İnternetzede

ESKİDEN ansiklopedi karıştırmak vardı. Her aradığını elinle koymuş gibi bulur, gerektiğinde bulduğun yeri gösterirdin. “Delik demir çıktı, mertlik bozuldu” misali daktilo makinesinden kalkıp, bilgisayarın başına oturunca internet çağına terfi ettik. Raftaki kitap, defteri de yok ettik. Arama motorları biraz kanaatkâr olabilseler hayır dua almaları gerekecek. Ancak yayına koydukları saçma sapan bir sürü reklâm sitelerinin  arasından sıyrılıp aradığınıza ulaşmak Köprü geçişine rahmet okutuyor. Anadolu Kavağı veya Pasaj’daki garsonların yılışık davetlerinin bir başka çeşidi. Bütün bu zahmetlere katlanıp aradığını bulup, yazıp çiziyorsun, oh diyeceğin sırada bilginin tarihinin 10 yıl öncesine ait olduğunu görüveriyorsun. Bu elektronik dâhilerinin dünyayı avuçlarının içine almış programlarının uygun sürelerde konusu itibarıyla değerini kaybeden bilgileri dışlaması çok mu zor? Meğer bu mucizelerin ne bulurlarsa, araştırmadan dağarcığa atmak eksiklikleri de varmış. Zaten başka türlü bu  kadar lüzumlu lüzumsuz bilgi toplamanın mümkün olamayacağını bilmemiz gerekirdi.
Bu konuya destursuz neden girdiğime gelince. Zaman zaman yazıya konu bulamamaktan veya bulunan konuyu takviye etmek veya genişletmek için buralara başvuruyorum. Geçen ay kendi yaş günümle ilgili bir şeyler karalarken, Arjantin’li bir şair, yazarın “tekrar dünyaya gelsem” safsatalarının, bir büyük ekonomistin, “ bir kısım yeni jenerasyonun yaşam felsefelerinin dünya ekonomisine etkileri “ tezi ile büyük ölçüde örtüştüğünü gördüm. İnternet sitesinde kayıtlı bilgilere göre bu zat, bir bankanın organize ettiği, uluslararası bir seminerdeki sunumunda yumurtlamıştı bunları. Bu sunumdan özetleyerek pasajlar aldım yazıma. İki  büyük arama motorunda bu sunumla ilgili birçok alıntılar vardı. Gelgelelim bu zâtın baş ekonomisti olduğu müessese, muhteremin yakın zamanda buralara gelmediği ve böyle bir sunum yapmadığı iddiası ile tekzip (yalanlama) gönderdi. Yani ben ve daha bir sürü kişi veya kuruluş bu sunumu uydurmuş olduk. Diğerlerini bilmem ama bendenizin böyle bir sunumu kaleme almaya müktesebâtım olsa her ay bu köşede neler yazar, basit nostaljilerimle sizi oyalamaz, altına da göğsümü gere gere kendi imzamı atardım.
***
Sayın Erhan Dumanlı’nın yaş günü hediyesi olarak gönderdiği saatli şiiri sizlerle paylaşmak ve bu vesile ile kendilerine bir kere daha teşekkür etmek istedim.

ULAN ZAMAN
Kulak ver de iyi dinle,
Doğduğumdan beri
Uğraşıyorsun benle.
Yavaşlayacak yerde,
Çabucak geçtin.
Hızlanacak yerde,
Durmayı seçtin.
Şimdi de yolun sonunda,
Bu çıkışsız inişte,
Bari arkamdan itme
Gidiyoruz işte..

Yorum yazın