden almaz. Bunu elimine etmek adına, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın birtakım çalışmaları var. Eğer bu Meclis’ten geçip kanunlaşırsa o zaman bu tarz zorunlu sigortalarda ortaklık payı 1 lira olacak. Yani ben 600 liraya satmak yerine 501 liraya satacağım ve o zaman piyasayla rekabet etme şansım olacak. Bugün İstanbul’da, DASK ortalama 100 lira civarında satılıyorsa, ortaklık parası koyup 200 küsur liraya satmak zorundasınız. Dolayısıyla bunların iyi bir şekilde revize edilmesi lazım.
‘KÜÇÜK ŞİRKETLER BUTİK İŞLERE YÖNELMELİ’
Müşteri memnuniyeti konusunda kooperatif sigorta şirketlerinin başarılı olacağına inanıyorum. Bankalar, kooperatifler ve dernekler kanalıyla, birbiriyle kombine edilmiş ürünler sağlayıp müşterilerin dikkatini çekmek lazım. Kasko, trafik ve yangın poliçesinin dışında da sigortalanabilecek çok fazla alan var. Örneğin, sadece hukuki sorumluluk sigortaları konusunda Almanya’da faaliyet gösteren 10 sigorta şirketi görebilirsiniz. Çünkü Almanlar sorumluluk sigortası olmadan sokağa bile çıkmak istemiyorlar. Türkiye’de bu tip sigortalar henüz gelişmedi. Mesela, Avrupa’da uzatılmış garanti sigortaları var. Garanti süresi bitmeden arabanıza aynı şartlarda bir poliçe daha alıyorsunuz ve garantinizi uzatabiliyorsunuz. Ferdi kazada ve sorumluluk sigortalarında envai çeşit ürün var. Küçük şirketlerin değişiklik yaratabilmeleri için yavaş yavaş buralara doğru kayması lazım.
Sektörde acentelerin önemi nedir?
Ben 43 yıl bu sektörden geçinmiş bir insan olarak şunun altını çizerek söyleyebilirim ki, Türk sigorta sektöründe acente fenomen haline gelmiştir. Şu anda da acentelerin olmadığı bir sistem düşünemiyorum. Dünyaya baktığımız zaman kimi ülkelerde brokerlerin kimi ülkelerde bankasüransın biraz daha ileride olduğunu görürsünüz ama her ülkede ortak bir şey var; her ülkedeki ortak çizgi acente. Acentesiz bir sigortacılık dünyanın hiçbir yerinde yok.
‘ACENTELER KOOPERATİFİ DOĞRU ANLATMALI’
Kooperatiflere gelince… Kooperatif ortaklığı konusunda acenteleri korkutan bir şeyin olmaması lazım. Mesela 100 lira vererek ortak oluyorsanız, bulunduğunuz kooperatifin acz içine düşmesi halinde sorumluluğunuz 100+100 lira ile sınırlı. Kooperatifler kanunen iflas etmiyor fakat acz içine düşebiliyorlar. Bulunduğunuz kooperatif eğer acz içine düşerse, hiçbir şey yapamaz hale gelirse, sizden bir defaya mahsus 100 lira daha istenebilir diyor kanun. Yani tek sorumluluğunuz 200 lira! Bu iyi anlatılamadığı için, yapı kooperatiflerinde olduğu gibi, devamlı 100 lira ödeneceği zannediliyor. Bunu aracılarımıza iyi anlatmamız lazım. Çünkü müşterilerle onlar temas ediyorlar. Siz istediğiniz kadar bunu web sayfanıza yazın, broşürler dağıtın, iletişim kurun; müşterilerinize bunu ilk anlatacak olanlar sizin acentelerinizdir. Dolayısıyla biz şimdi acenteleri kooperatif sigortacılığı nedir, ne değildir, onları neler bekliyor, artıları eksileri ne, neler yapmalılar gibi konularda eğitme yoluna gideceğiz.
