Kadına yönelik aile içi şiddet araştırması
HACETTEPE Üniversitesi’nin raporunda yer alan tespitler şöyle:
• Evli kadınların yüzde 36‘sı eşinin fiziksel şiddetine maruz kalıyor.
• Fiziksel şiddet kadınların yüzde 10’unda gebelikte de devam ediyor.
• Kadınların yüzde 38’i yaşamlarının herhangi bir döneminde fiziksel ve/veya cinsel şiddete birine maruz kalıyor.
• Evli kadınların yüzde 12’si cinsel şiddet yaşıyor.
• Kadınların yüzde 44’ü şiddetten kimseye söz etmiyor.
• Her 10 kadından 3’ü şiddete fiziksel olarak karşılık veriyor ve evini kısa süreliğine terk ediyor.
• Kurumsal başvuruda bulunanların oranı ise sadece yüzde 11.
• Kadınların yüzde 80’den fazlası, evlilik yaşı, nikah türü ve mal paylaşımına ilişkin kanun maddelerini biliyor, buna karşılık yüzde 60’ı kadının çalışmak için eşinden izin almasının gerekmediğinden habersiz.
• Kadınların yüzde 26’sı 18 yaşını tamamlamadan evlendiriliyor.
• Erken yaşta evlenen kadınların yarısı fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz kalırken, 18’inden sonra evlenenlerde bu oran 3’te 1’e iniyor.
• Kadınların yüzde 9’u çocukluk döneminde (15 yaş öncesi) cinsel istismara maruz kalıyor. Bunun yüzde 29’u baba, üvey baba, erkek kardeş, ağabey, dede, amca ve dayı dışında kalan erkek akrabalardan, yüzde 38’i yabancılardan, yüzde 15’i komşulardan oluşuyor.
• Her 10 kadından 3’ü ise hayatında en az 1 kez telefonla arama, kısa mesaj, mektup ya da e-posta yoluyla taciz ediliyor.
• Türkiye genelinde fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz kalmış kadınların büyük bir çoğunluğu (yüzde 89) kurum ya da kuruluşlara başvurmamış.
Sabancı Üniversitesi’nin yürüttüğü ‘İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi’ kapsamında 19 gönüllü şirkette 1.715 çalışanla görüşülmüş.
Ortalama 35 yaşında, üniversite mezunu ve çoğunlukla (yüzde 62) evli bireylerin verdiği yanıtlar baz alınarak hazırlanan rapora göre:
• Çoğunlukla üniversite mezunu beyaz yakalı kadın çalışanların yüzde 75’i, en az bir kez şiddetin bir türüyle karşılaştı.
• Şiddet gören çalışan kadınlar arasında sosyal şiddet yüzde 40 ile ön planda. Psikolojik şiddet yüzde 35’le ikinci, ekonomik şiddet yüzde 35’le üçüncü ve fiziksel şiddet içeren davranışlar ise yüzde 8’le dördüncü sırada yer aldı.
• Yine araştırmaya göre, erkeklerin yaklaşık yüzde 40’ı, birlikte olduğu kişiye veya eşine şiddet unsuru içeren kötü ve kırıcı davranışta bulunduğunu kabul etti.
***
Yapılan tüm araştırmalar ve istatistikler kadına yönelik şiddette Türkiye’nin karnesinin oldukça kötü olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmalar neticesi ortaya çıkan rakamlar, kadınların büyük çoğunluğunun küçük yaşlardan itibaren şiddet ya da cinsel saldırılara maruz kaldığını gözler önüne seriyor.
Bu kesinlikle çok önemli bir eğitim sorunudur ancak erkek egemen sistemin yarattığı bir sorun olarak da değerlendirilmelidir.
Gelecek ayki yazımda psikiyatrist gözüyle de bu sorunu tekrar ele alacağız. Benim çok merak ettiğim, kadınların da erkekler gibi fiziki güçleri olsa idi yukarıdaki istatistiklerin nasıl olacağı! Bu sefer kadınlar da erkeklere şiddet uygular ve/veya cinsel saldırıda bulunurlar mıydı? Kadın egemen toplum olsa idik erkeklerin yaptıklarının aynısını kadınlar da erkeklere yapar mıydı? Bence bu sorunun cevabı sorunu anlamak için çok önemli.