Eskiler ve yeniler

HÜRRİYET gazetesi yazarı Selahattin Duman 03.03.2015  tarihli, Yaşar Kemal’in vefatı nedeniyle kaleme aldığı “EFSANELER GİTTİKÇE EKSİLİYORUZ”  başlıklı  yazısında;  “Metin Oktay gollerini attıktan sonra deli gibi koşup bayrak direklerine tekme atmaz, karnını futbol topuyla şişirip hamilelik tatbikatı yapmaz, seyirciyi parmakla susturmaz, başparmağını şımarık bir bebek gibi emmezdi.
En fazla bir iki adım koşup zıplar, sonra kendini toplar, sağ elini kalbinin üzerinde tutarak santraya giderdi. Kalbinin üzerinde duran eliyle kendini alkışlayan taraftarına teşekkür etmiş olurdu.
Futbolumuzun yaşayan son efsanesi Can Bartu da aynı vakara sahipti.
Ben sululuğu, cıvıklığı, maçtan önce en saçma gol sevinci bulacağız diye kafa patlatanları şu son demlerde gördüm.
Cıvıklıklarına, futbol sahtekârlığını da katıyorlardı.
Rakibin eli kazara yüzlerine gelmesin. Kurşun yemişçesine yerde kıvranmak onları utandırmıyor ama gerçek efsaneleri seyretmiş olanların yüzünü kızartıyor. Gözlerimizi ekrandan kaçırıyoruz” diye yazmış.
O yılları yaşamış bir kişi olarak yazdıklarına  aynen katılıyor, birkaç  satır da ben ilâve etmek istiyorum ki bunlar 1950/53 yıllarında, İpek Film Stüdyosu’ndaki teknisyenlik maceram sırasında yaşadığım  olaylardır. Patronlarımızdan İhsan İpekçi o yıllarda Galatasaray Kulübü Yönetim Kurulu üyesiydi. O nedenle zaman zaman  bazı futbolculara stüdyoda iş verirdi, o zamanki profesyoneller sembolik ücretler aldıkları için böyle bonuslar vardı. Turgay Şeren’in yedeği Sedat (!) (60 yıllık anılar, isimden emin değilim soyadını da maalesef hatırlamıyorum) bunlardan biriydi. Benden üç dört yaş büyük olduğu için aramızda arkadaşlık oluşmuştu. Ara sıra beni kamp yaptıkları otellere götürürdü. Çok can,  çok efendi bir gençti. Bir gün kız arkadaşı ile olan randevusuna giderken, tüm  film camiasının AMCA diye çağırdığı Dublaj Rejisörümüz Ferdi Tayfur’un deve tüyü paltosunu ödünç aldı. Dönüşte paltoyu teslim ederken cebinde bulduğu 50 lirayı geri verince AMCA, “Oğlum palto karın doyurmaz, ben onu kıza yemek ısmarlaman için cebine koymuştum” demişti. O tarihte sözüm ona profesyonel bir futbolcunun, malî durumu hakkında bir fikir verebildiğimi sanırım. Yine aynı kontenjandan, ileride Millî Takım ve Galatasaray’ın gelmiş geçmiş en iyi sağ açıklarından biri olarak gösterilecek olan İsfendiyar Açıksöz de stüdyoda çalışmaya başlamıştı. Bu arkadaşlara dublaj stüdyosundaki ses düzeni içinde görev verilir ve antrenman saatleri ve maçlar  için özel bir statüye tabi tutulurlardı. İsfendiyar o dönem üniversiteye de devam etmekteydi. Sessiz, sakin ve efendilik timsali bir gençti. Ne Porsche ne Ferrari, o dönemin popüler nakil aracı tramvayla işe, antrenmana ve maçlara gidip gelirlerdi. Taçsız kral Metin Oktay’ın 1991 yılında hayatını kaybettiği trafik kazasında (hafızam beni yanıltmıyorsa) Doğan veya Şahin bir araba kullandığını zannediyorum.
60’lı yıllarda Beyoğlu Yenimelek Sineması yanında tilt benzeri oyunlar oynanan bir salon vardı, sahibi Aslan bey, GS yönetiminde görevliydi, içerisi ve kapı önü  birçok takıma mensup futbolcunun bir araya geldiği arena gibi olurdu, birçoğunu  yakinen görmek ve futbol sohbetine iştirak etme şansım oldu, hepsi sahada olduğu gibi günlük hayatlarında da ölçülü, efendi, saygılı kişilerdi.
Selahattin bey haklı, “efsaneler gittikçe eksiliyoruz.“ Gidenlere rahmet, kalanlara sağlıklı yaşam diliyorum.
***
ÖZÜR
Facebook adı altında faaliyet gösteren sosyal paylaşım sitesinde ben de üyeyim ancak, “arkadaşlık kurmak”  ilkesini nedense benimseyemedim. İki arkadaşımla bir süre KELİMELİK isimli oyuna takıldım onda da orada kullanılan kelimeleri benim bilmemem ve benim kullandığım kelimeleri de sistemin sık sık kabul etmemesi sebebiyle yenilmekten kompleks gelmeye başladı ve bıraktım. Orada, çoğunluğu çok sevdiğim kardeşlerim ve  can dostlarımdan oluşan 46 arkadaşlık teklifi olduğunu görmek beni çok üzdü. Sakın yanlış anlaşılmasın, tüm sevenlerime yukarıda kayıtlı esberulgen@ttmail.com mail adresim açık, bire bir her türlü yazışmaya hazırım. Bu konuda beni hoş  görmenizi rica eder, o sisteme uyamadığım için özür dilerim.

Yorum yazın