Dijital çağ, küreselleşme ve kentleşme

Küresel sigortacılık sektörü incelendiği zaman, sektörün büyümesini ve kârlılığını etkileyen ekonomik, demografik ve hatta mevzuat kaynaklı bazı sorunlar ile karşı karşıya olduğu görülüyor. Özellikle Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinde, düzenleyici kurumlar tarafından getirilen yeni mevzuatlara ilişkin belirsizlikler, sektörde stratejik kararların alınmasını engelliyor. Asya Pasifik ülkelerinde, sermaye yeterliliği ve risk yönetimi gibi faaliyetler ön plana çıkarken, Orta Avrupa ve Afrika ülkelerinde ise, bir tarafta yüksek nüfus nedeniyle ciddi bir sigorta potansiyeli, öbür tarafta da ekonomik gelişmelerin önünde engel olan petrol fiyatları ve politik karmaşanın hakim olduğu görülüyor.
EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Kıdemli Müdürü Adlan Erden, genel olarak küresel sigortacılık sektörünün bu dönemde yavaş ivmeli bir büyüme seyrettiğini ifade ederek,  “2001 – 2006 yılları arasında %8.6 olan hayat ve hayat dışı branşlardaki prim üretimi bazındaki yıllık bileşik büyüme rakamlarının, 2006 – 2011 yılları arasında %4.3 ve 2011 – 2016 yılları arasında %2.4 olması öngörülüyor. Ancak, gelişmiş pazarlardaki prim artışındaki yavaşlama, gelişmekte olan pazarlardaki kayda değer büyüme ile dengelenmektedir” dedi.
Dünya genelinde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki prim üretimi büyüme oranları karşılaştırıldığında; 1996 yılında gelişmiş ekonomilerdeki büyüme oranı ile gelişmekte olan ekonomilerdeki büyüme oranları %95 – %5 dengesinde iken, mevcut durumda bu oranın %82 – %18 dengesine geldiği görülüyor. Küresel sigortacılık sektörüne etkisi olacak trendlere göz atıldığında da dijital çağın, küreselleşmenin ve kentleşmenin ön plana çıktığı görülüyor.

DİJİTAL ÇAĞ
Dijital teknolojilerdeki yenilikler aynı zamanda sigortacılık sektöründe önemli bir etkiye sahip olup, özellikle sosyal medya kullanımının ve dijitalleşmenin artması sigorta sektörü için yeni bir dağıtım kanalı fırsatı oluşturdu. Dijitalleşmenin etkileri, geleneksel risklerin azalmasına, yeni risklerin ortaya çıkmasına ve bu risklerin yeni fırsatlarla birlikte yeni tehditler de (siber suçlar gibi) oluşturmasına sebep oluyor. Bu bağlamda, teknolojideki gelişmelerle beraber sigorta şirketleri yeni ürün geliştirilmesinden, alternatif dağıtım kanallarının yapılandırılmasına ve müşteri memnuniyetinin iyileştirilmesine kadar mevcut iş modellerinin geliştirilmesini hedefliyor.
Küresel sigortacılık sektöründe, bilgi teknolojileri yazılımlarına yapılan harcamalar 2013 yılında 1 milyar 677 milyon dolar olarak gerçekleşmiş olup, bu rakamın 2017 ve 2018 yıllarında sırası ile 2 milyar 254 milyon ve 2 milyar 406 milyon dolara ulaşması öngörülüyor.

KÜRESELLEŞME
Küreselleşmenin hızı, özellikle gelişmekte olan ekonomilerde sigorta piyasasındaki büyümeye ciddi oranda katkı sağlıyor. 1998 yılında sigorta sektörü prim üretiminde en yüksek rakamlara sahip olan ilk beş ülkenin dünya üzerindeki toplam oranı %76 iken, 2013 yılında bu oran %57’ye geriledi.
Küreselleşme, gerek sigorta şirketlerinin risklerini farklı bölgelere dağıtmalarına gerekse de sigortacılığın yaygın olmadığı bölgelerde demografik potansiyeli kullanmalarına olanak sağlıyor. Geçtiğimiz yıllarda görüldüğü gibi önümüzdeki dönemlerde de sigorta sektörünün büyüme ivmesi, gelişmekte olan ekonomilerden sağlanacak gibi görünüyor.

KENTLEŞME
Kentleşme,  gelişmiş ülkelerin karakteristik özelliği olarak biliniyor. Gelişmiş ülkelerde nüfusun %78’i, az gelişmiş ülkelerde ise nüfusun %48’i kentsel bölgelerde yaşıyor. Gelişmekte olan ülkelerde ise 20 yıl içinde şehir nüfusunun %37 arttığı görülüyor.
2034 yılında gelişmekte olan ülkelerin nüfusunun %58’inin, dünya nüfusunun ise %61’inin kent sakinleri tarafından oluşturulacağı tahmin ediliyor. Kentleşme, bu anlamda sigortacılık sektörü için yeni fırsatlar sunarken bir yandan da yeni riskler doğuruyor.
Demografik yapıdaki değişimin ve nüfus artışının, sigorta primlerinde büyüme ile doğru orantılı bir korelasyona sahip olduğu biliniyor. Ancak, dünyanın en hızlı büyüyen kentlerinin çoğunun, kıyı alanlarla sel eğimli coğrafyaların ve doğal afetlerin yakınlarında konumlandığı da görülmekte. Dolayısıyla, sigorta ve reasürans şirketleri, kentleşme fırsatını yakalamayı hedeflerken bununla birlikte maruz kalabilecekleri riskleri de iyi değerlendirmeliler. Küresel piyasalarda yaşanan sıkıntılar ve trendlerle ortaya çıkan fırsatlara cevap verebilme yeteneği, sigorta şirketlerinin iş modellerine ve inovasyona yönelik yapacakları yatırımlara bağlı olacak.

Yorum yazın