Eğitim eksikliğine acı örnek
ABD – Mevcut kanun maden işçilerine, güvenliklerinden şüphe ettikleri anda yer altına inmeyi reddetme hakkı tanıyor. Böyle bir durumda şirketlerin işçiyi kovması, soruşturması ya da cezalandırması yasak. Çok istisnai olarak böyle olaylar olduğunda her seferinde işçi kazanıyor.
Türkiye – Bu kadar açık bir şekilde yasa yok ama eğer can güvenliğine dair somut veriler varsa işçi madene girmeyebilir.Fakat işten atılırım diye işçi korkuyor, bir de mühendis veya teknisyen ‘bir şey yok korkmayın’ derse ona güveniyor.
ABD – Bir madenci yılda 60 bin dolar (125 bin TL) kazanıyor, biraz uzmanlığı varsa bu rakam 100 bin dolar ( 212 bin TL) civarına yükseliyor.
Türkiye – Türkiye‘de maden işçileri ayda 1200-1800 TL arasında maaş alırlar. Bu da alınan risk-eğitim-kalite düzeyi hakkında yeterli bilgi verir.
ABD Maden İşçileri Sendikası Başkanı Cecil Roberts bakalım neler diyor:
– Madencilik endüstrisinde iyi yasalara ihtiyacınız var.
– Eğer yasalarınız varsa ve uygulanırsa bu tür kazalar neredeyse imkansız olur.
– Madende ne kadar toz olabileceğine, ne kadar hava olması gerektiğine dair kurallar var. Her madenin havalandırma planı olması mecburi. Havalandırma metan gazını madenden çıkarıyor. Taş tozu, kömür tozunun patlayıcı hale gelmesini önleyerek patlamaların önüne geçiyor. Eğer bunlar Türk yasalarında olsaydı ve uygulansaydı bu olay büyük bir ihtimalle yaşanmazdı.
– Bu endüstride iyi yasalara ihtiyacınız var. Ayrıyeten bu yasalara uyulması ve tatbik edildiklerine emin olunması gerekir. Meclis’in iyi yasalar yazması, kömür madeni işleten şirketlerin bunlara uyması ve bağımsız bir ajansın da bunu kontrol etmesi gerekiyor.
Şimdi bir de ABD’nin Maden Güvenliği Eski Şefi Davitt McAteer’in söylediklerine bakalım. Mr. McAteer Soma’da olanların neler olduğunu şöyle tespit ediyor:
– Birinci en büyük hata tutuşma kaynağının baskılanmamış olması.
– İkinci hata metan madenden çıkarılmamış.
– Üçüncü hata kömür tozu temizlenmemiş.
Bunlar tutuşmanın patlamaya dönüşmesinde etkili unsurlar.
– Dördüncü hata içerideki madenci sayısı olması gerektiğinden daha fazla.
– Kullanılan gaz maskeleri kömür madenleri için kesinlikle uygun değil. Bu maskeler kömür madeni dışındaki madenlerde kullanılıyor. Sadece 15 dakika kadar idare edebiliyorlar. ABD‘de kullanılan maskeler hem daha uzun süre idare ediyorlar hem de maden içerisinde çeşitli mesafelerde kasalar dolusu varlar.
Buradan da gördüğümüz gibi insan hayatına verilen önem her şeyin önünde. Bazı ülkeler açık maden sistemine geçmiş, burada toprak kaldırılıyor ve açık alanda, çukur içerisinde çalışılıyor. Mümkün olan yerlerde güzel çözüm.
Avustralya’da ise uygun yerlerde sistem tam otomatik bilgisayarlarla çalışıyor.
Gazetelerdeki haberlere göre ise Cudi Dağı’nın eteklerindeki bir kömür madenine baca deliği gibi bir yerden giriliyor ve de içeride hiçbir önlem yok, ne havalandırma, ne maske, ne dedektör. Ve de tabii ki denetim de yok!!!!
Yine gazetelerde okuduğumuza göre hali hazırda aktif çalışan 55 bin yeraltı maden işçisinin haklarında düzeltmeler ve iyileştirmeler yapılmış.
– Haftalık çalışma saati 45’den 36’ya indirilmiş.
– Yıllık ücretli izin süreleri 4’er gün artırılmış.
– İş güvencesi kapsamına girmek için aranan 6 aylık kıdem kaldırılmış. Artık işe girildiği gün iş güvencesi başlıyor.
– Yine 55 bin işçiye 5 yıl erken emeklilik hakkı veriliyor. Buna göre işçiler 55 yaş yerine 50 yaşında emekli olabilecekler.
– Soma faciasında ölen sigortalının, SGK’ya olan her türlü borçları siliniyor.
– Yine Soma’da ölen sigortalının, hak sahiplerine koşulsuz şartsız gelir veya aylık bağlanıyor.
Hepsi çok güzel düzenlemeler, ama yaşayanlar için, bundan böyle bu tür felaketlerin olmaması için gereken önlemler ve konması gereken kurallar, bu kurallara uyması gerekenlere uymadıkları zaman verilmesi gereken cezalar ve de tüm oluşacak düzeni kontrol etmesi gerekenlerin sorumlulukları, yeni çıkarılacak bir kanunla açık seçik belirtilmelidir. Uygulamalar tavizsiz takip edilmelidir. Bunlar yapılmadığı takdirde yukarıdaki iyileştirmeler sadece geride kalanlar için düzenlenmiş olarak kalırlar.