Kooperatif sigortacılığı konusunda yapacak çok iş var, sadece bunun için efor sarf etmek lazım. Ekibin bilinçli olması lazım.
Peki şirketler kooperatif sigortacılığına neden başlıyor?
Maliyet avantajı bunun bir sebebi olabilir. Çünkü kooperatif sigorta şirketi, anonimden daha düşük bütçeyle kurulabiliyor. İkinci olarak öncülük yapmak için bu işe girmek isteyenler, kooperatifçilik anlayışını geliştirmek isteyenler var. Üçüncü olarak, örneğin, 100 bin ya da 500 bin üyesi olan bir grup var. Sendika ya da bir dernek olabilir, vakıf veya tarım kredi kooperatifleri olabilir. Ancak şu anda bu üçüncü bacakta kurulmuş bir şirket yok. Avrupa’daki örneklere baktığımız zaman üçüncü ünitenin çok geliştiğini görüyoruz. İkinci Dünya Savaşı sonrasında kurulan şirketler bunlar. Büyük holdingler ya da o zamanki büyük sermayedarlar harpte iflas ettikleri için birleşme yoluyla gruplar kurdular.
‘2015 HEDEFİ EĞİTİM SİGORTASINDA ÖNE ÇIKMAK’
“Doğa Sigorta birinci senesini doldurmak üzere. Kuruluş aşamasından beri Doğa Grubu’nun büyük desteğini gördü. Biz öncelikli planlarımızın hepsini bu yıl gerçekleştiremeyeceğimiz için bir kısmını 2015’te yapmayı planlıyoruz. Kuruluş aşamasında fizibilite yaparken, eğitim sigortalarıyla grubumuzun Doğa Kolejleri vasıtasıyla büyük bir kitleye hitap edeceğimizi varsaymıştık. 2015 senesi içinde bireysel sigortalarda grubumuzun okullarıyla ilgili projelerimiz var. Onun dışında şu anda 65 acentemiz var ve üretimimiz trafik / kasko ağırlıklı gidiyor. Ama biz bunu konut, işyeri, nakliyat gibi diğer branşlarla çeşitlendirmek istiyoruz. Değişik ürünleri reasürans yoluyla ithal etmek istiyoruz. Bunların başında yüksek adette ferdi kaza ürünleri geliyor. Dernekler, kooperatifler ve sendikalarla kooperatif olmamız nedeniyle çok daha yakın ilişkiler kurma şansımız var. Özellikle bu kesimlerin çalışanlarına ait ferdi kaza sigortalarını, ayrıca araç ve evlerinin sigortalarını yapma şansımız yüksek. Bizim beklentimiz, Doğa Sigorta’nın önümüzdeki beş-altı yıl içinde kendi kulvarında büyüyüp ciddi yerlere yükseleceği yönünde.”
‘EN ÖNEMLİSİ HALKA ANLATABİLMEK’
“Kooperatif sigortacılığına ortak olmanın korkulacak birşey olmadığını ve ortak olanları zarara sokmayacağını anlatmak lazım. Ana sözleşmenizde bunu tanzim ediyorsunuz. Kimisi diyor ki ben bir sene sonra para veririm, kimisi diyor ki ben genel giderlerinden düşerim öyle veririm. Bunlar her şirkete göre değişiyor. Genelleme yapıp başka şirketler adına konuşmak istemiyorum ama mutlaka insanlara bunun anlatılması lazım.
Bu modellemeleri artırmak çok olası ve her şeyin başı mevzuat. Mevzuat çıktığı zaman kimin ne yapıp ne yapamayacağını göreceğiz. Hazine’nin çok büyük desteğini görüyoruz. Şu anda el yordamıyla gidilen bir yol var. O yol aydınlatılırsa, biz de altı şeritli bir otoyolda mıyız yoksa patika bir yolda mıyız göreceğiz. Onu görürsek, o zaman gücü yeten Ferrari’siyle gaza basacak, gücü yeten at arabasıyla gidecek ama bu yoldan gidilecek. Çünkü bu yol artık açıldı…”