Keskin balta
BU sayfalarda ağırlıklı olarak, sigorta sektörü özelinde yeni nesil teknolojiler, dijitalleşme, inovasyon, e-girişimler üzerine yazıyorum.
Bu konular üzerindeki paylaşımlar sırasında, günlük mücadele, kısa vadeli hedefler ve koşuşturma içerisinde bu alana kafa yormanın, öncelik vermenin, zaman ayırmanın çok zor, neredeyse imkansız olduğunu sık sık duyuyorum.
Günlük mücadele içerisinde koşuşturmaktan o kadar yorgunuz ki.
Hem bireysel hem de sektörel anlamda bir bıkkınlık, ümitsizlik ve mutsuzluk havası hakim.
Böyle bir ruh hali içerisinde, gelecek hakkında düşünmek, yeni, yaratıcı fikirlere kafa yormak, uzun vadeli yatırımlar üzerinde çalışmak çok afaki geliyor.
Aslında, geleceğin çok hızlı geldiğini ve yeni dönemde bizi nelerin beklediğini çok iyi biliyoruz.
Değişmek ve yenilikleri hayata geçirmeyi istiyoruz, ama bir türlü bu konuya yeterince odaklanamıyoruz.
Bilmek ve istemek noktasında sorun yok. Tıkandığımız yer yapmak aşaması.
Zamanımızı ve enerjimizi daha çok günü kurtarmak, günlük sorunlarla boğuşmak, kısa vadeli hedefleri gerçekleştirmek için harcıyoruz.
Geleceğe hazırlık yapmanın öneminin farkındayız, ama acil olan hep başka şeyler var.
***
Stephen Covey en beğendiğim ve beni etkileyen yazarların başında gelir.
Yazarın, “Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı” kitabında bahsettiği bir hikaye bana bu durumu hatırlatıyor.
“Bir gün ormanda yürüyüş yapan birisi uzakta bir adam görüyor. Elinde balta olan adam, çok güçlü bir şekilde baltayı ağaca vuruyor. Adamın tüm çabasına rağmen, aslında çok kalın olmayan ağaç bir türlü kesilmiyor. Uzaktan seyreden adam merak ediyor, acaba neden böyle diye. Yaklaştığında fark ediyor ki, adamın elindeki balta tamamen körelmiş. Ter içinde kalmış, söylene söylene ağacı kesmeye çalışıyor.
Adama daha da yaklaşıp, soruyor;
– Niçin gidip baltanı bilemiyorsun? Baksana o kadar körelmiş ki, ağacı hiç kesemiyorsun.
Adamın yanıtı gecikmiyor;
– Sen ne diyorsun, ben daha kaç tane ağaç keseceğim, şimdi gidip balta bilemekle harcayacak boş zamanım yok.”
Önemli olanlar değil de, daha çok acil olanlar veya öyle olduğunu düşündüğümüz şeyler, önceliklerimize yön veriyor.
Ara verip, baltamızı bilemeyi zaman kaybı olarak görüyoruz.
Ağaçların arasında koşuşturmakla o kadar meşgulüz ki. Ara sıra da olsa, arkamıza yaslanıp, ormanın bütününe, genel resme, global trendlere, yeni gelişmelere bakmayı ihmal ediyoruz.
Evet hepimiz çok yoğunuz, sürekli bir mücadele içindeyiz, yoruluyoruz, kan ter içinde çabalayıp duruyoruz.
Ama kör balta hikayesinde olduğu gibi, harcadığımız efor, arzu ettiğimiz sonucu bir türlü üretmiyorsa, bir yerde bir sorun var demektir.
Albert Einstein’in söylediği gibi; “Aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp, farklı sonuçlar beklemek, deliliktir.”
Stratejik rekabet avantajlarının peşinde koşmak, yeni ve farklı çözümleri hayata geçirmek, sektörde ses getiren ilklere imza atmak, geleceğe yönelik yatırımlara öncelik vermek, cesur, yaratıcı ve yenilikçi bir anlayışa sahip olmak o kadar önemli ve farklı ki.
Aynı kör bir balta ve keskin bir balta ile ağacı kesmeye çalışmak kadar.
Evet, her ikisinde de çaba harcıyorsunuz, her ikisinde de ter akıtıyorsunuz, her ikisinde de yoruluyorsunuz.
Ama ilkinde bir türlü arzu edilen sonuca ulaşılamamanın stresi, telaşesi, moral bozukluğu içerisinde acı çekerken, ikinci seçenek de, çabalarınızın neticesini almanın verdiği keyif mutluluk ve doyum hissini yaşıyorsunuz.
Tercih sizin…