Kıdem Tazminatı Fonu YENİDEN GÜNDEMDE

Çalışma hayatının en önemli konularından biri durumundaki kıdem tazminatının fonlu yapıya geçirilmesiyle ilgili olarak 2012 yılında hükümet ile işçi konfederasyonları arasında görüşmeler yürütülmüş, işçi temsilcilerinin önerilen sisteme yönelik tepkisi neticesinde kıdem tazminatı fonuna ilişkin değişiklik planları rafa kaldırılmış, buna paralel olarak 62. Hükümet programında da bu konuya yer verilmemişti. Bununla birlikte, Kalkınma Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 8 Ekim 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 2015-2017 Orta Vadeli Program kapsamında kıdem tazminatı fonunun yeniden gündeme alındığı görülüyor. Orta Vadeli Programın 243’üncü maddesinde yer alan “Sosyal taraflarla diyalog içerisinde tüm işçilerin faydalanacağı ve bireysel hesaba dayanan bir kıdem tazminatı sistemi geliştirilecektir.” ifadesinden yola çıkarak önümüzdeki 3 yıllık dönemde kıdem tazminatı sisteminde değişikliklerin gerçekleşebileceğini söylemek mümkün.
Ülkemizde, kıdem tazminatı fonu ilk kez 1954 yılında 2. Çalışma Meclisinde ortaya atılmıştır. Sonrasında süregelen toplantılarda kıdem tazminatı için özel bir fon kurulması, kıdem tazminatına ilişkin primlerin her yıl bu fona yatırılması ve işverenle ilişkisi sonlanan işçinin kıdem tazminatını bu fondan alması yönünde tavsiye kararları oluşmuştur. Ancak aradan yarım yüzyıl geçmesine rağmen kıdem tazminat fonuna ilişkin düzenlemelerde mutabakata varılamadığı, bu nedenle işverenlerin kıdem tazminatı sorumluluğunun devam ettiği görülmektedir. Halen geçerli olan iş kanunu mevzuatına göre; işveren tarafından haklı bir sebep olmadan işten çıkarılma, haklı bir sebeple iş bırakma, askerlik ve emeklilik nedeniyle iş bırakma, 15 yıllık sigortalılık süresini ve 3600 prim gün süresini tamamlayarak iş bırakma, kadınlar için evlendikten sonraki bir yıl içinde iş bırakma ve ölüm hallerinde kıdem tazminatına hak kazanılmaktadır.
Bireysel hesaba dayalı olacak ve işveren ile devletin kaynak aktarması planlanan kıdem tazminatı fonu ile ilgili olarak işçi tarafında oluşan en büyük endişe kazanılmış haklardan geriye adım atılması. Şu anda işçiler, çalıştıkları her 1 yıl için yan haklar da dâhil olmak üzere bir aylık brüt ücret kadar kıdem tazminatı almaya hak kazanıyor. Ayrıca kadınlarda evlilik, erkeklerde askerlik durumlarında ve 3600 prim gün sayısını ve 15 yıllık sigortalılık süresini tamamlama durumunda kıdem tazminatına hak kazanılmakta. Bunlara ek olarak kıdem tazminatı fonunun kurulması sonrasında eski sistemde hak edilmiş olan kıdem tazminatlarının ne olacağı konusu da soru işareti oluşturan diğer bir nokta. Anlaşılan o ki, işverenler açısından kıdem tazminatı yükünü azaltırken, işçiler açısından kazanılmış hakları koruyacak ideal bir yapıyı tesis etmek ve bu sayede çalışma barışını sağlamak için tüm paydaşların önümüzdeki dönemde ince eleyip sık dokuyarak yoğun mesai harcaması gerekecek.

Yorum yazın