Dönme dolap
BİR aralık ayı daha geldi. Bu seneyi uğurlamaya hazırlanırken, yeni bir yıla merhaba demeye az kaldı. Yeni yıl demek yeni umutlar, yeni beklentiler ve de yeni yıl mesajlarının zamanı demek.
***
Lunaparka gittiğinizde muhtemelen dönme dolaba binmişsinizdir.
Koltuğa ilk oturduğunuzda, yükselmek, yukarılara doğru çıkmak, yeni şeyler görmek için heyecanlanırız. Yükseldikçe kendimizi daha özgür hissederiz, görüş alanımız genişler. Bir an önce tepe noktaya ulaşmak isteğiyle, dolap keşke daha hızlı dönse deriz.
En üst noktaya ulaştığımızda en yüksekte olmanın keyfini ve heyecanını yaşarız.
Turun en güzel anları, tepe noktasında olduğumuz dakikalardır.
Sonra, dönme dolap aşağıya doğru inmeye başlar.
Tekrar başlangıç noktasına, yani turun sonuna yaklaşmaya başlarız. Bu sefer, keşke dönme dolap yavaşlasa, hemen bitmese deriz. Tur bittiğinde fark ederiz ki, dönme dolabın hızı sabit, asıl olan o anın keyfini çıkarmak.
***
Bu döngü bana biraz yaşamın kendisini hatırlatıyor.
Aslında bizler de, doğumla birlikte yaşam yolculuğu içerisinde aynı dönme dolabın içindeki gibi bir tura başlıyoruz.
Doğum anında, bizden beklentiler, sorumluluklarımız sıfır noktasında. Etrafımızdakileri sevindirmek, mutlu etmek için, bir gülümseme, iki ayağımızın üzerinde dengede durmak ya da ağzımızdan bir kelimenin çıkması yeterli.
Sonrasında, içimizi hemen büyüme, ileriye gitme, zamanı hızlandırma telaşı kaplar.
Çünkü dönme dolap yukarı doğru çıkmaktadır.
Zaman ilerledikçe, daha özgür olmayı, daha yükseklere çıkmayı arzularız.
Bu süreçte, mümkünse dönme dolabın daha hızlı dönmesi için, ayağımız gaz pedalındadır.
Bir an önce okumayı öğrenmek, hemen liseyi bitirmek, en kısa sürede üniversiteden mezun olmak, çalışma hayatına atılmak isteriz.
Dönme dolap yukarılara çıktıkça, bizden beklenenlerin, sorumlulukların da sürekli artmakta olduğunu hissetmemiz biraz zaman alır.
Artık etrafımızdakileri mutlu etmek için çok daha farklı, ciddi başarılara ihtiyaç vardır.
Okulda iyi not almak, üniversitede iyi bir bölümü kazanmak, iyi bir şirkette iş bulmak, para kazanmak, evlenmek, çocuk sahibi olmak, vs vs.
Heyecanın, stresin ve sorumlulukların arttığı dönemdir.
Yukarıya doğru çıkmaya devam ettikçe, daha fazlasını görme, daha fazlasını elde etme güdüsüyle bir an önce yukarıya ulaşmak isteriz.
En tepenin en keyifli yer olduğunu düşünürüz çünkü.
Sonrasında dolap aşağıya doğru inmeye başlar.
İlk yarıdaki daha hızlı gitme isteği, bu sefer daha yavaşlamak, mevcut durumu korumak, kazanımlarımızı kaybetmemek gibi farklı hedeflere bırakır yerini.
İkinci yarıdaki aşağı inişle birlikte, sorumlulukların azaldığı, bizden beklentilerin gerilediği döneme gireriz.
Fiziksel aktivitelerimiz yavaşlar, iş yaşamındaki sorumluluklarımız azalır, emeklilik dönemi başlar, çocuklarımız artık kendi kanatlarıyla uçmaya başlar.
Biz ise, bu sefer mümkünse geriye gitmek, zamanı durdurmak isteriz. Bu sefer ayağımız fren pedalındadır.
***
Elbette her birimizin yaşam döngüsü, ya da içinde olduğu dönme dolap birbirinden farklı. Değişmeyen gerçek, zamanın hızının sabit olması ve turu tamamladığımızda, hepimizin başlangıç noktasına dönüyor olmamız.
Her yaşın, dönemin ayrı bir güzelliği olduğunu ve zaman denen sihirli kavramın kendi döngüsüne müdahale gücümüz olmadığını anladığımızda genelde biraz geç kalmış oluyoruz. Bu farkındalığa ne kadar erken varabilirseniz, yaşamdan, yani dönme dolap yolculuğunuzdan o kadar fazla keyif alıyorsunuz. Yeni yılda, kendi dönme dolap turunuzun neresinde olursanız olun, yaşamın keyfini, tadını çıkaracağınız, anı yaşayacağınız günler dilerim.