İklim değişiklikleri sigortacı ve reasürörleri zorlayacak

S&P’nin “İklim Değişiklikleri Şirketlerin Doğal Afetler Karşısındaki Güvenilirliğini Sınayabilir” isimli yeni raporunda, sonuçları daha yıkıcı hale gelen doğal afetlerin etkilerini mercek altına alıyor. Raporda, “Yakın geçmişte, doğal afetlerin şirketlerin kredi dereceleri üzerinde çok büyük bir etkisi olmadığını gözlemliyoruz. Bilimsel kanıtların gösterdiği gibi bu afetlerin sıklaşması ve şiddetini artırması durumunda kredi dereceleri üzerindeki etkileri de artabilir” ifadeleri kullanılıyor.
Reasürans devi Swiss Re’nin datasını kullanan S&P, doğal afetlerin yarattığı ekonomik hasarın son on yıl içinde ciddi bir artış gösterdiğine dikkat çekiyor. Fakat şirketlerin birçoğunun “likidite yönetimi, sigorta, afet risk yönetimi ve olay sonrası iyileştirme önlemleri” sayesinde bunun etkisini hafifletmeyi başardığı belirtiliyor.
Doğal afetlerin şirketler üzerindeki etkisini azaltan uygulamalar arasında sigorta sistemleri, reasürans bağlantılı yatırımlar, sigorta bağlantılı menkul kıymetler, afet bonoları ve Karayipler Afet Riski Sigorta Kuruluşu (CCRIF SPC), Afrika Risk Kapasitesi (ARC), Pasifik Afet Riski Sigorta Girişimi (PCRIP) ve DASK gibi bölgesel risk finansman havuzları bulunuyor.
Bütün bu risk transfer mekanizmaları dünyadaki ekonomilere ve toplumlara doğal afetler karşısında geniş çaplı koruma sağlarken, PCRIP gibi parametrik programlar afet sonrası hasarın hızlı ödenmesini sağlıyor.Ancak, raporda, bu tür finans araçları son on yılda yeterli gelmiş de olsa, dünyanın öncekilere göre çok daha yıkıcı doğal afetlerle karşı karşıya kalma ihtimali olduğuna vurgu yapılıyor.
S&P, doğal afetlerin kredi derecelendirmesinde nadiren negatif bir etkisi olduğunu doğruluyor. Son on yılda sadece 60 kere bir doğal afetin kredi notunun düşmesinde temel etken olduğu belirtiliyor. Bunun ne kadar az olduğu, S&P’nin son on yılda 6 bin 300 kere kredi notu düşürdüğü göz önüne alınınca anlaşılıyor.
S&P, yoğun küreselleşme ve dünyanın giderek daha bağlantılı bir hale gelmesine paralel, doğal afetler de sayıca artar ve şiddetlenirse şirketlerin mevcut risk yönetimi girişimlerinin yetersiz kalacağı konusunda uyarıda bulunuyor. Karışık tedarik zincirleriyle dünya ekonomisinin gittikçe daha da birbirine entegre olduğu da dikkate alınırsa, küresel olarak yüksek riskli bölgelerin artışı doğal afetlerin etkisini artırabilir.
Asya-Pasifik bölgesindeki yüksek riskli kıyı bölgelerine ve ABD’deki orman yangını riski yüksek alanlara artan göç oranı, nüfus artışının bir sonucu olarak artan riske örnek teşkil ediyor. S&P’ye göre, riski yüksek bir bölgede gerçekleşecek şiddetli bir doğal afetin sonuçlarının yıkıcı olması da kaçınılmaz olacak.
Raporda şu ifadeler yer alıyor: “Şiddetli bir afet gerçekleşecek olsa, şirketlerin afet sigortaları ve bütün risk yönetimi yetersiz kalır. Dünyadaki herkesin, global ekonominin doğal afetlere karşı direncini artırması gerekiyor, böylelikle afetlerin şirketler üzerindeki etkisi kontrol edilebilir olur. Bize göre, bu tarz olaylardaki risk seviyeleri konusunda daha transparan olmalı. Bu açıdan, 100’de 1 Girişimi (1-in-100 Initiative) şirketlerin bu tür olaylara direncini daha fazla incelemeli.”

Kaynaklar: Standart & Poor’s raporu

Yorum yazın