Eğitimde kaliteyi nasıl artırırız?
BU ay sizlere geçen aylarda uzun uzun bahsettiğim PISA raporuna göre çok önemli gelişme kaydetmiş bir ülkenin eğitimdeki bu başarılı performansını nasıl gerçekleştirdiğini anlatmaya çalışacağım. Ama öncelikle birkaç hafta önce uzun süre medyanın dilinden düşmeyen bir olayı dikkatinize çekmek istiyorum.
Batı ülkelerinde en önemli eğitim konularından bir tanesi ‘yaşam biçimi’ ile ilgili konudur. Burada küçük çocuklara doğru, düzgün, kaliteli, karşısındaki insanın haklarına saygılı, yalan söylemeyen, sevmeyi bilen, özür dilemeyi bilen insan olmayı öğretirler. Sonuç olarak insan olmanın özellikleri öğretilir ve bu çocuklar büyüdükleri zaman da onlardan bu davranışlar beklenir.
İki üç hafta önce bir futbol maçında bir futbolcu topun rakipten değil de kendinden dışarı çıktığını hakeme söyledi, yukarıda yazdıklarıma göre zaten olması gereken hareket bu iken, günlerce o futbolcu göklere taşındı ve herkesin çok büyük takdirini kazandı. Tabii ki futbolcunun yaptığı doğru idi ve de teşekkürü hak etmişti ama zaten normal, düzgün ve doğru insan hareketi bu değil midir! Bir insan doğruyu söylüyor diye bu kadar abartılı bir şekilde, gelişmiş ülkelerde, manşette kalabilir mi?
Biz sonuç olarak esasında belki şunu demek istiyoruz, ülkemizde her gün o kadar çok yalan söyleniyor ve yanlış yapılıyor ki zaten normal kabul edilmesi gereken bir hareket takdir görüyor. Demek ki bizim okullarımızda da ‘yaşam biçimi’ ile ilgili dersler vermemiz gerekir, belki de eğitim konusunda ilk hamle bu olmalı.
Peki diyelim ki biz de eğitimde hamle yapan ülkeler gibi olmak istiyoruz, önceliğimiz ne olmalı, eğitimde kaliteyi nasıl artırırız ve insanı insan yapan özellikleri nasıl daha iyi anlatırız talebelere.
Ben 6 yıl 6 tane okulu olan bir vakıfta yönetim kurullu başkanlığı yaptım ve bu süreçte kesin olarak öğrendim ki ilk hamle, eğiticilerin eğitilmesinde yatıyor. Öğrenme çıktılarının niteliği iyileştirilmek isteniyorsa öğretmenlere yatırım yapmak gerekiyor. Öğretmen, nitelikli olmadan eğitim sistemi nitelikli olamaz. Üst seviyede bir eğitim vermek istiyorsanız öğretmenlerin temel olarak mesleki kapasitesini, yetkinliklerini, yeterliliklerini ve özerkliğini artırmak gerekir ki, kendi öğretme ortamlarını kendileri belirleyebilsin ve şekillendirebilsinler.
PISA’daki başarının sırrı öğretmene yatırımda, bunun için öğretmenlik cazip bir meslek haline getirilmelidir. PISA raporlarında son yıllarda çok önemli hamleler yapan ülke Polonya. Bu ülke 2009 yılında 495 olan matematik notunu 2012’de 23 puan artırarak 518’e çıkarmış ve OECD ülkeleri içinde 18. sırada iken 8. sıraya yükselmiş.
Gelecek ayki yazıda Polonya’nın bu gelişmeyi nasıl sağladığını inceleyelim.