Finansal teknoloji alanında yükselen trend: InsurTech
Gelişen teknolojiyi kullanarak müşteri ve müşteri memnuniyetini hizmet/servisin odağında tutan finansal teknoloji girişimlerinin (FinTech) sayısı her geçen gün artmaya devam ederken, bu girişimler diğer yandan bazı köklü finansal kuruluşların yerlerini sarsmaya da başlıyor. EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Müdürü Ali İziç, FinTech ekosistemi içinde yer alan sigorta teknolojilerinin sektöre etkilerini değerlendirdi:
FinTech adı ile tanımlanan şirketlerin dünya ölçeğindeki verilerini incelediğimizde, 2015 yılında yaklaşık olarak 15 milyar dolarlık yatırım almış olduğunu ve pazarda 4 bin 500’e yakın şirketin bulunduğunu görüyoruz. İlgili ve yeni kurulacak şirketler ile birlikte toplam yatırım rakamının 2016 yılı sonunda ise yaklaşık olarak 26 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.
Bu ekosistemin içinde yer alan ve sigortacılık alanında gelişen teknoloji ile yıkıcı hizmetler ve çözümler sunan InsurTech şirketleri ise 2015 yılı sonunda yaklaşık olarak 2.7 milyar dolar yatırım aldı, şirket sayıları ise 400’e yaklaştı.
Sigortacılık sektörünün ise bankacılık ve telekom sektörlerinin arkasından geldiğini ve gelişim potansiyelinin olduğunu söyleyebiliriz. Bu durum özellikle InsurTech olarak adlandırabileceğimiz şirketlerin yükselmesine ve kullanıcılar tarafından tercih edilmesine neden oluyor.
Peki, InsurTech şirketleri neyi amaçlıyor? Sigortacılıkta değiştirmeyi ve yıkmayı istedikleri konular ve alanlar nelerdir? Hangi teknoloji etmenlerini kullanarak müşteriye ne gibi bir değer önerisi sağlıyorlar?
Bu sorulara cevap verebilmemiz için öncelikle gelişen teknolojiden bahsediyor olmamız gerekiyor. Son günlerde hepimizin yoğun olarak duyduğu, tartıştığı ve hatta uygulandığını gördüğümüz bazı kavramlar artık günümüzün birer gerçeği olma yolunda ciddi bir gelişim gösteriyor. Bu teknolojik gelişmelere baktığımızda; nesnelerin interneti, giyilebilir teknoloji, blockchain, mobil cihazlar, robotlar, robot danışmanlar/chatbotlar, telematik, siber güvenlik çözümleri ve yapay zekâ gibi teknolojiler günümüz iş süreçlerini, hizmet anlayışını ve sigortacılık ürünlerine yıkıcı bir şekilde etki ediyor. Gelişen bu teknolojilerin sonucunda ise yeni iş yapış şekilleri ve tanımlar doğuyor; bunlara; paylaşım ekonomisi, kişiden kişiye çözümler (P2P), kullanım bazlı servisleri örnek verebiliriz. InsurTech şirketleri ilgili her adımda yepyeni çözümler sunarak sigortacılık dünyasına etki ediyor. Bunlara örnek olarak;
Ürün Tasarımı: Bireysel sigortacılık ürünlerine baktığımızda gelişen ürünler olarak; kullanım bazlı araba (trafik + kasko), ev sigortaları, ferdi sigortalar, drone sigortaları, paylaşım ekonomisine yönelik, araç, ev, yat ve özel uçak sigortaları gibi yeni ürünler sunuluyor. Kurumsal tarafta ise siber güvenlik, sensör bazlı ev, işyeri ve lojistik araç sigortaları, internet işi yapan kurumlar için farklı çözümler, drone sigortaları, gibi ürünler geliştiriliyor.
Pazarlama ve Kanallar/Dağıtım: Teknolojinin gelişmesi ile birlikte müşteriye ulaşım kanalları ve temas noktaları da çoğaldı. Bir markette veya bir sosyal ağ platformu üzerinden müşteriye robot danışmanlar ile hizmet verip, sigorta ihtiyacının anında ve hızlı bir şekilde giderilmesi ve ilgili pazarlama aktivitelerinin yapılması örneğini verebiliriz. Telematik cihazı olan bir araçta, sigortalının belirttiği rota dışına çıkması halinde bulunduğu bölgenin kapsanması için otomatik uyarı gönderilmesi ve ürün satışının yapılması da önümüzdeki dönemde görebileceğimiz senaryolardan sadece birisi olacaktır.
Teknik Değerlendirme: Analitik yetkinlikleri en üst düzeyde kullanan bu şirketler, teknik değerlendirme ve fiyatlama süreçleri kapsamında yenilikler ve rekabetçi çözümler sunuyor. Bunlara örnek olarak, sensör bazlı izleme araçlarını kullanan bireylere veya iş yerlerine indirimli ev/iş yeri sigortası, telematik yüklü araçları olan bir filo şirketine veya aracında telematik olan bir bireye indirimli veya kullanım bazlı fiyatlama ve teknik değerlendirme yapılması verilebilir.
Poliçe Yönetimi: Teknoloji gelişimi ile birlikte poliçe oluşturma/yönetimi ve servis işlemleri kolaylaşıyor ve hızlanıyor. Bunlara temel örnek olarak; müşterilerin çevrimiçi ve mobil kanallar üzerinden bir acente veya kişi ile iletişime geçmeden istediği şartlar ile poliçe oluşturmasını verebiliriz. Şirketler için ise bu self-servis hizmet sunması anlamına gelmekte olup oldukça önemli bir maliyet indirimi sağlıyor.
Hasar Yönetimi ve Destek Hizmetler: Değer zincirinde müşteri odaklılığının en çok görüldüğü alan hasar yönetimi alanıdır. Analitik, büyük veri ve telematik gibi araçlarla alanda oldukça önemli gelişmeler görülüyor. Başlıca örnekler; telematik yüklü olan bir aracın kaza yaptığı andan itibaren, kazanın şiddeti, aracın hasar durumu gibi veriler sigortacıya aktarılır, hasar süreci başlatılmış olur. Buna benzer bir süreç olarak sensörler ile desteklenen ev ve iş yerleri için de kullanılabilir. Hasar sürecinin sigortalı tarafından daha şeffaf, hızlı ve bilgilendirici bir akışı içerisinde oluşturulması kapsamında tüm süreç mobil kanallar üzerine taşınabiliyor. Bu şekilde self servis kavramında sigortalıların her an bilgilendirilmesi sağlanıyor.
GİRİŞİMLER ŞİRKETLERİ ZORLAYACAK
“Sigorta sektörü hala gelişmekte gibi görünse de, ilerleyen teknoloji ile birlikte girişim sayısı ve çözümlerinin gücü her geçen gün artıyor. Yakın bir gelecekte bankacılık ve telekom sektörlerinde gördüğümüz gibi InsurTech alanında faaliyet gösteren girişimlerin büyük sigorta şirketlerini oldukça zorlayacağını öngörüyoruz. Bu alanda trend ve gelişmelerin dikkatli izlenmesine ve aksiyonların doğru zamanda alınması, büyük sigorta şirketleri için önem arz edecektir.”