Eğitimde neredeyiz? Maalesef en gerideyiz
BEN bu ayki yazımı olası bir deprem üzerine planlamıştım fakat her gün o kadar çok olay oluyor ki değinmeden yapamayacağım:
– Hidroelektrik üniteler devreye alınıyor ve barajdan haliyle su bırakılıyor, piknik yapmaya gelenler sulara kapılıyor ve bir kız çocuğu ölüyor. Sonra her zamanki gibi birbirini suçlamalar başlıyor yok alarm verildi, yok geç verildi falan filan. Ancak esas püf noktaya değinen yok. Diğer bir deyişle barajdan su verilecekse öncelikle yapılması gerekenler şunlardır:
1) Su verilmeden önce bir ekip su havzasını dolaşır ve varsa insanları uyarır. Mesafe çok uzunsa yerel polis veya jandarmadan yardım istenir.
2) Gerekiyorsa bir helikopter kiralanır ve havzada dolaştırılır.
3) Devreye sokulacak 2-3 ünite varsa birer birer devreye alınarak suyun aniden yükselmesi önlenir.
4) Bunlar veya bunlara benzer diğer olabilecek sorunlarla ilgili gereken eğitimler sıklıkla verilir.
5) Hayvanların da aynı şekilde telef olmalarını önleyici tedbirler alınmalıdır.
Tüm bu önlemleri almak için çok para gerekmez ama ne yapılmasını bilen bu konuda eğitimli uzmanlar gerekir. Aynı zamanda kural koyucular tüm bu olayların takipcisi olmalılar ve sık sık gereken denetimleri yapmalıdırlar. Vatandaşlar uyarı sesini duymamışlar lafı geçerli olamaz!
***
– Beş vatandaşımız deniz bisikleti ile Marmara’ya açılıyorlar ve bilinmeyen nedenlerle kayıplar. Bu insanlar bisiklete binerken can yeleklerini takmıyorlar ve cep telefonlarını da yanlarına almıyorlar.Olacak iş değil.
1) Can yeleği olmaz ise olmazsa olmalı ve takılmazsa ise sorumlu oradaki işletmedir.
2) İşletme günlük hava raporunu almalı ve fırtınalı günler dükkanı kapamalıdır.
3) Deniz bisikletinden anlayan uzman kişiler işletmedeki insanları eğitmelidirler.
Bize bir şey olmaz havasından insanları çıkarmak işletmenin görevidir, konulan kurallara uymak istemeyene araç vermeyeceksin o kadar.
Bu olay baştan sona iki tarafın da eğitim eksikliğinden kaynaklanmaktadır maalesef.
***
Mecidiyeköy’deki inşaatta düşen asansörde ölenlerin başlarına gelenin Soma’daki faciadan hiçbir farkı yok. Eğitim eksikliği, kurallara uymamak veya kuralların olmaması, gereken denetimlerin yapılmaması ve/veya eksik yapılması, uzman insan çalıştırmamak gibi çok büyük eksiklikler ve sorunlar yumağı bir inşaat orası (belki de birçok inşaat aynı durumdadır). Dikkat ettiyseniz herkes birbirini suçluyor ve sanki sorumluluktan kaçıyor. Ben bu tip tüm olaylarda en büyük suçluların, o işletmenin Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü olduğu kanısındayım. Altlarında çalışanları onlar seçer, gereken eğitimi almalarının kararını onlar verir, uzmanları onlar işe alır veya almaz. Hangi taşeronla çalışılması kararını onlar verir. Yok asansörü çalıştırana asansör firması gereken eğitimi vermemiş yok teknik olarak asansör yeterli değilmiş gibi lafların hiçbir hükmü yok, tabii ki asansör bakımı yeterli yapılmadıysa üretici firmada sorumluluk vardır ama çok para diye bakım yaptırmaz isen o da inşaat firmasının sorunudur.
İnsanlarımız gereksiz ve cahilce yapılan ihmaller sonucu hayatlarını kaybediyorlar. İşverenlerin biraz daha özverili ve insan yaşamına duyarlı olmaları gerekmez mi, hayat bu kadar basit ve ucuz mu? Bu insanlar çok basit hataların sonucu hayatlarını kaybettikten sonra geride kalanlara yardım ve para yağdırmanın olayların vahametini ortadan kaldırmaması ve olayların üzerine gidilmesini engellememesi gerekir.
Yazımın devamını önümüzdeki sayıda okuyabilirsiniz.